KOMİSYON KONUŞMASI

AYHAN BARUT (Adana) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakanı dinledim, öyle bir pembe tablo çizdi ki vallahi, hayretle dinledim, izledim. Yani kendimi "Acaba ben mi başka bir ülkedeyim, Sayın Bakan mı başka bir ülkenin Bakanı?" düşüncesinden alıkoyamadım.

Şimdi, ben buradan Sayın Bakana diyorum ki: Hangi rakamı anlatırsanız anlatın, hangi tabloyu çizerseniz çizin; gidelim Adana'da bir narenciye üreticisinin yanına -sizi de davet ediyorum- gidelim bir pamuk üreticisinin yanına, limon üreticisinin yanına; bütün çiftçiler şu anda perişan, çiftçi şu anda borcundan dolayı icra altında, ineğinden danasına, traktörüne, aletinden ekipmanına hepsi haczedilmiş durumda. Çiftçi ölmüş, çiftçiyi âdeta şu limon gibi sıkmışsınız; bakın, böyle limon gibi sıkılmış, ümüğünü sıkmışsınız Sayın Bakan.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Bakan, masaya sıkmayalım limonu, masamıza zarar veriyoruz, lütfen.

AYHAN BARUT (Adana) - Tedbirimiz var Sayın Başkan.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Peki, teşekkür ediyorum.

AYHAN BARUT (Adana) - Bakın, limon demişken Sayın Bakan, Çukurova'nın, Türkiye'nin en önemli, çok emek isteyen bir ürünü. Şu anda bu limon satılmıyor; bahçede, dalında kaldı, çürümeye terk edildi. Şunu hasat etmek için üretici işçi parası veriyor, tarlasındaki ürünü, bahçesindeki ürünü kaldırıp yeni sezona hazırlık yapmak için. Milletin tansiyonu zaten yükselmiş durumda; gelin, hiç olmazsa bu limona, narenciyeye bir destek verelim. Çiftçiye direkt destek verelim, tıpkı yağlı tohumlarda olduğu gibi bir destek verelim; hiç değilse, çiftçinin şu anda morali düzelmiş olsun Sayın Bakanım.

Ayrıca, madem, eğer kuzey ülkelerindeki bununla ilgili ihracat kapıları kapanmışsa yeni pazarlar arayışına girelim. Örneğin, Çin pazarına gidelim. Şu anda limonun arkasından mandalina ve portakal da aynı durumda. Mutlak suretle oradan haberler alıyorsunuzdur Sayın Bakan. Özellikle bu duruma acil el atmanız lazım çünkü millî servet dediğimiz ağaçlar bir bir kesiliyor. Yazıktır, günahtır; bir ağaç üç yılda, beş yılda meydana geliyor, üç yıldan önce meyve vermiyor.

Yine, ovamızın, Türkiye'mizin en önemli ürünlerinden biri şu gördüğünüz pamuk; tekstilde konfeksiyonun ham maddesi, 30'dan fazla iş kolunun ham maddesi. 23 lira ile 25 lira arasında maliyeti var ama şu anda piyasada 15, 16, 17 liraya satılıyor. Üretici perişan, gerçekten perişan; şu pamuk kolay yetişmiyor. Bakın, böyle, bu tür politikalarla şu anda Çukurova'da, tüm Türkiye'de de azaldı ekim alanları, 757 bin hektardan 360 bin hektara geriledi ama Çukurova'da artık bundan sonra pamuğu eski Türk filmlerinde göreceğiz, o hâle geldik. Pamukta da acilen 5 lira ve üzeri prim vermemiz gerekiyor. Her yıl 1 milyon tonun üzerinde pamuk ithalatı yapıyoruz. Tüm AK PARTİ iktidarı döneminde 28 milyar dolar pamuğa, pamuk ithalatına para vermişiz; bakın, işte, bu yerli çiftçilerimize kalacağı yerde başka ülkelerin çiftçisine bu desteği sunmuşuz.

Destekleme derken, 2006 yılında bir Tarım Kanunu çıkarıldı; bunun 21'inci maddesi "yüzde birinden az olamaz" der. Her ne hikmetse, hiçbir zaman -biraz önce arkadaşlar da söyledi- 0,6'yı geçmedi ama şu dönem verilen tarım desteği 0,25'lerde; 411 milyar TL destek verilmesi gerekirken 91 milyar TL destek veriliyor Sayın Bakan. Geçen yıl, 2023'te 600 küsur milyar faize para ayrılmıştı, 63 milyar tarıma destek. Şu anda 411 milyar liranın yerine 91 milyar destek veriliyor. Bu tarımı kurtaracak, üreticiyi rahatlatacak rakam hiç değil Sayın Bakan; bu desteklemeyi yüzde 1 yapmak, kanunun emrettiği hükümleri yerine getirmek lazım. Kanun niye çıkar, niye çıkarılır? Bir vatandaş kanuna uymadığı zaman cezası nedir? Ya cezaevidir ya da para cezasıdır. O zaman sizlerin ayrıcalığı nedir? Devlet bir kanun çıkarıyorsa, Meclis bir kanun çıkarıyorsa o kanuna, o yasaya uyulmalı ve "yüzde 1'den aşağı değil" diyorsa yüzde 1'den aşağı verilmemesi gerekiyor. Bakın, böylelikle on yedi senede o günkü kurlarla çiftçinin devletten 810 milyarın üzerinde alacağı birikmiş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Barut, ilave bir dakika veriyorum.

Buyurun lütfen.

AYHAN BARUT (Adana) - Devletin çiftçiden alacağı olsa çiftçinin tepesine çöker; faiziyle, icrayla alır. Çiftçinin alacağını verin.

Diğer taraftan 2,5 milyar borçla devralmışsınız, 500 milyarı geçmiş, çiftçinin borcu 200 kat artmış. Bu çiftçinin feryadını duyun lütfen Sayın Bakan, buna göre tedbirlerimizi alalım. Çiftçi, tarım bizim vazgeçilmezimizdir, ülke ekonomisinin en önemli mihenk taşıdır. Sadece narenciye ya da pamuk değil, mısır da aynı durumda, ayçiçeği de aynı durumda, buğday da aynı durumda. Bunları duyacağınızı, çözüm üreteceğinizi düşünüyorum.

Bir iki cümle de ziraat mühendisi, orman mühendisi, veteriner hekim, su ürünleri çalışanları, tekniker ve teknisyenler sizden atama bekliyor, net bir tarih, net bir sayı bekliyor. Yıllardır bu arkadaşlar feryat ediyor, maillerimizi, mesajlarımızı dolduruyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYHAN BARUT (Adana) - Onların feryatları bizim yüreğimizi yakıyor, siz de buna duyarlı olun.

Teşekkür ediyorum.