Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı b) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu c) Nükleer Düzenleme Kurumu ç) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü d) Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü e) Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 17 .11.2023 |
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Başkanım.
Sayın Başkanım, çok Değerli Bakanımız, çok değerli hazırun; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Enerji Bakanlığımızın bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Tabii, yirmi yıl öncesine gittiğimiz zaman Türkiye'de kullanılan enerji miktarı 133 teravat bugün kullanılan enerji miktarı 333 teravat. Yani bu neyi gösteriyor? Enerji kullanım miktarı yaklaşık 3 kat artmış. Bu, ülkemizin hem sanayileştiğini gösteriyor hem de refah düzeyinin arttığını ve fert başına kullanılan enerji düzeyinin arttığını gösteriyor. Tabii ki bu tüketim miktarı bu kadar artarken üretim miktarı buna paralel olarak artmış mı, önemli olan bu talep artışına karşı üretim bunu karşılamış mı? Tabii ki burada da önemli artışlar olmuş, gerekli tedbirler alınarak 31 bin megavattan bugün yüz 106 bin megavata çıkarılmış. Sadece bununla kalmamış "Bugün en pahalı enerji hangisi?" derseniz arkadaşlar, olmayan enerjiler ve kullanılmayan enerjiler. Bugün Türkiye'de elektrik kesintileri olmuyorsa, sanayimiz tıkır tıkır işliyorsa işte bu verilen emekler sayesinde buralara gelmişiz biz, sadece bununla da kalmamışız... Aynı zamanda bu enerji üretiminin içindeki paylar neler; işte kömürden üretiyorsunuz, hidroelektrik santrallerinden üretiyorsunuz ve diğer taraftan güneş enerjisinden üretiyorsunuz ve doğal gazdan üretiyorsunuz. Yanılmıyorsam 2014 yılında doğal gazdan üretilen enerji miktarının kurulu gücümüzün içindeki payı yüzde 30'ların üzerindeydi, bir dönemler daha da yükseklere çıktı. Biz bunu nerelere getirmişiz? Aşağı yukarı yüzde 22'lere getirmişiz. Diğer taraftan, yenilenebilir enerji miktarını yüzde 42'lere çıkarmışız. Esasen hepimizin de arzusu olan tabii ki güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisi, jeotermal enerji gibi yeşil enerjilerin miktarını aşağı yukarı güneşte 10 bin kilovatlara yine rüzgârda 11 bin kilovatlara çıkarmışız, bu önemli bir şey. Bunu nasıl yapmışız? Özel sektöre verdiğimiz teşviklerle, fiyat garantileriyle yapmışız. Eğer bunları yapmasaydık biz, bugün güneş ve rüzgâr enerjisindeki miktarımız bu seviyelerde olmazdı. On İkinci Kalkınma Planı'nda bizim hedefimiz ne arkadaşlar? Bizim hedefimiz güneş ve rüzgârdan oluşan kurulu gücümüzü 50 bin megavatlara çıkarmak. Burada gerçekten de doğru adımlar atıyoruz. Biz enerji üretimimizin yüzde 34,6'sını kömürden üretiyoruz ve bunun da önemli bir kısmını hâlâ ithal kömürden üretiyoruz arkadaşlar. Şimdi, bazıları diyor ki: "Kömürden vazgeçelim, hidroelektrik santralinden vazgeçelim, doğal gaz üretiminden vazgeçelim." Peki, arkadaşlar, sadece güneş ve rüzgârdan ürettiğiniz enerji, enerji arz güvenliğini ne kadar sağlayabilir? Sağlayabilir mi? Mümkün değil ve dünyada yüzde 100 bunlardan enerji üreten, kapasitesini bunlara teslim eden bir ülke var mı ben bilmiyorum. Dolayısıyla da bunlar çok önemli.
Diğer taraftan, tabii ki özelleştirmeler yapıldı, özellikle dağıtım şirketlerinde. "Dağıtım şirketlerinde özelleştirmelerin amacı neydi?" derseniz, kayıp kaçak oranı arkadaşlar. Mesela, sadece 2013 yılında Dicle bölgesindeki kayıp kaçak oranı yüzde 75,78'miş arkadaşlar; bu oran bugün kaça gelmiş? Yüzde 43'lere gelmiş. Hâlâ yüksek mi? Yüksek ama önemli bir mesafe katedilmiş. Mesela, Van Gölü çevresindeki kayıp kaçak oranı ne? 100 birim elektrik veriyorsunuz, 65 birimi kayıpmış arkadaşlar. Bu kaçlara gelmiş? Yüzde 35'lere gelmiş. Yine Akdeniz Bölgesi'nde, mesela yüzde 11,25'miş, yüzde 7'lere düşmüş. Buradaki hedeflerimizin çoğuna ulaşmışız.
Bu özelleştirmelerin dezavantajı nedir Sayın Bakanım? Özellikle yatırım yapılması gereken... TEDAŞ tabii ki yatırımlarını planlıyor, ayarlıyor ama diyelim ki vatandaş 2-3 tane direk diktirecek, evine elektrik bağlatacak. Bunlar "İşte, biz bunu planlamaya aldık, projeye aldık. Dolayısıyla da gelecek yıl yatırım yapalım." deyince tabii, bu durum vatandaşın belli bir süre beklemesini gerektiriyor; benim gördüğüm en önemli problem bu. Yatırımların daha hızlandırılması, vatandaşların taleplerinin daha hızlı karşılanması gerekiyor.
