Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Muş Milletvekili Sezai Temelli'nin, Denizli Milletvekili Nilgün Ök'ün (1/276) ve (1/274) esas numaralı Kanun Teklifleri ile Sayıştay tezkerelerinin tümü üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 26 .10.2023 |
VELİ AĞBABA (Malatya) - Şimdi, çok teşekkür ederim öncelikle.
Sayın Bakan, değerli bürokratlar, Sayın Başkan; öncelikle bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.
Şimdi, tabii bir seçim sonrasında yapılan ilk bütçe olarak gözüküyor. Seçimden önce iktidar partisi çeşitli vaatlerde bulundu, muhalefet partileri çeşitli vaatlerde bulundu. Her türlü vaatte bulundunuz, her türlü vaatte bulundunuz ama bizim vaatlerimiz ile sizin vaatleriniz arasındaki fark şu: Biz vaatlerimizi gerçekleştirecektik, siz maalesef vaatlerinizi gerçekleştirmediniz.
Şimdi, kamuda mülakat kaldırılacaktı. Kamuda mülakat kaldırılmadığı gibi eş, dost, akraba cumhuriyeti devam ediyor.
Ev hanımlarının emeklilikle ilgili primlerinin üçte 1'ini devlet ödeyecekti. Bu bütçede hiç gözükmüyor bu.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Onların hepsini de bizden devşirdiler.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Aynen, bizden çaldılar, daha doğrusu alıntı yaptılar. Çaldı demeyelim ağır oldu o biraz; evet, düzeltelim hemen Sayın Başkan müdahale etmeden.
Şimdi, bu esnafla; Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan miting meydanlarında esnafın yoğun talebi üzerine "7200 günü getireceğim." dedi ama bu 7200 de maalesef bütçede gözükmüyor yani esnafı kandırdınız.
"İşsizlik sigorta başvurusunu -Sayın Bakanın da tam kendi alanı- kolaylaştıracağız." dediniz, onunla ilgili bir uygulama yok.
Yine, Sayın Bakanın alanı, 3600 ek göstergeyi bütün memurlara vaat ettiniz; o da yok.
"Mevsimlik tarım işçileri -ki hakikaten Türkiye'deki büyük yaralardan biri, büyük mağduriyetlerden biri- sosyal güvence kapsamına alınacak." Denildi; maalesef sosyal güvence kapsamına alınmadığı gözüküyor yani burada, bu vaatlere bakınca, bunları da artırabiliriz. Seçimde bir söz veriyorsunuz, yapmıyorsunuz, bunun adı "siyasi bir üçkâğıt" "siyasi bir dolandırıcılık" gibi gözüküyor. Sayın Yegin, bunu da ifade etmek istiyorum. Ne söylediyseniz tersi oluyor, onu da söyleyelim.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu bütçeye bakınca, bir şeyler çok net gözüküyor; hem geleneklerimize hem de inancımıza göre bazı şeylerin olmaması lazım. Bu bütçede, değerli arkadaşlar, 3 temel şey gözüküyor; biri şans oyunlarıyla ilgili, diğeri faiz ödemeleriyle ilgili, diğeri de sigara, tütün ve alkolden alınan vergilerle ilgili. Burada şunu söylesem yanlış olmaz: Devlet kumarbaz olmuş, devlet tefeci olmuş, devlet alkolik olmuş, bağımlı olmuş. Bunu niye söylüyorum? Birazdan ifade etmeye çalışacağım. Maalesef, devlet bütün gelirini kumara, tefeciliğe ve alkole bağlamış durumda. Birazdan bu konulara geleceğim.
Şimdi, aslında bu bütçede, gözüken şey de gelir dağılımındaki adaletin bozularak artacağı gözüküyor. Niye? Dolaylı vergiler bütçede başı çekiyor. Değerli arkadaşlar, 2024 yılında vergi gelirlerinin 8,3 trilyon olması planlanıyor; vergi gelirlerinin 2,5 trilyonu KDV'den alınıyor. Bu, gelir dağılımını bozan bir şeydir yani zenginden de aynı, yoksuldan da aynı vergiyi alıyorsunuz. Bütçenin sahibi Sayın Cumhurbaşkanı olduğu için, nereye gitsek Sayın Cumhurbaşkanının eli cebimizde; markete gidersiniz, eli cebimizde; sigara alırsınız, eli cebimizde; kıyafet alırız, eli cebimizde; deterjan alırız, eli cebimizde.
