KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Çok değerli Bakanımız, Bakan Yardımcımız, çok değerli milletvekillerimiz, çok değerli bürokratlarımız ve basın mensuplarımız; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle Bakanlık bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Tabii, 2019 yılı sonunda başlayan bir Covid ve arkasında Ukrayna savaşı gibi nedenler dünyadaki emtia fiyatlarının dengesini bozdu, navlun fiyatlarının dengesini bozdu. Tabii ki bunun neticesinde bunun olumsuz etkileri de bize yansıdı. Biz bunları söylüyoruz fakat muhalefet de diyor ki: "Hayır, bunlardan değil efendim, bunların sebebi sizin uyguladığınız politikalardan kaynaklanıyor."

MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Biz ne söylediğimizi biliyoruz.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - O zaman, madem bizim uyguladığımız politikalardan kaynaklanıyor, niye Amerika'da enflasyon yüzde 1'lerden yüzde 6'lara çıktı, İngiltere'de niye yüzde 1'lerden yüzde 6'lara, yüzde 9'lara çıktı?

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Şu an düşüyor orada. Niye bizde artıyor peki,?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şöyle: Mesela gıda enflasyonu yüzde 100, yüzde 200 olan yerler de var yani bunu unutmamak lazım. Bugün gidin siz, Avrupa'da sadece gıdada bazı ürünlerde yüzde 200, yüzde 300 enflasyon var ve dolayısıyla da bu sürede Sayın Cumhurbaşkanımızın uyguladığı politika doğrudur efendim. Niye doğrudur? Eğer biz o dönemde faizleri artırmış olsaydık yatırım olmayacaktı, istihdam olmayacaktı, işsizlik artacaktı ve dolayısıyla da bu süreci çok zorlu atlatacaktık biz. O zorlu süreci atlattıktan sonra şimdi mali politikalarımızdaki bozulmaları düzeltmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Şimdi, bu kadar olumsuzluğa rağmen, bizim makro verilerimize baktığımız zaman, borç stokuna bakıyorsunuz, gelişmiş ülkelerde normalde yüzde 60, bizde yüzde 31. Bütçe açığına bakıyorsunuz 2022'de mesela yüzde 1 gayrisafi millî hasılaya oranı, 2024'te, en kötü dönemde beklenen yüzde 6,4. Şimdiye kadar hep yüzde 3'ün altında kalmışız biz. Niye yüzde 6,4 bütçe açığı? Bunun aşağı yukarı yüzde 3 civarı falan deprem sonrası yatırımlardan kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla da bu süreci belki de en iyi atlatan ülkelerden bir tanesi biz olacağız.

Şimdi, Sayın Bakanım, bütçe açığı veriyoruz, bütçe açığı yapıyoruz -54'üncü Hükûmette, rahmetli Erbakan döneminde bildiğim kadarıyla denk bütçe yapıldı- niçin bütçe açığı yapıyoruz? Daha fazla büyümek için, daha fazla yatırım yapmak için. Fakat bizim bütçe açığı verdiğimiz dönemde bütçe açığımızın gayrisafi millî hasılaya göre oranı yüzde 3'lerin altında kaldı hatta faizi çıkardığımız zaman bütçe fazlası verdiğimiz dönemler oldu. Fakat, burada bizim en büyük şanssızlığımız bizden önceki dönemlerde altyapıya yapılan yatırımlar yeterli değildi. Şimdi, biz aşağı yukarı 6 bin kilometre duble yolu almışız, 29 bin kilometreye çıkarmışız, hızlı treni sıfırdan 2.250 kilometreye çıkarmışız, havaalanı sayımızı artırmışız, okullar yapmışız, hastaneler yapmışız. Bizden önceki yirmi yıllık dönemde yatırıma ayrılan para 190 milyar dolar, bizim dönemimizde yatırıma ayrılan para 600 milyar dolar. Dolayısıyla da Türkiye, yapılanmasını, altyapısını önceden yapsaydı belki de bu bizim yatırımlara ayıracağımız para azalacak bunu daha çok sanayiye aktaracaktık. Bu süre zarfında sanayimiz de kat kat büyümüştür.

Diğer taraftan, bize diyorlar ki: "Bütçe içindeki faiz oranları..." Zaman da ne çabuk geçiyor. Bakıyorsunuz, işte, faiz giderlerinin gayrisafi millî hasılaya oranı bizden önceki dönemde yüzde 14,3 şimdi yüzde 2,5 arkadaşlar. Vergiye göre faiz giderleri yüzde 86'dan yüzde 14'lere, faizin bütçedeki yeri yüzde 43'ten yüzde 9'lara düşmüş.

Diğer taraftan, enflasyon kötü bir şey ama enflasyona rağmen siz çalışanlarınızı enflasyona ezdirmiyorsanız, bu enflasyondan etkilenmesini önlüyorsanız en iyi şey budur; memur maaşlarını 2023'te ortalama yüzde 128 artırmışız, emekli maaşlarımızı aşağı yukarı yüzde 114 artırmışız, asgari ücreti yüzde 107 artırmışız arkadaşlar.

