Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a)Tarım ve Orman Bakanlığı b)Orman Genel Müdürlüğü c)Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ç)Türkiye Su Enstitüsü d)Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 13 .11.2023 |
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Belki de detaylarıyla konuşulan tarım meselesinin bu kadar detaylarına indirilmesi elbette kıymetli ama şunun adını doğru koymamız lazım, ortada çok önemli bir sorun var: "Sektör" denerek bile aslında itibarsızlaştırılan bir insanlık meselesi var; AKP iktidarı ve saray iktidarının yirmi bir yıldır bu ülkede kapitalizmin bilerek ve isteyerek mülksüzleştirdiği, göçe zorladığı, 85 milyon insanı müşteri yaptığı önemli bir tarım politikası var, üzerinde durmamız gereken temel konu tam da budur. Bütün eleştirilere katılarak günün sonunda sorunun adını doğru koymak zorundayız. Sorunun adı iktidarın bizatihi, kasıtlı olarak tarımı çökertme politikasıdır, bilincidir. Bu da kapitalizmin dayatması, yerli bir iş birliği alanıdır. Neden bunu söylüyorum? Biraz önce başlandığında şu söylendi: "Gıda erişimi." dendi. Türkiye'de gıda erişimi sağlanabiliyor mu?
AHMET KILIÇ (Bursa) - Evet.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Elbette Gazze'de sorun var, elbette başka yerde sorun var ama Türkiye'de ciddi bir gıda krizi var. Sayın Bakan, merak etmeyin, size dair hiçbir şey söylemiyorum. Neden? Çünkü buraya onlarca bakan geldi, söyledi, gitti, politikada en ufak bir değişiklik olmadığı hâlde çok daha kötüye gittik.
Başka örnekler, dediniz ki: "Avrupa'da 1'inci, dünyada ilk 10'dayız." Peki, şuradan baktınız mı, Türkiye çiftçisi şu anda dünyada geliri en düşük çiftçi; Avrupa 24 bin dolar civarında, Türkiye çiftçisi 3 bin dolar, örneklemek isterim. Bir başka mesele, Türkiye'de insanları yılda 250 kilogram ekmek yemeye mahkûm ettiniz. Bir başka temel kavram, Avrupa Birliği toplam bütçesinin yüzde 33'ünü tarıma verirken siz sadece yüzde 1'ini verdiniz; hatta daha ileri gidiyorum, ilk kez Mehmet Şimşek yönetiminde tarımı hiç olmadığı kadar cezalandırıp uçurumdan atıyorsunuz ve o politikayı, ekonomik politikayı aynen uyguluyorsunuz. Yaptığınız iş binde 22 gayrisafi millî hasıla üzerinden.
Bir başka temel gerekçe, özellikle söylemek istiyorum: Kırdan kente göç, kentteki yoksulluk, biat kültürü, nafaka ve sadaka mekanizmasının tümü sizin temel politikalarınız.
Devam ediyorum, siz tamamen Rusya-Ukrayna meselesi üzerinden... "Tahıl koridoru" dediğiniz şey ne, biliyor musunuz? Fırsatçılık. Bu ülkenin çiftçisini mahvettiniz. Neden? Bir yılda 13,5 milyon ton buğday satın aldınız. Bu ülkede 21,5 milyon ton buğdayı siz söylemediniz mi, Bakanlığınız söylemedi mi "Var." demedi mi? Şu anda buğday üreticisi perişan ama siz buğday almaya devam ediyorsunuz. Başka bir temel, ana gerekçe olarak söylemek isterim: Net bir şekilde adını koyarsak sorunları çözeriz. Bilerek yapıyorsunuz bunu. Bir yılda çiftçiye 63 milyar verirken bir avuç tefeciye 640 milyar faiz ödüyorsanız bu bir tercihtir. "2024'te çiftçiye 91 milyar destek vereceğim." derken siz 1 trilyon 200 milyar yani 14 kat daha fazla parayı faize veriyorsanız bu bir tercihtir. Bilerek, isteyerek uyguladığınız temel bir politika var, bu politikanın adı fırsatçılık ve tamamen çiftçiyi sistemden çıkarmaktır. O yüzden mevsimlik tarım işçileri yok onun içerisinde, o yüzden küçük çiftçi yok o işin içerisinde, o yüzden tarım alanlarına dair bir tutumunuz yok o programın içerisinde. Yani aslında meselenin kaynağı siz de değilsiniz, size bunu öğreten yapılar. Liberal sistemin uluslararası şirketleri Türkiye'deki her şeyi yönetiyorlar; ne ekeceğimize onlar karar veriyorlar, ne kadar ekeceğimize onlar karar veriyorlar. Biraz önce söylediniz, girdilerden bahsettik, tarımın çözümü 2 noktadadır: Bir, ya girdi maliyetlerini düşüreceksiniz; iki, ya da desteklemede esnek, müdahaleci, sürdürülebilir, çiftçiyi mağdur etmeyecek, tüketiciyi aşırı pahalı gıdaya yönlendirmeyecek bir mekanizma oluşturacaksınız. Var mı? Yok. Oysa tohumdan bahsediyorsunuz, oysa başka alanlardan bahsediyorsunuz. Biz sadece tarımsal girdileri konuşuyoruz. Eğer sadece ilk dokuz ayda 8 kalem ürüne ithalat üzerinden 250 milyar lira para ödemişsek burada çok ama çok önemli bir sorun var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Sarıbal, mikrofonunuzu açayım, lütfen toparlayın.
Buyurun.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Teşekkür ediyorum.
Tarımsal mazot girdisi girdi olarak konuşulmuyor; tohum, girdi olarak konuşulmuyor; gübre, girdi olarak konuşulmuyor. Bir gübre fabrikası gübre üretmeme kararı aldı Sayın Bakan, gübre üretmeme kararı aldı! Soruyor musunuz ne kadar buğday ekildi şu saate kadar? Buğdaycı, mısırcı, pirinççi ne durumda biliyor musunuz? Hepsini biliyorsunuz, çok net biliyorsunuz ama aldığınız öğreti, aldığınız görev, uluslararası şirketlerin dayatması çok net bir şekilde bu çiftçiliğin sonunu getirmekle ilgili. Samimi olun, çıkın söyleyin, biz bu ülkede çiftçi istemiyoruz deyin çünkü bir taraftan destekliyoruz derken bir taraftan, bir yılda çiftçinin borcu yüzde 100 artıyorsa burada çok önemli bir problem var, çok büyük bir problem var, yani böyle sözlerle anlatılamayacak kadar büyük problem var. Çiftçi şu anda modern köle, boğazında âdeta idam ipi var.