KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA ERDEM (Antalya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar ve basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın bütçesi üzerinde yaptığımız görüşmelerin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Hem On İkinci Kalkınma Planı ve hem de 2024 bütçe sunumunda ekonomimizin de içine sokulduğu darboğaz göz önüne alınarak kamu harcamalarında bir tasarruf vurgusunun altı çizilmişti. Oluşturulan bütçenin tamamının neredeyse vatandaşın cebinden vergi olarak alınan kalemlerden olduğu göz önüne alınırsa bu, tabii ki doğru bir karar ancak AKP iktidarının tasarruftan anladığı, vatandaşa verdiğinden edinilen tasarruf sanırım çünkü kendi harcamalarında henüz bir tasarrufa gidildiğini göremiyoruz.

Hazine ve Maliye Bakanı tarafından kamu kurum ve kuruluşlarına gönderilen, 30 Haziran 2021 tarihli, kamu kurum ve kuruluşlarının harcamalarında tasarruf sağlanması, bürokratik işlemlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanımına ilişkin tasarruf tedbirleri konulu Cumhurbaşkanlığı genelgesi vardı, hatırlarsınız. İdarenin, genelgenin düzenlediği konularda bünyelerinde gerçekleştirdikleri iş ve işlemlerle bu kapsamda elde ettikleri tasarrufları, tasarruf imkânı olan alanları Hazine ve Maliye Bakanlığına resmî yazıyla bildirmeleri istenmişti. Sayın Bakanım, bugün sizden Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından tasarruf edileceği bildirilen hususlar hakkında detaylı bilgi almak isteriz.

Yolluklar, temsil ve tanıtma giderleri gibi tasarruf edilmesi gereken gider kalemlerini kapsayan mal ve hizmet alım giderleri için Bakanlık bütçesinden sadece 2024 yılına 330 milyon 664 bin TL ayrılmıştır, tasarruf edilecek diğer kalemleri saymıyorum bile. Diğer yandan, 2024 yılı bütçe teklifine baktığımızda program dışı giderlerin Bakanlığın ana programları olan bölgesel kalkınma, sanayinin geliştirilmesi, üretim ve yatırımların desteklenmesi, tüketicinin korunması, ürün ve hizmetlerin güvenliği ve standardizasyonu, yönetim ve destek programlarına ayrılan giderlerden daha fazla olması dikkat çekmektedir. Yani Bakanlığın bütçesinin yarısından daha fazlası program dışı giderlere ayrılmıştır. Mesela, bu program dışı giderler nelerdir?

Sayın Bakanım, Antalya her ne kadar turizm başkenti olarak adlandırılsa da şehrimiz, organize sanayi bölgesiyle ülkemiz ekonomisine katkı sunan lokomotif illerimizin başında yer almaktadır. 734 hektarlık 330 sanayi parseliyle ilimiz; üretim, istihdam dinamosu hâline gelmiş, yaklaşık 22 bin kişiye istihdam sağlayan, içerisinde ağırlıklı olarak makine, plastik, gıda ve kimya sektöründe faaliyet gösteren firmaların ürettiği katma değeri yüksek ürünlerle bölge ve ülke ekonomisine ciddi katkı sağlayan bir sanayi bölgemizdir. Antalya, üretim olanakları güçlü ve konum itibarıyla stratejik bir bölgedir. İlimizde Manavgat, Elmalı, Kaş, Serik, Korkuteli ilçelerimizde planlanan ve farklı aşamalarda olan organize sanayi bölgesi çalışmaları vardır. Antalyalılar çalışmaların hangi aşamada olduğu ve hizmete açılış tarihleri hakkında bilgi almak isterler; ayrıca bu planlamanın bölgesel olmaktan ziyade, ilçe bazlı planlama ve desteklerin olmasını talep ederler.

Bakanlığın sanayicilere kullandırdığı kredinin takibinin yapılmadığına dair 2021 yılında yayımlanan bulgu ne yazık ki bu yılki Sayıştay raporlarında da yer almaktadır. Bakanlığın tahsil etmediği, alacağının peşine düşmediği kredi alacak tutarları raporda belirtilmemiştir. Bu krediler kimlere verilmiştir? Tabii ki takibi neden yapılmamıştır, yapılmamasının haklı gerekçeleri var mıdır? Bunları da öğrenmek isteriz.

