KOMİSYON KONUŞMASI

CEVDET AKAY (Karabük) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, Sayın Bakanım, çok kıymetli hazırun; ben de hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Vefatının 85'inci yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü minnetle ve özlemle anıyorum; Millî Mücadele şehitlerimize de Allah'tan rahmet diliyorum, ruhları şad olsun.

Sayın Bakanım, ben bütçe kalemleriyle ilgili değerlendirmeden sonra tespitlerimizle ilgili, bütçeyle ilgili diğer detay konulara gireceğim. Genel bütçe içerisinde 271 milyarlık bir rakama sahip bütçe büyüklüğü açısından. Bu alt kalemlere baktığımız zaman -az önce kıymetli vekilim de ifade etti- İklim Değişikliği Başkanlığına ayrılan bütçe rakamının düşüklüğü benim de dikkatimi çekti; 178 milyon 814 binlik bir rakam. Yani bu, Bakanlığın bütçe büyüklüğü içerisinde on binde 6'lık bir rakama tekabül ediyor. Tabii ki iklimle ilgili, mücadeleyle ilgili bazı alt programlar var, o alt programlarda 10 milyarlık bir rakamı ben gördüm. Acaba bu rakam bu Başkanlığın altında değerlendirilse daha iyi olmaz mıydı? Siz o rakamı mutlaka vereceksiniz diye önceden söylemiş olayım. Fakat bu rakam da önceki yıllarda tam olarak kullanılmamış yani 2023'te Sürdürülebilir Çevre ve İklim Değişikliği Programı'na 4 milyar 569 milyonluk bir ödenek konulmuş fakat 1 milyar 350 milyonluk bir harcama yapılmış, bu yıl da 10 milyarlara çıkarmışsınız bu rakamı. Hakikaten çevre ve iklim çok çok önemli, bununla mücadele çok çok önemli. Bu Başkanlık olumlu bir Başkanlık, hem onun bütçesini hem de bu programla ilgili bütçeyi verimli kullanmak hakikaten önemli. Buradan bunu özellikle vurgulayalım. Bu bütçelerin... Siz de ifade ettiniz küresel ısınmayla ilgili, 3 derece ısındığı zaman dünyamız yaşanmaz hâle gelecek. Her şeyden önemlisi, sizin Bakanlığınız alanındaki iklimle ilgili bu bölümün ben çok çok önemli olduğuna inanıyorum Sayın Bakanım. Yani bütün gücümüzle, el birliğiyle hep beraber bütün dünya ülkelerinin buna gereken önemi vermesi lazım. Hayat yaşanmaz hâle geldikten sonra, sağlık elden gittikten sonra, dünya sıkıntılara girdikten sonra hiçbir şeyin anlamı yok; müsilajdan tutun da doğal afetlere, depremlere kadar her türlü sorunla baş etmemiz imkânsız olacak.

Yine, burada, bütçede eğitimle ilgili bir programınız var, temel eğitim; sıfır, hiçbir bütçe yok, geçen yıl da hiç konulmamış. Geçen yıl konulmadığı hâlde 337 milyonluk bir harcama olmuş, en azından yapılan harcama kadar enflasyon oranında artırıp buraya bir ödenek konulması gerekirdi diye düşünüyorum çünkü eğitimsiz hiçbir şey olmayacağını hepimiz biliyoruz.

Yine, sizin bütçe rakamlarınız arasında en büyük kalem cari transferler, 224 milyarlık bir rakam. Şimdi, Bakanlık bütçesinin yüzde 82'sine tekabül ediyor. Asıl burada dikkat çekici bir alt ödenek olayı var, bu cari transferler kaleminin altında 219 milyar 379 milyonluk bir rakam, kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler kalemi. Bu kalem cari transferlerin yüzde 80'ini oluşturuyor. 2023'te bu ödenek 2,855'miş yani 2,8 milyarmış; 6,2 milyar olarak harcama yapılmış. Şimdi, bakıyoruz, buradaki kalemlerden sadece birine hâkim olabildik, o da dış proje kredileri; 3,1 milyar. Bu kadar büyük bir tutarın nerelere kullanılacağını merak ediyorum; hangi kuruluşlara kullandırılacak, niçin kullanılacak, bunu bizimle paylaşırsanız memnun oluruz, bunu özellikle ifade etmek istedim.

Sosyal belediyecilik, hizmet belediyeciliği, marka şehirler yaratmak, bunlar hakikaten önemli. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesi gelmişti buraya, bu bütçe içerisinde -sunum yapılırken- özellikle TÜBİTAK bünyesi altında, 22 üniversite, iş birliği içerisinde AFAD'la beraber, MTA'yla beraber - diri fay hatlarının sismolojik yapısının araştırılmasıyla ilgili bir platform kurulmuş. Kurulmuş fakat burada ödenek var mı yok mu, biz cevabını alamadık. Ben İçişleri Bakanlığımızın bütçesinde de ricada bulunmuştum, bu platforma lütfen ödenek aktarın. Bunu niçin söylüyorum? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak da ödenek aktarın çünkü depremle mücadele, doğal afetlerle mücadele bizim için çok çok önemli.

