Komisyon Adı | : | (10/ 5,6,8,22,58) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Merkez Birliği (SUYMERBİR) temsilcilerinin balıkçılık ve su ürünleri sektöründe yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri hakkında yaptıkları sunumlara ilişkin görüşmeler |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 26 .10.2023 |
EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Zonguldak) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Zeki Bey'e, Faruk Bey'e ve Muhammed Bey'e teşekkür ediyoruz katkıları için.
Şimdi, öncelikli olarak, iç sularda yaptığımız üretimlerde deşarj kurallarına uyulmadığından bahsetti Faruk Bey, işte bunun da kirlenmeye neden olduğundan bahsetti. Bu çok önemli yani zaten direkt doğa kaynaklı bir üretim yaptığımız için hem bu çiftliklerdeki üretimlerimiz için geçerli hem normal avcılığımız için geçerli. Önce, doğaya çok ciddi şekilde saygı duymamız lazım ki sürdürülebilir bir şekilde üretim ve sürdürülebilir şekilde avcılığa devam edebilelim.
Şimdi, benim merak ettiğim nokta, özellikle bu akarsular üzerinde, iç sularda kurulan çiftliklerde, burada tesis sahipleri ve çalışanlar acaba ne kadar eğitiliyorlar, ne kadar eğitim alıyorlar? Yani yaptıkları uygunsuz deşarjların uzun süreçte kendi üretimlerine ne kadar zarar verebileceğinin, ekmek kapılarının ne kadar zarar görebileceğinin ne kadar bilincindeler, önce bunu netleştirmek lazım. Eğer bununla ilgili yetersiz bir eğitim prosedürü varsa daha sıkı kurallar içerisinde ciddi eğitim vermek lazım. Çünkü eğitim vermezsek mecbur çok katı cezalar uygulamak zorunda kalıyoruz ama öncelikli olarak eğitmek lazım, ondan sonra eğer yeterli değilse bu, gerekirse daha sert önlemler alınması lazım. Çünkü hiçbir maddi kazanç doğaya vereceğimiz zararın, potansiyel zararın üzerine geçmemeli. O yüzden bu çalışanların eğitim seviyeleri nedir, nasıl bir eğitim alıyorlar, nasıl burada çalışmaya başlıyorlar; bunları çok iyi değerlendirmek lazım, yetersizse bu konunun üzerine eğilmek gerekiyor diye düşünüyorum.
Özellikle su kanalları, orman arazisinde kalan üretim tesislerinin iptal olan ruhsatlarından bahsedildi. Acaba bu tesislerin genel toplama oranı nedir? Yani ne kadar tesis böyle bir şeyden etkileniyor, onu bir tespit etmek lazım. Ve hadi mevcut bir sistem kurulmuş, onlara tekrar ruhsat verilmeli ama daha sonraki süreçte artık orman arazisi içerisinde olacak bu kanallara izin verilmemesi gerektiğini düşünüyorum, bu sorunu ancak böyle aşabiliriz. Mevcutların üretimine devam edilebilir ama yeniler verilirse gene aynı bürokratik problemler devam edecek, boşa yatırım olacak veya verimsiz bir yatırım olacak diye düşünüyorum.
Bir önemli nokta, Zeki Bey'in özellikle bahsettiği, işte, ölü balıkların toplanarak satılması. Bunun tahminî miktarı önemli. Tabii ki bunun 1 kilo bile satılması kabul edilebilecek bir şey değil ama bu ne kadar uygulanıyor yani yapılan pratikte toplam üretime oranı nedir; bunu ben merak ettim, miktar olarak nasıl bir şey ve bunu önlemek için ne yapılabilir? Belki aynı balıkçı ağlarında yapılan markalama sistemi gibi -Su Ürünleri Müdürümüzün bahsettiği gibi -belki o tarz bir markalama sistemiyle üretime yönelik bir kontrol sağlanabilir ama bunlar zaten kayıt dışı satılıyordur, onun kontrolü ancak işte, tezgâha girme noktasında yapılabilir diye düşünüyorum. O noktada biraz daha sıkı bir kontrol yapılabilir diye düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.