KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

Çok Saygıdeğer Başkan, Saygıdeğer İçişleri Bakanımız, çok değerli milletvekilleri, kıymetli bürokratlar ve sayın basın mensupları; hepinizi saygıyla muhabbetle selamlıyorum.

İçişleri Bakanlığının 2024 bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, bütçeye girmeden önce birkaç hatırlatmada bulunmak istiyorum. Bu sabah buraya gelmeden önce, arkadaşlarım size iki ay önce yönelttiğim 3 soru önergesiyle ilgili cevabı getirdiler, yanımda da getirdim. İnanın okurken sizin adınıza gerçekten üzüldüm. Neden mi? Çünkü cevaplar içerikten yoksun, maalesef aşırı derecede ciddiyetsiz ve üzülerek belirtiyorum, bu sebepten dolayı da saygısızca. Ben sizin okuyup okumadığınızı da bilmiyorum, o sebepten dolayı da şahsınıza yönelik de bir şey söylemekten inanın imtina ediyorum. Ancak ciddiyetsiz çünkü sorulara hiç cevap yok. Hâlbuki ben polemik yapmak için o soruları sormuyorum. Denetim benim ve buradaki tüm milletvekili arkadaşlarımızın anayasal sorumluluğu, bunun gereğini yerine getiriyoruz. Saygısız çünkü muhatabına değer vermediğini gösteriyor. Bakın, bu tarz iletişim zamanla mütekabiliyete yol açıyor ve her işimizi niteliksiz kılıyoruz. Vatandaşlarımızın bir kısmı da siyasetin böyle olmak zorunda olduğunu düşünüyor ve kimse birbirini dinlemiyor ve herkes birbirine bağırıyor. Böyle bir iletişim tarzı ülkemiz ve milletimiz için hayırlar getirmez. Bunları niye söylüyorum biliyor musunuz? Çünkü size bu tutumu gerçekten yakıştıramıyorum. Örneğin selefinize bu serzeniş dolu cümleleri kurmazdım çünkü maalesef o kendisine, aksini çok iyi bilmesine rağmen, her türlü saygısızlığı geçmişte yakıştırdı. Siz, farklı bir duruş sergileyebilirsiniz. Bu sebeple istirham ediyorum, nasıl kendi görevinizi ciddiye alıyorsanız ve biz de size saygı gösteriyorsak siz de milletvekilinin görevini ciddiye alın ve lütfen bizlere saygı gösterin.

Mesela, özelde bir şey söyleyeceğim; sabah yine, sağ olun, Ali Bey teşekkür etti, bizlere selam verdiniz, el verdiniz ama yüzümüze bakmadınız; ben isterdim ki yüzümüze bakın. Ben böyle yapmanızı isterdim çünkü içimden en azından bu geliyordu, bunu da özellikle belirteyim; Ali Bey'in sözü üzerine belki biraz garipseyebileceksiniz ama samimiyetimden dolayı bunu ifade ediyorum.

İÇİŞLERİ BAKANI ALİ YERLİKAYA - Deminden beri canıgönülden dinliyorum ve 6x9 haftalık resim gibi cepheden bakıyorum size.

MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Şimdi, şimdi bakıyorsunuz, doğru, şimdi bakıyorsunuz.

İÇİŞLERİ BAKANI ALİ YERLİKAYA - Yahu yapma, etme!

MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Sizin vaktiniz çok ama benim vaktim yok.

İÇİŞLERİ BAKANI ALİ YERLİKAYA - Seri bir şekilde herkesle selamlaştık, "Günaydın." dedik, herkese de gönülden selam verdim ben.

MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Yok, sabah öyle yapmadınız, şimdi bu şekilde farklı.

Şimdi, bütçeye gelince, asıl mesele bütçe. Biliyorsunuz, Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 140 ülke arasında Türkiye 117'nci sırada. Temel haklar sıralamasında 142 ülkeden 133'üncü sırada. Bu, aynı zamanda İçişleri Bakanlığının da karnesi. Böyle bir karne gerçekliği karşısında vizyon belgesinin hedefi olarak ifade ettiğiniz huzuru nasıl sağlayabiliriz?