Bakın, değerli arkadaşlar, asgari ücretli vatandaşın da, 7.500 lira alan vatandaşın da, emeklinin de, Sayın Cumhurbaşkanının da ödediği vergi aynı ya da -Sayın Cumhurbaşkanının 183 bin lira, belki bugün çok kıymeti yok sizin açınızdan ama- bir büyük iş adamının ödediği vergi aynı gözüküyor. Bu, hiç adil değil.
Bir başka konu yine bu bütçede; ÖTV de gelir dağılımını bozmakta. Bu bütçede gelir dağılımını bozan tek şeyin KDV olmadığını görüyoruz, özel tüketim vergisi... Adına "özel tüketim vergisi" olarak bakmayın, en temel ihtiyaçlarımızdan özel tüketim vergisi alınıyor. Şimdi, cep telefonu artık herkesin kullandığı bir şey, ÖTV var; yine buzdolabında ÖTV var ya da bir alkol alacaksınız, ÖTV anormal fazla, her durumda, maalesef, 1 sigara için de vergi alınıyor.
Şimdi, biraz önce, sözümün başında söylemeye çalıştığım bir şey vardı; değerli arkadaşlar, son beş yılda şans oyunlarından elde edilecek gelir 40 kat artmış. Bunun sebebi ne? Resmen milleti kumarbaz yaptınız devlet eliyle. Niye? Milletin işi gücü yok, hayattan bir beklentisi yok, para kazanma olasılığı görmüyor, yaşamını sürdürme olasılığı görmüyor, ne yapıyor? Şans oylarına yöneliyor. Eskiden bir Sayısal Loto oynanırdı ya da yılbaşında bir Millî Piyango bileti alınırdı ama şimdi tüpçüye verdiğiniz Millî Piyango'da her türlü şans oyunu var; bir kayıt dışı var, bir de kayıtlı var. İnternete girin -ben çok oynamam ama belki sizler bilirsiniz- her türlü şans oyunun olduğunu görüyoruz. Bu şans oyunu, değerli arkadaşlar, maalesef insanları bağımlı hâle getirmiş durumda; envai çeşit bahis oyunu var, aklınıza ne geliyorsa bahsi var. Maalesef, fakir fukarayı bu duruma düşüren de sizin uygulamış olduğunuz politikalar. Millet kumarbazsa, millet şans oyunundan, internetten para kazanmaya çalışıyorsa bunun sorumlusu da Hükûmettir; Sayın Başkan, bunu da açıkça ifade etmek istiyorum.
Şimdi, 2024 yılı için enflasyon beklentisinin yüzde 33 olduğunu söylüyorsunuz, vergi gelirlerinden beklediğiniz artış yüzde 72,3. Bu, nasıl bir tutarsızlık? O zaman, demek ki gerçek enflasyon yıl sonunda yüzde 33 olmayacak. Yüzde 33 gerçek enflasyon hedefiniz kim için? Memur için, emekli için, çalışanlar için. Bu ikisinden hangisi gerçekçi lütfen çıkın, açıklayın.
Yine, değerli arkadaşlar, diyelim ki bu aradaki yüzde 40 geliri vatandaş yemeyecek, emekli, asgari ücretli yemeyecek, dul, yetim yemeyecek, kim yiyecek? Onu da sizin yandaşlarınızın yiyeceği belli oluyor. Kamu-özel iş birliği yaptığınız firmalar -garantili köprüler, hastaneler, otoyollar- yaptıklarınızı yemeye devam edecek; kur korumalı mevduata giren insanlar yemeye devam edecek.