Biz geçtiğimiz aylarda, kendi seçim bölgem Karabük'te bütün mülki erkânla beraber, belediyelerle, valilikle, sivil toplum kuruluşlarıyla beraber bir deprem çalıştayı yaptık. Karabük bölgesinde 35-40 kilometrelik bir Karabük fay hattını öğrendik, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın haricinde; nüfusunun da yüzde 93'ü birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde olan bir şehir olarak tespit edildi. Bu tür faylar Türkiye'nin muhtelif yerlerinde de var, bu fayların özelliklerinin araştırılması ve önlem alınması gerekir çünkü depremin nerede, ne zaman, nasıl olacağı hiç belli değil. Deprem bölgesinde yaşıyoruz, siz de ifade ettiniz, nüfusumuzun aşağı yukarı yüzde 71'lik bir oranıyla, coğrafik olarak da yüzde 66'lık bir oranıyla birinci ve ikinci derece deprem bölgesiyiz. Lütfen, buraya ödenek ayırıp bu fay hatlarını inceleyelim. Bin yıldır benim bölgemde, bu fayda yüksek bir deprem üretilmemiş, 2-3 şiddetinde deprem olmuş, orada deprem olmayacağını kimse garanti edemez. Diğer bölgelerde de böyle. 11 ilde yaşadığımız depremi biliyoruz, hakikaten çok sıkıntılı zamanlar, anlar geçirdik. Onun için bu konuya da özellikle önem vermenizi rica edeceğim.

İller Bankasının aldığı kredilerin belediyelere kullandırılması önemli. 1,3 milyar avroluk yani 40 milyar TL'lik bir ödenekten bahsettiniz. Bu ödeneklerin, bu kredilerin, bu hibelerin daha da yükseltilerek belediyelerin desteklenmesi gerekir.

Yine, iklim kriziyle mücadelede önemli hususlardan biri de yenilenebilir enerjiye destek vermek. Şimdi, genel olarak bakıyoruz -İstanbul'dan örnek vereceğim çöpten enerji üretimiyle ilgili- İstanbul'da günde 20 bin ton çöp çıkıyor fakat yakma teknolojisi kullanılıyor. Yakma hem havayı kirletiyor hem de yeri kirletiyor çünkü... Bu uygulamanın kısa bir süre sonra, Avrupa ülkelerinde terk edildiği gibi ülkemizde de terk edilmesi gerekir yani ayrıştırma yöntemiyle çöplerin yüzde 95'inin kullandırılabileceği bir sisteme geçilmesi gerekir. Burada belediyeler ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının lisanslama işlemlerinde uyumlu çalışması gerekir. Bu uyumun olmadığını görüyoruz. Bir de özellikle bu ayrıştırma yöntemini bulan, patentini bulan çok değerli bir Türk hocamız var, profesör doktor, Türk; bu patenti dünyada tek. Bunun Türkiye genelinde bütün belediyelerde yaygınlaştırılması gerekir. Hiçbir siyasi parti ayrımı gözetmeksizin yaygınlaştırılmasının önemli olduğunu ifade etmek istiyorum.

Yine, imar aflarının, yapı kayıt belgesi uygulamalarının iyi olmadığını hep beraber gördük. Hayatını kaybeden bir sürü vatandaşımız oldu. Bu uygulamaların tekrarlanmamasını buradan özellikle vurguluyoruz.

Rezerv alanların tespitiyle ilgili burada uygulamada bazı sıkıntılar yaşayacağız. Hayatın devam ettiği alanlarda da rezerv alanı yapılabilecek, bir yer rezerv alanı ilan edildiğinde orada yaşayan insanlar üç ay içerisinde başka alanlara aktarılabilecek. Uygulamada birtakım sıkıntılar olabilir, bunu buradan özellikle ifade etmek istedik.

Bir de tabii, deprem nedeniyle barınma, ihtiyaç, yiyecek, içecek, her türlü gider karşılanmaya çalışılıyor fakat bir taraftan da bu bölgelerde 350 projeye önem verilmiş yani ormanlar, meralar ve binlerce insanın geçimini sağladığı tarım alanlarına maden ocaklarıyla ilgili lisanslar verilmiş, 112 maden projesine onay verilmiş. Yani bunu doğru bulmuyoruz. Siz doğru buluyor musunuz? Bu konuların önleminin alınması gerekir.

Yine, önemli bir konu: Yeşil dönüşümü yakalamak istiyorsak atıkla mücadele etmemiz gerekir. Siz bunu da ifade ettiniz fakat bir taraftan bakıyoruz, özellikle ülkemize dünyanın bir ucundan çöpler geliyor, üstelik ülkemiz Avrupa'da en çok plastik üreten 2'nci ülke konumundayken. Ülkemizde şu an Avrupa Birliği ülkelerinden yılda 600 bin ton civarında plastik atık ithal ediliyor. Maalesef etkili bir atık yönetim stratejimiz yok. Toplanamayan, gömülen, depolanan her çöpün en sonunda gideceği yer denizlerdir. Eğer plastik bu hızla üretilmeye ve tüketilmeye devam edilirse ciddi bir plastik kirliliğiyle baş etmek mecburiyetinde kalacağız. Bunu da özellikle vurguladım.

Bir de kamu çalışanlarıyla ilgili olarak bir konuya özellikle değinmek istiyorum. Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının özel bir önemi bulunmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Akay, bir dakika uzatıyorum.

CEVDET AKAY (Karabük) - Hizmetlerin planlanması, projelendirilmesi, uygulanması ve denetlenmesinde görev ve sorumluluk alan meslektaşlarımız ülkenin sanayileşmesi, kalkınması ve gelişmesi açısından hayati önemi haiz meslekleri icra etmektedirler. Kamuda teknik hizmetler sınıfında yer alan mühendis, mimar ve şehir plancılarının ek göstergeleri ayrımsız şekilde yükseltilmelidir. Mühendis, mimar, şehir plancılarının yüzde 130 ile yüzde 150 olan ek ödeme oranları yüzde 180 ile yüzde 200 seviyesine yükseltilmelidir. Mühendis, mimar, şehir plancılarının bu haklı feryadına kulak verin diyorum.

Teşekkür ediyorum.