| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Millî Eğitim Bakanlığı b) Yükseköğretim Kurulu c) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı ç) Yükseköğretim Kalite Kurulu d) Üniversiteler |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 14 .11.2023 |
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Yusuf Bey, kıymetli bürokratlar; hepiniz hoş geldiniz.
Normalde böyle zamanlarda fikrî takip yapmaya çalışıyoruz bakanlıklarla ilgili ama saray rejiminden beri gömlek değiştirir gibi Millî Eğitim Bakanlığı müfredatı ve bakanı değiştirdiği için böyle bir şey mümkün olmayacak ama derin de bir müsteşarlık geçmişi var şu an Bakanlık koltuğunda oturan Sayın Yusuf Tekin'in. O yüzden oraya bir göz atmak gerekir belki diye düşündüm çünkü çeşitli detaylara milletvekili arkadaşlarım girdiler. 2013 senesinde Sayın Yusuf Tekin Millî Eğitim Bakanı Müsteşarı olarak görevlendiriliyor, aynı sene tesadüf Andımız kaldırılıyor. 2014 senesine geliyoruz, 6528 sayılı Kanun'la Yusuf Bey hariç merkezî ve taşradaki tüm eğitim yöneticileri, yaklaşık 50 bin kişi görevden alınıyor; aynı kanunla özel okul öğretmenlerinin devlette çalışan öğretmenlerden daha düşük maaş almasının önü açılıyor; aynı kanunla MEB'in teftiş sistemi çökertiliyor. 2014-2015 senesine geliyoruz, "özel okullara eğitim desteği" adı altında öğrenci başına destek verilmeye başlanıyor, devlet okullarına ve devlet okullarında okuyan çocuklara bütçe ayıracağımıza 8 milyar TL'yi özel okullarda okuyan çocuklara ayırıyoruz. 2016 yılına geliyoruz "Maarif Vakfı" adı verilen ve "gölge bakanlık" olarak adı geçen yer kuruluyor, burada öğrenci başına 770 bin lira harcanırken Millî Eğitim Bakanlığının öğrenci başı bütçesi 23 bin lirada kalıyor. Yine aynı düzenlemeyle "sözleşmeli öğretmenler" denen garabet icat ediliyor. Ne olduğunu benden daha iyi biliyorsunuz, daha bu sabah Meclisin önünde bir sözleşmeli öğretmen kadın arkadaşım vardı, şöyle seslenmiş: "Ben bu ay 6 bin lira maaş aldım öğretmenlik karşılığında, 3 bin lirayı çocuğuma baksın diye tuttuğum bakıcıya, -ki bu fiyata bakıcı da yok- 2 bin lirayı faturaya verdim. Ben bu ay bin liraya bu ülkede öğretmenlik yaptım." Bir kadın öğretmen söylüyor bunu.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - 6 bin liraya sözleşmeli öğretmen mi alınmış?
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Sonra bitince cevap verirsiniz Sayın Bakan. Bu benim sürem.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Yalan söylüyorsun! 6 bin liraya sözleşmeli öğretmen olmaz.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Basına yansıdı, basından aldığım bilgi; öğretmen arkadaşımdan beyanını alayım, önünüze koyayım, daha sonra şey yapın. Herhâlde asgari ücretin altında fiyatla çalışan öğretmenler olduğunu yadsımıyorsunuz. Ücretli öğretmen, tamam, teşekkür ediyorum, ücretli öğretmen. Devam ediyorum, aynı dönem dönemde -müsteşarlık döneminizden bahsediyorum- ortaokul düzeyinde özel yurt açılması için yasal düzenleme yapılıyor; Ensar Vakfıydı, oydu buydu, özellikle merkezden uzak çocukların tutulduğu, o merdiven altı yerlerin önü böyle açılıyor, aynı yıl okullara mescit zorunluluğu geliyor. 2017 yılına geliyoruz, siz yine Müsteşarsınız, TEOG'da 17 bin 1'incimiz oluyor, sadece Batman'da bir sınıfta 10 kişi var, Müsteşarımız bu durumu normal karşılıyor. 