Bir başka konu, Türkiye'de herhâlde bugün işsizlerin, mağdurların yüzüne çok ağır bir tokat iniyor, o da 5-10 maaşla çalışan insanlar. Şimdi AK PARTİ'den vekil olsan iyi bir şey çünkü birçok iş var, vekil olmasa da hoş bir şey. Niye? Vekil olmuyorsan danışman oluyorsun eğer sadakatin kuvvetliyse güçlüyse. Nereye gidiyorsun? Örneğin Cumhurbaşkanlığı sarayında danışman oluyorsun. Vekilliğe layık görmediği arkadaşlarımız sarayda danışman.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sizde Cumhurbaşkanı yardımcısı olurlar...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Genelde bir danışmanlara bakın, 200'ün üzerinde danışman var; bir çoğunu tanıyorum, eski... Ya da ne oluyorlar? Bakan yardımcısı oluyor ya da o olamıyorsa daha ballı börekli işler var, yönetim kurulu üyesi oluyorsun.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Şirketlere...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, ben aslında biraz size üzülüyorum, bu Orhan Yegin'e -ben çok severim- üzülüyorum görünce. Niye? Bak işte düşüncesi için ideolojisi için yıllardır mücadele ediyor, geldi milletvekilliği yapıyor. Bak, geçmişte size muhalefet eden, geçmişte sizle ilgisi, alakası olmayan insanlar var, onlar neler yapıyor biliyor musun? Onlar birçok yerde 300 bin, 500 bin maaş alıyor. Bir de özel zevkleri de var biliyorsunuz, onlar malt viskiyi seviyor böyle elinde bardak... Hem sizin korumanız altında, hani hatırlıyor musunuz? Jöleli...
ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, sataşma var.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Jöleli, hatırlıyor musun? Böyle normal viski de içmiyor Sayın Yegin, böyle malt viski, "single" malt içiyor, siz burada mücadele etmeye devam. Öyle çok adam var mı? Vallahi çok.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, biz hani terminolojiye çok aşina değiliz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Siz biliyorsunuz da...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - "Single" ne oluyor, onu anlayamadım.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, siz de çok iyi biliyorsunuz da burada ifade edemiyorsunuz yoksa vallahi siz de biliyorsunuz.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - İlk defa duyuyoruz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Vallahi bizden iyi biliyorsunuz bunları, bizden iyi biliyorsunuz.
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Onu biz bilmiyoruz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bak, ben size söyleyeyim. Bak geçmişte gazeteci var, bunlar içerisinde gazeteci var. Geçmişte size hakaret eden, geçmişte... Ya şöyle söyleyeyim: Hangi dönem iktidar oysa onun bayrağını sallayan arkadaşlar var; onlar şimdi ballı börekli kurumlarda para almaya devam ediyor.
Şimdi, değerli arkadaşlar, geçtiğimiz yıl bir şey açıkladım ben Tarım Kredi Kooperatifiyle ilgili, o da sizin eski Bilecik Milletvekiliniz, bana 400 bin lira dava açmış. Ben ne demişim? Demişim ki: Tarım Kredi Kooperatifinin yönetiminde AK PARTİ'li siyasetçiler var, milletvekilleri var, il başkanları var, adayları var; bana 500 bin lira dava açmış. İran'daki firmadan ayrı maaş alınıyor, buradaki firmadan ayrı maaş alınıyor. Alınıyor mu? Vallahi alıyorsunuz, vallahi gözünüzün içine bakarak söylüyorum. Şu kurumlara bakın, nerede milletvekili varsa eski arkadaşlarımızdan hepsi yönetim kurulunda. Ya, siz yetenekli insanlarsınız, sizi var ya vallahi sizi tebrik ediyorum! Siz pehlivanı bankacı yapacak kadar iyi insanlarsınız yani yetenekli insanlarsınız! Bak, adam bizim de hayran olduğumuz, dünyada da ünlü pehlivan, güreşçi adamı Vakıfbankın Yönetim Kurulu üyesi yaptınız. Bir de bu Vakıfbankın, Ziraat Bankasının, Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun, şu yönetim kurulu üyelerine bakın. Bu yönetim kurulu üyeleri, bu bankacılık yapan adamlar, ömürlerinde bankaya para çekip yatırmak dışına gitmemişlerdir, belki onu da danışmanları yapmıştır. Bunun kimisi Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Başkanı, kimi Vakıfbankın Yönetim Kurulu Başkanı; kimisi ömründe cep telefonu kullanmaktan başka hiçbir yeteneği olmayan arkadaşlarımızı -vallahi yeteneklisiniz- ne yaptınız? TELEKOM'un yönetim kurulu üyesi yaptınız, TELEKOM'da danışman yaptınız; maalesef, Türkiye bir çiftlik gibi yönetiliyor değerli arkadaşlar, bir çiftlik gibi yönetiliyor. Şimdi yeri gelmişken söyleyeyim, bizim Malatya'da -ben çok Malatya'daki arkadaşlarımı burada genel siyasete karıştırmam, çok tartıştırmam ama- kadın kolları başkanı vardı, AK PARTİ'nin İl Kadın Kolları Başkanı. Hanımefendi memur değil, hiçbir şey değil, bir baktık ki kendi sosyal medyasından bir şey paylaşıyor, diyor ki: "Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle, Sayın Osman Aşkın Bak'ın da takdirleriyle Gençlik Spor Bakanlığına müşavir oldum." Acaba bu arkadaşımız, bu hanımefendi ne yapacak bilmiyorum. Malatya'da binlerce insan -depremin de verdiği acıyla- hem işsiz hem de yoksul kalmaya maalesef devam ediyor.
