KOMİSYON KONUŞMASI

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Çok Saygıdeğer Bakanım, şahsınızda bütün heyeti saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Bütçenizin hayırlı ve bereketli olmasını temenni ediyorum.

Evet, değerli arkadaşlar, tabii, bugün çok önemli bir Bakanlığın bütçesini görüşüyoruz. Konuşmacıların hemen hepsi tarım sektörünün çok önemli bir sektör olduğunu, stratejik bir sektör olduğunu ifade etti; bizler de bunu yıllardan beri görüyoruz ve ifade ediyoruz. Gerçekten, bu sektör esnekliği olmayan bir sektör, özellikle korunması ve kollanması gereken bir sektör, desteklenmesi gereken bir sektör hatta serbest piyasa ekonomisi koşullarına terk edilmemesi gereken bir sektör çünkü karşılaştırmalı üstünlükler teorisinin uygulanmadığı sektörler arasında yer alan bir sektör; özellikle Avrupa'nın tarım politikasına baktığımızda bizler bunu çok rahatlıkla görebiliyoruz. Tabii, yine tarım ve hayvancılık sektörü öyle bir sektör ki herkes görüş ve fikir beyan edebiliyor çok rahatlıkla ama çözüm noktasında gerçekten çok fazla bir şey söylenemediğini de bugün burada görüyoruz çünkü tarıma konu olan bütün kaynaklar dünyanın en kıt kaynakları. İşte, su zengini bir ülke değil Türkiye, aynı zamanda tarım toprağı zengini bir ülke değil; dolayısıyla bütün bunların gözetilerek Tarım Bakanlığımızın yapması gereken faaliyetler, uygulaması gereken politikalar var ve yıllardan beri de bunlar uygulanıyor. Eksikliklerimiz var mı? Var. Yanlış uygulamalar olmuş mudur? Mutlaka olmuştur. Önemli olan, bundan sonraki süreçte tarımla ilgili, geleceğimizle ilgili özellikle yapabileceğimiz faaliyetler ve uygulayacağımız politikalar.

Şunu çok rahatlıkla ifade edebiliriz ki tarıma konu olan tüm kaynaklar gerçekten dünyanın en kıt kaynakları. Dolayısıyla bu kaynakların da yine en verimli şekilde kullanılması gerekiyor; bunun altını çizelim. Gıdayı kontrol edenlerin aslında bundan sonraki süreçte dünyayı da kontrol edebileceklerini daha önce ifade etmiştik. Bizler bu durumu pandemi sürecinde yaşadık ve gördük; dünyanın o en anlı şanlı ülkelerinin -Amerika'sından Avrupa'sına kadar bütün ülkelerinin- durumunu yakından gördük ve müşahede ettik. Üretim zincirlerinin bozulduğunu, rafların boşaldığını... Tabii ki bu süreçte Türkiye'de üretim zincirlerinde herhangi bir sıkıntı yaşanmadı, gıdaya erişimde herhangi bir problem yaşanmadı. Burada hem Tarım Bakanlığımızın uygulamış olduğu politikalar hem de çalışkan çiftçimizin emeği ve alın teri var. Bundan dolayı bunu da ifade etmek istiyorum.

Tarım yine gerçekten çok stratejik bir sektör. Özellikle son dönemde jeopolitik gelişmeler, iklim değişikliği, değişen tüketim kalıpları, bütün bunlarla birlikte stratejik konumu daha da güçlenmiş durumda. Gıda güvenliği tabii bu aşamada çok çok önemli, bunu belirtelim. Dolayısıyla biz de tarıma Bakanlık olarak bu gözle bakıyoruz. Tarım ve gıda konusuna yine stratejik bir alan olarak bakıyoruz. En az Millî Savunma kadar stratejik olduğunu da ifade etmek istiyoruz ancak şunu da belirtmek gerekir ki gelişmiş ülkelerde tarımın millî gelirdeki payında nispi olarak azalma var. Bunun sebebi tarımın hacminin küçülmesi değil, sanayinin ve hizmetlerin nispeten daha hızlı büyümesidir. Bu da kalkınmanın doğal bir sonucudur. Türkiye'de de ürünlerin miktar olarak arttığını görüyoruz ama Türkiye bütçesinin artmasından dolayı tarım içerisindeki payının da nispi olarak azaldığını görüyoruz; bu gayet doğal.

Önümüzdeki dönemde özellikle yaşlı nüfusun çok artacağını söylüyoruz, bunu biliyoruz. Tarımda kırsal alanda genç nüfusu tarıma çekecek, kırsal ile şehir hayatını aynı anda yaşama imkânı veren yerlerde genç girişimcileri tarıma teşvik etmek için çok güçlü politikalarımız var özellikle. Destekleme sistemimizin de gözden geçirileceğini On İkinci Kalkınma Planı'nda da yine görmüştük, burada değerlendirmiştik.

Tabii burada tarıma verilen desteklerin sadece doğrudan desteklerle sınırlı olmadığının, tarım yatırımları ve yine tarımsal işletmelere verilen sübvansiyonlu kredilerin de tarımın desteklenmesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğinin ve bunun bütçenin tarımdan aldığı payın içerisinde algılanması gerektiğinin de altını özellikle çizmekte fayda var. Enerji, sanayi, ulaştırma ve tarım sektöründe bütünleşik ve çevre dostu politikalar benimsenerek sürdürülebilir, düşük emisyonlu, yüksek teknolojiye dayalı üretim teknikleriyle Türkiye'nin uluslararası rekabetçi konumunun güçlendirileceğini de burada hatırlatmakta fayda var.

Yine, orta vadeli kalkınma planımızla tarım arazilerinin korunması, amacı dışında kullanımının önüne geçilmesi ve etkin kullanımı için zorlayıcı ve özendirici düzenlemeler hayata geçirilecek, ekilebilir ve sulanabilir alanlar da bu kapsamda artırılacak.

Ürün ve tarım parseli bazında asgari ve azami üretim alanları belirlenecek, çiftçi başvurularının üretim izinlerinin ve ekim kontrolü de bu şekilde sağlanmış olacak.

Gıda fiyatlarında istikrarı ve gıda arz güvenliğini sağlamayı teminen, arazinin verim kabiliyetiyle birlikte yağış ve sulama imkânları da gözetilerek stratejik tarım ürünlerinde hedef yeterlilik oranları belirlenecek ve üretim planlaması bu şekilde yapılacak.

Yaş meyve ve sebze ürünlerinin arz sürekliliğinin sağlanması amacıyla jeotermal enerji kaynaklarının bulunduğu uygun alanlarda sera organize tarım bölgesi kurulmasına yönelik yatırımlarımız da inşallah önümüzdeki süreçte hızlandırılacak. Yeni sera kurulumu ile sera yenileme yatırımları da bu kapsamda desteklenecek.

Lojistik maliyetlerinin azaltılarak tüketicilerin tarım ürünlerine uygun fiyata ulaşabilmelerini temin etmek üzere, önemli tüketim merkezi olan kentlerde kent tarımı desteklenerek tarım sektöründe genç nüfusun da istihdam edilmesi sağlanacak.

Sayın Bakanım, tabii, yine, bu kapsamda, tarımsal üretimde sürekliliğin sağlanması ve verimliliğin artırılması amacıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın da kararıyla tarımsal desteklerde artışa gidildiğini de bugünkü sunumunuzdan çok rahatlıkla görebiliriz. Ben birtakım rakamları burada bir kere daha, tekrar ifade etmek istiyorum. Bu artışlar kapsamında baktığımızda, tarımsal destekleme bütçemizi 63,4 milyar liradan 2024 yılı için 91,55 milyar liraya çıkartarak bitkisel üretim desteğinin de 51,1 milyar liraya, hayvansal üretim desteğinin 18,71 milyar liraya, su ürünleri desteğinin 250,7 milyon liraya, tarımsal araştırma ve geliştirme desteğinin de 682 milyon liraya, kırsal kalkınma desteğinin ise 8,15 milyar liraya yükseltileceğini görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi gerçekleştirme yolunda tarımsal üretimimizi daha da ileriye taşımak için var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz.

Tabii, çok fazla konuşulacak konu var tarımla ilgili. Özellikle, ben, birkaç hususun da altını çizerek konuşmamı sonlandırmak istiyorum. Sayın Bakanım, daha önce de ifade etmiştiniz, sözleşmeli tarımın, gerçekten, özellikle son zamanlarda çok daha yaygınlaşacağı konusunda, yine, ürün sayımıyla ilgili çok ciddi çalışmaların yapılabileceğini ifade ettiniz. Tabii, bunun yapılabilmesi için Türkiye'de tarım bazlı havza sisteminin bir kere daha değerlendirilmesi, desteklerin niteliğinin gözden geçirilmesi, arzı artırıcı yönde desteklerin sağlanması, tarıma dayalı ihtisaslaşmış organize bölgelerinin desteklenmesi, çeşitlendirilmesi ve ülke sathına yayılması önemli bir konu.

Yine, gıda zincirinin sağlıklı bir şekilde yürümesi için -hem büyük marketlerin- bu anlamda, önümüzdeki süreçte Türkiye Büyük Millet Meclisine gelebilecek yasaların ivedi bir şekilde hızlandırılması yönünde ciddi adımların atıldığını görüyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Kırkpınar, lütfen tamamlayalım.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Teşekkür ediyorum.

Tabii, tarım sektörünün en önemli girdilerinden biri enerji. İşte, petrol ve elektrik maliyetlerinin enerji maliyetleriyle birlikte arttığını görüyoruz. Burada, özellikle tarım genelde yazın yapılan bir uğraş, bir faaliyet; güneş panellerinin bu anlamda değerlendirilmesiyle alakalı da bir girişim daha önce vardı, yalnız bu son zamanlarda biraz durduruldu. Bu, güneş panellerinin desteklenmesi ve üreticilerimizin, tarım sektörüyle ilgilenen işletmelerin bu anlamda enerji maliyetlerini düşürmesi ve bunun enflasyona kadar yansıması süreci olacaktır. Ben bunun da altını özellikle çiziyor, tekrar bütçenizin her kuruşunun hayırlı ve bereketli olması temenni ediyorum.