Diğer taraftan, tabii ki bizim, ister kömür olsun ister doğal gaz olsun enerjide dışa bağımlılığımız çok fazla olduğu hâlde... Mesela şehirlerimizde belli bir saatten sonra, gece on ikiden sonra şehir aydınlatmalarımızı atlamalı yapabiliriz ve bunlardan enerji tasarrufu yapabiliriz. En gelişmiş ülkeler bile enerji tasarrufu yaparken biz neden enerji tasarrufu yapmayalım diye düşünüyorum.
Diğer taraftan, tabii ki hükûmetlerimiz dönemindeki en önemli unsurlardan bir tanesi de doğal gaz ve petrol aramaları. Daha önceki dönemlerde biz, kendi arama sistemlerimiz olmadığı için hem doğal gazı hem petrolü özel şirketlere redevans ya da ona yakın bir sistemle arattırıyorduk. Maalesef onlar da Karadeniz'de ne kadar doğal gaz aradılarsa bulamadılar, Doğu Anadolu'da ne kadar aradılarsa bulamadılar. Şimdi insanların aklına başka şeyler geliyor. Onlar arıyor bulamıyor fakat biz bugün, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, sahip olduğumuz 4 tane arama gemisiyle Karadeniz'de 700 milyar metreküplük bir doğal gaz bulduk. Bu, Türkiye'nin yararına mı arkadaşlar? Yararına. Doğal gazda tamamen dışa bağımlıydık, belki de ileriki günlerde günlük üretimi aşağı yukarı 40 milyon metreküpe çıkararak, tükettiğimiz doğal gazın yüzde 10'unu oradan sağlayacağız.
Diğer taraftan, petrol arkadaşlar. Bugün Gabar Dağı'nda çıkan petrolü bazı arkadaşlar küçümsüyor ama bu önemli bir mesafe arkadaşlar ve Türkiye için de bir dönüm noktası. Bugün, yanılmıyorsam Türkiye'nin günlük petrol üretimi aşağı yukarı 70 bin varil, bunun aşağı yukarı 20 bin varili buradan sağlanıyor ve bunu kısa sürede 100 bin varile ve 2024 sonunda da 200 bin varile çıkaracağız. Bunun anlamı nedir arkadaşlar? Türkiye'de tüketilen...
EDNAN ARSLAN (İzmir) - Tüketim ne kadar?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - 700 bin varil civarlarında falan olması lazım.
EDNAN ARSLAN (İzmir) - 1 milyon.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - 1 milyona mı çıktı? 1 milyon varil olsa bile 200 bin varilini biz kendimiz üretmiş olsak bunun neresi kötü arkadaşlar? Bundan hepimizin gurur duyması lazım.
Tabii bir de madenlerimiz konusunda şöyle bir şey var: Biz tabii ki çevreye duyarlıyız, tabii ki doğal yaşamın devam etmesinden yanayız, ne olursa olsun madenleri çıkaralım derdinde değiliz arkadaşlar ama bir taraftan da maden zenginliklerimizin çıkarılmaması yönünde birtakım uluslararası örgütlerin eylemlerine de kendimizi teslim edemeyiz ve dolayısıyla da...
Şimdi, biz bu yıl aşağı yukarı 30 milyar dolarlık altın ithal etmişiz arkadaşlar. Yıllık altın üretimimiz ne? Aşağı yukarı 30 ton. Dolayısıyla da çevreye zararı olmadıktan sonra biz bu madenlerimizi niye çıkarmayalım arkadaşlar? Mutlaka çıkarmamız lazım ama dediğimiz gibi hem gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemleri olsun hem de çevre güvenliği olsun bu önlemleri alıp mutlaka çıkarmamız lazım.
Şimdi, bizim kendi ilimizde de Uşak'ta da dünyanın en büyük rezervlerinden bir tanesi var; belli bir bölgede bunun çıkarılması sağlanıyor, başka alanlara, Murat Dağı gibi Uşak suyunu sağlayan bölgeye de oraya da müracaatlar var. Burada da mesela biz bunu istemiyoruz, her tarafta aynı şeyi yapmıyoruz ki arkadaşlar. Doğal güzellikleri bozacak, doğayı tahrip edecek yerlerde buna karşıyız, diğer taraflarda bunun çıkarılmasından yanayız.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Karşı olduğunuz bir yer söyleyin bakalım bize, "Şurada karşı olduk." deyin.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ben Murat Dağı'nda altın madeni çıkarılması ruhsatına karşıyım; Uşak Belediyesi AK PARTİ'lidir, dava açmıştır arkadaşlar. Tamam mı?
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Orada da altın vardı, niye çıkarmıyorsunuz altını?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi, bakın, arkadaşlar, bir altın madeni aramak için ÇED raporuna gerek yoktur; Bakanlığa başvurur, Bakanlık "Ara" der ama işletme ruhsatı almak için ÇED'e başvuruyorsunuz. ÇED'de belli kurumlardan görüş alıyorsunuz; oradaki kurumlar diyelim ki buna izin vermezse zaten Bakanlık izin vermiyor arkadaşlar, eğer oradaki kurumlar izin verirse o zaman...
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Hepsi kopyalayapıştır ÇED başvuru dosyalarının.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bunun içinde sivil toplum örgütleri de var arkadaşlar. Dolayısıyla da oradaki illerimizdeki kurumlarımızın buna dikkat etmesi lazım.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya, bu memlekette Kanal İstanbul'a bile ÇED raporu verildi.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Arkadaşlar, dolayısıyla biz hem madencilik alanında hem enerji alanında katbekat yol katettik. Türkiye gerçekten de çok hızlı ilerleyen bir yolda devam etmektedir, bu çalışmalara ket vurmamak lazım gerektiğini düşünüyorum.
Sayın Bakanım, çalışmalarınızın daim olmasını, başarılı olmasını temenni ediyorum.
Bütçenizin hayırlı uğurlu olması diler, hepinize saygılar sunarım.