| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Adalet Bakanlığı b) Kişisel Verileri Koruma Kurumu c) Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu ç) Türkiye Adalet Akademisi d) Hâkimler ve Savcılar Kurulu e) Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu f) Anayasa Mahkemesi g) Yargıtay ğ) Danıştay |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 21 .11.2023 |
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Sayın Bakan, aslında konuşmama başlarken karışık duygular içerisindeyim. Bir yanım çok şey söylemek istiyor, bir yanım da hukukun ve anayasanın olmadığı bir ülkede hukuk adına konuşmanın anlamsız olduğunu söylüyor ama ben yine de öncelikle size ve Bakanlık bürokrasisine eski bir Baro Başkanı olarak teşekkür etmek istiyorum. Asgari ücret tarifesinde göstermiş olduğunuz çaba ve iş birliği için size, bürokratlarımıza, Türkiye Barolar Birliği Başkanımıza ve Yönetim Kuruluna teşekkür ediyorum. Aynı iş birliğinin CMK ücret tarifesinde de sonuçlanmasını diliyorum. Bizim, tabii, burada temel talebimiz, asgari ücret tarifesiyle eşleşmesidir. Bu talebimizden vazgeçmeyeceğiz ancak enflasyon ve yeniden değerlenme oranlarının üstünde artış yapılması ya da önceki yılın veya daha önceki yılın asgari ücret tarifesi üzerinden de eşitlenmesi gerektiğini, bunu da beklediğimizi belirtmek isterim. Ağır ceza mahkemesinde avukatlık asgari ücret tarifesine göre 29.800 liraya görülen bir dava CMK'de 3.338 küsura görülüyor. Asliye cezada 17.900 olan bir dava CMK olduğu zaman 1.960 TL'ye görülüyor. Gördüğünüz gibi arada çok büyük bir ücret farkı var ve bunun kapatılması için de her yıl yapılan artıştan öte ayrıca CMK ücretlerine de ara artış yapılması zorunluğu görülmektedir. Ayrıca, CMK ücretlerinde de -bir kamu hizmeti olduğu için- KDV'nin yüzde 1'e düşürülmesi zaruridir.
Sayın Bakanım, adli yardım yaramız devam ediyor. Bir yandan dezavantajlı grupların adalete erişimini destekliyoruz ancak baroların bütçeleri artık bunları kaldıracak bir durumda değildir. Elbette ki ödeneklerinin yüzde 2'den yüzde 3'e çıkarılmasını olumlu buluyoruz ancak yeterli değildir, en az yüzde 4'e çıkarılmalıdır ve 2023 yılı için de yüzde 3 olan artış uygulanmalıdır.
Sayın Bakanım, hep söyleniyor size; birikmiş adli yardım ödemeleri var, artık barolar bu hizmetleri verebilecek konumda değil, ek ödenek verilmesi zaruridir. Haziran ayı itibarıyla toplam 57.975 avukat, 57.975 dosyada 214 milyon 900 bin 200 TL ödeme beklemektedirler. Dolayısıyla bu sorunun bir an önce çözümü adalete erişimde çok büyük fayda sağlayacaktır.
Yine, adli müzaheret kapsamındaki vekâlet ücretleri görevlendirmeyle birlikte hemen ödenmelidir. Deprem bölgesindeki dosyalarda adli müzaheret hükümleri uygulanmalıdır.
Sayın Bakanım, bu söylediğim şeyler sizin önünüze defalarca, Bakanlığın önüne defalarca, barolar ve Türkiye Barolar Birliği tarafından getirildi. Sürem çok fazla kalmadığı için tekrarlamayacağım ama 2 bakanlık var, çok merak ediyorum; biri Millî Eğitim Bakanlığı, biri Adalet Bakanlığı. Millî Eğitim Bakanlığının ne millîliği kaldı ne de eğitim dalı kaldı. Maalesef Türkiye'de Adalet Bakanlığının da "adalet" kısmı ortadan kalktı çünkü artık Anayasa'ya darbeler bizzat yargı makamları tarafından yapılmaktadır. Bildiğiniz gibi daha önce Yargıtay üyelerinin -bir ek göstergeyle- ücretlerinde bir artış sağlamıştınız. Bu, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş ve yasal düzenleme yapılması için de süre verilmişti. Şunu bir kez daha ifade etmek isteriz ki yüksek mahkemelerde her kesimde yani Yargıtay, Danıştay veya Anayasa Mahkemeleri üyeleri arasında böyle bir farkın yaratılması mümkün değildir; eşit uygulama yapılması zorunluluğu vardır.
Sayın Bakanım, Yargıtay kararının verildiği ilk gün burada konuşma yaptım ve ne konuşuyoruz biz burada artık dedim çünkü adalet ölürse bu devlet ölür dedik. Dolayısıyla bugün devlet ölmüş durumdadır. Sizin bir Adalet Bakanı olarak Anayasa'ya sahip çıkmak en önemli göreviniz olmalıdır çünkü Anayasa'mıza göre cumhuriyetimizin tarifinde bir hukuk devleti olduğu yazılıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Suiçmez, süreniz doldu, bir dakika içinde tamamlayın.
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Hukuk devleti olmanın gereğinden en önemlisi de devletin tüm kurum, kuruluşlarının -yargı da dâhil olmak üzere- Anayasa'ya uymasıdır. Burada, Anayasa Mahkemesi kararına uymamanın, tamamıyla Anayasa'ya bir darbe olduğunun tekrar altını çizmek isterim. Bunu, iki mahkeme arasında bir yetki karmaşası gibi görmenizi ya da 14'üncü maddede bir eksiklik varmış gibi görmenizi doğru bulmadığımı bir kez daha ifade ederim. Siz, sadece Yargıtayı değil aynı zamanda Anayasa Mahkemesini de aynı derecede korumak durumundasınız. Anayasa Mahkemesinin bir "terörist sevici" konumuna getirilmesi ve bazı gazeteler tarafından da hedef gösterilmesi kabul edilemezdir. Bunu kabul etmediğimiz gibi sizin de bunu açıkça reddetmenizi bekliyoruz.
Herkese saygılarımı sunuyorum.