Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a)Tarım ve Orman Bakanlığı b)Orman Genel Müdürlüğü c)Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ç)Türkiye Su Enstitüsü d)Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 13 .11.2023 |
MUSTAFA ERDEM (Antalya) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, Sayın Bakan Yardımcılarım, milletvekili arkadaşlarım, sayın bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
İçinde yaşadığımız yüzyılda tarım ülkenin kalkınması ve ayakta kalabilmesi için çok önemli bir işleve sahip. Dünyada açlığın ciddi bir sorun hâline geldiği bu dönemde ülkemizin kendine yeten tarımsal üretim yapabilmesi hayati bir öneme sahiptir. Hepimiz pandemi sürecinde gıdaya ulaşmanın nasıl bir sorun olduğunu hep birlikte gözlemledik, insanlar panik hâlinde marketleri yağmalar hâle geldi. Bir taraftan küresel ısınma ve iklim değişikliği, diğer taraftan rekabet ve gıdaya sahip olma gibi etkenler tarım ve gıdanın ne kadar vazgeçilmez olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi. Dünyada 2019'dan bu yana 122 milyon kişi daha açlıkla mücadele eder konuma geldi yani yaklaşık 735 milyon kişi açlıkla mücadele ediyor. Aslında ülkemizde de durum farklı değil; gıda enflasyonu yüzde 110'lar seviyesine çıkmış, çarşı pazar ateş pahası, insanlar çocuklarına sebze, meyve, et, süt alamaz hâle gelmiş.
Sayın Bakanım, ülkemizin bu duruma gelmesinde küresel ısınma, iklim değişikliği, pandemi gibi küresel sorunların etkisi olsa da en önemli etkenin 2022 yılından beri izlediğiniz politikalardan kaynaklı olduğunu düşünüyoruz. Ülkemiz tarımda ithalatçı bir konuma getirildi, çiftçi tarımdan koparıldı, köylü toprağını ekmekten vazgeçirildi, gençler tarımda gelecek göremeyerek ve tarımdan kazanç bulamayarak şehirlere göç etmek durumunda kaldı. Tarımda işçi bulamıyoruz ama kentlerde de maalesef işsizlik had safhada.
Size kendi memleketim Antalya'dan bir örnek vereyim: Biliyorsunuz, Finike kendi adıyla anılan ve coğrafi işaret almış portakalıyla çok önemli bir narenciye üretim merkezidir. Finikeli üreticiler on beş yirmi yıl önce 10 dekarlık narenciye bahçeleriyle çocuklarının bütün eğitimlerini, düğünlerini ve çeyizlerini karşılayabiliyorken bugün bahçelerinin masraflarını bile karşılayamaz duruma gelmişlerdir. Çiftçinin, köylünün sırtında dağ gibi borç var; ilacı, gübresi, tohumu, mazotu yüzde 5-10 kat artmış; çiftçi üretemiyor, üretse zararına satıyor, çiftçiye destek yok. Peki, iktidar ne yapıyor? Kendi çiftçisine, köylüsüne destek vereceğine ha bire sıfır gümrükle ithalat yapmaya devam ediyor. Bu da anlaşılır bir şey değil.
Sayın Bakanım, çiftçinin bankalara olan borcu 2023'ün ilk iki ayında 34,4 milyar TL daha artarak 360,4 milyar TL'ye ulaşmış. Hâl böyle olunca tarım alanları boş kalıyor, dışa bağımlı bir tarımsal yapı ortaya çıkıyor. Küresel ısınma dedik, iklim değişikliği dedik; dünya bir krizin eşiğindeyken ülke tarımını bu sorunlarla baş başa bırakmak, dışa bağımlı hâle getirmek aslında bizim için bir intihardır.
Sayın Bakanım, şimdi, seçim bölgem Antalya'dan bazı bilgiler vermek istiyorum. Antalya turizmin başkenti olduğu kadar tarımın da başkenti konumundadır. 114 milyar TL'lik bitkisel üretim değeriyle Türkiye toplam üretiminin yüzde 7,1'ini tek başına sağlamaktadır. Bitkisel üretim değeriyle Türkiye'de 1'inci sırada yer alan Antalya, seracılığın ve kesme çiçek üretiminin de başkenti olma yolundadır. Türkiye'de üretilen portakalın yüzde 30'u, narın yüzde 23'ü, muzun yüzde 37'si, avokadonun yüzde 81'i Antalya'da üretilmektedir. Elma ve armut üretiminde de Antalya hatırı sayılır bir üretim potansiyeline sahiptir. İlimizde iç pazarın yanı sıra ihracata yönelik elma ve armut yetiştiriciliği Elmalı, Korkuteli, ve Kaş ilçelerimizde yapılmaktadır. Hâl böyleyken Antalya'da çiftçimizin sorunları gerçekten çok büyüktür. Elmalı, Korkuteli ilçelerimizde son yıllarda yayla seracılığına doğru bir kaçış vardır, Finike de keza aynı. Köylümüz, çiftçimiz ağaçlarını kesip seraya çeviriyor ve meyvecilikten yavaş yavaş vazgeçiyor. Meyveciliğin geleceği tehlikede Sayın Bakanım. Yarın öbür gün pazarda parasıyla da meyve bulamayacak duruma geleceğiz Antalya'da.
