| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a)Sağlık Bakanlığı b)Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç)Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı d)SBT Sağlık Bilim ve Teknolojileri Anonim Şirketi |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 09 .11.2023 |
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, sunumunuz için teşekkür ediyorum.
Ben bugün biraz farklı bir değerlendirme yapacağım. On bir yıl İngiltere'de genel cerrahi uzmanı olarak çalışmış, bir üniversite hastanesinde görev yapmış, aynı zamanda, özel sektörde çalışmış biri olarak biraz bakışım farklı sürece.
Bugün yapılan değerlendirmelerin hepsi çok kıymetli, çok önemli eleştiriler fakat şunun altını çizerek söylüyorum: Ben hakkaniyetli siyaset yapmaya çalışıyorum, doğru bildiğim şeyleri konuşmaya ve savunmaya çalışıyorum, yanlış bildiklerimi de açık yüreklilikle eleştirmeye çalışıyorum. Dünyanın hiçbir yerinde uzman hekime telefon edip iki üç hafta içerisinde ulaşmak mümkün değil. Mesela İngiltere'de ben genel cerrahi uzmanı olarak çalıştım, bir hastanın bana ulaşabilmesi minimum iki veya üç aydır. Fakat Türkiye'de temel problem birinci basamak sağlık hizmetlerinin yetersiz olması ve insanlar bu hizmetlerde aradıkları şeyi bulamadıkları için ya acile koşuyorlar ya uzmanlara koşuyorlar. Dolayısıyla, birinci basamak sağlık hizmetlerinin mutlaka ve mutlaka çok iyileştirilmesi şart. Partinizin sağlık politikalarına önemli katkılarda bulunmuş biri olarak söylüyorum -ki parti politikanızda da bunun yeri çok kıymetli- dolayısıyla bu anlamda atacağınız adımlar son derece değerli.
Öte yandan, ülkenin sahip olduğu hastane kapasitesi, yatak kapasitesi ve kalitesi, yine ekipman kapasitesi ve kalitesi hakikaten Avrupa standartlarının üstünde. Tabii, bunun maliyetleri, kaça mal oldu, nasıl kullanıldı; bunları ayrı tartışırım ama bugün sahip olduğumuz kapasitenin çok iyi olduğunu söylemeliyim fakat bunların çok daha fizibil ve rantabl bir şekilde kullanılması gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Sayın Bakanım, size birçok soru önergesi verdim. Bunların hâlâ cevapları gelmeyenleri var, önemli ölçüde cevaplarını alamadım; o bakımdan o konuda bir hatırlatma yapmak istiyorum, lütfen arkadaşlarınıza söyleyin, bunların cevaplarını almak istiyoruz. Mesela, bunlardan bir tanesi, Hatay Devlet Hastanesinde yoğun bakımda elektrik ve gaz ünitelerinin yıkılması münasebetiyle, binada hasar olmamasına rağmen insanların hayatlarını kaybetmesiydi; bu çok vahim bir durum. Daha sonra FONET sistemi devreden çıkartıldı, bunlarla ilgili önemli yönetsel sorunlar var. Bunları size eleştirmek için söylemiyorum, sistemin daha iyi olabilmesi için söylüyorum, rehabilite olabilmesi için söylüyorum.
Öte yandan, yurt dışına giden hekimlerle ilgili birçok arkadaşımız çok kıymetli değerlendirmeler yaptı. Bununla ilgili de bir katkı sağlamak istiyorum. Yine ifade edeceğim, on bir yıl yurt dışında çalıştım ve herhâlde Parlamentoda 2 farklı ülkeden hekimlik diploması olan tek kişi benim. Şimdi, giden arkadaşlarımızın birçoğu aslında para münasebetiyle gitmiyor, Türkiye'de hekimlerin aldığı maaşla ilgili sorunları Sayın Fakıbaba ifade etti ama Avrupa'da da durum çok öyle ahım şahım değil, onun da altını çizmek istiyorum. Mesela, İngiltere'de hekim yeni hayata başladığında 3 bin pounddan başlıyor, bu da 100 bin lira falan demektir; oranın yaşam standartlarına baktığınızda öyle çok ultra lüks para alan kimse yok. Fakat insanlar niye gidiyor? Sayın Bakan, şu anda İngiltere'de 500 hekim arkadaşımız sınavlara hazırlanıyor, bu çok vahim bir durum. Üniversitede benim yanımda staj yapan 60'a yakın hekim var, şu ana kadar sayı 60'ı buldu ve sınavlara hazırlanmalarına bir ölçüde yardımcı oldum; hepsine sorduğunuzda istisnasız söyledikleri şey "Geleceğimizden kaygı duyuyoruz, hekim olarak huzurlu çalışamıyoruz, korkuyoruz." Dolayısıyla, para en son kaygıları, bu duygunun ortadan kalkması için hekimlerimize sahip çıkmamız lazım. Bakın, rakamların çelişkili olduğunu ifade ettiniz ama mesela Türk Tabipleri Birliği bir rakam açıkladı geçtiğimiz günlerde, bu yıl "good standing" belgesi alan 2.500 kişi; çok vahim bir durum bu, Akdeniz Üniversitesinden mezun olan hekim sayısının neredeyse 10 katı. Bir hekim kolay yetişmiyor.