AKP iktidarında sürekli şeffaflıktan bahsediliyor ama valla biz hiç şeffaflık falan görmüyoruz. Bakanlık tarafından hizmet binası inşaatı için döner sermayeden TOKİ'ye ödenen yaklaşık 4,8 milyon TL bedel mali tablolarda gösterilmemiştir. Bakanlık savunmasında, bu ödemenin döner sermayeden yapılmasının nedenini ödenek yetersizliğine bağlamıştır. Hazine ve Maliye Bakanlığından bu konuda alınan görüşün içeriği nedir? Bu görüş doğrultusunda ödeme yapıldıysa neden 2022 mali tablolarında doğru hesap olan 252 Binalar Hesabı'na kaydedilmemiştir? Bunu da öğrenmek isteriz.

Kalkınma ajanslarına ilişkin 2022 Sayıştay raporuna göre 6 kalkınma ajansının raporu sisteme girilmiştir. Bu raporların bir kısmında ajansların yetkisi olmadığı hâlde ajans mülkiyetlerindeki binalarını birer yönetim kurulu kararı alarak bedelsiz ve süresiz olarak kamu kurumlarına tahsis ettikleri görülmüştür, oysa tahsis işlemi ajansın yetkisi kapsamında değildir ancak ajans kiralama yapabilmektedir.

Maalesef yıllar geçmesine karşın Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının kapsamlı bir çalışma yapmaması nedeniyle kalkınma ajanslarının kendi bölgelerinde etkili ve verimli çalışmaları engellenmektedir. Kalkınma ajanslarının hukuksal kimliği yasal bir zemine oturtulamamıştır. Ajansların özel hukuk hükümlerine tabi olmaları, bazı kurumlarca kamu kurumu olarak kabul edilmemelerine neden olmaktadır. Bu durum, ajansların kamu kurumlarına özgü bazı haklardan, ayrıcalıklardan yararlanamamalarına ya da kamu kurumlarına özgü bazı yükümlülüklerden kaçınabilmelerine neden olmaktadır. Sorun ortadayken Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bu belirsizliği giderme adına çalışma yapmamaktadır.

Yeni sistemde Kalkınma Bakanlığının kaldırılmasıyla Bakanlığa bağlı bölge kalkınma idareleri ve kalkınma ajansları Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına devredilmiştir. Sayıştay raporunda da vurgulandığı gibi planlama ve kalkınma gibi asli görevler de Kalkınma Bakanlığının kaldırılmasından sonra Cumhurbaşkanlığına bağlanmıştır. Bu gelişmeler sonrası kalkınma ajansının planlama ve kalkınmaya ilişkin rollerinin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde ne şekilde ele alınacağı konusunda da belirsizlikler devam etmektedir. Bu nedenle yıllardır yapılan denetimlere göre kalkınma ajansları sorumlu olduğu bölgede yürütülen önemli projeleri izleme görevini yeterince yerine getirememektedir.

Yine, yatırım destek ofislerine verilen yetki kapsamında yatırım konusunda iş ve işlemlerin kolaylaştırılması gerekirken bu konuda yatırımcılara yeterli bir bilgi verilmemektedir. Birçok yatırımcı bu işlemleri danışmanlık firmalarıyla gerçekleştirirken aslında bu işte danışmanlık edebilecek 26 destek ofisinden 18'ine hiç başvurulmamıştır.

Yine, devlet destek ve teşvik uygulamalarında görev alan kurumlar ile kalkınma ajansları arasında yeterli iş birliği ve koordinasyon bulunmamaktadır yani bu durum Bakanlığın kurumlar arası koordinasyonu sağlayamadığını göstermektedir.

Son olarak, özellikle 2010 yılına kadar sadece imalat sektörünü destekleyen KOSGEB, 2010 yılı sonrası ticaret ve hizmet sektörünü de desteklemeye başlamıştır. Bu gelişmenin ardından da KOSGEB bütçesi sürekli artmış, teşkilat yapısı genişlemiş ve ülkemizin 81 ilinde de müdürlüklerini kurmuştur. Ancak KOSGEB tarafından her sektörün desteklenmediği de bir gerçektir. KOSGEB'den bildiğiniz üzere sadece KOBİ ve yeni işletme açmak isteyen girişimci adayları faydalanabiliyor fakat iş bununla kalmıyor, faaliyet gösterilen alanın da KOSGEB'in belirlediği, destek alınabilecek faaliyet alanları arasında yer alması gerekiyor. Örneğin, kendi meslek grubum olan mali müşavirlere KOSGEB desteği verilmemektedir. Bu durum, özellikle yeni ofis açan ve mesleğe yeni atılan genç meslektaşlarımın birçok ekonomik problemle karşılaşmasına, günümüz ekonomik koşullarında kendi mesleğini icra edemez hâle gelmesine yol açmaktadır. Aynı şekilde, birçok serbest meslek grubu da KOSGEB desteklerinden mahrum bırakılmaktadır.

Bu konuda bir düzenlemenin ihtiyaç olduğunun altını çiziyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.