Sayın Bakanım, ihraç edilen en kaliteli narların üretildiği Finike ve Döşemealtı bölgelerinde nar üreticileri sulamada sıkıntı yaşamaktadırlar. Finike'nin Gökbük, Arif, Yeşilköy, Yalnız köylerinde üreticilere düşük fiyatla tahsis edilen ve kotası yetersiz kalan su fiyatlarında ilave kota istenmesi gerekiyor. İlave su kotaları yüksek fiyat nedeniyle üretim maliyetini arttırdığı için üreticiyi su kullanmaktan alıkoyuyor, bu durum da narda verim ve kaliteyi olumsuz etkiliyor. Çiftçi yakın zamanda nar ve narenciyeden de vazgeçecek durumda.
Artık çiftçi yılmış, çiftçi isyanda; çözüm bekliyor. Girdi fiyatlarındaki artış, çiftçiye destek verilmemesi, su sorunu, nitelikli eleman sorunu çiftçiliği ve üretimi bitirecek duruma gelmiş. Dünyanın önemli sebze, meyve üreticisi konumundaki Türkiye bu alanlarda yaşanan sorunlara bugünden çözüm üretemezse bu alandaki üstünlüğünü de kaybetme riskiyle karşı karşıya gelecektir. Sayın Bakanım, aslında son çıkarılan torba yasada -tarım üretimin ana unsuru, tarımsız üretim olmaz- iktidarın üretime de bakış açısını maalesef gördük. İhracata yapılan desteğin tarıma da yapılmadığına, tarımın biraz üvey evlat yerine konduğuna şahit olduk.
Yine, süs bitkileri sektörü her yıl 70-80 milyon dolar ihracat fazlası veren, ülkede yıllık 110-120 milyon dolar ihracat gerçekleştiren bir sektördür. Bu sektörün istihdama katkısı doğrudan 100 bin, dolaylı 500 bin kişidir. Emek yoğun ve kadın istihdamının fazla olduğu bir sektördür fakat süs bitkilerinin tabi olduğu 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu'nun altında yer alan tüm faaliyet konularında KDV yüzde 1 iken süs bitkilerinde KDV yüzde 20'dir, burada negatif bir ayrımcılık uygulanmaktadır. Sektöründe rekabet ettiğimiz Hollanda'da KDV süs bitkilerinde yüzde 9, Almanya'da yüzde 7 olarak uygulanmaktadır. Bu oranlar bizim üreticilerimizin rekabet gücünü zayıflatmaktadır. Bitkisel üretim faaliyetleri içerisinde yüzde 20 KDV uygulanan tek sektör olan süs bitkileri sektöründe üretimi arttırmak için öncelikli beklenti KDV oranının düşürülmesidir. Yine, yönünü ihracata dönmüş bir sektör olarak bu sektörde mevcut üretim alanlarının kiralık olarak kullanılması bir sorun yaratmaktadır. Sektörün uzun dönem kiralayabileceği arazilere ve ihtisas bölgelerine ihtiyacı vardır. Yine, Sayın Bakanım, bu sektörde üreticiler krediye ulaşamamaktadır.
Tarımda nitelikli eleman ihtiyacı vardır. Burada atama bekleyen gıda mühendisleri, ziraat mühendisleri ve veteriner hekimlerin de sesini duyurmak isterim. Bu arkadaşlar ülkeye faydalı olmak ister, her seçim zamanı verilen sözlerin tutulmasını ister ve atama bekler. Tarım ve Orman Bakanlığı son dört yılda toplamda 690 kişilik ziraat mühendisi, 499 kişilik veteriner hekim ve gıda mühendislerinden ise sadece 149 kişilik bir istihdam gerçekleştirmiştir. Bu sayılar mezun sayılarına oranla son derece düşüktür. Nitelikli tarıma bu kadar ihtiyacımız varken bu yetişmiş insan gücümüzü heba etmeyelim diyorum.
Yine, son olarak, ülkemizi hem de bölgemizi çok yakından ilgilendiren bir konuya da değinmek istiyorum: Orman yangınları ve bir türlü alınamayan önlemler. Küresel ısınma ve bazı rant kaygılarıyla son yıllarda orman yangınları arttı. Antalya'nın Manavgat ilçesinde 2021 yılında çıkan ve 60 bin hektar alanın yandığı, 7 kişinin yaşamını yitirdiği, 2 binin üzerinde ev ve iş yerinin zarar gördüğü büyük Manavgat yangınını hepiniz hatırlıyorsunuz. Bu yangında gördük ki AKP iktidarı yine liyakatsiz kadrolar yüzünden orman yangınları...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.
MUSTAFA ERDEM (Antalya) - Yeterli yangın söndürme uçağı yoktu, helikopter yoktu, gece görüş sistemi yoktu, uzman personel yoktu. Sonuçta, dünyanın hayranlıkla baktığı Toroslar kül oldu. Hatırlarsınız hepiniz, günlerce yangın söndürme uçağı bulunamadı, vatandaş cebinden para toplayıp helikopter kiralama kampanyaları başlattı. Bu yıl yine Kemer, Akseki ve Alanya'da çıkan orman yangınlarında binlerce hektar alan kül oldu. Artık Bakanlığımızın bu alanda gerekli tedbirleri almasını bekliyoruz. Sayın Bakanımızın konuşmasında da söylediği olumlu gelişmeleri görmek bizi sevindirdi.
Son bir cümle, hayvancılığa destek verilmesi ve hayvancılığın tekrar ekonomiye kazandırılması gerektiğini düşünüyor, Sayın Bakanımıza görevinde başarılar diliyor, saygılar sunuyorum.