KOMİSYON KONUŞMASI

SEDA KÂYA ÖSEN (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Plan Bütçe Komisyonu kıymetli üyeleri, milletvekilleri, Sayın Bakanımız, çok kıymetli Bakan Yardımcıları, tüm katılımcılar; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Bugün, Türkiye'nin mukayeseli üstünlüğünün olduğu en stratejik sektörlerinden olan turizm sektörü ve insan hayatına anlam katan kültür olgusu üzerine konuşuyoruz.

Son dönemlerde coğrafyamızda yaşanan savaşlar pek tabii turizm sektörümüzü etkilemiştir. Jeopolitik olarak risk bölgesinde olan ülkemiz, tarihi boyunca çevresindeki karışıklıklardan sık sık etkilenmiş fakat her seferinde kısa sürede toparlanmıştır. Keza, tüm dünyayı etkileyen, 2020 yılında ortaya çıkan pandeminin etkileri de artık geride kaldı. Bu sebeple, bu kritik sektörü etkileyen faktörlerle ilgili bahane üretmeden gerçekleri ve rakamları konuşmalıyız.

On Birinci Kalkınma Planı'nda, 2023 yılında 65 milyar dolarlık turizm geliri hedefi konuldu. Orta vadeli plana ve On İkinci Kalkınma Planı'na göre bu yıl gerçekleşmesi beklenen revize rakam 55,6 milyar dolar. Geçtiğimiz günlerde TÜİK tarafından açıklanan üçüncü çeyrek turizm istatistiklerine göre, bu yıl şu ana kadar 42 milyar dolarlık bir gelir elde edilmiş, geriye kalan üç ayda revize hedefin tutturulması için Türkiye'nin 14 milyar dolar gelir elde etmesi gerekiyor.

Yine, On Birinci Kalkınma Planı'nda hedeflendiği üzere, 2023 yılında 75 milyon yabancı ziyaretçinin ülkemizi ziyaret etmesi beklenirken yeni açıklanan verilere göre, 2023'te revize hedef 57 milyon olmuştur. Üçüncü çeyrek sonunda bu rakam 44 milyon 605 bin kişi olmuşken, eski hedefin yerinde yeller esmiş ve yeni hedefin yakalanması için yaklaşık 12 milyon 400 bin ziyaretçinin daha ülkemize gelmesi gerekmektedir. Bu noktaya dikkat çekmek istiyorum.

Buradan Sayın Bakanımıza da sormak istiyorum: Kültür ve Turizm Bakanlığının 2019-2023 Stratejik Planı'nda tespit edilen, turizm sektörünün güçlü ve zayıf yönleriyle alakalı listelenen maddelerle ilgili geride kalan dönemde ne gibi ilave önlemler alınmıştır? Örneğin, turizm sektöründe neredeyse her yatırımcının, işletmecinin bire bir deneyimlediği, yetiştirilmiş, nitelikli, eğitimli eleman eksikliği. Bu konuda, bu sezon birçok işletmede, oteller arasında yüksek bedellerle eleman transferleri bile gündeme gelmiştir. Sayın Bakan bu hususta, turizm otelcilik lise ve üniversite bölümlerine yapılan yatırımdan bahsetmiştir, hedef olarak 4 bin öğrenciden bahsetmiştir. 4 bin öğrenci yeterli bir hedef midir? Kaldı ki geçen sene bu öğrenci sayısı 3 binde kalmıştır.

Bakanlık tarafından denetlenen tesis sayısı 2023'te 2.700, 2024'te ise 3.500 olarak hedeflenmiştir. Yeni yürürlüğe giren Konutların Turizm Amacıyla Kiralanması Kanunu'na göre, bu konutların denetimi de Bakanlık sorumluluğuna bırakılmıştır. Yaklaşık 125 bin konutun sisteme gireceği varsayılırsa bu denetimleri Bakanlık personeli nasıl yapacaktır? Bu konuda bütçede ek personel gideri hesaplanmış mıdır?

