KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

HEDEP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu.

Şimdi, Komisyona teklifi veren tüm vekillere, herkese soruyorum: İşin realitesine gelelim yani 150 bin liraya evlenilebilir mi arkadaşlar? Şu devirde 150 bin lirayla evlenmek mümkün mü sizce? Bir, ilk önce bunu soralım. Enflasyonun çığırından çıktığı bir devirde 150 bin lirayla evlilik sanki tamamen bitmiş gibi bir görüntü oluşturuyor. En azından 250 bin lira olması gerektiğini düşünüyorum, miktar oldukça düşük.

Tabii, aileyi korumak, geliştirmek lazım, boşanmaları engellemek lazım. Aile son derece önemli, Anayasa madde 41'de aile mefhumu üzerine bir madde var. Ancak şu var: Aile, evet, önemli fakat aileden önce gençler, kadınlar, erkekler birey olabiliyor mu; buna bir bakalım. Birey olabilmek lazım, birey olmadan aile olunca sorunlar çıkıyor. Bakıyorsunuz, erkek egemen bir aile çıkıyor, kadın eziliyor, sorunlar çıkıyor, boşanmalar had safhaya varıyor. Son zamanlarda boşanmalar çok arttı çünkü kadınlar özgürlüklerini istiyor açıkçası, birey olmak istiyorlar. Evet, ailelerini de devam ettirmek istiyorlar eğer ki evlenmişlerse ama ilk önce birey olmak istiyorlar, ezilmek istemiyorlar, sosyal, ekonomik haklarını elde etmek istiyorlar; bu çok önemli. Bunu unutmadan, devam etmemek gerektiğini düşünüyorum.

Bir de tabii, gençler illa ailede mi bir varlık bulacak? Yani kanun teklifine baktığınızda sanki genç, aile içinde yer alan bir kişi, aile dışında olamaz, ailesinden sonra bir başka aile kuracak ama işin doğrusu günümüzde pek öyle denilmiyor. Gençler, ailelerin yanında durduktan bir müddet sonra sosyal, ekonomik özgürlükleri için kendi yönelişlerini gerçekleştiriyor, kimi gençler ayrı bir ev tutma ihtiyacı hissediyor; çocuklarınızdan, yakınlarınızdan da vardır bu. Kendi kişisel özgürlüklerini elde etmek istiyorlar. Buna saygı duymak lazım. Gençler, evet, evlensinler, en temel ihtiyaçtır, insani ihtiyaçtır ama ilk önce ekonomik problemler var, bakın, ortada çok ciddi ekonomik problemler var; gençler gittikçe yoksullaşıyor, erkekler, kadınlar gittikçe yoksullaşıyor. Gençlerin bir birey olduğunu ilk önce kabul etmeliyiz, öz iradeleri ortaya çıkmalı; bunları kabul etmek durumundayız.

Bakın, bir araştırma var, TÜİK araştırması. 2021 TÜİK araştırmasına göre; 15-24 yaş grubundaki 11,7 milyon gençten 2,13 milyonu evinde bir bilgisayara sahip değil; 853 bini evinde internet bağlantısına sahip değil; 1,29 milyonu eskimiş giysilerin yerine yenisini alamamakta; 1,13 milyonu 2'nci bir ayakkabı alamamakta; 1,78 milyonu spor, sinema, konser gibi ücretli boş zaman faaliyetlerine katılamamakta; 1,44 milyonu küçük bir miktar parayı dahi kendini iyi hissetmek için harcayamamakta. Yani bakın, bu bir TÜİK araştırması, 2021 araştırması. Demek ki yani gençlerin çok ciddi problemleri var; gençler sosyal, siyasal ve ekonomik anlamda özgürleşmeli; kadınıyla, erkeğiyle bunu sağlamalıyız en başta.

Yine, genç kadınlarla ilgili çok önemli sıkıntılar var, bunları halletmeden... 18 yaşında "Hadi bakalım kızım, evlilik çağın geldi. Hadi bakalım, evlendirelim seni." Ama bakıyorsunuz yani o ev içi şiddet, sosyal dışlanmalar, kadının yoksulluğu, ayakları üzerinde duramaması gibi sıkıntılar var. Genç kadın daha bunlarla baş edememiş, böyle bir durumdayken hemen "Seni everelim, böyle bir erkeğin egemenliğine verelim." Kendi ayakları üzerinde duramadan, birey olamadan bir kadını geleneksel olarak da tamamen erkek egemen anlayışın olduğu bir yapıya doğru itmek çok doğru değil. İlk önce bunu sağlamalıyız yani ben aile kavramının önemini her zaman vurgularım, bu çok önemli ama birey olmayı, bunu hepimiz çok iyi biliyoruz, kendi yaşantılarımızdan da biliyoruz.

