KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Turizmin başkenti Antalya'nın bir evladı ve milletvekili olarak turizm deyince çalışanıyla, otelcisiyle, tedarikçisiyle, üreticileriyle beraber turizmin her aşaması Antalyalıları çok yakından ilgilendirmekte. 70'e yakın tedarik kalemiyle birlikte şehirde esnafın da turizmden hak ettiği şekilde payını alarak, turizmin en büyük katkıyı sağladığı bir şehirde bulunmaktayız. O nedenle turizmin en iyi şekilde gelişmesi Antalya'mızı ve ülkemizi çok yakından ilgilendirmekte. Bu anlamda da turizmin hak ettiği seviyeye ulaşmasından mutluluk duyacağımızı ifade etmek istiyorum.

Sayın Bakan, aynı zamanda Antalyalısınız; bir Antalyalı olarak sizin öncelikle siyasi ayrım yapmadan Antalya'da bulunan Cumhuriyet Halk Partili Büyükşehir Belediyesine eşit katkıda bulunmanızı beklerdik. 2014 döneminde Antalya Altın Portakal Film Festivali'ne o dönemde 5 milyon 850 bin, 2015'te 9 milyon 700 bin gibi rakamlarda, katkılarda bulunurken 2019-2020-2021 yıllarında 1 milyon 500 bin, 2022'de 2 milyon civarında bir katkıda bulunmuşsunuz.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Olacak iş değil bu da!

CAVİT ARI (Antalya) - 60'ıncı yıl dönümünü bu yıl gerçekleştirecek olduğumuz Altın Portakal'ın yaklaşık bütçesi 30 milyondu, siz ancak 2 milyon TL'lik bir katkıda bulunacaktınız.

Sayın Bakan, size sormak istiyorum: "Kanun Hükmü" filmini izlediniz mi? Soruyorum: "Kanun Hükmü" filmini izlediniz mi? Kültür ve Turizm Bakanı olarak sizin şöyle bir açıklamanız var: "Sanatın gücü kullanılarak terör örgütü propagandası yapılmasına, sanatın provokasyon unsuru olarak kullanılmasına karşıyız." şeklinde bir açıklamanız var. Bu açıklamayı üstelik sanatı desteklemesi gereken bir Kültür Bakanı olarak yaptınız. Eğer ki filmi izleyerek yaptıysanız saygı duyarım ama filmi izlemeden böyle bir açıklama yaptıysanız bu da sizin ayıbınız olacaktır.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY - Filmin ilgili bölümünün kayıtları bana geldi.

CAVİT ARI (Antalya) - Adalet Bakanı da "Altın Portakal Film Festivali'nde" diye bazı gerekçelerle, Gençlik ve Spor Bakanı da yine bazı gerekçelerle, sonuçta alınan yaptırım kararları ve desteklerin geri çekilmesiyle Antalya'nın bir simgesi olan Altın Portakal Film Festivali bu yıl iptal edilmek zorunda kaldı. Ben bu filmi izledim Sayın Bakanım, gözümden kaçmadıysa eğer bu filmde en küçük şekilde terör örgütüne destek olacak bir söz duymadım yani izlerken eğer gözümden kaçmadıysa. Bu filmde sadece bir doktor ve bir öğretmenin KHK'den dolayı işten atıldıklarını ve sonuçta işe geri dönmeyle ilgili bir mücadele verdiklerini gördüm, onu izledim, herhangi bir terör örgütüne destek niteliği taşıyan başka bir ifade de yoktu bu filmde. Ancak başta ve önce sizin desteğinizi geri çektiğinize dair açıklamanız, sonrasında da Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün salonu iptal etmesiyle birlikte bu filmin yayınlanmasından vazgeçildi ve sonuç itibarıyla da festival iptal edilmek zorunda kaldı. Antalya Büyükşehir Belediyesi size yazılı olarak sordu, dedi ki: "Bu filmi festivalde yayınlayalım mı yayınlamayalım mı, sakıncası var mı?" diye size yazılı sordu, siz bu yazıya olumlu ya da olumsuz bir cevap dahi vermediniz. Sizin bu uygulamalarınızla, sonuçta, cumhuriyetin 100'üncü yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin 60'ıncı yılı uygulanacakken Altın Portakal Film Festivali iptal edilmek zorunda kalındı.

Sayın Bakan, şimdi, Phaselis bölgesi var. Phaselis bölgesi Antalya'nın, Kemer'in en önemli, en değerli yerlerinden biri. Şimdi burada bir inşaata başlanıldı; inşaat diyorum çünkü denizin hemen neredeyse içerisinde, 50 metre kadar mesafesinde bulunan bu yere -biz gidip gördük ve tüm Antalya kamuoyu, çevreciler hepimiz orada yer aldık- beton temeller atıldı; bakın, beton temeller atıldı.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY - Temel mi?

CAVİT ARI (Antalya) - Beton temeller atıldı, bakın, Sayın Bakan, ben oradayım.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY - Siz inşaatçı mısınız?

CAVİT ARI (Antalya) - Bakın, beton temeller atıldı. Bakın, beton temeller, hazır betonlar, hazır betonlar...

