AŞKIN GENÇ (Kayseri) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Bugün Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bütçesini görüşüyoruz. Sayın Bakanım, sanayi, teknoloji, eğitim ve ticaret bir ülke ekonomisi için çok ciddi önem taşıyor, aynı zamanda da bu 4 başlık birbiriyle tamamen iç içe geçmiş durumda. İyi bir eğitim politikasının çıktısı olarak sanayi ve teknolojide gelişmeler yaşanır, akabinde de ticarete yansımasıyla da ekonomik çeperiniz genişler ve elitler ligine girersiniz. Ticaret Bakanlığı bütçe görüşmelerinde de ifade etmiştim, bizim teknoloji üretiminde ve ihracatında hedeflerimize ulaşabilmemiz için köklü bir eğitim reformuna ve beyin göçünü durdurmaya çok ciddi şekilde ihtiyacımız var. Gençlerimizin, parlak beyinlerimizin yurt dışında çalışmayı tercih etmesi sanayi ve teknolojideki en büyük handikabımız. Bugün, savunma sanayisindeki önemli hamlelere değindiniz ancak şunu da unutmayalım: ASELSAN'da, ROKETSAN'da çalışan parlak mühendislerimiz de birer birer yurt dışına gitmeye başladı, özellikle Finlandiya'nın ve Hollanda'nın bu konuda mühendislerimizi çekmek için çok özel çalışmalarının olduğunu hep beraber görüyoruz. Burada temel sorunlardan bir diğeri de genç mühendislerimizin mevcut koşullardan duyduğu rahatsızlık.

Yine, teknoloji özelindeki hamlelerden bahsedildi ama gerçek ne yazık ki bambaşka. İhracatımızın içinde yüksek teknoloji ürün ihracatımızın oranı yüzde 3 civarında seyrediyor; bu oran OECD ülkeleri ve ABD için yüzde 20, Çin ve Kore için ise yüzde 30'lar civarında, temel fark da burada başlıyor aslında. Biz ne kadar "uzay çağı" "uzay çağına ayak uydurmuş Türkiye" desek de bu alanda ne kadar geride olduğumuzu rakamlar ortaya koyuyor.

Sayın Bakanım, aynı durum AR-GE harcamaları için de geçerli. AR-GE harcamalarımızın millî gelire oranı yüzde 1 civarında, bu oran bizim dünyadaki rakiplerimizin çok ama çok gerisinde. Örneğin, Güney Kore millî gelirinin yüzde 5'ini AR-GE harcamalarına aktarmış vaziyette, böyle olunca da hem millî gelirde hem teknolojik gelişmelerde hem de istihdamda bizim çok ama çok önümüzde bir ülke durumuna geliyor.

Yine, bir diğer önemli konu, KOBİ'lerimiz. Bugün 35 milyon, KOBİ'nin Türkiye istihdamı için hayati önemi haiz ancak finansman sıkıntısı, girdi maliyetlerinin yüksekliği ve döviz kurlarındaki yükselişler KOBİ'lerimize büyük mağduriyetler yaşatıyor. Pandemi döneminin etkisini dahi yeni atlatabilen KOBİ'ler bugün de mevcut ekonomik belirsizlikle baş başa. Burada KOBİ'lerimiz için uygun ekonomik koşulları ve destekleri sağlamak ülke ekonomisinde bacanın tütmesi için olmazsa olmazdır, bu nedenle KOBİ'lerimiz sahipsiz bırakılmamalıdır.

Sayın Bakanım, verilen bir söze de ayrıca işaret etmek istiyorum: Seçim bölgem Kayseri'nin Develi ilçesine sizin iktidarlarınız döneminde -ki burası Kayseri'nin en büyük ilçesi durumunda, en büyük ilçelerinden biri durumunda- bir organize sanayi sözü verildi ancak bu sözle ilgili bölge insanını tatmin edecek gelişmeler yaşanmıyor. İlçe sürekli olarak göç vermeye başladı, istihdam alanı her geçen gün daralıyor. Develi'de çok önemli fabrikalar vardı, Saray Halı bunlardan bir tanesi ama bu süreç o fabrikaları da etkiledi. Develi için önemli kaynaklar ve fabrikalar ya kapanıyor ya da başka bölgelere taşınıyor. Bugün deprem tehdidinden söz ediyoruz sürekli, nüfusumuzun büyük çoğunluğu hâlâ deprem bölgesinde yaşıyor çünkü iş sahası yine bu bölgelerde. Yatırımları mutlaka güvenli bölgelere aktarmak zorundayız, hem doğru bir planlamaya hem de üretimi ve istihdamı Türkiye'nin güvenli bölgelerine taşımaya ihtiyacımız var. Bu bağlamda, Develi organize sanayi bölgesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sadece Develi için değil, Yahyalı ve Yeşilhisar ilçelerimizin gelişmesi için de sanayi bölgesi büyük önem taşıyor. Sayın Bakanım, bu süreçle ilgili son gelişmeler nelerdir? Arazi tahsisinin yapıldığını biliyoruz ancak sonrasında bir gelişme yaşanmadı.

Bu duygu ve düşüncelerle, dinlediğiniz için teşekkür ediyor; bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum, saygılar sunuyorum.