SABAHAT ERDOĞAN SARITAŞ (Siirt) - Sayın Bakanın 4 Ekimde yaptığı açıklamadan sonra Rojava'ya dönük başlayan saldırılarda 104 adet tesis, elektrik, petrol ve eğitim merkezi hedef alındı. Bu saldırılardan 5 milyon insan doğrudan etkilenmiştir. Cezire ve Kobani'de 2 hastane, Mahmur'da 1 cami bombalandı. Söz konusu saldırılarda aralarında çocukların da olduğu 60'a yakın insan yaşamını yitirdi. Halkın yaşadığı bölgelere yapılan saldırılarda 48 eğitim merkezi kullanılmaz hâle geldi, 10 bin öğrenci eğitime ara vermek zorunda kaldı. Rojava yönetimi, 5 Ekimde başlayan saldırıların 20 Ekime kadar olan sürecinin altyapı hasar maliyetini 1 milyon dolar olarak açıkladı. Biraz daha geriye gidelim. Suriye'de 2010 yılında başlayan savaş küresel düzeyde bir çatışma sahasına döndü. Türkiye'nin 25 Ekim 2012'den beri yürüttüğü politikalar Suriye'de çatışmayı egemen hâle getirdi. Kürtlerin 2012'de Rojava'da elde ettiği kazanımlara karşı AKP-MHP iktidarı kısa süre sonra PYD'yle görüşmeleri sonlandırarak 2016'da Fırat Kalkanı, 2018'de Zeytin Dalı Afrin Harekâtı, 2019'da Pençe Harekâtı ve Barış Pınarı Harekâtı, 2022'de Pençe-Kilit Operasyonlarıyla onlarca planı devreye koydu.

Bu verilerin ve istatistiklerin faturasını bir çıkarsın bu iktidar; Türkiye'de halklar neden yoksullaşıyormuş, halkın yararına kullanılması gereken paralar nereye harcanıyormuş. Sayın Bakan burada. 2012'den beri Suriye politikalarınızdan kaynaklı halkın bütçesinden harcadığınız parayı halka açıklayabilecek misiniz? Enflasyon rakamlarını ve ekonomik verileri eğip bükebilirsiniz ama sokaktaki ve halkın sofrasındaki gerçeği görünmez kılamazsınız. İnsanlar bu ülkede barınma, sağlık, eğitim ve ulaşım haklarını kullanamıyorlar. Peki, bu kaynaklar şu an nereye gidiyor? Dönemin Bakanı Canikli'nin de dediği gibi bombaya, silaha, füzeye ve mermiye gidiyor. Halkın cebine girmesi gereken paranın şiddet ve savaş politikalarıyla heba edildiğinden haberlerinin olmadığını mı sanıyorsunuz? Sadece bir gün saraydan inip sokağa çıkabilirseniz siz de bu hakikati görürsünüz. Bu nedenle, savaşın her türlüsüne ve sivil ölümlere her yerde karşı olmak zorundasınız. Ukrayna'da arabulucu, Gazze'de barış güvercini olup Rojava'da sivillerin ölümüne sebep olan bir pozisyonda duramazsınız. Bir elinizde zeytin dalı, diğer elinizde füzeyle gezerseniz hiç kusura bakmayın size hiç kimse inanmaz. Bütçeyi, komşularla savaşa değil emekçi ve yoksula ayırmanız gerekiyor.

Teşekkürler.