KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Bakan, öncelikle başarılar diliyorum çünkü sizin Bakanlığınızın başarısı, sizin başarınız muhalefet olarak bizi de sevindirir. Ticaret Bakanlığı olarak bugün ülkede ticaret ne kadar artarsa, ülkemize döviz girdisi ne kadar fazla olursa, biz de bundan mutlu oluruz. Ancak son dönemdeki gelişen süreçlere baktığımızda hâlâ ülkenin en önemli sorunu, katma değeri yüksek bir ürün elde edilemeyişi ve hâlâ girdi maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle üreticinin çok zor durumda kalmasıdır. Kısacası, ticaretle ilgili hemen hemen bütün kitlelerin büyük sıkıntılar yaşadığı bir dönemde bulunmaktayız.

Ben konuşmamın önemli bir kısmını esnaf ve sanatkârlara ayırmak istiyorum. Gerek Antalya'da gerekse ülkemizin ziyaret ettiğimiz yerlerinde kendilerini dinlediğimiz esnafımızın büyük sorunlar yaşadığını görüyoruz. Pandemi süreci içerisinde de yine en çok mağdur olan kitlelerin başında esnaf ve sanatkârlarımız gelmekteydi çünkü o dönemde gerekli desteği yeterince alamayan esnafımız, kira desteğini alamayan esnafımız mağdur olmuştu.

Sayın Bakan, sunumunuzda 2 milyon 225 bin esnafın kayıtlı olarak faaliyette bulunduğunu ifade ettiniz. Ben önce sormak istiyorum, bunun ne kadarı aktif bir şekilde faaliyette bulunuyor? Yine, bu esnafımızın ne kadarı şu an krediden yararlanıyor veya ekonomisini -tabiri caizse- kredi çevirerek yürütebilmekte? Yine, esnafımızın krediye ulaşmasındaki imkânı gerçekten büyük sorun teşkil etmekte. Krediye ulaşmakta zorluk var. Artı, alınan kredinin artık güncel değer itibarıyla çok fazla bir işe yaramadığı bir dönemde bulunmaktayız. Yine, esnafımızın şikâyetlerinden bir tanesi de özellikle bu esnaf kredilerinde herkese eşit derecede kredi verildiği ancak yatırım amaçlı sermayeye ihtiyacı olan esnafların bir ayrıcalık beklediği de hep ifade edilir. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Başkanı zaman zaman esnafımızın lehine açıklamalar yapar. Tabii, bunlar hep sosyal medya üzerindendir ancak genel anlamda da iktidara destek olmak amacıyla açıklamalarda bulunur. Yani görevi esnafı savunmak olan, onun için seçilmiş, makamda bulunan kişiler iktidara destek olmak için orada var olduğunu zannederler ve zannetmeye de devam ediyorlar çünkü iktidarın da böyle bir baskısı maalesef devam ediyor. Şimdi, 6 Mayısta Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Başkanının "Esnafımızın prim günü sayısının SSK'lilerle eşitlenerek 7200 güne inmesi talebimizin olumlu yönde karşılanmasını coşkuyla karşılıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı söz verdi." şeklinde bir açıklaması var. Sayın Cumhurbaşkanının da yine, bu sigortalılık süreciyle ilgili "7200 güne indiriyoruz." açıklamasına istinaden bütün esnafa bu coşkulu haberi verdi. Veriliş tarihi kaç? 6 Mayıs, seçime bir hafta kala. Bugün üzerinden neredeyse beş ay geçti, ortada hiçbir şey yok ama Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Başkanı seçime bu şekilde müdahil oldu. Esnafımızın kafasını bulandırdı, esnafımızın kandırılmasına aracılık etti. Bununla ilgili şu an esnafımızın beklentisi devam ediyor ama Sayın Konfederasyon Başkanı zaman zaman sosyal medyasından bu paylaşımlara devam ediyor. Niye? "İktidarı kızdırmayalım, küstürmeyelim. Aman ha, bize de dokunmasın çünkü bizim makamımız, mevkimiz iyi." Başına bir iş gelmesin derdinde ancak bununla beraber, her ne kadar böyle davransa da zaman zaman sosyal medya üzerinden taleplerini iletiyor. Bakıyoruz, bunlardan bir tanesi "Esnafımızın girdi maliyetleri her geçen gün artıyor. Pos cihazlarıyla ilgili kredi kartı komisyonları verilmekte, esnafımız bundan mağdur." Ancak öyle bir ince üslup kullanmış ki Sayın Başkan "...giderek maliyetlere yansıyarak enflasyonu tetikliyor." yani "Bu ülkede son dönemdeki kadar pos cihazından bu oranlarda böyle bir komisyon alınmıyordu. İktidarın yarattığı bu ekonomik sorunlar nedeniyle şimdi böyle bir oranda komisyon alınma durumuna gelindi. Aslında iktidar bunu yarattı, bu durumu yaratan iktidardır." demek istemiş ama diyememiş; Enflasyonu Pos cihazlarına verilen komisyon artırıyormuş. Ben de buradan bir kez daha esnaf adına söylüyorum, artık oda başkanlarını geçtim. Bu konu gerçekten ticareti etkileyen bir konu yani bu komisyon yüksekliği ticareti etkiler vaziyette.