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY - Temelin ne olduğunu bilmiyorsunuz Sayın Vekilim.

CAVİT ARI (Antalya) - Temeli ben çok iyi biliyorum. Bakın temel şu, temel şu... Temelin ne olduğunu siz bilmiyorsunuz. Betondan atılan temeller. Biz oraya gittik, çevreciler, Antalya kamuoyu, hepimiz buna tepki gösterdik. Denize 50 metrelik sit alanı içerisinde bulunan bir yere siz zarar verdiniz, zarar; Antalya'nın bir Bakanı olarak zarar verdiniz Antalya'nın en önemli değerine. Sonrasında şöyle bir açıklama yapmak zorunda kaldınız: "Uzman arkadaşlara söyledim. Betonu da kaldırın, hiç gerek yok, kazıklı sistem yapalım." Bu açıklama sizin mi Sayın Bakan? Bu açıklama sizinse eğer, işte bu temeli baştan attırmayacaktınız. Bu betonlar oraya döküldü, bütün Antalya bunu gördü ve siz bu inşaatın devamını komando askeri... Güneydoğuda, doğuda görev yapacak olan komando askeri sınırları koruyormuş gibi geldi; mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına rağmen, o inşaat bir an evvel bitsin diye komando askerlerini siz orada beklettiniz ve askerin korumasıyla bu inşaat devam etti. Sonraki aşama, efendim, ahşapmış, yok direk temellermiş... Önce betonu döktürdünüz oraya, Antalya'nın en önemli değerini betona boğdunuz ve böyle bir temel atıldı. Siz "Efendim, arkadaşlara talimat verdim, betonu kırdırtalım." dediniz. Peki, baştan niye o beton döküldü oraya, baştan niye talimat vermediniz? Siz mi talimat veriyorsunuz, teknik elemanlar mı bunu bilerek yapıyor ya da bilmeyerek? Bunun bir projesi yok mu, bunun bir mühendisi yok mu, niye önceden bunlar yapılmadı? Betonlar döküldü, kamuoyu baskısıyla geri adım atmak zorunda kaldınız. İşte, burada, davalar açıldı, o davalarla ilgili bilirkişi raporu dün yayınlandı. Bilirkişi raporunda aynen şu cümle var Sayın Bakan: "Dava konusu alanda bulunan günübirlik tesis alanları, elektrik, trafo ve yönetim binası, mescit, WC, günübirlik tesis ve açık sergi alanı..." Burası bir avuç denecek kadar küçük bir koy Sayın Bakan, görmüşsünüzdür, küçük bir koya bu kadar beton tesis, yığınak yapamazsınız. Açık sergi alanı yapılarının tamamı sahil şeridinde kaldı. "Uygulama imar planı bulunmayan alanlardaki sahil şeritlerinde belirtilen mesafeler içinde hiçbir yapı ve tesis yapılamaz. Dava konusu bütünleyici kıyı alanı çevre düzenlemesi avan ve uygulama projelerinin kapsamında önerilen fonksiyonlar bu nedenle Kıyı Kanunu'nun hükümlerine uymamaktadır." Bakın, bu teknik rapor, teknik raporu da geçtik, gerçek böyle. Yani denizden 50 metre bile mesafesi olmayan bir yere bu tesisleri yaptırdınız. İhtiyaç olan, insani anlamda ihtiyaç olan tuvalet ve benzeri şeylerin orada uygun bir mesafede, uygun koşullarda yapılmış olmasına tabii ki karşı çıkmayız ancak burası çok özellikli bir alan; adı üstünde Cennet Koyu denilen alanı cennet olmaktan çıkardınız ve siz Antalya Milletvekili olarak, Antalyalı bir Bakan olarak bunu gerçekleştirdiniz. Şöyle söyleyeyim Sayın Bakan, normalde bakanlar, yöneticiler kendi şehirlerini korur, zarar vermez ancak siz yaptığınız birçok icraatla Antalya'ya bir Antalyalı olarak zarar veriyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, toparlayın lütfen.

Bir dakika daha veriyorum.

CAVİT ARI (Antalya) - Nasıl ki iki yıl önce Serik'te, Belek'te, Kadriye'de o bölgeye zarar verdiyseniz; nasıl ki bir mahkeme kararı çıkmış, yürütmeyi durdurma kararı çıkmış, o kararı alelacele, ufak tefek tadilatlarla baypas edip 1.000 odalı bir otele yeniden sattıysanız, yargılama süreci devam ederken bunu sattıysanız ve vatandaşın denize gireceği alanları daralttıysanız, bugün de işte Phaselis'e aynı zararı verdiniz. Manavgat Ulualan'da da aynı zararı vermeye devam eden girişimleriniz oldu. Bu da size yakışmıyor Sayın Bakan, Antalya'ya sahip çıkmanız gerekirken...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.

CAVİT ARI (Antalya) - Antalya'nın, başta Altın Portakal Film Festivali'ne ve bütün turizm alanlarına bir Antalyalı olarak sahip çıkmanız gerektiğini hatırlatmak istiyorum.

Turizmin Türkiye'de hak ettiği seviyeye ulaşmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum.