| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Türkiye Büyük Millet Meclisi b) Kamu Denetçiliği Kurumu c) Sayıştay Başkanlığı |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 27 .10.2023 |
ORHAN ERDEM (Konya) - Çok Değerli Büyük Millet Meclisi Başkanım, Komisyon Başkanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayıştay ve Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanım, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bütçe görüşmelerimiz hayırlı olsun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımızın her zaman vurguladığı yeni anayasa konusunu çok önemsiyorum bir milletvekili olarak, sizlerin de milletvekili olarak çok önemsediğinizi biliyorum. Allah bize bir yüzyılını tamamlayan bir cumhuriyetin ve yeni bir yüzyıla girecek Parlamentonun milletvekilleri olarak bir şans verdi. Gelin, bu dönemin sivil anayasasını da hep birlikte yapalım, Türkiye Büyük Millet Meclisini çalıştıracak, daha iyi çalışacak koşullara getirecek bir İç Tüzük'ü de hep birlikte yapalım; bu hepimizin boynunun borcudur diye düşünüyorum. Siyasi fikirlerin, görüşlerin hepsinin çok önemli olduğu ortak bir masada -ben eminim ki- birçok maddede hiçbir problem olmadan karar verileceğini düşünüyorum. Bu konuda ben de bu duyarlılığa katıldığımı belirtmek isterim.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetimdeki iki kanadına, Sayıştaya ve Kamu Denetçiliği Kurumuna da hizmetlerinden dolayı teşekkür ederim.
Sayın Başkanım, Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarını yükseltmek Türk milletinin itibarını yükseltmektir. Bu konudaki hassasiyetinizi de biliyorum. İnşallah, önümüzdeki günlerde çok daha iyi çalışmalara vesile olacaktır.
Filistin'de, Gazze'de yaşananlar konusunda hepimiz adına attığınız adımları, yaptığınız uluslararası görüşmelerde de mücadelenizi izliyoruz; teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, cumhuriyetin yeni bir yüzyılına gireceğiz ama eskiyi de unutmuş değiliz. Bu önceki, içinde olduğumuz yüzyılın son yirmi bir yılında önemli hizmetlerimiz var. Yatırımda, demokratikleşmede en parlak dönemi, önemli hizmetler yaptığımız bir dönemi geçirmişken onu da unuttuğumuz söylenemez. Ne yazık ki uzun süre Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının yaptıklarının arkasına sığınarak cumhuriyet kutlandı. Hepimiz Onuncu Yıl Marşı'nı "On yılda 15 milyon genç..." "Demirağlarla ördük..." marşlarını söylerken, bunların arkasına sığınırken Türkiye demiryollarında trenler çalışmıyordu, bekleme müziğinde "Kara tren gecikir, belki hiç gelmez." şarkısı çalıyordu. O günlerden hızlı trenlere, bütün hatları yenilenmiş ve yeni kalkınma planında da...
(Uğultular)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli hazırun, lütfen hatibin insicamını bozmayalım.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hatip çok güzel konuşuyor. Eskiden İstanbul'da köprü yoktu, vapur yoktu; sandallarla geçiyorduk. Yangınları tulumbayla söndürüyorduk Sayın Başkan.
ORHAN ERDEM (Konya) - Sayın Ağbaba, ben öyle bir şey demiyorum.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Erdem, bir müsaade edin bana.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Yangını tulumbayla söndürüyorduk.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, şimdi siz bir tablo çizdiniz. Nihayetinde bakın şöyle: İktidar da...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Onlar bana laf atmadı mı Sayın Başkan?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ama onlara da müdahale ettim.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Atmadık.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Kırkpınar, bir müsaade edin.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Yok, çok attınız, insicamımı bozdunuz benim.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, bir müsaade eder misiniz bana.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Erdem'i çok severiz, biliyorsunuz.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Biliyorum Sayın Ağbaba.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Katkıda bulunuyoruz.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Mutlaka.
