Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Dışişleri Bakanlığı b)Avrupa Birliği Başkanlığı c)Türk Akreditasyon Kurumu ç)Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı (Türkiye Ulusal Ajansı) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 20 .11.2023 |
MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, Bakan Yardımcılarım, Dışişleri Bakanlığının bürokratları; depremde en çok etkilenen Hatay'ın Vekili olarak öncelikle yeni görevinizin hayırlı olmasını diliyor ve başarılar diliyorum.
Sayın Bakanım, Mart 2011'de Suriye'de bir iç savaş baş gösterdi, bir ateş alevlenmeye başladı. Eğer iktidarınız bu iç savaş karşısında ülkemizin rasyonel çıkarlarını gözeterek hareket etseydi bugün iç savaş on iki yılını aşmazdı. İktidar, Suriye'yle 911 kilometrelik sınırımızın bulunduğu, iki ülke vatandaşları arasında akrabalık bağlarının olduğu gerçeğini göz ardı etmeseydi, Suriye'de çıkan yangını söndürmek yerine alevlendirmeyi tercih etmeseydi, bu iç savaş 12'nci yılını aşmazdı. Suriye'deki alev, terör eylemleriyle, Suriyeli göçüyle, harcanan milyarlarca dolarlık millî servetle ülkemize sıçramazdı.
Suriye iç savaşıyla birlikte bir açık kapı politikası uygulamaya başladınız. 100 bin Suriyelinin geleceğini öngördünüz, bugün bunun 35 katı yani 3,5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapıyoruz. Sadece kendi ilim Hatay'da 354 bin Suriyeliyle on iki yıldır ekmeğimizi, suyumuzu, aşımızı paylaşıyoruz.
Yanlış Suriye politikalarının sadece Suriyeli göçmen ayağında 100 milyar dolar millî servet harcadık. İktidarın yanlış Suriye politikasının faturasını ortaya koymak adına bir kıyaslama yapmak istiyorum: Yıkıcı 6 Şubat depremlerinin faturası 103 milyar dolar olarak açıklandı. Yani Suriye politikası doğru ve ayağı yere basan bir politika olsaydı, milyonlarca Suriyeli ülkeye alınmasaydı bunlara harcanan 100 milyar doları aşkın o millî servetle bugün deprem yaralarını rahatlıkla sarıyor olacaktık. O para yanlış Suriye politikasıyla yok edildiği için, bugün depremin yaralarını sarmak için vergi artışlarıyla, 2'nci motorlu taşıt vergisi gibi ek vergilerle vatandaşı perişan hâlde eziyorsunuz.
Özetle, Sayın Bakanım, tarihî bir dış politika hatası yaparak girdiğiniz Suriye macerasında Türkiye elinde 3,5 milyon Suriyeli, milyarlarca dolarlık mali bir yük, toplumsal, kültürel, psikolojik, ekonomik yüzlerce sorun, yerine getirilmemiş birtakım Avrupa vaatleriyle orta yerde kalmış durumdadır.
Sayın Bakanım, yanlış Suriye politikanızla ekonomik, sosyolojik, psikolojik anlamda en çok zarar gören il Hatay. 6 Şubat depremleriyle yerle bir olduk ancak deprem öncesinde Suriye politikanızla Hatay zaten ciddi bir şekilde sallanmaya başlamıştı, yanlış Suriye politikasının bir devamı olarak 14 Orta Doğu ülkesine açılan Cilvegözü ve Yayladağı Sınır Kapıları kapatıldı, ihracat yollarımız daraldı, lojistik sektörü geriledi. Şimdiye kadar defalarca dile getirdim, "Açacağız." dediniz ama hep sözde kaldı. Lübnan, Irak, Ürdün gibi ülkelerin güvenlik gerekçesiyle kapattıkları sınır kapılarının hepsi açıldı. Peki, siz 2013 yılı Mayıs ayında geçici olarak kapattığınız Yayladağı Sınır Kapısı'nı neden açmamakta inat ediyorsunuz? 14 Orta Doğu ülkesine açılan, dolayısıyla ihracat, nakliye ve bağlı sektörler için hayati önemde olan bir Yayladağı Sınır Kapısı'nı on yılı aşkın neden ısrarla kapalı tutuyorsunuz? Hem Hatay ekonomisine hem bölge ekonomisine hem de ülke ekonomisine zarar vermeye neden devam ediyorsunuz?
Sayın Bakanım, Hatay'ın canlandırılması, yeniden ayağa kaldırılmasının yolu ekonominin ve ticaretin canlandırılmasından geçiyor. Depremde sadece Hatay'da 48 bine yakın ticarethanemiz yerle bir oldu, esnaf bitti, sanayi siteleri enkaza döndü. Hatay bu kapının açılmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyor, lütfen, bunu bir an önce gerçekleştirin ve 14 Orta Doğu ülkesine erişim imkânını, bu şansı Hatay'a geri verin.
Sayın Bakanım, diğer bir konu vize çilesi. Türkiye'nin sebze ve meyve ihracatının yüzde 40'ı Hatay'dan yapılıyor, uluslararası taşımacılık yapan tır şoförlerimiz Avrupa'ya vize alamıyor, nakliye sektörü Hatay için hayati bir önem taşıyor.
Bakın, bugün öyle bir noktaya geldik ki Avrupa'ya yük taşıyacak bir şoförümüze otuz kırk gün sonrasına ancak randevu veriliyor, pasaportu bir ay bekletiliyor, sonra da hiçbir gerekçe olmadan ret yiyor; ender durumda ise vize sadece üç aylığına veriliyor. Eskiden iki yıllık vize verilirdi, şu an üç aylık vize veriliyor, sonra vize çilesi baştan tekrar başlıyor. Vize alamadığı için tırlar parklarda bekliyor, nakliyeci zarar ediyor. Bu soruna bir an önce kalıcı bir çözüm üretilmesini istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Güzelmansur, süreniz doldu, tamamlayalım.
MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay) - Tamamlıyorum.
Suriye'de Türkiye'nin çıkarlarının korunacağı realist bir politika benimsemenizi bekliyoruz, Ulu Önder Atatürk'ün "Yurtta sulh cihanda sulh." ilkesine paralel bir dış politikaya dönmenizi istiyoruz.
Teşekkür ederim.