Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Hazine ve Maliye Bakanlığı b) Sermaye Piyasası Kurulu c) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ç) Kamu İhale Kurumu d) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu e) Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu f) Gelir İdaresi Başkanlığı g) Türkiye İstatistik Kurumu ğ) Özelleştirme İdaresi Başkanlığı h) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ı) Yatırımcı Tazmin Merkezi i) Bankalararası Kart Merkezi Anonim Şirketi |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 31 .10.2023 |
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, Bakanlığın değerli bürokratları; öncelikle, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Dikkatlice dinledik Sayın Bakanı, daha çok geleceğe dair umut verici şeyler söylüyor ama şöyle bir gerçeklikle karşı karşıyayız: Uzunca bir süredir Hükûmet adına -ekonominin başında her kim olursa olsun- yaptıkları açıklamalar ne kısa ne de orta vadede tutmuyor. Dolayısıyla geleceğe dair öngörülerinizin de ne kadar gerçekçi olduğunu zaman içerisinde hep birlikte göreceğiz. Umarım tutar yani bu, hepimizin temennisi ama şimdiye kadar yaşadıklarımız bize gösterdi ki Hükûmetin öngörülerinin çok büyük bir bölümü ekonomiye dair tutmuyor, böyle bir gerçeklik var.
Şimdi, ben sürem kısa olduğu için sadece birkaç konuyla ilgili değerlendirme yapacağım. Çokça söylüyoruz ama gerçekten kayıt altına alınmasında fayda var, tekrar tekrar hatırlatılmasında fayda var -biz muhalefet partileri olarak veya bu ülkedeki kötü gidişata dair değerlendirme yapan herkes pek çok şey söylüyoruz, eleştirilerde bulunuyoruz- Hükûmet adına kim konuşursa konuşsun -bu bir bürokrat olabilir, bakan olabilir, Sayın Cumhurbaşkanı olabilir, milletvekilleri olabilir, fark etmez- arka arkaya 3 şeyi sıralıyor, bütün sorumluluğu ona atıyor ve sanki Hükûmetin hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi. İşte, "Ukrayna savaşı oldu, Covid-19 pandemisi oldu, bir de asrın felaketi oldu." Bir de ona öyle bir isim bulundu deprem faciası nedeniyle.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Değil mi? Asrın felaketi değil mi?
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Yani dünyada herhâlde diğer bütün felaketleri tam incelememiş olmalısınız. Evet, yani bazen büyütmek kötü olabilir karşılaştırma yapmak açısından. Neyse, sürem kısıtlı, sizinle tartışmayayım.
Şimdi, bunlar bir gerçeklik, kimse bunların olmadığını söylemiyor. Bu, dünya ekonomisini olumsuz etkiledi, bunda herhangi bir sorun yok fakat asıl sorun şu: Türkiye diğer ülkelerden farklı olarak negatif etkileniyor. Yani diyelim ki dünyanın bir başka ülkesi 1 birim olumsuz etkilenirken Türkiye 10 birim etkileniyor. Yani bütün göstergeler bunu gösteriyor. Ben sadece iki tanesini söylersem ne demek istediğim iyi anlaşılabilir. Bir tanesi, bakın, gıda enflasyonu. İsterseniz nominal değerleri esas alın, isterseniz yıllık reel gıda enflasyonunu alın, hangisini alırsanız alın Türkiye en kötü ülkeler arasında, en kötü birkaç ülke arasında. Hani bazı siyasetçiler "Türkiye en kötüsü." diyor. Doğru değil, Türkiye en kötüsü değil ama son üç yıl içerisinde ya en kötü 5'inci ülke ya da en kötü 8'inci ülke. Her seferinde ya en kötü 5 ülke ya da en kötü 10 ülke arasında yer almış. Dünyada gıda enflasyonu düzenli olarak düşerken, gıda fiyatları reel olarak düşerken maalesef Türkiye'de kesintisiz biçimde hem reel olarak hem nominal olarak gıda enflasyonu yükseliyor, artıyor. Bu, doğrudan özellikle düşük gelir grubunda olan toplumun büyük bir bölümünü olumsuz etkileyen en önemli kalemlerden bir tanesi.