Yine bir dava daha söyleyeyim, benim paramı çok alıyor bu AK PARTİ'liler. Mahkeme yoluyla yani başka türlü değil, diğer sizin çok bildiğiniz yöntemle değil, mahkeme yoluyla yani böyle diğer katakulli şeyle değil Allah var yani, onu da söyleyeyim. Bu Sayın Kavakcı var, Sayın Sayan var.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Yalan yanlış şeyler söylüyorsun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, ne yalan yanlış söyleyeceğim. Diyorum ki: İstanbul Belediyesinden burs aldınız mı? "Aldık." diyor ama... Almışsınız. Milletin bak... 7,5 milyon burs almışlar, Amerika'ya gitmişler. Amerika'da kardeşinin yanında tez yazmış, tez, kardeşinin tezi. Ya, bana 400 bin lira dava açıyor. Ya, kalk "Yalan!" de. İstanbul kadın kolları eski il başkanı -inşallah cevap verir- kadın burada değilken, Türkiye'de yaşamazken İstanbul Belediyesinde işe giriyor, burs alıyor Belçika'dan. Ya, vallahi bu vicdansızlık. Bakın, bunun sizin de içinize sinmediğini biliyorum. Bunun da AK PARTİ'li arkadaşlarımızın içine sinmediğini vallahi biliyorum. Sayın Bakanı milletvekilliği döneminden beri tanıyorum, vallahi onun da içine sinmiyor. Ya, böyle bir haksızlık olur mu ya? Millet burs bulamıyor, ev bulamıyor; sizinkiler özel, tabii, torpille... Sen dâhil değilsin buna Sayın Nilgün Ök. Sen dâhil değilsin yani buna; daha torpilli olman lazım, anladın mı? Daha torpilli olman lazım. Arkadaşlar, âdeta devlet bir çiftlik gibi yönetilmeye devam ediliyor.
Şimdi, tabii, değerli arkadaşlar; bu bütçede, bütçe kalemlerinde gelir dağılımı bozuluyor, Bütçenin sosyal harcama kalemleri düşüyor. Şimdi, 2019 yılında kamu çalışanlarına bütçeden ayrılan pay yüzde 29,3; 2024 yılında kamu çalışanlarına bütçeden ayrılan pay yüzde 24'e düşmüş durumda, maalesef sosyal hakları da gittikçe düşmeye devam ediyor.
Şimdi, Sayın Cevdet Yılmaz burada yok ama ona da bir laf atayım. "Eğitime parayı çok ayırdık." dedi. 2016 yılında bütçeden eğitim hizmetlerinin aldığı pay yüzde 17,8; bugün ayrılan, 2024 için yüzde 11,9. Maalesef çocuklarımıza bir öğün yemek vermekten âcizsiniz; insanlar, çocuklar açlıktan bayılıyor.
Şimdi, biraz önce Sayın Nilgün Ök: "Eskiden faiz çoktu bütçede şimdi hiç faiz yok." dedi. Allah için yok!
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hiç yok.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - "Faiz yok." demedim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Vallahi yok! Vallahi bak... 2023 yılında 646 milyar lira hesaplanıyormuş, 2024 yılı için faiz ödemelerine bütçeden ayrılması planlanan kaynak 1 trilyon 254 milyar.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Oran? Yüzde oranı?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Yüzde 100 artmış durumda.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Oran, oran?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Şimdi, bak, bir şey söyleyeyim, algıda uzmansınız, eğer siz "Türkiye faiz ödemiyor." diyorsanız vallahi bravo! Bunu söylemek de aslında bir yetenek işi yani, bunu söylemek de yetenek işi; biz bunu yapamayız. Sayın Cumhurbaşkanı diyordu ya: "Nas, nas, nas." Nas gitti, nas gitti; nas nereye gitti?
