KADİM DURMAZ (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, kıymetli arkadaşlar; tabii, sözüme Erzurumlu bir çiftçinin sözüyle başlayacağım. Erzurumlu bir çiftçi "Ektiğim tarlaya, saçtığım tohuma bakırem hac farz olmuş, hasat sonu hasadı yapırem zekâta muhtaç olduk." diyor. Arkadaşlar, AK PARTİ'nin iktidardaki 22'nci yılında çiftçiyi getirdiği nokta maalesef bu ve düşünün, öyle bir meslek grubu ki yılın on iki ayı çalışıyor, didiniyor, çoluğu çocuğu mesai kavramı yok ama ürettiğinin tutarını, bedelini kendi belirleyemiyor. Böyle bir hâle getirdiniz.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hiç doğru olmadı ya!

KADİM DURMAZ (Tokat) - Hani bu ülkede yoksulluk bitecekti? Hani bu ülkede yolsuzluk bitecekti, yeniden ürettiğiyle kendine yeten bir ülke olacaktık? Bunların tamamından uzaklaştık ve boynu bükük, zavallı durumuna getirdiniz.

Bu yıl buğdaya 8,5 lira fiyat verildi ve otuz beş gün sonrasına da çiftçiye randevu verildi. Arkadaşlar, tarım politikalarınızın sonucu; bir çiftçinin borcunu ödeyeceği yere otuz beş gün bekleme mecali yok. Eğer devlet sosyal bir devletse, eğer yönünü üreticiden yana dönmüşse bunu bir hafta, azami on günde vermeli, çiftçiyi de borç sarmalından ya da kendine gelen emanetten bu şekilde kurtarmalı. Aksi hâlde büyük bir bölümü 5 lira; 5,5 lira; azami 6 liradan tüccara ürününü satmak zorunda kaldı. Ne acı ki bunların hepsini tek başına bir iktidar eliyle yaşadık. İktidar da ne yaptı? Her daim 2002 öncesini farklı göstermeye çalıştı.

Size birkaç rakam vereceğim arkadaşlar. 1 kilogram ekmek 2002'de 1 TL, bugün en ucuzu 35 lira; 1 kilogram et 8 TL, şimdi en düşük olan 360 TL; 1 kilogram süt 18 kuruş, şimdi 11,5 TL; çeyrek altın 28 TL, şimdi 3.090 TL; 1 dolar 1,6 TL, şimdi 28,59 kuruş; 1 litre mazot 1,48 kuruşken bugün herhâlde 36 liraya çıktı değerli arkadaşlar. Böyle şartlar altında ülkede üretim yaptırma şansı yok. Üretim dünyanın en gelişmiş ülkelerinde de hani sizin sık sık, az da olsa verdiğiniz desteklemelerle övündüğünüz değil... Tamamen sağlıklı nesiller yetiştirmek isteyen ülkelerin niyeti, tarımı ve üretimi, azami temel gıdayı destekleyip sağlıklı, gürbüz nesillerin yetişmesini sağlamak ama siz bundan oldukça uzak yollarda seyrediyorsunuz Sayın Bakanım.

Bakın, ne oldu? Yaklaşık olarak bu ülkede et ithalatının önünü açtığınız günden bu yana verdiğiniz rakamı Türkiye Cumhuriyeti çiftçilerine verseydiniz biz bugün et ithalatını konuşmazdık, belki buralardaki ürün fazlasını nerelere, hangi şekilde kıymetli hâlde pazarlayacağımızı düşünürdük ama niyet o değil. Bakın, en son ne oldu? Birleşik Arap Emirlikleri'nden tarım ürünlerini ithal edebilme izni verildi. Ya arkadaşlar, eğer Türkiye bu duruma düştüyse dükkânı kapatın, bırakın artık ya bu görevi, sürenin mürenin dolmasını beklemeyin, yapmayın arkadaşlar. Büyük ova ilan edildi, hükûmetin doğru yaptığı çalışmalardan biri ama arkadaşlar, bu ovalarda üretilecek ürün desenini, teşviklerini belirlemeden olmaz, olmaz. Bakın, benim ilim Tokat'tan söylüyorum arkadaşlar. Tokat ilinin yaklaşık olarak yüzde 46'sı madenlerle ruhsatlandırılmış. Bu, ormanların yüzde 44'ü, tarım alanlarının yüzde 27'si, meraların yüzde 56'sı, büyük ovanın yüzde 13'ü, korunması gereken alanların yüzde 32'si, önemli doğal alanların da yüzde 30'u. Sayın Bakanım, bu şekilde tarım politikası olmaz yani o büyük ovalardan şöyle bir örnek vereyim: Erbaa-Niksar-Kelkit Vadisi'nden bir otoyol geçecekti, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde biz sistemden sorduk, yurttaş olarak kamusal hakkımızı kullandık, "Büyük ovalardan 150 metre genişliğinde bir alan otoyol geçirme amaçlı kullanılamaz diye otoyolun yerini değiştirdik." dediler, takdir ettik ama siz bu ovaları korumuyor ve...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Durmaz, toparlayın.

KADİM DURMAZ (Tokat) - ...can biten Erbaa, Niksar Ovası'nda, Kazova'da beş yıl, altı yıl, on yıl münavebesiz, vahşi sulamayla mısır ekmeye bu çiftçiyi mecbur kılıyorsanız, 3 ürün alınacak ovalarda bu politikalarınızı gözden geçirmeniz gerekir. Şimdiye kadar izlediğiniz yol ve yöntem ortada. 3 Kasım 2002'de ülkenin nüfusu 65 milyon, 21 milyon 500 bin yurttaş köyde yaşıyor, doyuyor, üretiyor ama bugün 85 milyonun 8,5 milyonu köyde kalmış, bunun da yaş ortalaması 58-60'sa demek ki AK PARTİ'nin tarım ve üretim politikası iflas etmiş demektir.

Bakın, şeker fabrikalarını özelleştirdiniz, sadece bir yıllık şeker ihtiyacına o fabrikalardan elde edilen gelir yetmedi, 2 katını cebinden koydunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Bakanım, bakın, Turhal ilçemizde şeker pancarı pahalı satılıyor, gübre ve geçen yılın küspesi şu anda alanda duruyor, kokudan da Turhal'a girilmiyor, bir talimat verin incelesinler; yaşanmaz bir kente döndü, neden?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Durmaz, teşekkür ediyorum.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Dört yıldır AK PARTİ'li Belediye Başkanının yönettiği kayyumla idare ediliyor 58 bin üyesi olan kooperatif.

Teşekkür ediyorum.