Bir diğeri de enflasyon. Evet, dünyada enflasyon yüksek, dünyada enflasyon yükseldi ve bu söylediğimiz nedenlerle dünyada enflasyon yükseldi ama Türkiye burada da negatif ayrışmış durumda. Yani Türkiye'yi kıyaslayacağınız, işte, orta gelir grubu ülkeler içerisinde neredeyse hiçbir tanesinde enflasyon yüzde 10'u bulmamışken, ortalaması yüzde 3-4 iken Türkiye'de 3 rakamlı hanelerden söz ediyorduk. Şu anda resmî rakamlara göre bile enflasyon yüzde 50'nin üzerinde ki ben de katılıyorum benden önceki konuşmacılara; TÜİK'in bu ülkeye verdiği en büyük zarar bu, Türkiye'de gerçekten veri güvenliği sorunu var. Yani Türkiye'de bu ciddi bir sorun, veri güvenliği sorunu var ve bunun birinci derecede sorumlularından bir tanesi de Türkiye İstatistik Kurumu; son dönemde yaptığı açıklamalar, değerlendirmeler, kamuoyuyla paylaştığı rakamlar gerçekten verilerinin bir bütün olarak güvenilirliğini sorgulamaya neden oluyor. Yoksa, kimse şöyle bir şey söylemiyor: "TÜİK'in açıkladığı her rakam yanlıştır." demiyoruz, böyle bir iddiamız yok ama mutfağı, gelirimizi, yaşam biçimimizi etkileyecek en önemli rakamların tamamıyla ilgili toplumun büyük bir kesiminde kuşku var ve bu kuşku emin olun temelsiz değil.
Şimdi, enflasyon meselesi tam olarak böyle; dünyanın en kötü ülkeleri arasındayız Sayın Bakan yani böyle bir gerçekliği var Türkiye'nin. Bakın, Türkiye'den daha kötü olan sadece birkaç tane ülke var ve bu rakamlar yeni açıklanmış: Venezuela'da enflasyon yüzde 318, Arjantin'de yüzde 138, Lübnan'da yüzde 208, Suriye'de yüzde 79, Sudan'da yüzde 63 ve arkasından Türkiye geliyor. Yani enflasyonda da dünyanın en kötü ülkeleri arasındayız. Emin olun, savaşın yaşandığı ülkelerde bile; Ukrayna'da Lübnan'da, Suriye'de bile bir biçimde neredeyse enflasyon Türkiye kadar değil, fiyat artışları Türkiye kadar yüksek değil. Bunu niye söylüyorum? Yani "Dünya kötüye gidiyor, Ukrayna savaşı oldu, Covid-19 vakası oldu." falan deyip bu işten sıyrılamaz Hükûmet. Yani Türkiye'nin durumu gelişmiş Batı ülkelerinden de, Asya ülkelerinden de, OECD ortalamasının da, Orta Doğu ülkelerinin de çoğundan çok daha kötü durumda ve emin olun, hangi göstergeye bakarsanız bakın aynısı. İşte sanırım birkaç gün önce Küresel Suç Organizasyonu Raporu yayınlandı; Türkiye en kötü 14'üncü ülke, 193 ülke arasında Türkiye 14'üncü sırada, en kötü 14'üncü ülke.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Kimin yayını?
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Türkiye neredeyse suç örgütlerinin bir cenneti hâline getirilmiş durumda. Dünyanın neresinde...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Kim yayınlamış?
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Yirmi yıldır herhâlde biz yönetmiyoruz değil mi yani siz yönetiyorsunuz yirmi yıldır. Ha, işinize gelen... "Kim yayınlamış?" diyerek bundan sıyrılamazsınız Orhan Bey, bunu uluslararası kabul gören kuruluşlar yayınlıyor. Ayrıca somut göstergeleri var. Ya, dünyanın ne kadar mafya örgütü lideri varsa Türkiye'de çıkıyor. Ya Allah'ın emri olarak ölünce ya da birisi vurunca... Mafya örgütlerinin liderleri için Türkiye'nin cennet olduğunu mafya içindeki çatışmalarla öğreniyoruz. Türkiye bu hâle getirilmiş durumda. Defalarca söyledik size yani Güney Amerika'dan gelen uyuşturucu bütün Akdeniz'i geçerek Türkiye üzerinden Orta Doğu'ya, Avrupa'ya dağıtılıyor. Bu kadar kötü bir şey olabilir? Türkiye'nin durumu bu. Eğer bu uyuşturucu baronları Türkiye'nin bu kadar rahat girilip çıkılıp bu uyuşturucunun pazarlanacağı ülke olmayacağını düşünselerdi bütün Akdeniz'i bu kadar rahat geçip, onlarca ülkeyi geçip gelip Türkiye üzerinden dağıtımını yaparlar mı? Türkiye kötü durumda.
