KOMİSYON KONUŞMASI

CEVDET AKAY (Karabük) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, Değerli Komisyon üyeleri, Sayın Bakanım, çok kıymetli bürokratlar, değerli basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bütçemizin olumlu sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum.

Şimdi, Bakanlık bütçesine baktığımız zaman, 11 trilyon 911 milyarlık genel bütçe içerisinde 625 milyar 780 milyonluk bir rakam yani bu da genel bütçenin yüzde 5,25'ine tekabül ediyor. Tabii ki burada sıkıntılı olan konu SGK'nin finansman açığıyla ilgili rakam. Bu rakam da 385 milyar 655 milyon. Bu oran da Bakanlığın bütçesinin yüzde 61-62'si civarında bir orana tekabül ediyor. Zaten bütçemizde de en önemli sıkıntılardan biri bütçe açığıydı. Burada, özel olarak Bakanlık bütçesinde de bu sorunu görüyoruz. Bu sorunun ortadan kaldırılmasıyla ilgili hakikaten çok önemli çalışmalar yapılması gerekiyor. Sunumunuzda da ifade ettiniz bu finansman açığının giderilmesiyle ilgili birtakım önlemlere başlanacağını, artırılacağını. Biz açıkçası bu önlemlerin neler olduğunu merak ediyoruz, detaylandırılması gerektiğine inanıyoruz.

Tabii ki ILO verilerine göre baktığımız zaman da çalışanların yarısı yani aşağı yukarı iş gücünün yarısı toplam gelirin yani bu ücret piyasasındaki toplam gelirin yüzde 8'ini alıyorlar yani bu da gelir dağılımındaki adaleti bozuyor. Bu çalışanların, ücretlilerin zaten vergi yükü çok ağır yani bunun vergi yükünün de azaltılması gerekiyor. Bu programda, baktığımız zaman, bu gelir dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesiyle ilgili -genel bütçenin de sorunu zaten bu- somut bir şeyler görmedik; vergi yükünün azaltılmasıyla ilgili de bir çalışma görmüyoruz, vergi dilimlerindeki ayarlamalardan tutun da dolaylı dolaysız vergiler ayrımındaki dolaysız vergiler lehine yapılması gereken düzenlemeler de dâhil.

Şimdi, yine On İkinci Plan'da ve Sayın Bakanın sunumunda özel olarak değinilen bir konu da 2028 yılı sonu itibarıyla ilave istihdam yaratmak -5 milyon- ve işsizlik oranını da yüzde 7,5'lar seviyesine düşürmek yani tek haneli rakama düşürmek. Şimdi, bütçede çok ciddi açık var, SGK'nin finansman açığı var; hem bütçenin hem SGK'nin bu açıklarının giderilmesiyle ilgili yeniden borçlanmak zorunda kalınıyor ve bu borçlar faizi anca ödüyor, anaparayı aşağıya çekemiyor yani çoğu zaman da hep örnek veriyoruz, 100 milyarlık bir borçlanma, vadesi gelen bir ödeme için 170 milyar borçlanma gereği hasıl oluyor. Şimdi, böyle baktığımız zaman da tabii ki borçlanılacak ama borçlanılacak tutarların -ben defalardır söylüyorum- üretimi artırıcı, istihdamı artırıcı, ihracatı geliştirici alanlara kullanılması lazım ki ülkemizin ekonomisi düzelsin, mali disiplin sağlansın, finansman açığının giderilmesine katkı sağlansın oysa biz maalesef bunları yapamıyoruz. Dolayısıyla da bunları yapamadığımız müddetçe, ilave istihdam yaratmadığımız, yeni yatırımlar yaratmadığımız müddetçe işsizliği indirmemiz de sadece hedefte kalır, gerçekleşme oranlarında düşmeler olur. Umarım bu sayıya ulaşabiliriz Sayın Bakanım, biz de gönülden istiyoruz işsizlik sorununun çözülmesini, işsizlik oranının aşağıya düşmesini. Sadece bu konuda devlete ya da iktidara da konuyu bırakmamak lazım yani kamu-özel iş birliği içerisinde herkes üstüne düşeni yaparsa bu işsizlik oranını anca biz böyle indirebiliriz yani bütün yükü sizlere yüklemenin de doğru olmadığını buradan da ayrıca bir ifade edeyim mutlaka.

Asgari ücretlimizin durumu ayarlamalar yapılmasına rağmen sıkıntılı, şu andaki asgari ücret yeterli değil çünkü enflasyon oranındaki artışı biliyoruz, bunları düzenlememiz gerekiyor. Vatandaşlarımızdan bize birtakım istekler geliyor, çalışanlar, kamu çalışanlarıyla ilgili istekler var yani bu çalışanlar, özellikle kamu mühendisleri özlük haklarının düzeltilmesini istiyorlar. Belediye işçileriyle ilgili sıkıntılar var, bunları da buradan ifade edeyim. Bir de akademik camiayla ilgili, akademisyenler de gelirlerinin ayarlanmasını istiyorlar; bu sorunları da buradan özellikle ifade etmek istedim.