2017 yılına geliyoruz, Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği değiştiriliyor, okullar ve okullar arası ve uluslararası organizasyonların yerini TÜGVA, Ensar, İlim Yayma Cemiyeti gibi cemiyetlerin yaptığı saçma sapan etkinlikler alıyor. Aynı sene Kamu Taşınmazları Üzerinde Eğitim ve Yurt Faaliyetleri için Üst Hakkı Tesis Edilmesi Yönetmeliği çıkıyor. Sizin Müsteşarlığınız döneminde binlerce kamu taşınmazı bu vesileyle tarikatların ve cemaatlerin hizmetine giriyor. Gençlik ve Spor Bakanlığında -burada konuştuk, övünüyorlardı yurt sayısı arttırmakla- aynı dönemde tarikatların yurt sayısı yüzde 93 oranında artıyor. 2018 yılına geliyoruz, müsteşarlık kalkıyor ve görevinizden ayrılıyorsunuz. Bu görevinizden ayrılmadan sadece on gün önce 4 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkıyor, rektörlerin en az üç yıl profesörlük yapanların arasından atanacağı hüküm altına alınıyor, aradan çok değil iki ay geçiyor, 13 Eylül 2018'de 17 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle bu üç yıl şartı kalkıyor ve siz bundan sadece iki gün sonra, yalnızca iki gün sonra Hacı Bayram Veli Üniversitesine rektör olarak atanıyorsunuz. Ben hukukçuyum Sayın Tekin, hukukçuyum, harika çocuk yasası vardır, tarihimizde bir kere çıkarılmıştır kişiye özel kanun; İdil Biret ve Suna Kan. Bunun yanına altın harflerle isminiz gerçekten yazılıyor. Devam ediyorum, bundan sonra ne yapıyorsunuz, bakan olduktan sonra? İki ay geçiyor, Ensar'da Karaman İl Millî Eğitim Müdürü olacak Asım Sultanoğlu isimli şahsı alıyorsunuz, Urfa'da İl Millî Eğitim Müdürü olarak atıyorsunuz. Ben Ensar'da avukat olarak görev yaptım biliyor musunuz Sayın Tekin? O Asım denen adamın makamına ikinci günü gittim, haberiniz var mı dedim burada Ensar Vakfı diye bir vakıf, merdiven altında bir yer açmış, burada 40'a yakın çocuğun başına bunlar gelmiş, siz bunları biliyor musunuz dedim. Benim yüzüme -arkadaşınız belli, gidince sorun- "Olur mu öyle şey canım, bizim bundan haberimiz olur mu efendim?" çeken bu insan ve bu sürede tam bu sebeple görevden uzaklaştırılan bu insan sizin Bakan olmanızdan iki gün sonra iş yapmış gibi, marifetmiş gibi Urfa'ya yine İl Millî Eğitim Müdürü olarak atanabiliyor. Bunların hepsi sizin döneminizde oluyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Kadıgil, buyurun.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Toparlıyorum Sayın Başkan, toparlıyorum.
Bu açıdan bence siz diğer bakanlara benzemiyorsunuz, siz önemli bir Bakansınız çünkü bence Recep Tayyip Erdoğan'ın Mustafa Kemal Atatürk'ün lafını dinlediği tek yer var, o da "Cumhurbaşkanı olmasaydım Millî Eğitim Bakanı olurdum." dediği cümledir. Sizi bu görevde tutmasının sebebinin bu olduğunu düşünüyorum. Bütün bakanlıklar arasında dişiyle tırnağıyla, tam olarak saray rejiminin istediği düzeni getirebilmek için yıllarca çalıştığınız için şu an o sandalyede oturuyorsunuz ve ben burada gelen herkese "Sayın Bakan" diye hitap ederken size "Sayın Tekin" diye hitap etmemin sebebi de tam olarak buradan kaynaklanıyor.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Çok da umurumdaydı, çok umurumdaydı.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Siz bu ülkedeki çocukların eğitimi için değil, siz bu ülkedeki çocukların kendi istediğiniz gibi yaşamasına ve yetişmesine hizmet etmek için varsınız.
Bunun yanı sıra bir başarınız daha var, yazmıyorsunuz kitapçıklara ama yüzde 1 olan özel okul sayısını yüzde 9'a kadar artırdınız yani bir yandan dindar ve kindar nesil yetiştireceğiz adı altında bir yandan Türk eğitim sistemini sermayeye peşkeş çektiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)