BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım, değerli milletvekilleri, Sayın Bakanım, değerli komutanlarım, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Millî Savunma Bakanlığı bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum öncelikle. Ben de geçmişte, yıllar önce Millî Savunma Bakanı danışmanlığı yapmış birisi olarak tabii ki Millî Savunma Bakanlığının, SSM'nin projelerinden büyük memnuniyet duyuyorum, gelişiminden büyük memnuniyet duyuyorum ama bugün de tabii, müsaade ederseniz bazı eleştirilerde bulunacağız görevimiz gereği.

Sayın Bakanım, normal bir dönemde değiliz. Şimdi siz bir sunum yaptınız. Ben tabii, geçmiş dönemlerdeki sunumlarınıza da bakıyorum -bunlarla beraber geçmişte olan biteni de gündeme getiriyoruz- sanki bundan iki sene önce, üç sene önce ya da geçen seneki sunumu tekrarladınız. Hâlbuki bu sene çok daha farklı bir ortam var, koşullar çok fazla değişmiş vaziyette. Biraz önce, sağ olun, bir bilgi verdiniz, hakikaten hem Türkiye'de, içeride bir yangın var hem de dışarıda, sınırlarımızda bir yangın var. Her an bir savaşa maalesef, dâhil olabiliriz, bunun korkusu var, halkta da böyle bir korku var ama maalesef bunlarla ilgili Hükûmetten de yeterince bilgi alamıyoruz. Bugün İçişleri Bakanlığının bütçesini görüştük, öğlen başladık; orada da öyle, aynı şekilde, sanki hiç bu tür bir hadise yokmuş gibi, daha sonra soru-cevap faslında ancak bazı bilgileri almamız mümkün olabildi, o da çok sınırlı olmak kaydıyla, bir kısmını da yazılı olarak cevaplayacak. Hâlbuki kamuoyu, halk bu konularda özellikle çok hassastır biliyorsunuz, her zaman için bilgilendirilmek gerekir. Yoksa, öbür türlü rivayetler ortaya çıkar, bunlar da olumsuz olur, tehlikeli olur, sıkıntılı olur; onun için, cevap vermek lazım.

Şimdi, sunumunuzun başında Orta Doğu'daki, dünyadaki durumdan bahsediyorsunuz, terör, şiddet, salgın hastalık gibi problemlerden, bölgedeki sorunlardan, sıkıntılardan bahsediyorsunuz ama bölgedeki sorun ve sıkıntıların bu aşamaya gelmesinde de Hükûmetimizin payı var, bunu da gözden uzak tutmamamız lazım. Bunda önemli ölçüde, özellikle Suriye'deki gelişmeler konusunda önemli ölçüde payımız var, bunu da değerlendirmek zorundayız.

Hemen, 6'ncı sayfada savunma harcamalarının gayrisafi yurt içi hasılaya oranından bahsediyorsunuz. Değerli arkadaşlarım, biz Sayın Bakanımla her sene bir şey yaparız, bu harcamalar, askerî harcamalar önemli biliyorsunuz. Askerî harcamaların -2016'yı vermemiş Sayın Bakan ama- 2014'te yüzde 1,70 olduğunu, NATO standardına göre yüzde 2'sine çıkarılacağı taahhüdünün olduğunu söylüyor ama şöyle, "SIPRI" denen, dünyada bu konularla uğraşan bir örgüt var, onlar tarafından yapılan çalışmalar var. Onlar tabii, sadece askerî harcama olarak almıyor, savunma ve güvenlik harcamaları olarak alıyor. Benim onların standardına göre yaptığım tespite göre Türkiye'de 65 milyar lira tutuyor bizim güvenlik ve savunma harcamalarımız, dolayısıyla da gayrisafi millî hasılamızın yüzde 3'ünün üstünde bir rakama tekabül ediyor savunma ve güvenlik harcamalarımız, yüzde 3'ün üzerinde bir rakam. Bu, geçmiş yıllara göre oldukça yüksek bir rakam. Askerî harcamalarımız değil ama, savunma ve güvenlik harcamalarımız yüzde 3'ün üzerinde, bunun bilinmesi lazım. Yani Sayın Bakan, neden 2014? 2016'yı vermediniz, 2015'i vermediniz.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - 2015 kesinleşmedi de ondan. NATO'dan yeni geldim, bu rakamın biraz daha indiği ifade ediliyor fakat daha teknik ekibimizle beraber bir çalışma yapılacak.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ama 2015 netleşti zaten.