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Nas hiçbir yere gitmez!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Vallahi nas gitti.
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Yemin etme bari, nas bir yere gitmez.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Vallahi nas gitti. 19'dan düşürdünüz 8'e, şimdi 35 olacak faiz bugün; Yüzde 35. Bu da gerçekçi mi? Değil.
Değerli arkadaşlar, hakikaten, hani diyordu ya, Her şeyin sorumlusu ben, büyük ekonomist, Büyük ekonomist, hakikaten şimdi nassı bıraktı, faize sarılmaya devam ediyor. Şimdi de KİT zararlarının...
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Dünya lideri, dünya lideri.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Efendim?
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Dünya lideri.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Dünya lideri... Allah esirgesin.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Size de lazım.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Allah esirgesin, Allah esirgesin. Vallaha, dün diyor ki, dün... Yine, bak, getirdiniz konuyu nereye.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama kendin getirdin ya.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Vallahi acayip bir lider. Bak, ben iki laf söyleyeyim o zaman. Acayip büyük bir lider! 15 Temmuzda diyordu ki: Bu Birleşik Arap Emirlikleri şerefsiz. Efendime söyleyeyim, Suudi Arabistan'la Cemal Kaşıkçı için ilişkiyi kesti, Türkiye domates satamadı Suudi Arabistan'a; İsrail'le ilgili meydan okuyordu; şimdi hepsiyle barışmaya çalışıyor. Bu, Sisi var ya Sisi... Mursi, Erdoğan'ı şimdi duysa var ya, vallahi mezarında ters döner, mezarında dört tur atar.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, Sayın Ağbaba... Devletler arasında uzun süreli küslükler de olmaz...
VELİ AĞBABA (Malatya) - E, tabii, tabii.
CAVİT ARI (Antalya) - Hep size denk geliyor nedense Sayın Başkan?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Tabii, tabii.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Devletlerin yaklaşımı farklıdır.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Şimdi, dur, geleyim.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir de değerli arkadaşlar, tabii, şöyle...
CAVİT ARI (Antalya) - Fatura ödettiriyorsunuz ülkeye.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, zamanım gidiyor.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, vereceğim zamanınızı.
Değerli arkadaşlar, Sayın Ağbaba'nın yaptığı konuşmalarda burada olmayan bazı milletvekilleri var; gelmeleri hâlinde onlara söz vereceğim, cevap haklarını kullanabilirler.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Gelsinler de konuşalım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir diğer konu da değerli arkadaşlar, mutlaka siyasi partiler iktidara gelmek için uğraşırlar, bakın, siz de şimdi bir kongre sürecinin içerisindesiniz, parti içerisinde bir yenilenmeyle alakalı iddialarınız var. Niye bu? Çünkü...
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Öyle bir iddiaları yok ya.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir müsaade edin arkadaşlar.
Neden bu? Şimdi, tabii, laf attığınız lider karşısında hep yenilmişsiniz; dolayısıyla ne yapıyorsunuz? Yeni birini çıkarmak istiyorsunuz. Dolayısıyla hakkını teslim etmek lazım.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkanım, siz lütfen tarafsızlığınızı bozmayın.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Arkadaş, bunun bütçeyle ne alakası var?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ben bozmuyorum ama şöyle, ben...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Yoksa sizinle de polemik yapacağız.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ama benim Genel Başkanım aynı zamanda.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Biliyorsun, benim en sevdiğim şey polemik.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Biliyorum, biliyorum.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Veli Ağbaba yirmi yıldır aynı şeyi söylüyor.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Benim Genel Başkanım aynı zamanda, dolayısıyla bu konularda müdahale etmek durumundayım.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Peki, şimdi sözümü bitireyim o zaman.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - İlave süre vereceğim size.
Buyurun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Tamam.
