KOMİSYON KONUŞMASI

CEVDET AKAY (Karabük) - Sayın Başkanım, değerli Komisyon üyeleri, Sayın Bakanım, çok kıymetli bürokratlar, değerli basın mensupları; ben de hepinizi sevgi saygıyla selamlıyorum.

Bakanlık bütçemizin yeni dönemde güzel sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum. Adalet Bakanlığımız gerçekten önemli bir bakanlık, bütçesi 198 milyar 703 milyon; genel bütçe içerisinde baktığımız zaman da yıllar itibarıyla payı artmış olmasına rağmen hâlen yüzde olarak yeterli seviyeye gelmemiş maalesef, yüzde 1,79; gönül ister ki Bakanlık bütçesi daha da yüksek tutarlara çıksın. Önümüzdeki dönemde bu teklifimizin, bu değerlendirmemizin de dikkate alınması özellikle -burada- tarafımızdan önemli olarak görülüyor.

Yine, kendi bütçesi içerisinde Bakanlık bütçesinin dağılımına baktığımızda, hukuk ve adalet programına çok ciddi pay ayrılmış, yaklaşık 176 milyarlık bir rakam yani yüzde 89'una tekabül ediyor.

Yine, alt detaylara baktığımız zaman da program dışı giderler, Adalet Bakanlığı bütçesi içerisinde de var, diğer bakanlıklarda da vardı. Program içi, program dışı uygulaması, Bakanlık bütçelerinde maalesef devam ediyor. Bu program dışı giderlerin azaltılması ve program dâhilinde uygulamaya geçilmesi iyi olacak. Sizin de Bakanlık bütçenizin yaklaşık yüzde 3,5'u program dışı giderler ve tamamı da hazine yardımlarına tekabül ediyor. Destek hizmetleri ve ceza infaz kurumu, tutukevleri gibi yerlere gelen hazine yardımıyla alakalı...

Yine, program dışı giderlerin dağılımına baktığımız zaman, bunun 2 milyar 477 milyonu zaten cari transferler yani bütçede zaten cari transferler kalemi var. En azından bu tutarın orada değerlendirilmesi, muhasebe ve bütçe tekniği açısından daha doğru olurdu diye düşünüyoruz.

Yine, yatırım bütçesine baktığımız zaman da yüzde 11,39'u sermaye giderleri ve sermaye transferlerinden ileri gelen yatırım bütçesi yani toplam 22 milyar 648 milyon. Yatırımın -ne kadar- çok olması bizi mutlu ediyor tabii ama dağılıma baktığımız zaman da genelde gayrimenkul sermaye üretim giderleri ve gayrimenkul büyük onarım giderlerinden ileri geldiğini görüyoruz. Buradaki gayrimenkul yatırımlarının, üretim giderlerinin hangi bölgelerde nasıl yapıldığı bizim için önemli, öncelikler önemli. Tabii ki depremde öncelik alınması gereken bölgeler mutlaka olmuştur; biz de bu önceliklere göre hareket edilmesini umuyoruz. Kendi bölgemize, seçim bölgemize -Sayın Bakanımızın da bizim bölgeden oluşu itibarıyla bölgemizdeki sorunları da bizlerden daha iyi biliyor- bu bütçe rakamları içerisinde Karabük, Batı Karadeniz havzasına, Bartın, Zonguldak, Kastamonu bölgesine de yeterli ödeneklerin ayrılmasını buradan özellikle talep ediyoruz Sayın Bakanım, bölge Bakanımız olarak da sizden bu desteği bekliyoruz.

Yine, bu kalem içerisinde bütçe detaylarında Yüksek Seçim Kurulunun taşra teşkilatını incelediğimde bir şey dikkatimi çekti: Burada "kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler" diye bir bölüm var. 2023'te 1 milyar 250 milyon ayrılmış Sayın Bakanım. 2023 Haziran sonu itibarıyla da ödeneküstü harcama yapılmış; 2 milyar 59 milyonluk bir harcama yapılmış yani ödeneküstü bir harcama olmuş. 2024'te de 2 milyar 120 milyonluk bir teklifte bulunulmuş. Bu kâr amacı gütmeyen kuruluşların neler olduğunu merak ediyoruz; bizimle paylaşırsanız, bu kuruluşların neler olduğunu aktarırsanız memnun oluruz.

Yine, taşıt alımlarıyla ilgili 145 adet taşıt alımınız var. Dağılıma baktığımız zaman, finans kaynağına baktığımız zaman hibe yolunun kullanılmış olması bizi mutlu etti. 65 adet hibe yoluyla taşıt alımı var; bu önemli bir oran. Burada da -gereksinimler- biliyorsunuz, gerekli tasarruf tedbirlerinin uygulanması bütçe açısından çok önemli, ona uyulduğunu düşünüyorum.

Genel, bu bütçeyle ilgili rakamsal değerlendirmelerden sonra da... Hukuk, yabancı devletler için bir teminat; yurttaşlarımız için ise bir bağ niteliğindedir çünkü demokrasi, hukuk ve adaletin üzerinde yükselir. Türkiye'nin şu anki durumuna bakacak olursak tüm sorunların ana kaynağı bir türlü kabullenemediğimiz hukuk yoksunluğumuzdur. Özellikle insan hakları, özel hayatın gizliliği, temel hak ve özgürlükler, demokratik haklar... Halka yeniden adalet sistemi sunmalıyız, bunu yeniden inşa etmeliyiz. Hukukun üstün olduğu, hukukun her şeyin üstünde olduğu bir sistem; bunu yapmalıyız, yapmak zorundayız. Bunu yapmazsak asla daha ileriye gitmemiz mümkün olmayacak.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının uygulanmasını denetleyen Bakanlar Komitesi, 2022 yılına ilişkin 16'ncı Yıllık Raporu'nda en çok düşünce ve ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğüne ilişkin AİHM kararlarının uygulanmadığını belirlemiş, tespit etmiş.

Yine, Türkiye'nin hukuk ve adalet karnesiyle ilgili birkaç veriyi paylaşmak istiyorum. Hukukun üstünlüğünün; adalet, hesap verilebilirlik, eşit haklar ve herkese adaletle ilintili olduğu bilinen, malum bir durumdur. Dünya Adalet Projesi 2023 Hukukun Üstünlüğü Endeksi'ne göre, Türkiye 140 ülke arasında 117'nci. Doğu Avrupa ve Asya yani kendi bölgesinde ise maalesef, en son sırada. Yayımlanan raporda hesap verilebilirlik, yasaların adil bir şekilde uygulanması ve insan haklarının korunması için gereken kurumsal mekanizmaların zayıfladığına da özellikle dikkat çekmişler Sayın Bakanım. Uluslararası Demokrasi ve Seçim Yardımı Enstitüsünün 2023 Yılı Raporu'na göre Türkiye "Hukukun Üstünlüğü" kategorisinde 173 ülke arasında 148'inci sırada, Avrupa'da 45 ülke içerisinde ise sondan 2'nci sıradayız. Raporda Azerbaycan, Belarus, Rusya ve Türkiye demokratik olmayan ülkeler arasında sayılmış. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütünün raporuna göre de Türkiye'nin yargıdaki memnuniyet oranı yüzde 33. Burada da Kolombiya Brezilya, Slovak Cumhuriyeti, Şili ve Kore gibi ülkelerle aynı kategoride saymışlar bizi. Yine, diğer bir Avrupa Birliği ile Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği yani OECD ülkelerini kapsayan 41 ülke sıralamasında da Sosyal Adalet Endeksi'nde Türkiye 40'ıncı sırada bulunuyor. Bu gibi verileri çoğaltarak devam edebiliriz. Bunların düzeltilmesi hakikaten hukuk kurallarına uyulması açısından da bizim için çok çok önemli.

Bir de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin raporuna göre AİHM'e en fazla başvuran ülkeler arasındayız. Yani burada da baktığımızda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde de karara bağlanması gereken dosyalar arasında en çok Türkiye'nin dosyalarının olduğu ifade ediliyor.

Bir de cezasızlık hâlâ işkenceyle mücadelede en önemli engel. Faillere soruşturma açılmaması, açılan soruşturmaların kovuşturmaya dönüşmemesi, dava açılan vakalarda daha az cezayı gerektiren suçlardan iddianame düzenlenmemesi, sanıklara hiç ceza verilmemesi, işkence ve bireysel suçlar kapsamında kamu görevi dışında eziyet suçu kapsamına alınarak ceza verilmesi gibi nedenlerle cezasızlık olgusu işkence yapılmasını mümkün kılmaktadır. Resmî istatistiklere göre işkence ve eziyet suçundaki soruşturma ve dava sayıları ciddi artış göstermiştir. Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan en son verilere göre 2021 yılında TCK'nin 94 ve 96'ncı maddelerindeki işkence ve eziyet suçlarından 2.190 kişi hakkında soruşturma açılmış, 953 kişi hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, 866 kişiye dava açılmış, 371 kişi hakkında ise başkaca kararlar verilmiştir.

Bunları vurguladıktan sonra, meslekte avukatların talepleri var, özellikle de belirtmemizi istediler. Avukatlarımızın talepleriyle ilgili birkaç konuyu sıralayacağım. Soruşturma aşamasının uzamaması için avukatların delil toplama hakkının verilmesi talepleri var. Yine, Avukatlık Kanunu'nun 35/a maddesinin daha da genişletilerek gerekirse tebligat çıkarabilme yetkisi istiyorlar. Noterlere devredilen yetkilerin bir kısmının avukatlara devredilmesi, örneğin Avrupa'da olduğu gibi "aslı gibidir" işlemi yapabilmesinin önünün açılmasını bekliyorlar. Bir de duruşmaların araları çok uzun oluyor. Bunun için duruşmada kurulacak ara kararla avukatların evrakların toplanmasında yetkileri olmalı. Mahkemeye yardımcı olmak, görevi arasına alınmalı. Örneğin bir işçi alacağı davası iki buçuk senede bitiyor. Zaten işçinin ekonomik durumu, enflasyondan durumu, hakikaten parasının da eridiği malum. Ara buluculukta çözülmeyen alacaklar için bu şart. Bir de avukatların ödediği KDV oranlarının indirilmesi talebi var Sayın Bakanım. Bunları da buradan vurgulamış olalım.

Yine, Anayasa ve Anayasa Mahkemesiyle ilgili birkaç konuya değinip konuşmama son vereceğim. 1982 Anayasası 7 kısım, 177 madde ve 16 geçici maddeden oluşuyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Akay, tamamlayalım bir dakika içerisinde.

CEVDET AKAY (Karabük) - Hemen toparlıyorum Sayın Başkan.

Yani 170'in üzerinde bir değişiklik yapılmış Anayasa Mahkemesinde; Anayasa'da, Anayasa Mahkemesi kararlarıyla ve Meclis kararlarıyla, kanunlarla yapılan değişikliklerle. İşte parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmiş, cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkartılmış, seçme ve seçilme yaşı 25'ten 18'e düşmüş. Tabii ki bütün bu kurallar şu anda uygulanıyor, hayatımıza bu kurallara uyarak devam ediyoruz ama hak ihlaliyle ilgili en son verilen Anayasa Mahkemesi kararını maalesef uygulamaya henüz geçmedik. Hukuk kurallarına uymak öncelikli olmalı. İnsan kurallarına değil, hukuk kurallarına uymalıyız. Tabii ki hukuk kurallarına uyarken de hukuk kuralları çok mükemmel olabilir, düzgün olabilir ama kuralların düzgün bir şekilde uygulandığına dair hem yurt içinde hem de yurt dışında güven tesis edilmesi çok çok önemli. Bu açıdan hem gri listede olduğumuz dikkate alındığında Anayasa Mahkemesi kararının bir an önce uygulanıp hayata geçirilmesini bekliyoruz.

Teşekkür ederim.