ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli hazırun; hoş geldiniz.

"İsrail'in dostluğuna ihtiyacımız var." Yıl 2004. "Bizim İsrail'e ihtiyacımız olduğunu kabul etmemiz lazım." Grup toplantısında "13 bin insan öldü. Nerede bu dünyanın devlet başkanları, başbakanlar nerede? Haç-hilal meselesidir." dedi Sayın Erdoğan. Afganistan, Irak ve Libya'ya yabancı eller ulaştığında bu söylemler yoktu. "İsrail'in başkenti Kudüs'e hoş geldiniz." dendiğinde Kudüs fiilen tanınmıştı "Hoş bulduk." denmişti. "Hanzala artık sırtını hep dönüyor..." Dönemedi. O günleri unuttunuz. İsrail için bir ses çıkarmadınız. Gazze'ye saldırılar başladığında ve ondan sonraki süreçte dünyanın başbakanları, bakanları, devlet başkanları Kudüs'e gittiğinde siz yoktunuz. Biz devlet başkanı düzeyinde, Cumhurbaşkanı düzeyinde değil Dışişleri Bakanı düzeyinde temsil edildik ve son haftaya kadar da bu konuda bir ses çıkarmadınız. "Gönül coğrafyası" diyordunuz, sizin gönül coğrafyanızdan kastettiğiniz acaba bu muydu? Yine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde Şimon Peres'i 13 Kasım 2007'de konuşmaya davet eden ve kürsüden konuşturan şahısların, zihniyetin Gazze'nin yanında olması söz konusu değildir. TBMM'de kürsüye çıkardığınız kimdi ve kimi alkışladınız?

Sayın Bakan, siz Dışişleri Bakanısınız, Dışişleri Bakanı olmanız hasebiyle sormak istiyorum ve bu soruya da cevap istiyorum: Sayın Cumhurbaşkanının BOP'taki görevi konusunda bilginiz var mı; misyonu hangi boyuttadır, görevleri nelerdir? Büyük Ortadoğu Projesi veya "The Greater Middle East Project" her ne derseniz deyin, buradaki görevi nedir ve size bu görevle ilgili talimatları var mıdır? Eş başkanın görev alanı nedir, bu konuda bilgilendirmenizi istiyorum.

Bir de Suriye muhaliflerini Türkiye'de destekleme konusunda gerek istihbarati bilgi olarak gerekse Dışişleri Bakanı olarak soruyorum, daha önceki süreçte Suriye muhalifleri, konfederasyonu, başkanları vesaire dâhil eski Başbakan ve Cumhurbaşkanıyla fotoğraf çektirmiş olan şahıslar varken Suriye'yle ilişkilerimizi bozmak ve bu konudaki çabalar sizin bilginiz dâhilinde midir, onu merak ediyorum. Bu coğrafyada "haç-hilal" diye paylaşıp, ondan sonraki süreçte "gönül coğrafyası" deyip neden kırk üç gün sessiz kaldık? Kırk üç gün oldu bugün. Ve -demin bir sayın vekilim de söylemişti- Dünya Çocuk Hakları Günü olan bugün de çocukların üzerine bombalar yağarken bizim Kudüs'te elçiliğimiz hâlâ var mı? Ankara'da temsilciliği var mı İsrail'in? Bu konuda gereken önlemleri alıyor musunuz? Bir tepkiniz oluyor mu? Neden Kudüs'e tüm dünya başkanları, cumhurbaşkanları giderken biz sessiz kaldık? Ve ilk siz gitmiştiniz Mısır'a vesaire; yurt dışı temasa ilk siz gittiniz de neden bizim Cumhurbaşkanımız Kudüs'e...

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN - Kudüs'e mi?

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Hayır, "Kudüs'e gittiniz." demedim, "Mısır" dedim.

Diğer ülkelere, Arap ülkelerine, Körfez coğrafyasına para bulmak için gidiyoruz da Kudüs'e Sayın Erdoğan neden gitmedi?

Daha fazla soru sormayacağım.

Bir de -BOP konusunda- özellikle Büyük Orta Doğu Projesindeki eş başkanlığın misyonu nedir, onu açıklar mısınız? Şimdiki Dışişleri Bakanı olarak size bu konuda bir talimat, bir açıklama yapılmış mıdır?

Teşekkür ediyorum.