Şimdi, dün grup toplantısında "Ey Amerika, ey İsrail!" diyor. İşte, İsrail terör devleti mi? "E, vallahi terör devleti." Arkadaşlar, bunu söyleyen liderimiz, dünya liderimiz Amerika'nın emriyle, talimatıyla İsveç'in NATO'ya üyelik protokolünü Meclise gönderiyor.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Asla talimat almayız, talimat almayız; eskidendi o.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Amerika'dan talimat aldı, onu siz de biliyorsunuz, siz de biliyorsunuz.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Başkanınız hamburgercide kaç saat durdu? Ne yaptı hamburgercide?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, eğer yiğitseniz bak, size bak hodri meydan diyorum.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Sayın Ağbaba, hamburgercide ne oldu ya?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Yiğitseniz madem, bakın, elinizde bir fırsat var, bu katliamı bitirecek bir fırsat var.
Bak, bu katliamı bitirecek, dersin ki: "Amerika, sen bu katliamda gider İsrail'in yanında katliam yapmaya devam edersen o çoluk çocuğu, korumasız çoluk çocuğu, o Gazze'deki masumları öldürmeye, katletmeye devam edersen ben bu İsveç'in üyeliğini bloke ederim." Bir deneyin, bir deneyin ne yapacaklar.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - İncirlik'i kapatsın, Kürecik'i kapatsın.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Deneyin bir, deneyin.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Tamam işte, Meclisin takdirine sunuyoruz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Gelecek, bakacağım takdirinize; reisin takdirine bağlı. Sizin takdiriniz mi var? Reis ne derse o.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - İncirlik'i kapatsınlar, Kürecik'i kapatsınlar.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Takdire sunuyoruz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sanki takdiriniz var.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hamaset yapma ya!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Şimdi, arkadaşlar, sözüme devam edeyim, konuyu sizin açtınız, ben de mecbur giriyorum.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sen açtın, hamaset yapıyorsun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Siz açtınız, orada... Gitti o, nerede?
Değerli arkadaşlar...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Kırkpınar, Sayın Yegin'e kişisel sataşmadan dolayı söz vereceğim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Değerli arkadaşlar, KİT zararları da... Bütçeye dönemiyoruz ki gerçi o da bütçenin konusu.
Şimdi, KİT zararları 2023 yılında gerçekleşme tahmini 298 milyar, önümüzdeki KİT zararları için bütçeden ayrılan miktar 518 milyar. KİT görev zararları 2019'da merkezî bütçenin binde 2'si iken yüzde 4,5'a çıkmış, buradaki rakam daha önce görülmüş bir rakam değil. Kalkınma planında yeni KİT'lerin özelleştirme alacağını söylemiştiniz. Anlaşılan o ki her zamanki gibi taktikle önce zarar ettirip sonra da satmaya devam edeceksiniz. Daha önce bunu nerede gördük? Şeker de gördük, TÜPRAŞ'ta gördük, TELEKOM'da gördük, TEKEL'de gördük.
Değer arkadaşlar, Cumhurbaşkanlığı bütçesi 13,3 milyar, gençlik programlarına ayrılan ödenek 8,5 milyar, kadının güçlenmesine ayrılan kaynak 3,8 milyar; tek adama ayrılan kaynak milyonlarca genç için ayrılan ödeneğin 1,5 katı, yine kadına ayrılan ödeneğin 3 katı. Tabii ki gençlerimiz dışarı çıksın, yurt dışında çalışmaya devam etsin.
Değerli arkadaşlar, sizin zamanınızda bir deyim olmuş ve herkesin bildiği bir kavram girdi: "Trol" Baş trol kim? Baş trolün de kim olduğunu siz biliyorsunuz, İletişim Başkanı. Tabii, ona rakipler çıktı ama o rakipler şimdi gitti. Örneğin, Sayın Soylu'nun kurmuş olduğu bir site vardı biliyorsunuz, "ebabil" sitesi vardı yine trollerin bol olduğu. Yine kuşlar var, ne kuşuydu o?
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Ebabil, ebabil.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Yo, ebabil değil, bir tane daha var, Davutoğlu'nu gönderen kuşlar.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Pelikan.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Pelikan, pelikan. Bak, kuşları seviyorsunuz Allah var, kuşları seviyorsunuz. Değerli arkadaşlar, bunlara ayırdığınız kaynağa bakıyoruz 4,1 milyar, 2023'te 1,6 milyar ödenek verilmiş. Bunu ne için kullanıyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, ilave süre veriyorum size.
