KOMİSYON KONUŞMASI

LATİF SELVİ (Konya) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, kıymetli basın; bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Değerli arkadaşlar, eğitim her ülkenin en önemli meselesidir. Bu anlamda da çocuklarımızın çağ nüfusuyla rekabet edecek seviyede yetişmesi hepimizin görevi. Bu anlamda, AK PARTİ iktidarları döneminde, çocuklarımızın eğitime erişiminde, aşağı yukarı OECD ortalamalarına bütün okul türlerinde gelmiş bulunuyoruz; okul öncesinde buna yaklaştık, yükseköğretimde de yüzde 5'le devraldığımız süreç yüzde 45'lere gelmiştir. Eğitimde yapılan her şey elbette ki azdır ve daha da geliştirilmesi gerekir. Yine, derslik sayımızdaki artış OECD ortalamalarına gelmiştir. Yine, öğretmen başına düşen öğrenci sayısını dikkate aldığımız zaman, öğretmen alımlarında da ciddi bir noktaya geldik.

Değerli arkadaşlar, elbette ki çocuklarımızın yetişmesi için bütçeler son derece önemli. Ancak, buradan bazı açıklamaları yapmamız gerekiyor. Bütçeler, bir, cari giderler için, diğeri de yatırım için planlanır. OECD ortalamasına baktığımız zaman, yatırımlar yüzde 10, yüzde 90 da okulun zaruri giderleri ve personel giderleri için harcama yapılır. Bunun yaklaşık yüzde 70'i çalışanlar için verilir. Bunun böyle olmasına rağmen, eğitime dair çok cümle kuran, televizyonda pek çok yorum yapan kişilerde de şunu gördüm: "Eğitim bütçesi öğretmenlere ödeniyor, yatırıma bir şey kalmıyor ki." gibi cümleler kuruyorlar, bunların sistemi bilmediğinden kaynaklandığını değerlendiriyorum. Türkiye'nin de yatırımlara yüzde 12 ayırmış olması önemli, bu daha da artarak devam edecektir.

Değerli arkadaşlar, tabii, aslan payı kime gidiyor? Ben anlamıyorum... Aslan payı her zaman mesleki eğitime gider; her dönemde böyledir. Çünkü pahalı yatırım mesleki eğitim yatırımlarıdır, bu anlamda, mesleki eğitimde de 28 Şubat döneminin sendromunu atlatan Türkiye, OECD ortalamasını yakalamıştır. Eğer meslek liselerimizi, özellikle sınavla öğrenci alan meslek liselerimizi ziyaret ederseniz okulların ne kadar üst düzey eğitim verecek hâle geldiğini de değerlendirirsiniz.

Değerli arkadaşlar, din eğitimi isteğe bağlıdır, dünyanın her yerinde ortak uygulama isteğe bağlıdır. Onun için de gerek imam hatip liselerini tercih eden öğrenciler gerekse de din eğitimiyle ilgili bu uygulama devam ediyor. Din kültürü eğitimi dünyanın genelinde zorunlu eğitimdir. Bu anlamda, Türkiye'de de din kültürü eğitimi zorunlu olarak verilmektedir ancak şunu belirtmiş olayım: Din kültürü eğitimi dâhil olmak üzere OECD ortalamasının altında din eğitimi verilmektedir; özellikle ilkokul seviyesinde bunun artırılması gerektiğini değerlendiriyorum.

Değerli arkadaşlar, yine bir başka konu: Kredi ve Yurtlar Kurumuyla ilgili gerçekten dünyada örnek bir uygulama yapıyoruz. Müracaat eden öğrencilerimizin yüzde 95'i yerleşiyor, ayrıca bu yurtlarda kalan öğrencilerimizin gerek kahvaltıları gerekse yemekleri kendileriyle de istişare edilerek bir ay öncesinden yayınlanıyor ve her birine, belli kalori düzeyi tespit edilmek suretiyle veriliyor.

Değerli arkadaşlar, "Eğitimde mutsuzluk oluşuyor." Mutsuzluk oluşmaz çünkü eğitiminde seviye alan her öğrencimiz daha iyi iş imkânı elde ediyor; özellikle belirtmiş olalım.

Değerli arkadaşlar, tabii ki yapılması gereken şeyler var. İstihdamda güçlük çekilen bölgeler mutlaka desteklenmeli, eğitimde şiddet konusu masaya yatırılmalı -bu konuda, geçmişte, sendika başkanlığım döneminde verdiğimiz önerilerimiz olmuştur- ve öğretmenlere kira desteği verilmeli. Yine, bir başka ifade edeceğim husus da usta öğreticiler ve ücretli öğretmenlerin durumu yeniden değerlendirilmeli.

Sayın Başkanım, bir konunun üzerinde durayım. Ömer Bey geldiğinde "ihale" diyerek ifade ettiği husus, sanıyorum, promosyon ihalesiydi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Toparlayın, süreniz doldu.

LATİF SELVİ (Konya) - Çünkü sendikalar ihalelere girmezler, sendikalar ticaret yapamaz. Bu da sanıyorum o konuydu ama kavga niye oldu, onu bilmiyorum.

Teşekkür ederim.