KOMİSYON KONUŞMASI

CEVDET AKAY (Karabük) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım

Sayın Başkanım, Değerli Komisyon üyeleri, Sayın Bakanım, çok kıymetli bürokratlar, değerli basın mensupları; ben de hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, sunumunuzdan dolayı da teşekkürlerimizi iletiyoruz.

Gerçekten Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı çok çok önemli bir Bakanlık ülkemiz için; sunumda da ne kadar önemli olduğunu katma değeri yüksek ürünler yaratması açısından, teknolojiyi geliştirme açısından gördük. Ben yine bütçeyle ilgili konuşmalarıma genel bütçe içerisindeki bakanlıkların aldığı payla ilgili bir giriş yapıyorum. Burada da baktığım zaman böyle önemli bir Bakanlığın 78 milyar 995 milyonluk bir bütçeyle kalması bizi üzüyor, gerçekten daha fazla pay alması gerekir 11 trilyon 911 milyarlık bir bütçe içerisinde yani yüzde 1 bile değil, binde 6'lık bir rakam. Size bağlı kuruluşları, işte özel kuruluşları, TÜBİTAK gibi kuruluşları da kalkınma ajanslarını da dâhil ettiğimizde 127 milyar; yüzde 1'in çok az üzerinde bir rakam. Tabii ki bu düşünülen faaliyetlerin sağlıklı bir şekilde yerine getirilebilmesi açısından da bütçe rakamlarının iyi olması gerekiyor. Bunlar yetersiz olduğu için de ilişikte olduğunuz diğer kuruluşlarla ilgili olarak da borç verme kalemlerinizin sizin bütçeniz içerisindeki payının yüksek olduğunu görüyoruz yani 8 milyar 294 milyonluk bir borç verme giderleri kaleminiz var. Yani 78 milyarlık bir rakamın içerisinde de bu yüzde 10,50'ye tekabül eden bir rakam. Zorunlu kalıyorsunuz ki borç verme gereği duyuyorsunuz. Demek ki hem genel bütçemizin hem bakanlıklar bütçemizin en önemli sorunlarından biri finansman açığı. Bu finansman açığını bizim mutlaka çözmemiz lazım. Özellikle bunu tekrar vurgulayarak konuya başlamak istedim. Bununla ilgili de önlemlerin alınması, kaynakların etkin kullanılması, israfın önlenmesinden tutun da en doğru alanlara yani istihdamı artırıcı, üretimi artırıcı, ihracatı artırıcı alanlara kullanmak finansmanı çok çok önemli.

Şimdi, yine, sunumunuzda Sayıştay denetimleriyle ilgili çok önemli konular olmadığını ifade ettiniz, genelde muhasebe kayıtlarıyla ilgili sorunlar olduğunu ifade ettiniz. Ben Sayıştay raporlarını incelediğimde bazı hususları tespit ettim, bunları da size aktarmak isterim. Özellikle sanayi sitelerine, organize sanayi bölgelerine kullandırılan krediler var biliyorsunuz, bunların belirli bir vadeleri var. Bu kredilerin ne kadar, nasıl kullandırıldığını bilmiyor ve tahsilatlarının takibinin sağlıklı bir şekilde yapılmadığını görüyoruz. Örneğin, geçmiş yıllarda, 2020 yılında işte 4 milyar civarında bir kullanım yapılırken 1 milyarlık bir tahsilat görünüyor. Bunların, kanun gereği biliyorsunuz vadesinde ödenmediği takdirde ya yapılandırma yapılması lazım veya vadelerinin uzatılması lazım, sorunlu kredilerin de 137 no.lu takipteki alacaklar hesabına aktarılması lazım. Bu kayıtların sağlıklı bir şekilde olmadığı görülmüş. Belki de deprem bölgesindeki sitelere kullandırılmıştır, organize sanayi bölgelerinde kullandırılmıştır bu krediler, tabii ki oralara da kullandırıldıysa da memnuniyet verici bir şey. Bunun daha sağlıklı bir şekilde kayıt altına alınması ve ciddi olarak takip edilmesi ki bu tahsilatların tekrar bölgelerin muhtelif bölgelerindeki ihtiyaç duyulan sitelere, sanayi sitelerine, organize sanayi bölgelerine aktarılması açısından önem teşkil ediyor.

Yine, diğer bir konu da hizmet binası inşaatları için TOKİ'yle yapılan bir protokolünüz var. Bu protokole göre de hizmet binası inşaatları yapılıyor. Bu sistemde de mahsuplaşma sistemi kullanılmış yani sizin mülkiyetinizde olan, aktifinizde olan, duran varlıklarda olan bazı binaların TOKİ'ye devredilmesi şekliyle bir işlem yapılarak hizmet binası inşaatı yolu seçilmiş. Burada da döner sermaye işletmelerinden bakiyeyle ilgili işte 4 milyonluk bir bakiyenin kullandırımı gibi raporda ifade edilen hususlar var. Şimdi, burada, bu binaların kıymet takdirlerinin nasıl yapıldığı önemli, değerlerinin doğru tespit edilmesi önemli, bunların uygulamada nasıl olduğunu merak ediyoruz. Bir binayı devrederken yani binanın gerçek değerinin tespiti çok önemli, özellikle bu enflasyonist ortamda da bunlara dikkat edilmesi gerekir. Protokolde de bina inşaat maliyet bedelleriyle ilgili TOKİ ve Bakanlık arasındaki protokollerin ciddi olarak yapılması gerekir; döner sermaye işletmesinden bir tutarın aktarılmaması gerekirdi diye düşünüyorum ben. Bunun için hani bir ödenek aktarımını da buradan karşılamanın uygulamada sıkıntı yaratmış olabileceğini ayrıca ifade etmek istiyorum. Bir de kesilen idari para cezalarıyla ilgili, bunların tahakkuk ve tahsilat oranları çok düşük. Genelde alt tabandan cezalar kesilmiş ama tahakkuk eden 3 birimse tahsilat 1 birimde kalmış. Daha sıkı denetim yapılması daha sıkı takip edilmesi gerekir diye düşünüyorum. Bunlar hep Sayıştay denetim raporlarında olan konular.