Birçok turizm bölgesinde, belediyeler kendi kaynaklarından altyapı yatırımlarına veya turizm bölgelerinde olması gereken büyük yatırımlara bütçe ayıramıyor. Bu, çoğu zaman bir tercih değil, bütçe olanaksızlıklarından kaynaklanan bir gerçek, bu da hizmet kalitesini negatif olarak etkiliyor. Hükûmet ve yerel siyasi kurumlar neden hâlâ ortak bir turizm stratejisi yürütemiyor? Turistten alınan, aslında şehir vergisi de olan konaklama vergisinden neden o şehirlere pay ayrılmıyor? Turizmi artık bir millî politika haline getirmek gerekmiyor mu? Partizan tutumların son bulması için Sayın Bakanımız aksiyon almayı düşünüyor mu?

Bilindiği üzere, küresel ısınma ve iklim değişikliği artık her gün yaşadığımız bir gerçeklik. Bu aynı zamanda turizm potansiyelimizi etkileyen ciddi bir tehdit. Bu konuda acil önlemler alınmalı, gelecekteki iklim şartlarına uygun yeni turizm destinasyonlarını hayata geçirmek için adımlar atılmalıdır.

Yine, aynı şekilde, yüksek gelirli turistlerin daha çok doğal dokunun bozulmadığı, kültürel yapının korunduğu turizm destinasyonlarını tercih ettiği bilinmektedir; Fransa ve İtalya örneklerinde olduğu gibi Akdeniz çanağındaki yüksek gelirli turistlere cazip gelen destinasyonlarda rakiplerimizle rekabet edebilmemiz için hangi çalışmalar yürütülmektedir? Bakanlığın daha çok öncelik verdiği dev projeler ve dev marinalar, bu ihtiyaca cevap vermekten uzak, rant projeleri değil midir?

Burada özellikle İzmir Yarımadası'nda olan Çeşme Projesi'ne dikkatinizi çekmek istiyorum. Bildiğiniz gibi, Urla, Karaburun ve yarımada, aslında gastro turizminin yükseldiği butik bir alan. Ki en son Michelin Seçkisi'nde sadece Urla'daki restoranlar İzmir'den de buraya girebildi. Burada yapılması düşünülen dev Çeşme Projesi, sizce bu butik ve yüksek gelirli turizm vizyonuyla örtüşüyor mu? Bildiğiniz gibi, Türkiye'de eksisiyle artısıyla bir Antalya örneğimiz var, gurur duyuyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Lütfen toparlayın.

Buyurun.

SEDA KÂYA ÖSEN (İzmir) - 1 tane daha Antalya'ya mı ihtiyacımız var, yoksa daha farklı destinasyonlara mı?

Şimdi, Sayın Bakanımıza çeşitli konularda sektör temsilcilerinden gelen problemleri bugüne kadar 5 soru önergesiyle yaz döneminin başında sorduk; bunların hiçbirine cevap alamamıştık, iki gün önce bazılarına cevap aldık. Bir kez daha son soru önergemizi sormak isterim: Kayıt işlemi yapılmayan taşınırların ve taşınmazların değer tespitinin yapılmaması ve muhasebe kayıtlarının alınmamasıyla ilgili 2021 Sayıştay Raporu'nda tespit edilen konuyla ilgili, bu taşınmazların durumuyla alakalı 2022 Sayıştay Raporu'nda bir tespit bulunmuyor. Bu konuda güncel sayı nedir?

Aynı şekilde, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nun 16'ncı maddesine göre, turizm işletmelerinin giderlerinin azaltılması adına elektrik, su, gaz harcamalarının bölgedeki en düşük tarife üzerinden ödenmesi gerekiyor. 2022 Sayıştay Raporu'nun 5 no.lu bulgular kısmından öğrendiğimiz kadarıyla, bazı işletmelere ödeme yapılmadığı tespit edilmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)