Sayın Bakan, demokratik hukuk devletinde güvenliğin temel gayesi özgürlüktür. Güvenlik olmadan özgürlük olmaz. Özgürlüğe hizmet etmeyen güvenlik de huzur getirmez. Ancak konuşmanızın hiçbir yerinde bu temel gaye maalesef geçmedi. Bir kere dahi özgürlükleri koruma yükümlülüğünden bahsetmediniz. Bu çerçevede, örneğin AK PARTİ iktidarlarının ilk yıllarına bakarsanız hatta 2016'ya kadarki metinlere bakarsanız siz de ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız diye düşünüyorum.

Bakın, ileri demokrasilerde içişleri bakanı aynı zamanda anayasa bakanı olarak anılır. Bizde bu maalesef kimsenin aklına gelmez. İleri demokrasilerde içişleri bakanları temel hak ve özgürlükleri korumada baş sorumludur. Çünkü güvenlik araçtır, asıl amaç temel hak ve özgürlüklerimizin korunmasıdır, aksi takdirde anayasal devlet iddiasının kırıntısı bile kalmaz; gidişatımız zaten biliyorsunuz hayra alamet değil.

Mesela, sizin göreviniz toplantı ve gösteri hakkını korumaktır, Anayasa'yı ve Anayasa Mahkemesinin açık ve net hak ihlali kararını yok saymak değildir. Mesela, sizin göreviniz işkence ve kötü muameleyi kesinkes tarihin çöplüğüne gömmektir ama 2022 rakamlarına baktığımız zaman son yirmi yılın en yüksek rakamlarıyla maalesef karşı karşıyayız.

Diğer bir konu, aşırı kontrolsüz silahlanma. Bireysel silahlanma her geçen gün artıyor, ruhsatsız silahlar olağanlaştı. Umut Vakfının Şiddet Raporu'na göre 2022 yılında medyaya yansıyan 3.368 ateşli silah kullanılan olayda...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Yeneroğlu...

MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Ama bir dakika da Sayın Bakan benim vaktimi aldı.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şöyle, bu toparlamak için, yetiştiremeyenlere bir alışkanlık hâline geldiğini görüyorum.

Buyurun.

MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Yok, estağfurullah yani Sayın Bakanın o kısmını da -bir dakika- dikkate alırsanız memnun olurum, sağ olun.

Şimdi, asıl önemli olan burada şu, bakın: Her 100 vakanın sadece 4'ünde ruhsatlı tabanca kullanılıyor. Ülkede tahminen 10 silahtan 9'u ruhsatsız. Sayılar gerçekten çok vahim. Ancak bütçede ruhsatsız bireysel silahlanma sorunuyla mücadeleye ilişkin somut hedefler yok.

Acil diğer bir sorun uyuşturucu belası. Uyuşturucu belasıyla ilgili bakın, Uluslararası Organize Suç İnisiyatifi'nin Küresel Organize Suç Endeksi 2023 Raporu'nda Türkiye 193 ülke arasında dünyada 14'üncü, 51 Asya ülkesi arasında 6'ncı, Avrupa'da ise 1'inci. Ülkemizin eroin ticareti noktasında nasıl bir noktaya geldiğini biliyorsunuz. Burada, raporda asıl şu cümle çok önemli ve gerçekten ürkütücü...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - "Mafya tarzı grupların Hükûmet ve diğer siyasetçilerle yakın bağlantılar geliştirdikleri ve bu sayede eylemleri nedeniyle gözden düşene kadar kolluk kuvvetleri ya da yargı sisteminden muaf oldukları izlenmektedir." diyor.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Yeneroğlu, teşekkür ediyorum.

MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Bir cümle kaldı.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bekliyorlar, Sayın Yeneroğlu, arkadaşlarımız bekliyor. Selamlamanızı yapın, bitirin.

MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Şimdi aynı duruma düşmeyelim, bari bir selam verelim.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Selamlamanızı yapın, buyurun lütfen.

MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Yani çok başlıklar var eklenecek ama maalesef şu anda ona vaktimiz yok. Ben hepinizi tekrar saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.

İÇİŞLERİ BAKANI ALİ YERLİKAYA - Özellikle bakıyorum.

MUSTAFA YENEROĞLU (İstanbul) - Estağfurullah, sağ olun. Ben samimiyetimden dolayı söyledim Sayın Bakanım.