| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Adalet Bakanlığı b) Kişisel Verileri Koruma Kurumu c) Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu ç) Türkiye Adalet Akademisi d) Hâkimler ve Savcılar Kurulu e) Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu f) Anayasa Mahkemesi g) Yargıtay ğ) Danıştay |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 21 .11.2023 |
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.
Saygıdeğer Başkan, Sayın Adalet Bakanı, kıymetli hazırun; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyor, Adalet Bakanlığı 2024 bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Sayın Bakan, sabah sizi dinledim. Bugün Türkiye'yi hiç tanımayan birisi sizin konuşmanızı dinlemiş olsaydı ülkemizin gerçekten bir hukuk devleti ve nitelikli bir demokrasisi olduğunu varsayabilirdi. Ancak vatandaşlarımızın çok büyük bir bölümüne sorduğumuz takdirde yargıya güvenin neredeyse hiç olmadığını görüyoruz. OECD ülkeleri arasında 38'den 36'ncı sıradayız, Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 140 ülkeden 117'nci sıradayız, yürütmenin hukuka bağlılığında 135'inci sıradayız. Peki, sokakta da herkesin teyit edeceği bu tablo sizin gerçek karneniz değil de nedir?
Bugün ülkede Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları uygulanmıyor. Anayasal devletin gereği olarak Anayasa Mahkemesi kararları bağlayıcı mıdır, değil midir? Siz bu sorunun cevabını dahi veremediniz. İşkence ve kötü muamele kararları etkin şekilde ülkemizde soruşturulmuyor, sadece son birkaç ay içerisinde Anayasa Mahkemesinin kötü muamele yasağının ihlaliyle ilgili verdiği 3 ayrı karar var.
Sayın Bakan, biz her gün, istisnasız her gün, hakkı yenmiş, adaletten beklentisini yitirmiş, Allah'a dua etmekten başka elinde hiçbir şey kalmamış onlarca mazlumu dinliyoruz. Sözlerimi lütfen, o insanların haykırışının, isyanının bir yansıması olarak değerlendirin çünkü siz Adalet Bakanısınız. İflas etmiş yargıyı sadece kâğıt üzerinde kalacak vaatlerle, yeni anayasa söylemleriyle tarafsız ve bağımsız hâle getiremezsiniz, bu yaklaşımlarla adaleti tesis edemezsiniz.
Bugün ülke mafya-siyaset-yargı üçgeninde çalkalanıyor. Mafyayı tahliye ettiren... Ankara'da milletin gözü önünde gerçekleştirilen siyasi cinayetin üzerine maalesef gidilemedi ve gidilemiyor.
Sayın Bakan, şimdi okuyacağım sözler bana ait değil, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısına ait: "Kimi yargı mensupları devletten alacağı varmış gibi her türlü kirli işi yapmayı kendinde hak görmeye başladı. Uyuşturucu gibi kötü bir melaneti hoş gören, örgüt elebaşlarını bile bile yargılama dahi yapmadan salıveren, kimyasal zehirlerin toplumu çürütmesine katkı sunan, çalışma arkadaşlarımız üzerinde korku imparatorluğu oluşturup mobbinge maruz bırakan, tavassutta bulunan, yargılamayı etkilemeye teşebbüs eden örgütlü ya da örgütsüz bu yapılar..." Sayın Bakan, elinizi vicdanınıza koyun, bu olaylar gerçek bir hukuk devletinde yaşanmış olsaydı gerçekten ne olurdu? Yer yerinden oynardı değil mi? Haftalar geçmiş -yanlışsam düzeltin lütfen-birkaç basit sözle olayı geçiştirmekten, müfettiş atamaktan yani işi soğutmaktan ve olayın unutulmasını dilemekten başka bir şey yapıldı mı? Başsavcısının dilekçesi olmasa bunlardan haberiniz yok muydu? Samimi olalım, burada hepimiz bundan çok çok daha fazlasını duyuyoruz.
