Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Gençlik ve Spor Bakanlığı b) Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 03 .11.2023 |
GÖKÇE GÖKÇEN (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan; bu sabah sunumunuzda gençlik merkezleri kurduğunuzu, dünyada büyük başarılar elde eden sporcularımızla gurur duyduğunuzu, KYK'lerde asansör bakımı yaptırdığınızı, gerisini yargıya bıraktığınızı anlattınız.
Sayın Bakan, gencecik bir üniversite öğrencisi sizin yurdunuzda öğrencilerin bozulmasından defalarca şikâyetçi olduğu bir asansörde, denetimini özelleştirdiğiniz bir asansörde öldü. Orada arkadaşları için ağlayan, kendi canından endişe eden öğrencilere "Asansörün düşeceğini düşünüyorsan binme!" diye bağırıldı. Bize burada "Zeren Ertaş'ın babasının sözlerini kullanıp siyasi rant devşirmeyin." diyorsunuz. Ben size burada Zeren Ertaş'ın babasının başka bir sözünü hatırlatmak istiyorum; acılı baba diyor ki: "Ben devlete kızımı emanet ettim, devlet kızıma yirmi beş gün bakamadı." Öğrenciler defalarca uyarmış. Gencecik bir insan göz göre göre ölmüş. Öğrencileri dinleyen olmamış, sesini çıkaran öğrenciler bütün KYK'lerde disiplin işlemiyle tehdit edilmiş, üniversitelerde sorununu dile getiren öğrencilerin bursu ve kredisi kesilmiş, "Katil KYK" diye yazı yazan gençler yurtlarından alınıp gözaltına götürülmüş; siz bize "Siyaset yapmayın." diyorsunuz. Zeren Ertaş'ın göz göre göre giden canı tam da bunlar yüzünden siyasetin konusudur.
Dünyayı saran bir pandemi oluyor, ülkemizi acıya boğan bir deprem gerçekleşiyor; acı hepimizin acısı ama nedense ilk fatura da bu zorlukları yaşayan, bu hastalıklara karşı kendini korumaya çalışan, ailesini kaybeden bu acılı gençlere ve onların eğitimine kesiliyor.
Gençlerin provokatörlerden korunması gerektiğini dile getirdiniz, karanlık tuzaklardan bahsediyorsunuz, hâlâ sosyal medyada sözde provokasyon amaçlı paylaşımlardan bahsediyorsunuz; Sayın Bakan soruyorum: Nedir bu provokasyon amaçlı paylaşımlardan kastettiğiniz? Hangi paylaşıma nasıl bir işlem uygulamayı düşünüyorsunuz? Kimleri yurtlardan atacaksınız, kimlerin kredisini ve bursunu keseceksiniz Sayın Bakan? Başka gençler intihar etmesin diye, başka gençler kendini yapayalnız hissetmesin diye bir araya gelen gençleri daha ne kadar engelleyeceksiniz Sayın Bakan? Önümüzdeki raporda belirtilmiş; biz size "Kaç öğrenci hakkında bu işlemler yapıldı? Kaç öğrenci, neden yurtlardan atıldı? Kaç kişi bu işlemlere karşı dava açtı, bu davalar nasıl sonuçlandı?" diye sormuşuz, anayasal yükümlülüğünüz bu sorularımıza cevap vermek ama süresi içinde cevap vermemişsiniz Sayın Bakan. Gençlerin uyarılarını, kurtlu, küflü, böcekli yemekleri, kapasitenin çok üzerinde doldurulan yurtları, yurtlardaki taciz vakalarını, kadın öğrenciye uygulanıp erkek öğrenciye uygulanmayan giriş saati uygulamasını, buna rağmen tacizden ve tehditten koruyamadığınız kadın öğrencileri ne zaman göreceksiniz Sayın Bakan?
Çok övündüğünüz sporcuları cinsel yönelimi ve yaşam tarzları sebebiyle linç eden ve ettirenlerin de kimler olduğunu biliyoruz. Bu insanların sizin sayenizde değil, size rağmen bu başarıları elde ettiğini ne zaman kabul edeceksiniz Sayın Bakan?
Cemaat ve tarikatların yasa dışı evlerinde inancına, yaşam tarzına, meslek tercihine hatta arkadaş tercihine bile karışılan gençlerin yaşadığı bunalımı ne zaman göreceksiniz Sayın Bakan? Bu yurtlarla ve evlerle ilgili denetimi ne zaman yapacaksınız da arkadaşını sizin ihmaliniz sonucunda kaybeden gençlere "provokatör" demeyi bırakacaksınız Sayın Bakan?
"Biz işletmelerin değil öğrencilerin yanındayız." diyorsunuz; bugün iyileştirme yapılan bütün yurtlarda öğrenciler örgütlendiği için, sesini çıkardığı için, sorunları gündeme getirdikleri için ve bütün bunları soruşturma tehditleri altında, bunlara rağmen cesurca yapabildikleri için iyileştirmeler yapılıyor; siz, bir sorunu önceden görüp tespit ettiğiniz için değil. Sizin sayenizde değil, size rağmen direnen öğrenciler haklarını elde edebiliyorlar; susturulan, canından, güvenliğinden ve geleceğinden endişe eden yüz binlerce genç var hâlâ.
Tekrar ediyorum, şu sorularımıza cevap bekliyoruz: Kaç öğrenci yurtlardan atıldı? Kaç öğrenci hakkında kredi ve burs kesme işlemi uygulandı? Bu yaptırımların sebepleri nelerdir? Bunlara dair bir veri tutuyor musunuz? Asansörlere karekod koymak dışında ne zaman gerçek bir tedbir alacaksınız? Öğrencilere saygı duymaya, onları gerçekten dinlemeye ne zaman başlayacaksınız?
Teşekkür ederim Sayın Başkan.