Yine, krediye ulaşma konusunda büyük mağduriyetler olduğunu dile getirdi esnafımız, oda başkanlarımız. Bu konuyu ben de size tekraren iletiyorum. Alınan kredinin şu an yeterli olmadığını, gerçekçi olmadığını bir kez daha ifade etmek istiyorum ve yine, son yıllara gelinceye kadar daha önce olmayan ama sizin iktidarınız döneminde yaşanan bir konu var, o da kredi kartına taksitin önlenmesi. Siz ekonomiyi öyle bir duruma düşürdünüz ki ben kredi kartımla taksitli alışveriş yapmak istiyorum veya gücüm ona ancak yetiyor ama siz vatandaşın kendi özgür iradesiyle yapacak olduğu bu taksitli alışverişi bile efendim, neymiş "Enflasyonu körüklüyormuş." diyerek bu taksitli alışverişi engeller duruma geldiniz.

Yine, esnafımızın her köşede yaşadığı en önemli sorun zincir marketler sorunu. Ben bu Komisyonda 6'ncı yılımdayım, her Ticaret Bakanı geldiğinde bu zincir marketler konusunu konuşuruz çünkü artık bu konu bugün neredeyse sayıları toplamda 100 bine yaklaşan bir zincir marketler sorunu hâline geldi. Geçtiğimiz yakın tarihte iktidarın bu zincir marketlerle arasına bir sorun girdi, ne olduğunu biz çok bilmiyoruz. İktidar bir anda enflasyonun sebebi olarak bu zincir marketleri görmeye başladı ama biz burada altı yıldır söylüyoruz. Esnafın can çekişmesinin sebebi olan bu zincir marketlere bir önleyici tedbirler getirin, kurallar getirin; yönetmelikleri ayarlayın, planlayın çünkü artık her bulduğu sokağa açılan zincir marketlerin olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Bugün bir bakkalın ancak iş yaptığı yere zincir market gelip karşısına şube açar vaziyette. Aranızdaki sorunu herhâlde çözdünüz, aranızda bir problem kalmadı herhâlde ki bu ara iktidarın ağzından bu zincir marketlerle ilgili bir kelime çıkmıyor. Çözdünüz herhâlde, nasıl çözdünüz onu da bilmiyoruz ama esnafın sorunu çözülmedi, zincir marketler esnafımız adına hâlâ tehdit olmaya devam ediyor. Bakın, küçük esnafı zincir market değil AKP iktidarı bitiriyor. Niye? Çünkü bu olumsuzluğa göz yuman AKP iktidarıdır.

Bu kadar sorun var; bu kadar sorunun önemli bir kısmı siyasete malzeme edilip işte, 6 Mayıs, 8 Mayıs gibi günlerde ele alındı, oda başkanları tarafından ülkeye müjdeli bir habermiş gibi yayıldı ancak gelin görün ki esnafın beklentileriyle ilgili böyle çok müjdeli bir konuya çözüm bulmuşsunuz, o da ne söyleyeyim: Tüm meslek oda başkanları ve yönetim kurulu üyelerine silah taşıma hakkı vermişsiniz. Cumhurbaşkanı tarafından Resmî Gazete'de yayınlanmış yani esnafın can çekiştiği o kadar sorun varken, silah taşımayla ilgili konuya çözüm bulmuşsunuz çok şükür yani iyi yapmışsınız.