Son iki şeyi söyleyip -sürem az- bitireceğim. Şimdi bir tanesi şu: Kamu İhale Kurumu Başkanı bize dedi ki: "16 Kasım 2022 tarihli 7421 sayılı yasada bir değişiklik yapıldı. EKAP'ın kullanım alanı genişletildi. İstisna ve doğrudan temin yöntemiyle yapılan alımlarla sözleşme sürecindeki işlemler de EKAP kapsamına alındı?" 2022 yılında 733 milyar TL, 2023 yılının ilk dokuz ayında 1,2 trilyon TL tutarında kamu alımı yapılmış. Şimdi sorun şu: Bütün bunların hepsinin EKAP'ın içerisinde olması tek başına bu ihalelerin tamamının şeffaf olduğunu göstermiyor. Neden? Çünkü biz şu rakamı yani ne 733 milyar TL'lik kamu alımlarının ne de ilk dokuz aydaki 1 trilyon 200 milyar TL'lik kamu alımlarının hangi yöntemle alındığını bilmiyoruz. Yani bize bunların ne kadarının 21/B'yle, doğrudan temin yoluyla alındığına dair herhangi bir veri sunmuyor. Dolayısıyla sadece EKAP'ta yayınlanıyor olması, bu ihalelerin hepsinin EKAP'ta görünüyor olması bunların hepsinin şeffaf olduğunu göstermez. Emin olun, kamu otoritesi yani en küçük ilçeden bakanlığın merkezine kadar ihalelerin büyük bir bölümünü 4734 sayılı Yasa'yı da yok sayarak doğrudan temin biçimiyle istedikleri kişiye, istedikleri biçimde şartname hazırlayarak ve doğrudan temin yoluyla alıyorlar. Bu rakamların açıklanması ne demek istediğimizi çok daha iyi gösterecektir.
Şimdi bir diğeri şu: Süremin sonuna geliyorum ama bu FATF meselesi önemli. Türkiye Ekim 2020'de kara paranın aklanması ve terörizm finansmanını engellemede eksikleri olduğu gerekçesiyle gri listeye alındı. Arkadaşlar "Ne için alındı." diyorlar, tam olarak bu nedenle alındı. Yani FATF'ın kuruluş amacına aykırı işlemlere imza attığı için Türkiye gri listeye alındı. Şimdi, gri listeye girmemek için mart ayında -hatırlarsanız o dönem siz de milletvekiliydiniz ben de milletvekiliydim, sanırım, Mehmet Muş Bey Grup Başkan Vekiliydi- o zaman bize apar topar bir yasa teklifi getirdiler, apar topar bir değişiklik. "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi ve Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair Yasa'da birkaç değişiklik yapacağız. Hızla bu değişikliği yapmalıyız ki bizi gri listeye almasınlar." dediler. Gruplarla görüşüldü ve daha sonra Genel Kurula getirildi. Bütün muhalefet partileri, biz hepimiz itirazlarımızı dile getirdik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Tiryaki, bir dakika ek süre veriyorum.
Buyurun.
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Tamamlıyorum Orhan Bey, tamamlıyorum Sayın Başkan.
Şimdi, biz o zaman şunu söyledik, dedik ki: Bizim uyarılarımızı dikkate alın. Hiçbir uyarımızı dikkate almadınız. Eğer uyarılarımızı dikkate almazsanız -kayıtlarda mevcut- Türkiye'yi tekrar gri listeye sokacaksınız dedik; birkaç ay geçti, Ekim 2021'de Türkiye gri listeye girdi. Muhalefetin hiçbir uyarısını o zaman dikkate almadınız; üstelik emin olun, bütün muhalefet partileri o zaman gayet yapıcı uyarılarda bulunmuşlardı.
Şimdi, Sayın Bakan ilk kez burada söylemiyor "Temmuz ayında da 40 başlıktan 39'unu yerine getirdik." diyor. O bir başlığı söylemedi, o bir başlığı da ben söyleyeyim. Teknolojik yenilenmeye dair başlık. "Onun dışındaki 39 başlığın tamamında uyum sağladık." diyor. "Zaten yayınladıkları raporlarda da bunlar var." diyor.
Ben size başka bir şey anlatacağım Sayın Bakan, eğer Orhan Bey bana bir dakika verirse dikkatinizi çekmek isterim. Türkiye terörün finansmanıyla mücadeleyi nasıl yürütüyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Bir dakika, toparlayacağım; bir dakika Sayın Başkan.
Şöyle yürütüyor yani terörizmin finansmanına karşı şunu yürütüyor: FATF'ın neyi kastettiğini aslında sizler de biliyorsunuz, bizler de biliyoruz. Tırnak içerisinde söylüyorum dincilikleri, yoksa dinle alakaları yok ama radikal dinci örgütlerin özellikle finansmanıyla ilgili konularda Türkiye'nin yeterli adım atmadığını düşünüyor FATF'ın yetkilileri. Siz de bu konuda adım atıyorsunuz güya. Hükûmetiniz için söylüyorum -belki bir bütün olarak Hükûmet bunun parçası değildir- sadece şunu yapıyor: Cezaevindeki yakınına 200 TL para yatırdı diye hakkında soruşturma açıyor, müvekkilinin hesabına 300 TL para yatırdı diye avukat hakkında soruşturma açıyor. Bu mudur yani terörün finansmanıyla mücadele bu mu, anladığınız şey bu mu? Yani kızına, oğluna, kardeşine, evladına bütün kaydı belli olan, cezaevi dışında da harcanma imkânı olmayan o 200 TL'yi yatırdığı için soruşturma başlatılmasıyla mı FATF'ın dışına çıkacaksınız diyorum.
Söylenecek çok şey var, kısaca bunları söylemiş olayım.
Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.