Sayın Bakan, yukarıda Allah var, iyi niyetli olabilirsiniz, olup bitenden rahatsız olabilirsiniz, bunu sorgulamıyorum ama oturduğunuz koltuk iş yapma koltuğudur, makamınız icraat makamıdır; makamınız durumu idare etmek, günü kurtarmak, ülkede yaşanan hukuksuzlukların üstünü örtmek için değil, her bir vatandaşımızın adalet talebini yerine getirmek, memlekette adaletin gereği gibi işlemesini temin etmek için vardır. Nasıl bir sorumluluğun altında olduğunuzun bilincinde olmalısınız. Adaletin siyasetin emrine amade olduğu, yargının hiç olmadığı kadar iktidarın gölgesi altında kaldığı böyle bir dönemde "Adalet Bakanı" sıfatıyla görev yapmaya çalışmanın ne demek olduğunu ve içine düştüğünüz durumu gayet iyi anlıyoruz fakat lütfen, kusura bakmayın, siz Adalet Bakanısınız; kötülüğün, hukuksuzluğun artık arşa dayandığı bu ülkede bir tercih yapmak zorundasınız, makamınızın hakkını mı vereceksiniz yoksa iki cihanda da yakanızı bırakmayacak bu kötülükler karşısında "Ne yapalım, elden bir şey gelmiyor." deyip bu kötülüklere, bu felaketlere ortak mı olacaksınız?
Diğer bir konu, millî yargı söylemi. Yürütme olarak millî yargıdan kastınız nedir Sayın Bakan? "Millî yargı" sözü yargının siyasi egemene bağlı olması ve Anayasa 90'ın reddi değilse nedir? Bu kavramsallaştırmanın hiç hatırlamak bile istemeyeceğimiz ilgili ülkeleri felakete götüren örnekleri var. Bugün beğenmedikleri kararları veren mahkemeleri gayrimillî ilan edenler, hâkimleri, savcıları bu iddiayla fişleyenler, unutmayın ki yarın sizin de hakkınızı gözetmeyecekler ve günü geldiğinde sizleri de gayrimillî ilan edecekler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Bugün, Anayasa Mahkemesi Başkanına "Kandil'e git." diyenlerin daha dün Sayın Cumhurbaşkanına "Kandil beslemesi" dediğini lütfen unutmayın.
Söylenecek pek çok şey var elbette ama süre sebebiyle burada bitiriyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim.
MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Sen de Pensilvanya'ya git!
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri, Sayın Haydar Altıntaş...
MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Sen de Pensilvanya'ya git!
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Anlayamadım.
MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Sen de Pensilvanya'ya gidersin diyorum.
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Allah'tan korkun!
MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Sana tavsiyem o.
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Bana "Pensilvanya" sözü söyleme cüretine sahip değilsiniz.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.
HAYDAR ALTINTAŞ (İzmir) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri...
MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Sana tavsiyem o.
Genel Başkanımıza laf söylemeyeceksin.
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Bir dakika ya, terör örgütü üyesi muhabbeti yapıyor, böyle terbiyesizlik olabilir mi?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Yeneroğlu, söz verdim, böyle atışmayın.
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Ama Sayın Başkan, bakın, sonuçta...
MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Genel Başkanımıza laf söylemeyeceksin. Genel Başkanımıza laf söylemeyeceksin, biz de seni tanıyoruz.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Peki, buyurun...
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Genel Başkanınız Sayın Cumhurbaşkanına "Kandil beslemesi" diyorsa orada cevap vermesi gerekenler...
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Onlar FETÖ iddiaları, sen kendine bak!
MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Pensilvanya ağzıyla konuşma!
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Yeneroğlu, konuşmanız bitti.
Sayın Ersoy...
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Bakın, Pensilvanya'nın yerini siz şu AK PARTİ'li arkadaşlara sorun. Hayatım boyunca...
MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Pensilvanya ağzıyla konuşmasın, senin ne olduğunu biliyoruz.
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Haddini bil, terbiyesizlik yapma.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Yeneroğlu...
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - FETÖ iktidarlarının tamamını... Onlar neyse siz de osunuz. Bu ülkenin başına paralel yapı olarak çöken insanlarsınız. FETÖ nasıl bir belaysa siz de o şekilde bir belasınız.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Yeneroğlu, Sayın Yeneroğlu...
MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Terbiyesizlik yapma!
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Terbiyesizliği sen yapma, haddini bil, burada kimseyi tehdit edemezsin!
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...
MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Terbiyesizlik yapma!
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Burada kimseyi tehdit edemezsin.
MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Genel Başkanımızın adını, soyadını ağzına alamazsın.
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Ben Genel Başkanınızın adını soyadını hiçbir zaman ağzıma almadım.
MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Sen haddini bileceksin.
MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Ben haddimi biliyorum.