Yine, şunun altını çizeyim, siz gelmeden önce arkadaşlarımızla bir değerlendirme yapıyorduk: İngiltere'de çalışan hekim kalitesini biliyorum, samimiyetimle söylüyorum; Türk hekimlerinin eline hiçbirisi su dökemez. Buradaki hizmet, buradaki hekim kalitesi, arkadaşlarımızın eğitimi ve hepsinden önemlisi meslektaşlarımızın samimi bir şekilde hizmet aşkıyla çalışıyor olması çok kıymetli; lütfen bunları kaybetmeyelim, bunlar çok kıymetli, kolay yetişmiyor. İngiltere'de bir hekimin hekim olabilmesi için devletin ayırdığı bütçe 300 bin pound Sayın Bakan; çok kıymetli, Türkiye'de rakamlar nedir bilmiyorum ama. O sebeple, bu arkadaşlarımızın kaybedilmemesi lazım ve onların Türkiye'de kalması için her türlü altyapının hazırlanması lazım.
Bir konunun daha altını çizeceğim: Şimdi, geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptınız ve dediniz ki: "Türkiye'de çalışan bütün hekimler Türk vatandaşı."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Çömez, buyurun.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitiriyorum, çok kısa, toparlıyorum.
Anladığım kadarıyla, gelen bütün hekimlere vatandaşlık vermişsiniz. Bu ayrı bir tartışma konusu, İçişleri Bakanlığının konusu, gerekçelerini uzun uzun konuşmak istemiyorum fakat Avrupa'dan ve İngiltere'den örnek veriyorum, ben ne yaptım onu anlatayım size: Şimdi, İngiltere'ye hekim olmak için gittiğinizde size diyorlar ki: "Gel bakalım, masaya otur. Türkiye'de hangi üniversiteden mezun oldun? Akredite bir üniversite mi?" Türkiye'nin en iyi üniversitelerinin, kaymak üniversitelerinin doktorlarını alıyor, onları bir tasfiye ediyor; ondan sonra diyor ki: "Gel bakalım, bir dil sınavına gir." Çok ağır dil sınavlarına girdim, çok zordu sınavlar; onları geçtikten sonra "Gel bakalım, bir yazılı sınava gir; tıp fakültesi müfredatımızın bütün derslerinin sınavlarına gir." Onu da geçtikten sonra "Gel, bir de sözlüye alacağım seni." diyor, özel istasyonlar var, çok zor bir sözlü sınavından sonra "Git, senin ülkenden, Sağlık Bakanlığından bana belge getir, Türk Tabipleri Birliğinden belge getir." diyor; "good standing" dedikleri yani "Görev esnasında herhangi bir suistimal yapmadığına dair belge getir." Ondan sonra da "Hadi bakalım, bütün belgelerini getir; benim sistemim, bu belgeler gerçek mi değil mi, yalan mı söylüyorsun..."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitiriyorum, iki cümlede toparlıyorum Sayın Başkan.
Dolayısıyla, çok zor bir süreçten geçiliyor. Bildiğim kadarıyla, Türkiye'ye gelen Suriyeliler bu süreçlerden geçmiyorlar. Dolayısıyla, sizden özel ricam, bunları sistematiğe lütfen oturtun. Tabii ki ben yurt dışından gelen hekimlere karşı değilim; hazır, yetişmiş hekim ama bizim standartlarımıza uygun olması lazım.
Sözlerimi şöyle tamamlayacağım: Önemli bir deneyimim var, Avrupa deneyimim var, İngiltere deneyimim var; siyasi olarak ayrı kamplardayız ama aynı ülkede çalışıyoruz, aynı toprakların çocuğuyuz; partinizin parti programına, sağlık programına çok ciddi katkılarım oldu; bundan sonra da siz veya arkadaşlarınız Avrupa'da bu işler nasıl yürüyor sormak isterseniz samimi olarak katkı sağlarım.
Teşekkür ediyorum.