İŞKUR'la ilgili, tabii, işe alımlarda önemli bir hamle yapıldı fakat uygulamada burada bazı sıkıntılar var; buradaki işe alımlarda -ben bölgemde de yaşıyorum bazen bunu, seçim bölgem Karabük'te de- belli yerlere İŞKUR vasıtasıyla iş alımları yapıldığı zaman süreleri dolduktan sonra bunlar çıkarılıp tekrar, yeniden İŞKUR vasıtasıyla istihdamlar sağlanıyor. Bu kadar kişi için emek sarf ediliyor, yetiştiriliyor; bunların o kurumlara girdiklerinde çalışmaya devam etmesinin sağlanması ve bu konuda da ilgili denetlemelerin artırılması gerektiğine inanıyorum.

Emeklilerin durumu... Tabii ki emeklilerimizin durumu hakikaten çok büyük sıkıntı. 5 bin lira ikramiye verildi ama çalışan emeklilerimize ikramiye verilemedi Sayın Bakanım; bunların sayısına baktığımız zaman da hakikaten sayısı 1 milyon 700 bin civarında, siz net rakamları bizden daha iyi biliyorsunuz tabii ki. Bizim hesaplamalarımıza göre de çalışan emeklilere eğer bir ikramiye verecek olsak, sizin ifade ettiğiniz şekliyle 5 bin TL ikramiye verecek olsak 8-9 milyarlık bir maliyete tekabül ediyordu. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına eğer 547 milyarlık bir ilave ödenek aktarımı yapılıyorsa açıkların giderilmesiyle ilgili, 8-9 milyarlık aktarım daha yapılsaydı, keşke bu çalışan emeklilerimize de bu ikramiye ödenseydi; bu büyük bir adaletsizlik, eşitsizlik oldu.

Yine, biz burada, bu Komisyonda 5 bin liranın yetersiz olduğunu, 15 bin lira verilmesi gerektiğini ifade ettik. 15 bin lirayı da verseydik 137 milyarlık bir maliyet yapacaktı yaklaşık olarak. Bu 545'in üzerine bir 137 milyar daha ekleyip emeklilerimizi mutlu edebilirdik; emeklilerimiz üzgün, hakikaten mutsuzlar.

Bizim Karabük bölgemiz de nüfus yoğunluğuna göre en çok emeklinin yaşadığı 2'nci şehir Sayın Bakanım; 1'inci şehir Zonguldak, 2'nci şehir Karabük. Buradan o emeklilerimizin de şikâyetlerini tüm Türkiye'ye yayarak, tüm emeklilerimizin şikâyeti olarak size ifade edeyim. Bu konuyla ilgili, en azından belli konularda nasıl torba yasalar geliyorsa ekonomiyle ilgili düzeltmelerin yapılmasının akabinde buralara da yeterli payların ayrılması gerektiğine inanıyorum.

Yine, Sosyal Güvenlik Kurumlarında gerçekten çok ciddi fon birikimleri oluyor; bu birikimlerin değerlendirilmesinin de önemli olduğunu buradan ayrıca vurgulamak istiyorum çünkü bu fonlar mevcut enflasyonist ortamda finans sektörünün araçlarıyla, mekanizmalarıyla uygun bir şekilde değerlendirilmezse eriyorlar. Bu değerlendirmeler önemli, enflasyonist ortamda paranın değer kaybetmemesini sağlayacak tarzda yatırımlara kanalize edip düzgün değerlendirmelerle finansman açığının aşağıya çekilmesi mümkün olacaktır diye düşünüyorum.

Sürem var daha, bir konuyla ilgili de özellikle buradan açıklama yapmak istiyorum; bu da Türkiye'deki sendikal hak ve özgürlüklerle alakalı. Biliyorsunuz, Anayasa'mızın 51'inci maddesi sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamayacağını söylüyor çalışanların. Bu konuyla ilgili çok yakın bir zamanda maalesef talihsiz olaylar yaşadık; 7 Ağustosta 4'ü Ankara'da, Ankara büroda, işte, 20'si de İstanbul büroda olmak üzere gazetecilerimiz işsiz kaldı. "Sputnik" adlı gazetecilik camiasıyla ilgili olarak yetkili bir firmanın çalışanlarından bahsediyorum; yurt dışı kaynaklı bir firma biliyorsunuz. Bu firmanın Anayasa'nın 51'inci maddesine de aykırı hareket ettiğini, Anayasa'mızın bu kurallarını saymadığını yetkililerin kendi ağızlarından ifadeleriyle duyuyoruz; hem sendikal haklara aykırı hem ILO yani Uluslararası Çalışma Örgütünün belirli maddelerindeki sözleşmelere aykırı hem İş Kanunu'na aykırı hem Anayasa'mıza aykırı bir durum. Bu durumun süratle düzeltilmesi gerekiyor ve işsiz kalan gazetecilerin, bu saydığım gazetecilerin tekrar işlerine dönmesi gerekiyor. Bunu da buradan özellikle ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.