Şimdi, Sayın Erdem'in birikimiyle pek böyle katkıya ihtiyacı yok diye görüyorum ben, biz bırakırsak...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Allah AK PARTİ'yi var etsin, buzdolabı yoktu, çamaşır makinesi yoktu(!)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Eyvallah.
ORHAN ERDEM (Konya) - Estağfurullah.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şimdi...
ORHAN ERDEM (Konya) - Lütfen Başkanım...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şimdi, lütfen insicamını bozmayalım.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Merdaneli çamaşır makinesiyle çamaşır yıkıyorduk Sayın Başkan.
ORHAN ERDEM (Konya) - Sayın Ağbaba, ben...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, lütfen insicamını bozmayalım.
İlave sürenizi ekleyeceğim Sayın Erdem, buyurun lütfen.
ORHAN ERDEM (Konya) - Lütfen yanlış anlamayın, bu ülkeye hizmet eden herkese minnettarız, dönem dönem çok büyük işler yapıldığını da biliyoruz. Ben bir kesitten bahsediyorum ve laf atan, milletvekillerinin sözünü kesen bir kişilik de değilim, hepinize her zaman çok saygıyla yaklaşırım. Fikirlerimi söylüyorum; kabul edilen olur, edilmeyen olur.
Dediğim gibi, vesayetçi bir yapıdan, Parlamentonun da vesayet demokrasisinden özgür bir demokrasiye kavuştuğu bir yeni yüzyıla giriyoruz. Ben şimdi sizlerin içinizden... Belki yapı olarak hepiniz biliyorsunuz ama hani bunu bir kahvede söyleseniz kaç kişi bilecek, sormak isterim ki bazen bunu yapıyorum, gittiğim yerde diyorum ki: Biz yollar yaptık, okullar yaptık, köprüler yaptık ancak çok önemli bir şey yaptık; bunu hepimiz unuttuk, bu ülkede korkunç bir vesayet ortamı vardı. Şimdi, gittiğiniz bir yerde sorun, deyin ki: "Bu ülkenin Genelkurmay Başkanının ismi ne?" Kimse bilmiyor. Kara Kuvvetlerini, Danıştay Başsavcısını, Yargıtay Başsavcısını, Anayasa Mahkemesi Başkanını, YÖK Başkanını soruyorum ben, hiç kimse bilmiyor, diyorum ki: Ben 2000'li yıllarda gelsem, desem ki 1'inci Ordu Komutanı kim; hepiniz bilirdiniz, komutanların hepsini bilirdiniz, YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ü, Nuh Mete Yüksel'i hepiniz bilirdiniz. Türkiye artık bunları unuttu, herkes görevini yapıyor, yapmakla sorumlu ama sorumluluk Parlamentoda, milletin yetki verdiği iktidarda. İşte, şimdi, bugünlere geldik, bu da bu yüzyılın en önemli kazanımlarından biri.
Diğer bir husus da... Şimdi konuşmalarımı lütfen Sezai Temelli, grubu yanlış anlamasın, kendileriyle yeni bir tartışma başlatmak için yaptığımı lütfen düşünmesin; tekrar diyorum, hiç öyle birisi değilim. Ama dün de bugün de her konuşmada "Kürt sorunu" deniyor. Eğer bir kimliğin reddi, siyasi ve hukuki, sosyal, ekonomik alanlarda baskısı varsa sorun vardır. Ben Orta Anadolu Kürtlerinden bir milletvekiliyim, Konyalıyım. Konya'nın Yunak'ından Akşehir'e ailem taşınmış, ben de Akşehir'de doğdum ama Kürt bir anne babanın evladıyım ve Konya'da seçildiğim bölgede Kürt nüfus yüzde 3-5 bile değil, 4 dönemdir Parlamentoya geliyorum. Bu milletin Kürt-Türk diye bir sorunu yok, biz kardeşiz, ümmet olarak bakıyoruz, birbirimize de öyle sarılıyoruz. Konya'da 2 dönem Halil Ürün -Kürt bir başkan- Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptı, orada Kürt nüfus yüzde 5 bile değildir.