Şimdi, İstanbul Sözleşmesi'nin iptal edildiği bir ülkedeyiz, çok üzücü bir şekilde. İnsanlara kimlik olarak devletin kimlik belirlediği yani "cinsel yönelim" ifadesinin çıkarıldığı, LGBTİ+ bireylerin dışlandığı ve çok sorunlar yaşadığı bir çağda, bir ülkede tek sorun aile değil açıkçası; bunu da görmek lazım. 6284'te aslında hayatta çok iyi bildiğimiz birçok kavram yok; bunları da görmemiz gerekiyor.

Bir de burada yaş meselesinde açıkçası 18-27 yaş aralığı düşünülmüşse bu da eksik, en azından 18-30 olmalı; yaş sınırı konusunda bunu söylemiş olayım.

EYYÜP KADİR İNAN (İzmir) - Yaş sınırı yok.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Erkeklerde şu anda ortalama evlilik yaşı 28,2; kadınlarda 25,6 ama hayat böyle değil arkadaşlar, kendi çocuklarınızdan da görüyorsunuz, artık daha ileri yaşlarda evlenebiliyor insanlar, 35'i bulabiliyor, 40'ı bulabiliyor yani bunu biraz daha esnetmek gerektiğini düşünüyorum.

Yine, bakın, burada "Yasayla ilgili hangi bakanlıklar sorumlu olacak?" falan denilmiş, bir sürü bakanlık sayılmış, tamam, anladık. E, ama gençler nerede? Gençlikle ilgili kuruluşlar, onların müdahilliği niye yok? Gençlerle ilgili STK'lerin katılımı niye olmasın? Gençler yok, biz gençlere bir don biçiyoruz, bir görev sunuyoruz "Şunu yap, bunu yap." diyoruz. Gerçekten, bakın, şu anda aslında hepimizi eleştirmemiz lazım, herkes hepimizi eleştirsin. Mecliste 600 vekil içinde kaç tane genç milletvekili var; biraz sorgulamak lazım.

EYYÜP KADİR İNAN (İzmir) - En genç vekil benim. En genç milletvekili olabilirim.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Güzel ama artması lazım. Ben geneli vurguluyorum. İşin doğrusu...

EYYÜP KADİR İNAN (İzmir) - En genç milletvekilimiz burada, 24 yaşında seçildi.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - En genç milletvekili bizim partide.

ZEHRANUR AYDEMİR (Ankara) - 24 yaşındayım.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Öyle mi? Tamam, sizdeymiş.

Bu noktada, bir genel eleştiriyi hepimiz adına bence yapmalıyız; genç oranı az. Gençler adına bizler karar veriyoruz, orta veya ileri yaşlar karar veriyor. Bunu hepimiz net bir şekilde görmeliyiz diye düşünüyorum.

Bakın, bir de ne eğitimde ne istihdamda olan genç oranlarını vereyim size: Erkeklerde yüzde 16,4 insanımız ne eğitimde ne istihdamda; kadınlarda bu oran daha da artıyor, yüzde 32,3'e ulaşıyor. Şimdi, ne eğitimde ne istihdamda olmayan bir insana hemen "18 yaşına geldin, hadi seni everelim." Ya, birey olsun, eğitilsin, okusun, dünyayı tanısın. Yarın öbür gün boşanmalar niye artıyor? Eziliyor çünkü. Hiçbir şey bilmeden bir evliliğe adım atıyor, erkek tarafından eziliyor ve yoğun bir şekilde kadınlar artık son zamanlarda boşanıyor arkadaşlar. Suçlu kadın değil, burada bir sistem sıkıntısı var. İlk önce ayakları üstünde duran bir birey olmayı öğrenmeli insanlarımız.

Yine, burada, sonuçta, aile kavramı güçlendirilsin, tamam ama farklı cinsel yönelimleri olan insanlarımız da var, LGBTİ+ bireyler, onlar için de bir şeyler düşünülmeli ve dışlanmamalı diye düşünüyorum.

Yine "deprem bölgesi öncelikli" denilmiş fakat deprem bölgesinden olan vekil arkadaşlarımız var, hepimiz deprem felaketini iyi biliyoruz; deprem bölgesindeki birincil ihtiyaç evlenme değil sanırım. İnsanların evi başına yıkılmış, yeni depremler oluyor, bu sabah Hatay'da tekrar 4,9 şiddetinde deprem oldu. Çok çok ihtiyaç varken "Hadi sizi everelim." Adamın daha evi yok, evi başına yıkılmış, yakınları ölmüş, acılar içinde kıvranıyor, bir sürü ihtiyacı var, barınma ihtiyacı yeterince giderilmemiş, Hatay bir felaket, diğer illerimiz hakeza "Hadi evlendirelim sizi." Bunu da çok doğru bulamıyorum.

Evet, bir gayret var ama bu eleştirilerimizin de göz önünde bulundurulması gerektiğini ben söylüyorum. 18 yaşında daha bir kişilik oluşmadığını da biliyoruz, kadınlar açısından özellikle bu çok önemli. Ben tekrar birey olmanın altını çiziyorum ve bu katkılarımızı şimdilik sunmuş olalım.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.