KOMİSYON KONUŞMASI

ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Komisyonumuzu saygıyla selamlıyorum.

Bugün iki konuya değinmek istiyorum; birincisi, elektrikte özelleştirme, diğeri ise Rusya'dan ucuz petrol ithalatı.

Cumhuriyetimiz 100'üncü yılını kutladığımız bu yıl, enerji özelleştirmelerinin de aynı zamanda 10'uncu yılı ama bu 10'uncu yıl bir kutlama değil, aslında bence bir utanç dönemi. Enerjideki en büyük vurgun dağıtım sektörü üzerinden yapıldı bu süreçte. Ülkede 21 dağıtım merkezi kuruldu, ülke 21 dağıtım bölgesine bölündü "Vatandaşa daha ucuz ve daha kaliteli enerji hizmeti vereceğiz." vaadi yapıldı. Günün sonunda gelinen noktada, vatandaşlar elektrik faturalarını ödemekte zorlandı, işletmeler yüksek enerji maliyetleri altında üretim yapamaz hâle geldi. Isparta'daki vaka gibi, kış koşullarında koskoca şehir üç gün elektriksiz kalabildi. Hani özelleştirme sonrasında devletin yükü kalkacak; tam tersine, devlet vergi gelirleri elde ederek kalkınacaktı? Bunun büyük bir yalan olduğunu bir önceki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez bir konuşmasında itiraf ediyor, diyor ki: "100 liralık elektrik faturasının 50 lirası, doğal gazda ise 100 liralık faturanın 75 lirası Hükûmetimiz tarafından ödeniyor." Hani özelleştirmelerle kalkınıp vergi geliri elde edecektik? Oysa enerji maliyetlerini devlet sübvanse eder hâle gelmiş. Elektrik üretiminin yüzde 80'i, dağıtımının ise tamamı özel sektörün elinde; peki, devlet para ödeyecekse neden bu özelleştirme yapıldı? Çünkü burada bir rant yaratıldı, dağıtım şirketlerine sözleşmelerinde kâr garantileri verildi. Değerli milletvekilleri, özelleştirmelerin, hele enerji alanındaki özelleştirmelerin savunulacak bir tarafı yok. TEDAŞ'ın 2017'de bir davaya gönderdiği savunmasında, dağıtım şirketlerinin kâr odaklı uygulamaları sonucu kamu zararı olduğu ve özelleştirmelerle amaçlanan hizmet kalitesine ulaşılamadığı ifade edildi. Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ yani TEDAŞ her yıl zarar üstüne zarar ediyor, oysaki TEDAŞ denetleyici bir kuruluş, nasıl zarar ediyor? Türkiye 21 dağıtım bölgesine ayrıldı ve bunların tamamı 15 milyar liraya özelleştirildi. Soruyorum tekrar: Peki, TEDAŞ neden zarar ediyor? Çünkü bir kamu kurumu olan TEDAŞ, alacaklarının peşine düşmüyor, bunları tahsil edemiyor. 21 dağıtım şirketi kamuya yapması gereken ödemeleri yapmıyor, devletten aldığı araçları, devletten aldığı teçhizatları, devletten aldığı taşınmazları haraç mezat satıyor. Panolara asılan reklamların, taşınmazların kira gelirlerinin ödemeleri bile yapılmıyor. Bunları bir CHP milletvekili söylemiyor, bunları Sayıştay bulguları söylüyor, Sayıştay bulguları ifade ediliyor ama bu bulgular üst üste tekrar ediyor. Sözleşmelere göre, dağıtım şirketleri belirli aralıklarla teçhizat ve taşınmazların envanterlerini devlete bildirmek zorunda ve dolayısıyla, bunların, devletin varlıklarının ne durumda olduğu saptanmak zorunda ama ısrarla bunu yapmıyorlar. Bunlar Sayıştay raporlarında ne yazık ki tespit ediliyor. Sayıştay raporlarına suç duyurusunda bulunulmalı ama bunu da kimse yapmıyor, ne bunu yapacak bir savcı ne de bir Hükûmet temsilcisi var, AKP Hükûmeti de ne yazık ki bu şirketlere hesap sormuyor.

Değerli arkadaşlar, gelelim ikinci konuya. Türkiye'nin Rusya'dan ucuz petrol aldığını yerli ve yabancı pek çok basın organı yazdı, Rusya'da çıkan haberlere yansıdı, dünyada çıkan haberlere yansıdı. Dünyada petrolün varili 78 dolar iken Türkiye'nin petrolü 38 dolara aldığı ifade edildi yani Rusya bize daha ucuza petrol sattı. Ancak bakıyoruz, akaryakıt fiyatları 80 dolarlık bir varil fiyatı düzeyinde ilerliyor. Eğer biz ucuz petrol alıyorsak neden vatandaşa pahalı satıyoruz? Eğer biz ucuz petrol alıyorsak neden çiftçiye, nakliyeciye uygun fiyatlı akaryakıt verip Türkiye'deki maliyetleri daha aşağı çekmiyoruz? Enflasyonla mücadele etmek istiyorsak buraya bir bakmak durumundayız çünkü Türkiye'nin yaşadığı enflasyon talep kaynaklı değil, insanların tüketiminden kaynaklı değil maliyet kaynaklı. Dolayısıyla eğer siz petrolü ucuza alıyorsanız neden vatandaşa ucuza satmıyorsunuz, bunu soruyoruz? Rusya'yla yaptığınız bir anlaşma var ise bununla ilgili bunun bir bedeli var mı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Karabat, bir dakika veriyorum, toparlayın lütfen.

ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Tabii ki.

Rusya'ya diplomatik bir taviz verdik mi? Bu tavizler neler? Bir ülkeye enerji gibi stratejik bir üründe bu kadar fazla bağımlı olmak ne kadar doğru, bunu açık bir şekilde sormak istiyorum. Açık bir şekilde görüyorum ki Türkiye belli odaklara enerjide bağımlı hâle geliyor, bu da enerjide arz güvenliği problemi yaratıyor, Komisyonun dikkatine sunuyorum.

Saygılarımla.