Diğer taraftan, diyorlar ki: "Vergileri tabana yaymıyorsunuz; garip gurebadan vergi alıyorsunuz." Arkadaşlar, asgari ücret kadar tüm ücretlerden vergiyi kaldıran biziz, emeklilerden yüzde 15 stopajı kaldıran biziz, ondan sonra basit usulde vergiye tabi olanlardan vergiyi kaldıran biziz, diğer taraftan, endirekt vergilerde hemen hemen KDV'nin oranı yüzde 18'di, bunu bazı ürünlerde özellikle gıdada yüzde 1'e çeken biziz, sağlıkta yüzde 8'e çeken biziz.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Pırlantada ne yaptınız?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Diğer taraftan, kredilerle ilgili diyorlar ki: "Zenginlere kredi veriyorsunuz." Arkadaşlar, bakıyorsunuz, krediyi kime vermişiz biz? Bakanım da ifade etti. Öncelikle döviz kazandırıcı işlemler; bu, bizim için çok önemli Sayın Bakanım; 16 projeye 178 milyar TL kredi vermişiz. Gerçekten de benim arzuladığım şeylerden bir tanesi. Diğer taraftan 1,1 milyon çiftçiye 227 milyar kredi vermişiz ve faizin yüzde 70'ini karşılamışız ve bundan dolayı yıl sonu ödeyeceğimiz miktar 23 milyar TL. Diğer taraftan, Halk Bankasıyla 383 bin esnafa 140 milyar TL kredi vermişiz, yüzde 50 faizini biz karşılamışız. Kime vermişiz? Tamamen dar gelirli vatandaşlarımıza vermişiz arkadaşlar. Dolayısıyla da bunları bilmeden yanlış bilgiler veriyorsunuz ama vatandaş neyin ne olduğunu biliyor.

Sayın Bakanım, şunu ifade etmek istiyorum: Tabii ki Türkiye'de rezerv para dolar olduğu için, cari açığımız olduğu için dışarıdan Türkiye'ye dolar girmediği zamanlar biz dönem dönem krizlere giriyoruz dolayısıyla da bu rezerv paradan kurtulabilir miyiz bilmiyorum. En azından şöyle, Türkiye'deki vatandaşlarımızın yatırım parası olarak döviz yatırımı yapması doğru mu, yanlış mı? Diyelim ki dövizle işlemleri olanlar bankaya talimat verirler ve dışarıdaki bir şirkete döviz ödenecekse o şekilde ödenebilir ama bu dövize talep arttığı zaman vatandaşımız da dövize yöneliyor ve dolayısıyla da bu, bizi daha zora sokuyor.

İkincisi, vergi reformunu mutlaka yapmamız lazım, siz de ifade ettiniz Sayın Bakanım. Burada benim önerim: Türkiye'de fiziki paradan dijital paraya geçilebilir mi? Herkesin kazandığı veya harcadığı net olarak belli olabilir mi? Burada mesela biz en düşük emekli maaşını 7.500 lira yapacağımıza herkes o 2008'de çıkan kanuna göre ne kadar emekli maaşı alması gerekiyorsa onu alsın ama insanların başka yerden geliri yoksa bunu gerekirse 10 bin liraya tamamlayalım. Kişi oraya, Emekli Sandığına az prim ödemiş, biz onu 7.500 liraya çıkarıyoruz fakat diğer taraftan başka gelirleri var, ekonomik durumu iyi de olabilir yani biz bunları bilmiyoruz. Sosyal adaleti sağlamak yönünden mutlaka ve mutlaka kişinin ve ailenin gelir durumuna göre bunda bir yapısal reform yapmak gerektiğini ben düşünüyorum.

Diğer taraftan, tabii ki bu sizin en büyük hassasiyet gösterdiğiniz unsurlardan biri de olan bu sıkı maliye politikaları uygulanırken faizlerin yükselmesi ve piyasaların daralması bazı sektörleri sıkıntıya sokabiliyor. Ama siz gördüğümüz kadarıyla sektörleri sıkıntıya girmemesi açısından gelişmesi gereken sektörlere kredi olanaklarını oldukça fazlalaştırıyorsunuz.

Diğer taraftan, mesela diyelim ki traktörlerin yüzde 50'sine Tarım Bakanlığımız destek veriyor. Bunu isteyen, talep eden alabiliyor ama burada bizim temel amacımız çiftçiye yardımcı olmak iken bir bakıyoruz ki mesela kişilerin traktöre ihtiyacı olmadığı hâlde bunu yatırım aracı olarak görüyor ve dolayısıyla da o sektördeki pahalılığa ve enflasyona neden oluyor, traktör fiyatları artıyor.

CAVİT ARI (Antalya) - Allah Allah!

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Burada şu yapılabilir: Diyelim ki kişilerin ne kadar arazi...

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Saban kullansınlar!

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Siz olayı anlamamışsınız.

Ne kadar arazisi varsa buna göre veya kaç yaşında traktörü varsa ona göre, traktör gereksinimi varsa ona göre vermemiz lazım. Nasıl bugün diyelim ki evlerdeki kredileri herkese değil de ihtiyacı olana veya evi olmayanlara veriyorsanız bu şekilde bir düzenleme yapılırsa daha iyi olur diye ben düşünüyorum. Zamanım da bitti.

Bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.