Şuna gelmek istiyorum: Eğer bir problem varsa, bu vesayetçi rejimlerden doğan sıkıntılar varsa bunları yine AK PARTİ çözdü. Biz iktidara geldiğimizde bu ülke olağanüstü hâl kapsamı içindeydi. Olağanüstü hâlde doğmuş, ömrünü bu hâl içinde geçirmiş 30 yaşında insanlar vardı. Gelir gelmez kaldırdık. Kürtçe isim haklarını hemen verdik; köy, mahalle isimlerini verdik. Kürtçe televizyon, radyonun açılmasını sağladık. Yine, 2013'te Cumhurbaşkanımız "Bu benim siyasi hayatımı da sonlandırsa razıyım." diyerek açılıma başladık, bir buçuk yıl sürmedi. Düşünün, devletin bütün kurumları hoşgörüyle birçok şeyi görmemeye çalıştı ama ne oldu? Bir savcımız arkadan, boynundan kurşunla öldürüldü, 2 polisimiz yatağında öldürüldü ve süreç PKK tarafından sonlandırıldı. Bunun için biz -eksikler vardır, her kesim için yapılacak şeyler vardır ama- "Kürt meselesi, sorunu" diyemeyiz, Türkiye'de terör meselesi vardır. Bu ülkede vesayetçi rejim her kesimle bir dönem kavgalı olmuştur, sadece Kürt veya başka kesimler deği;, düşünün, sağcı-solcu diye yıllarca terör, sonra irtica veya başörtüsü adında birçok insanın haklarının ihlal edildiği bir ülkede yaşadık, Kürtler de sorunlar yaşadı. Yine eksiğimiz de vardır, bunu biz birlikte çözebiliriz. İyi niyetle Millî Eğitimde Kürtçe seçmeli ders konuldu, üniversitelerde bölümler açıldı, enstitüler...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - İlave süre vereceğim Sayın Erdem.
Buyurun lütfen.
ORHAN ERDEM (Konya) - Kürtçe öğretmenlerinin ataması yapıldı, yeterli değildir ama yapıldı. Söylemek istediğim, çok önemli adımlar atıldı ve güneydoğu gerçekten yollarıyla, havaalanlarıyla, hastaneleriyle, batıdan hiç eksik edilmeden güzel bir yapıya, şehirlere döndürülmeye çalışıldı.
Ben sizden şunu rica ediyorum: Çok birikimli bir Başkansınız, ekibinizde de böyle kişi çok; gelin, gerçekten bu terörü bitirelim. Ama bir yolculuğumda vekilinizle epey tartıştık, geldiğimiz noktada dedim ki: "Ya, İrlanda, İspanya bunu nasıl çözmüş? Gelin, biz de çözelim ya, el atın." Çok üzerine gidince dedi ki: "Ama Orhan Bey, onlarda önce siyasi parti kurulmuş, sonra terör eylemleri olmuş, onun için." deyip kesti ve bir durgunluk oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ORHAN ERDEM (Konya) - Haklıydı. Şimdi, sizleri de ben bu noktada mazur görüyorum çünkü Mardin kökenli bir vekilin Muş'tan yazıldığı, İzmirli bir arkadaşın Şırnak'a gönderildiği bir parti ve büyükşehirlerde seçilen bir başkanın yanına dağla bağlantısı olan bir temizlik işçisini eş başkan yapabilen bir yapıya dönüşmüş durumda. Bu bakımdan da bir çaresizlik olduğunu biliyorum ama sizlerin kabiliyeti ve gücü bunu yenebilecek noktadadır. Gelin, geldiğimiz noktayı daha ileriye taşıyalım, yeni yüzyıla girerken yıllarca ülkemizin ayağına bağlanan bu prangalardan, terör belasından kurtulalım.
Hepinize teşekkür ediyorum.