Buyurun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sağ olun Başkanım.
Bunu ne için kullanıyorsunuz? Ankara Belediyesini Mansur Yavaş alırsa PKK'lılar su faturası dağıtacak diye kullanıyorsunuz, İstanbul Belediyesi için kullanıyorsunuz. Maalesef, üzülerek söylüyorum ki siyasi tarihimize geçmiş kara bir lekedir; bir siyasi partinin genel başkanı ile PKK militanlarını aynı videoda... Sırf seçimi almak için, bu ahlaki değil; bak bunu da söyleyeyim, bu ahlaki değil, bu meşru değil.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Neyi diyorsun?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Kemal Kılıçdaroğlu ile Murat Karayılan'ı aynı videoya montaj yapmıştınız, sonra Cumhurbaşkanı dedi ya "Montaj da olsa..." ve bunu sizin yaydığınızı herkes biliyor. Bu bütçede maalesef, bir trol bütçesi, İletişim Başkanlığı... Hiçbir şey söylemeyin bunu siz yaptınız, bizzat siz yaptınız, bizzat siz yaydınız ve bu meşru değil, bu ahlaki değil arkadaşlar.
Bakın, dün, bugün, yarın kim terör örgütleriyle bir araya geliyorsa ondan namussuzu, ondan şerefsizi yok.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Aynen öyle, aynen öyle!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bak dün, bugün, yarın ama bu insanlara, Kemal Kılıçdaroğlu'na ya da CHP'li birine kim iftira atarak terörle, Karayılan'la bir araya getiriyorsa aynı şeyler onun için de geçerlidir; namussuzdur, şerefsizdir, ahlaksızdır diyorum.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - İttifak da dahil mi buna?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hepsi dâhil. Bak, örneğin, kim geçmişte IŞİD'e sempatiyle bakıyorsa o da ahlaksızdır.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Aynen öyle!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Kim geçmişte PKK'yla masaya oturmuşsa o da ahlaksızdır. Kim IŞİD'le oturmuşsa o da ahlaksızdır. Bir şey söyleyeceğim: Ya, siz FETÖ diyorsunuz, ya FETÖ... Dur, bunu en son konuşuyum, burada söyleyecek laf çok.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ne oldu, ne yapacaksın?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Oo, bayağı, dünya kadar, dört-beş saat konuşurum FETÖ'yle ilgili.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Hamburgere gel!
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, süreniz doluyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bitiriyorum.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - İlave bir dakika daha vereceğim ve bitireceğim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Tamam Başkanım.
Şimdi ona geleceğim. Değerli arkadaşlar, bu durum yani bir trol bütçesiyle karşı karşıyayız. Bir de bir ah alan biri var arkadaşlar, bir ah alan biri. Bu kişiyi tanıyor musunuz? Mutlaka tanırsınız, Mecliste de uzantıları olur; Ayhan Bora Kaplan. Yani Ayhan Bora Kaplan her yerde var; bürokraside var, emniyette var, İçişleri Bakanlığında var; maşallah! Ben ilk kez duyuyorum, Ayhan Bora Kaplan'la...
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Biz de ilk defa duyuyoruz.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ben de ilk daha duyuyorum.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Vallahi, bir şey söyleyeyim, bürokraside var, bakanlıkta var. E, vallahi, biraz da size... Size demiyorum direkt ama mutlaka tanıdığı vardır vekiller içerisinde.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Partinize bakın, belki orada da vardır.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Vallahi, bizde yok, bizde yok.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Partinize bir bakın, belki orada da bir ayağı vardır.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bir şey söyleyeceğim, bugün Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı açığa alınmış, ismini vermeyeyim. Ankara Emniyet Müdür Yardımcılarının ikisi de açığa alınmış. Birinin ismini böyle ağzımın dolusuyla vereceğim. Mukadder Kardiyen diye biri var; o var ya solcuların, eylem yapanların, hak arayanların, sendikacıların, kadınların ahını çok aldı. Bu niye bu kadar saldırıyor diyordum; bu niye bu kadar insanlara, kadınlara saldırıyor diyordum; sebebi anlaşıldı, sebebi anlaşıldı. Bununla ilgili çok suç duyurumuz var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, toparlayalım lütfen.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Toparlıyorum.
Maalesef yakında Emniyette müdür yardımcısı kalmayacak, bunu da buradan belirtmek istiyorum.
Şimdi, her şeyi konuştuk, Malatya'yı konuşmadan...
ORHAN YEGİN (Ankara) - O öyle dağıtınca toparlayamaz, toparlaması mümkün değil.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Yok, çok kolay.
Şimdi, değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, Malatya depremi en ağır yaşayan 4 ilden 1'idir. Bizim ölü sayımız az olduğu için kamuoyunda maalesef sanki Malatya'da deprem olmamış gibi hava esti ama Hatay kadar, Adıyaman kadar, Maraş kadar Malatya da yerle bir oldu. Malatya'ya gelenler Malatya'nın ne hâle geldiğini görüyor. Malatya merkez diye bir şey yok arkadaşlar. Malatya'da o bizim kapalı çarşı dediğimiz, Teze Camisi dediğimiz, Söğütlü Camisi dediğimiz, Akpınar dediğimiz, Niyazi Mısri dediğimiz yerler, komple şehir yok olmuş durumda. Maalesef, hâlâ mağduriyetimiz devam ediyor. Hak sahipliği çilesi hâlâ devam ediyor değerli arkadaşlar. Maalesef, kurtarılma becerilemedi, yıkım becerilemiyor, enkaz kaldırılma becerilemiyor. Sekiz ay geçmiş, maalesef, Malatya'da yıkılacak 4 binadan 1'i yıkılabilmiş daha.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, bayağı bir uzattım sürenizi.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bitireceğim Başkanım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Yegin'e söz vereceğim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hemen bitireceğim, tamam.
Bu konuyu sizin de Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerimizin de dikkatine sunmak istiyorum. Maalesef Yeşilyurt, Battalgazi, Akçadağ'daki hak sahipliği açıklamasına itiraz süreci başladı. Bu ne kadar zor bir durum bilemezsiniz.
Ayrıca, dokuz ay geçti, orta hasarlı binalara ne olacağı hâlâ tartışılıyor. Belediyelere verilen sınırlı yetkinin, sınırlı sayıdaki ruhsatın tekrar iptal edildiği konuşuluyor. Bu şartlarda orta hasarlı binaların sahipleri kışı dışarıda geçirmeye devam edecekler. Bu insanlar devletten de bir şey istemiyor, kendimiz yapalım diyorlar ama maalesef hâlâ bir adım atılabilmiş değil.
Yerinde dönüşüm... Aynı belirsizlik ve kaos dönüşüm için de geçerli. 750 bin TL hibe, 750 bin TL krediyle 100 metrekarelik bir evin yapılması mümkün değil, bunun da artırılması lazım; bu evlerin en az maliyeti... Hele deprem bölgesinde fiyatlar almış başını gidiyor; Elâzığ'da betonun metreküpü 1.200 lira, Malatya'da 2.500 lira. Bunun artırılması lazım.
Sayın Başkanım, Malatya'da depremden önce de vardı ama depremden sonra katlanarak büyüyen bir barınma sorunuyla karşı karşıyayız. Maalesef, kiralar çok yüksek durumda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyoruz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, hemen bir dakika...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, teşekkür ediyorum.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Vallahi bitiriyorum.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum Sayın Ağbaba.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, bitiyorum, sözüm yarım kalmasın, bitireyim.
Kiracılar zor durumda, 12-13 bin liraya kiralık ev bulmak da mümkün değil; maalesef, olsa da kiracılara verilmiyor. Kiracıların durumu çok kötü.
Bir de son olarak, Yoncalı Barajı'mız var, yirmi yedi yıldan beri devam eden baraj. Barajın tamamlanması yüzde 98'e geldi ama maalesef kanal ihalesi yapılabilmiş değil. Geçmişte hem Boztepe Barajı'nda hem Kapıkaya Barajı'nda aynı şey geçerliydi. Baraj yapılıyor, üç beş sene sonra da kanallar yapılıyor. Yoncalı Barajı yirmi yedi yıldan beri beklemeye devam ediyor.
Ben tekrar teşekkür ediyorum, bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri, teşekkür ediyorum.