Şimdi, yine, esnafın sorunları arasındaki -burada da sayıldı- perakende yasasıyla ilgili sorun gerçekten önemli çünkü rekabeti önleyen, rekabetin olmasını önleyecek olan bu düzenleme maalesef iktidar tarafından çıkarılmıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, bir dakika ilave süre veriyorum.

Buyurun.

CAVİT ARI (Antalya) - Son olarak şunu söyleyeyim değerli arkadaşlar: Bugün Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği Başkanı 32 bölge birliğine, 1.000 kooperatife ve 1 milyon 500 bin ortağa hitap etmekte ve çok büyük bir sermayeyi yani bütçeyi yönetmekte; Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği Genel Başkanı bu kadar büyük bir yetkiyle, güçle, parayla bu birlikleri yönetmekte. Peki, bu arkadaş kim? Bu arkadaş bir milletvekili. Bakın, bir milletvekili bugün bu bütçeyi yönetmekte ve esnaf üzerinde, birlikler üzerinde güç oluşturmakta.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, bitirelim lütfen.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Oradan maaş da alıyor.

CAVİT ARI (Antalya) - Maaşı bir kenara koyuyorum, alıyor, evet ancak maaşından öte; devletin imkânıyla, gücüyle, hepimizin vergileriyle toplanan bu paralardan kredi kooperatiflerine verilsin diye oluşan o bütçe siyasi bir kimlik tarafından kullanılmakta ve siyaset yapılmakta. Sayın Bakan, bu konunun önüne geçilmesi gerekir. "Bu kooperatifler, Kooperatifler Kanunu'na tabidir." diye geçiştirilemez çünkü o kişi ve ona bağlı kişiler tarafından bize karşı devletin bütçesiyle siyaset yapılmakta. Bakın, birlik başkanı, örneğin, bir bölge başkanı seçime altı gün kala Antalya'da... Şu resme bir bakın, burada bin kişi var; Antalya Manavgat'ta seçime bir hafta kala AKP bakanını, milletvekillerini toplayarak sözde esnafın sorunlarını konuşmak adına bin oda başkanını o otele yemeğe davet ediyor, konaklamalı ağırlıyor. Kimin parasıyla yapıyor bunu? Seçime bir hafta kala yapıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, kayda girsin, lütfen toparlayalım, çok konuşmacı var.

CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum Başkanım.

Sayın Bakanım, bunlarla ilgili gerekli araştırma, inceleme ve soruşturma açmanızı sizden talep ediyorum çünkü gerek esnaf birlik başkanı ve gerek bölge başkanları hepimizin parasını siyasete malzeme ettiler ve bu parayla seçime üç gün, beş gün, on gün kala esnafın sorunlarını konuşmak akıllarına gelmiş. O gün mü aklınıza geldi?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, toparlayalım.

CAVİT ARI (Antalya) - Bu iktidar yirmi iki yıldır iktidarda ve bu oda başkanları da yıllardır görev başında ama bu konuları konuşmak o gün akıllarına gelmiş çünkü o oda başkanları üzerinden esnaf üzerinde siyaset yapılacak "Kredi veririm, vermem." denecek ve ondan sonra da seçime tesir edilecek. Sayın Bakan, sizin bir göreviniz de bu olmalı. Yetimin hakkını korumak sizin de göreviniz diyorum, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Arı, teşekkür ediyorum.

Sayın Türeli, buyurun lütfen.

Süreniz on dakikadır.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bir orada değil her yerde aynı şey yapıldı; onu anlatmaya çalışıyor.

CAVİT ARI (Antalya) - Her yerde.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hayır, hayır.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Yeni vekil de değil, 3 dönemdir vekil.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Geçen dönem yoktu.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Önceki dönem de vardı.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ara verdi ya.

CAVİT ARI (Antalya) - Beni vekilliği ilgilendirmiyor, o bütçeyle bize karşı siyaset yapılması ilgilendiriyor. İster vekil olur, ister vekil olmaz, benim derdim o değil.