Bir de doğrudan teminle ilgili alımlarınız var. Burada da sözleşmelerin yapılmadığı ve doğrudan alım yapılan firmaların EKAP'tan kamu ihalelerine girme yasağı olup olmadığına bakılmadığı tespit edilmiş, bunlara düzenli olarak bakılması gerekir. Ben buradan bir soru da sormuş olayım: Hani doğrudan alım yapılan firmalarla ilgili alım miktarlarının tutarı ne kadardır? Hâlen kamu ihale yasağı olan firmalardan alım yapılmış mıdır? Bunu soru seçeneği olarak şu anda size sunmuş olayım, bir önemli husus da bu burada belirtmek istediğim.

Bir de tabii, güzel, sunumda -hakikaten takdire şayan- bazı birimler de faaliyete geçmiş. Özellikle, aktif deprem fay hatlarının sismolojik incelenmesiyle ilgili bir platform kurulmuş TÜBİTAK nezaretinde; işte, 22 üniversiteden bahsedilmiş, diğer kurumlar, AFAD vesaire gibi. Bu, önemli bir şey. Bu platforma sivil toplum kuruluşlarının da iştirak etmesi önemli olur. Bazı sivil toplum kuruluşları var, onların akademik kurullarında çok değerli hocalar var bu konularla ilgili, alakalı. Bir öneri olarak, bu platforma bu kuruluşların da dâhil edilmesi önemli. Mesela, biz Karabük bölgemde depremle ilgili yeni bir çalıştay yaptık; belediye, sivil toplum kuruluşları, TÜMBİKON, KARDERFED ve Valilikle beraber. Bu çalıştaya önemli hocalarımız da geldi. Mesela, Karabük'te bin yıldır büyük bir deprem üretmemiş ama küçük depremler üretmiş bir fay hattı ortaya çıktı, 35-40 kilometrelik fay hattı. Yani deprem ne kadar önemli, hepimiz biliyoruz. Bu platformun kuruluş amacı, bu tür fayların incelenmesiyle ilgili. Bu platforma ne kadar ödenek ayrıldı, onu bilmiyorum. Hiç faaliyet yapıldı mı, onu merak ettim. Eğer faaliyet yapılmadıysa bölge milletvekili olarak da ilk ödeneğin ve faaliyetin bu fayın araştırılmasıyla ilgili kullanılması bizi memnun eder, bunu buradan ifade etmek isterim.

Sağlıkta AR-GE inovasyon çalışmalarıyla ilgili TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsünün kurulması çok çok önemli gerçekten. Ama tabii, geçmişte 1928 yılında kurulan bir Refik Saydam Enstitümüz var yani bu aşı üretimiyle ilgili çok önemli çalışmalar yapan bir enstitüydü. Bunun 2011 yılında kapatılması üzücü oldu, keşke kapatılmasaydı ama "Zararın neresinden dönersek kârdır." felsefesiyle ben bu kurduğunuz Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsünün hizmetlerinin çok önemli olacağını düşünüyorum. Pandemi gibi veya diğer tür salgınlarla alakalı aşı üretimi için buraya iyi ödenekler ayrılmasında fayda var diye özellikle ifade etmek istedim.

Bir de bölgeyle ilgili yine bazı konuları özellikle sanayicilerimiz ifade etmek istedi. Benim bölgem Karabük, 3 Nisan 1937'de KARDEMİR'in kurulduğu ve ağır sanayi hamlesinin yapıldığı bir şehir. Bu fabrikanın kuruluşuyla ülkemizin çok çeşitli bölgelerinde fabrikalar kuruldu fakat son on beş yıl içerisinde Bakanlığınızdan yani Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından buraya gerekli ödeneğin gelmediğini görüyoruz, yaklaşık 85 milyon liralık bir yatırım gelmiş on beş yıl içerisinde. Bu yatırım tutarlarının artırılmasını buradan talep ediyoruz.

Yine, ilimiz için Filyos Limanı çok çok önemli. Bu liman doğal gazın bulunduğu alana tekabül ediyor. Bu limanın konteyner limanına ve ihracat limanına yönelik çalışması ve aktif hâle gelmesi bizim için çok çok önemli.

Bir de yine, sanayicilerimiz, özellikle Eximbank kredilerindeki kotalardan, kısıtlamalardan şikâyetçi; dâhilde işleme rejimi kapsamındaki sürelerin uzatılmasını özellikle talep ediyorlar. Bir de dışarıdan ithal ettiğimiz ürünlerle ilgili özellikle eğer yerli üretim yapılacaksa burada da vergi muafiyetlerinin yeterli bir seviyeye çıkarılmasını, hatta yüzde 100'e varan vergi indirimlerinin yapılmasını talep ettiler; ben de size buradan iletmiş oluyorum.

Teşekkür ederim, sağ olun.