KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, Sayın Bakanım, Değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım, ve bürokrat arkadaşlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şu ana kadar yapılan konuşmalara baktığımda, arkadaşların büyük çoğunluğu mafya, çete, uyuşturucu ve mülteciler konusunda çok değerli konuşmalar yaptılar. Ancak olaya sebep sonuç ilişkisinden baktığımızda bunların hepsi birer sonuçtur. Resme büyük açıdan bakıp bunun sebebine bakmak lazım. Özellikle, mülteci meselesi açısından sebep, biraz geniş düşündüğümüzde, Büyük Orta Doğu Projesi'dir. Nedir Büyük Orta Doğu Projesi? Güneyinin Irak, kuzeyinin Türkiye, doğusunun İran, batısınınsa Suriye olduğu bu bölgelerde özerk bölgeler oluşturarak, oluşacak ilk etapta kukla bir kürdistan, sonrasında büyük İsrail hayalidir. Peki, bunu yapabilmek için ne yapmaları lazım? Bu ülkelerde hedefledikleri bölgelerin özerk hâle gelebilmesi için bölünmesi lazım. Peki, bu nasıl olacaktır? Bu, iki yolla olur: Ya savaşla ya da iç savaşla; çevremizde gördüğümüz gibi. Şimdi Türkiye gerçekten bir ateş çemberinin içerisindedir. Şimdi, Irak'ta özerk bir bölge oluşturmuş durumdalar, Suriye'de bunu yapmaya çalışıyorlar, arkasından Türkiye ve İran devam edecektir, yani hedeflenen o, başarıp başaramamak ayrı bir konu. Dolayısıyla peki, Türkiye'de bunu savaşla yapamayacaklarına göre -ki geçmişte atalarımız bunun olmayacağını defalarca ispatlamıştır- o zaman hedef nedir? Hedef iç savaşla başarabilmektir. Bununla ilgili emperyalist güçler geçmişten bugüne ülkemizde birçok plan kurguladılar. Geçmişte, işte, bir sağ-sol çatışması başlattılar, olmadı; Alevi-Sünni çatışması başlatmak istediler, olmadı; yıllardır bir Kürt-Türk çatışması başlatmak istiyorlar, olmuyor, olmaz da çünkü bin yıldır bir arada yaşadığımız, aynı tarihi, aynı kültürü, aynı kaderi paylaştığımız, etle tırnak gibi olduğumuz bizim kardeşlerimiz. O zaman ne yapmak lazım? O zaman, ülkedeki demografik yapıyı değiştirmek gerekiyor. Nasıl değiştirmek gerekiyor? İşte, bugünün 8-10 milyon mültecisi ki bizim yaptırdığımız simülasyonlara göre 2053 yılında 35 milyona tekabül ediyor, bu şu demektir: Yarın bizim çocuklarımız, bizim torunlarımız bir de bunlarla uğraşacak. Ha, Türk milletinin zorda kaldığı zaman başaramayacağı hiçbir şey yoktur ancak yarın torunlarımızı Anadolu'yu yeniden fethetmek zorunda bırakmamamız lazım. İşte bunun için özellikle mültecilere verilen vatandaşlık konusu önemlidir Sayın Bakanım. O yüzden de vatandaşlık demek, bir ülkenin tapusuna ortak etmek demektir. Benim atalarımın kanlarıyla, canlarıyla bize emanet ettiği bu vatanın tapusuna biz kimseyi ortak etmek istemiyoruz. Evet, bunlar bizim Müslüman kardeşlerimiz, aşımızı, işimizi paylaşabiliriz ama tapuya ortak etmek asla olmamalıdır.

Şimdi, bunların dışında bir de önemli bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum. Özellikle son dönemde millî bayramlarımızla ilgili bir itibarsızlaştırma durumu söz konusu. Şöyle ki: Maalesef, bu millî bayramlara katılım valilerin keyfiyetine kalmış durumda. Gidiyorsunuz, 19 Mayıs törenleri var, vali bayrama gelmiyor. Niye? İşte, çelengi burada gençlik spor il müdürü koyuyor. Kardeşim, devleti temsilen en yetkili kişi validir, çelengi vali koysun, gençlik spor il müdürü de ayrıca koysun veya bir ilde kurtuluş töreni oluyor, belediye çelenk koyacak, vali koymayacak, vali törene katılmasın veya çelenk törenden sonra konulsun; e, o zaman bu kurtuluş töreninin ruhuna aykırı. Biz bu ülkeyi, bu Millî Mücadele'yi birlik, beraberlik içerisinde yaptık. O bakımdan, şimdi vali törene katılmazsa milletvekili geliyor, vali yok, vali yardımcısı geliyor; böyle bir keyfiyet olmaz. Bir vali bir ildeki devletin temsilcisidir, kaymakamsa o ilçedeki temsilcisidir. Valinin olmadığı yerde program olmaz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Karakaş, toparlayın lütfen, bir dakika sürenize ekleyeceğim.

Buyurun lütfen.

ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Teşekkür ediyorum.

O yüzden, sizden özellikle isteğimiz, millî bayramlarımızın tekrar itibarlı hâle gelip katılımın üst seviyede olabilmesi açısından valilerimizin keyfiyetine son verip bu bayramlara valilerimizin katılımını, gerekirse orada çelenk koymasını sağlamamız lazımdır çünkü bu bayramlar bizim atalarımızın bu ülkeyi bize emanet ederken çok önemli aşamalarda oluşturduğu, bize emanet ettiği bayramlardır.

Sözü çok da uzatmak istemiyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum.