Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Türkiye Büyük Millet Meclisi b) Kamu Denetçiliği Kurumu c) Sayıştay Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 27 .10.2023 |
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Sayın Komisyon Başkanımın ve Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımın şahsında tüm katılımcıları saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.
Benden önce konuşan Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin tüm sözlerine aynen katılıyorum. Birazdan yapacağım konuşmayı milletin bir milletvekili olarak değil de milletin ta kendisi olarak yapmak istiyorum çünkü daha önceki konuşmacılar o şekilde konuştular.
Alanda halkla buluştuğumuzda sıkça soruyorlar: "Siz Mecliste ne iş yapıyorsunuz?" Düşündüğüm zaman ne iş yapmakta olduğumu, yaptığımı onlara anlatmakta zorlanıyorum. Denetleme görevini mi yerine getiriyoruz, yasama görevimizi mi yerine getiriyoruz? Baktığımda ikisini de hakkıyla yapamadığımızı görüyoruz. Hukukun üstünlüğü, devletin tüm kurum ve kurullarının hukuka uymasıyla ve denetlenebilir olmasıyla gerçekleşebilir. Peki, kim denetleyecek? Elbette yürütme ve yasamayı yargı; yürütmeyi de yasama olarak bizler denetleyeceğiz. Peki, bunu yapabiliyor muyuz yani Meclisin duvarına "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir." yazmakla bunu gerçekleştirebiliyor muyuz? Şimdi, bir şey söylemek istiyorum. Anayasa Mahkemesi bir milletvekilimiz -cezaevinde tutuklu, hükümlü olan bir milletvekilimiz- hakkında karar verdi ve sadece karar vermedi, gerekçesinde Bilal'e anlatır gibi anlattı yerel mahkemenin ne yapması gerektiğini ama şu ana kadar maalesef hâlâ daha Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçilmiş Komisyon Başkanlığı titri kendisine verilmiş bir milletvekili hâlâ cezaevinde bulunmaktadır. O yüzden bizim acaba kendi haklarımızı bile kullanmaktan yoksunken milletin hakkını, hukukunu burada nasıl koruyacağımız sorusunu sık sık ben de kendime sormaktayım.
Değerli Başkanım, Meclis iradeciyi yansıtabiliyor mu? Hayır. Alanda özellikle emeklilerimize artış verilmediği zaman herkes bize sordu: "Nasıl oluyor bu? Nasıl bu işi beceremiyorsunuz?" diye. Ben de dedim ki milletvekilleri de özgür değil ki. Hani, çok özenerek söylediğiniz Türk tipi model, literatürde de anayasa hukukunda da böyle bir model yok, bu tür bir yapıyla yani Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle milletvekillerinin iradesinin Meclise yansıması yani halkın iradesinin Meclise yansıması mümkün değildir. Bu açıdan baktığımız zaman, Meclis bu hâliyle işlevsiz hâle getirilmiştir; torba yasalarla yasama kalitesi azaltılmıştır; sağlıklı yasa, işlevli yasa yapmamızın önü kesilmiştir; Sayıştayın raporları artık detaydan uzaklaşmış, ayrıntıdan uzaklaşmış, korumacı zihniyetle yapılmış bir hâl almıştır; araştırma komisyonlarının kurulması artık mümkün değildir; ne dersek diyelim sesimiz duyulmuyor, görülmüyoruz. Dolayısıyla milletin iradesinin Meclise yansıması mümkün değildir. Soru önergelerine cevap verilmiş olması yeterli değildir, nitelikli cevap verilmesi gerekiyor, bunu da maalesef görmekten uzağız.
Danışmanların özlük hakları verilmelidir. Çalışanlar arasındaki ücret eşitliği sağlanmalıdır. Üzerine yemin ettiğimiz Meclis yeminine bile sadık kalmaktan uzak durumdayız. Dolayısıyla yapacağımız çalışmaların hepsinde demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğumuzu unutmadan bunları yansıtacak şekilde bir çalışma yapmamız gerekiyor.
Şimdi, biraz önce bir milletvekilimiz "Genelkurmay Başkanının adını kimse bilmiyor." dedi; doğru, kimse bilmiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Toparlıyorum, bitiriyorum.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Suiçmez, bir dakika ilave süre veriyorum.
Buyurun.
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Onu bilmiyor ama uyuşturucu patronlarının, mafya patronlarının, fuhuş patronlarının adının tümünü bilir hâle geldi halkımız, milletimiz. Dolayısıyla önümüzde yapacağımız çok büyük işler var ama bir an evvel Meclisimiz iradeleri, milletin iradesini Meclise yansıtacak hâle getirilmelidir.
Buradan pazar günü kutlayacağımız cumhuriyetimizin 100'üncü yılını kutluyor; cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve devrim arkadaşlarını saygıyla bir kez daha anıyor, selamlıyorum.