SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, hesap vermeye alışkın olmayan bir bürokrat olduğunuzu bu kadar belli etmeyin çünkü siz burada seçilmiş vekillere açıklama yapmak zorundasınız, her eleştiriye hakaretle yanıt veriyorsunuz.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN - Hakarete hakaret...

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Bunu doğru bulmadığımızı ifade etmek istiyorum.

Şimdi, yani, iktidarınızda milyonlarca insan açlığa mahkûm edildi ve o açlık en çok da çocukları etkiliyor. Devletin resmî verileri bile diyor ki: "Bu ülkede 0-17 yaş arası her 2 çocuktan 1 tanesi yetersiz besleniyor." Bizzat devletin resmî verileri bunlar. Bu çocukların en azından okulda bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek yemesi için 2022 yılında Ekmek ve Gül bir kampanya başlattı ve bu kampanyaya memleketin dört bir tarafından on binlerce veli dört kolla sarıldı, Bakanlığınıza çocukların beslenmesi için imzalar gönderdi ve bu senenin başından beri imza toplamaya devam ediyoruz. Bakın, bu koca dosyanın içinde binlerce imza var, her kesimden insanın imzası bu çünkü ülkenin dört bir yanında insanlar çocuklarını besleyemiyorlar. Siz bile bu sese kulağınızı kapatamadınız ve sadece bir eğitim öğretim dönemi boyunca okul öncesinde yemek vermek zorunda kaldınız ama seçim bitti, yemek gitti ve siz sessiz sedasız bunun üstünü kapatabileceğinizi düşündünüz. Ama Bakanlığınızın yemek verdiği dönemden bu zamana gıda enflasyonu en az yüzde 85 artmışken elbette ki bunun hesabını halk size soracaktı. Açıklamak durumundasınız bu yemeği neden kaldırdığınızı bize. Açıklamadınız ama, açıklayamayacağınızı da düşünüyoruz çünkü 2 çocuklu bir aile için beslenme çantasının aylık maliyeti asgari ücretin üçte 1'ini aşıyor bugün ve biz sizin bütçe sunuş kitapçığınıza bakıyoruz ve Okulumda Sağlıklı Besleniyorum Programı'nı koyduğunuzu görüyoruz orada. Bu, açıkça Millî Eğitim Bakanlığı için utanç verici olmalı çünkü o programla internet sitesinde yayınladığınız öğrenciler için bir tek öğünü veliler sağlamaya çalışsa çocuklarına, asgari ücretin yarısını harcamak durumundalar. Neden böyle bir programı ortaya koyduğunuzu da acaba bir tek bürokratınız bile "Bakanım, biz bu sunuşa bunu koymayalım." diye size bir uyarıda bulunmadı mı diye de merak ediyorum gerçekten de. Yemeği kaldırdığınız yetmedi, üstüne bir de yine seçimde göz boyamak için kaldırdığınız okul öncesi katkı payını geri getirdiniz. Velhasıl 2024 bütçe teklifinizde çocukların karnını doyuracak bir tek kalem bile yok ama olmak zorunda, çocukların hakkını istiyoruz.

Peki, çocukların boğazından kısılan bu kaynaklar nereye aktarılıyor? Ha bire bütçeden aslan payını eğitimin aldığını iddia ediyorsunuz ama bakın, patronların ödemesi gereken, sizin iktidarınızın kıyak yaparak tahsil etmeyeceğini söylediği vergilerin toplamı bile Millî Eğitim Bakanlığı bütçesini 2'ye katlıyor, tam 2'ye katlıyor. Almadığınız bu vergilerin sadece binde 1'iyle siz 20 milyon öğrenciye dokuz ay boyunca ücretsiz yemek verebilirdiniz. Neden bunu tercih etmiyorsunuz? Bize bunu da açıklamak zorundasınız.

Sadece vergi borcu da silmiyorsunuz, "teşvik" adıyla kaynaklar da aktarıyorsunuz, aynı patronlara özel okullarda kıyak geçmeyi ihmal etmiyorsunuz ve sadece bu kıyakla da yetinmiyorsunuz, çocuklarımızın emeğini de peşkeş çekiyorsunuz. "Mesleki ve teknik eğitim" başlığı altında "MESEM'leri organize sanayi bölgelerinde sektörle iş birliğini güçlendirmek için açtık." diyorsunuz. Vallahi, bu itirafınıza katılıyoruz, MESEM'leri sermayeyle iş birliği için açtınız, evet ve sermayenin iş birlikçisi olan iktidarınız yoksul emekçilerin çocuklarının emeğini de patronlara peşkeş çekiyor, MESEM'lerde bir kuruş vermiyorlar, kendilerini çocukların güvenliğinden sorumlu hissetmiyorlar ve çocuk işçilerin ölümünden siz de en az patronlar kadar sorumlusunuz. Devlet okullarına ayırdığınız kısıtlı kaynağın aslan payını da din eğitimine veriyorsunuz ve bir taraftan da bunları bütçe sunuşunuzda uzun uzun cümlelerle anlatmışsınız.

Buradan sormak istiyorum: Neden din eğitimine ve din öğretimine ayırdığınız imkânları, bütçeyi diğer liselere faydalandırmıyorsunuz? Mali kaynakları neden oralarda etkin kullanmıyorsunuz? Öğrenci sayısı 30'dan fazla olan şube oranı bugün liselerde yüzde 52, imam-hatip liselerinde yüzde 12; bilimsel, sanatsal, sportif faaliyetlere genel liselerde katılım oranı yüzde 30, imam-hatip liselerinde yüzde 80.

Nilgün Hanım keşke burada olsaydı da cevap verseydi, hamasetle ifade ettiği şeyin gerçeklerinin ne olduğunu duyunca. Siz mezarı kazıyorsunuz, imam-hatipler bilimsel eğitime Fatiha okuyor.

Bir de arka bahçeniz olan sendikalarınızı öne sürerek...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Karaca Demir, süreniz doldu.

Sözlerinizi toparlamak için size bir dakika süre veriyorum.

Buyurun.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Son olarak, IŞİD'e militan taşere ettiği bilinen İHH'yle en son imzalamışsınız protokolünüzü. Sadece cemaat, tarikat yurtlarına 563 milyon lira ayırdığınız yetmiyor, bir de bu gerçekler ortadayken gerçekten bu protokollere devam edip etmeyeceğinizi de çok merak ediyoruz.

En az 556 bin kız çocuğunu eğitimden uzaklaştırdınız, evliliğe ittiniz; sayısı 2 milyona varan çocuk anne yarattınız, bir de üstelik sizin bizzat kendinizin bireysel hayali olduğunu bildiğim karma eğitime karşı da savaş açmış durumdasınız. Bu savaşın bir karşılık bulmayacağını düşünüyor musunuz diye de sormak istiyoruz.

Son olarak da bizim apaçık bir gerçeğimiz var: Sizin sunuşunuzda gördük; planınızda ne öğrenciye ne veliye ne öğretmene ayrılmış bütçe yok; halkın cebinden oluşturulan kaynakları yine sermayeye, tarikatlara, cemaatlere çok güzel paylaştırmışsınız.

Bizim talebimizin özeti şu...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)