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Yok, daha netleşmedi, üzerinde çalışılıyor. 2014 kesin, 2015'in üzerinde çalışılıyor çünkü yani girer mi, girmez mi, ne kadar şey... 2016'ı da zaten yeni başladı.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakan, bir diğer konu da bu ATAK Projesi. Şimdi, ATAK Projesi'ni de her sene özellikle ben takip ederim. "10 adet helikopterin teslimatı gerçekleştirilmiştir." diyorsunuz, ihracat potansiyeli de yüksek olan bir proje diyoruz ama bununla ilgili olarak, Sayın Cumhurbaşkanı da açıkladı, motorlar Amerika'dan alınıyor ve ihracat şansımız hemen hemen hiç yok gibi görünüyor, değil mi? Yani Güney Kore'de girdiğimiz ihalede de öyle sıkıntılar var. Şimdi, savunma sanayisi çok hassas bir sanayi değerli arkadaşlar, bu ATAK Projesi de güzel bir proje, iyi bir helikopter yapılmış ama motor Amerika'dan alınıyor, Amerika tabii, kendisi de iki farklı firmayla girdiği için bize o ihalelerde ihracat izni vermiyor, o ihaleleri kazansak bile izin vermiyor. Dolayısıyla, normalde çok daha fazla ihracata dönük üretim yapmamız mümkünken bunu yapamıyoruz; böyle bir sıkıntı var, sizler tarafından da bilinmesi uygundur diye düşünüyorum.

Bir diğer konu da Sayın Bakanım, son iki yılda bizim en fazla tartıştığımız konulardan bir tanesi de Çin füze savunma sistemi oldu, daha doğrusu, Çin'den alacağımızı iddia ettiğimiz. Siz o konuda çok iddialı oldunuz, "Bu füze savunma sistemini muhakkak oradan alacağız. Evet, biz NATO ülkesiyiz ama alternatif geliştirmek zorundayız. Kıbrıs Harekâtı'nda bakın, sıkıntılar oldu." dediniz, doğrudur, bütün bunlara da katılıyoruz. Aslında, sonuç olarak oradan alınması yani bizim alternatiflerimizin olması bizim işimize gelirdi, çok memnun olurduk ondan. Büyük de bir proje yani 4,3 milyar dolarlık bir proje diye hatırlıyorum, değil mi? O civarda bir projeydi, çok önemli bir proje ama bu gerçekleşmedi, birkaç ay önce ihalenin iptaline karar verildi.

Şimdi, oradaki ısrarlarımızdan bir tanesi de teknoloji transferi yapılmasıydı, Türkiye'ye teknoloji transferi yapılmasıydı. Bu konular hassas konular, bir ülkenin bir başka ülkeye teknoloji transferi yapması öyle kolay değil, basit bir hadise değil. Kendisi yıllarca uğraşmış, geliştirmiş, bir başka ülkeye bunu kolay kolay vermiyor, öyle basit bir şey değil.

İki: Verse bile siz o teknolojiyi kullanacak durumda olamıyorsunuz, o teknolojiyi alacak, geliştirecek, kullanacak düzeyde de olmayabiliyorsunuz yani teknoloji transferi o kadar kolay bir hadise değil.

Üçüncüsü, bir diğer hatamız da: Biz NATO ülkesiyiz, 1950'den beri buradayız, buradan kolay kolay bizi çıkarmayacaklarını, bir başka ülkenin, bir başka bloğun sistemini kabul ettirmeyeceklerini bilmemiz lazımdı diye düşünüyorum. Aynı safta bulunduğumuz bir uluslararası küresel yapının buna kolay kolay izin vermeyeceğini bilmemiz lazımdı. Ayrıca, NATO'nun ve Amerika Birleşik Devletleri'nin o konuda bize epey bir zorluk çıkardığını biliyoruz zaten, epey bir sıkıntı oldu. Yani büyük bir maceraya girişmiş olduk, bize ders olması gereken bir konu bu füze savunma sistemleri ama bundan biraz daha fazla bahsederseniz de memnun oluruz, hepimizin bilmesi gereken, ders çıkarması gereken bir konu.

Yine, bahsetmediniz ama Suudi Arabistan uçakları İncirlik'te, bunu medyadan öğreniyoruz. Suudi Arabistan'la bir askerî birlikteliğimiz var, Katar'la da benzeri bir pakt var, askerî bir pakt, onunla ilgili olarak da bilgi vermediniz.

Başika'da askerimiz var, son dönemde Başika'daki askerin başına hem siyasi olarak hem de askerî olarak bazı olaylar geldi, onlarla ilgili olarak da bilgi verirseniz memnun olurum.

Sayıştay raporlarına gelelim. Biliyorsunuz, 2014 yılının kesin hesabını veriyorsunuz, yaptığınız harcamalarla ilgili olarak. 2014'te Bakanlığınızla ilgili, Sayıştayın yazdığı raporda bir tane bulgu var, basit ama önemli, teslim edilmeyen, parası ödendiği hâlde teslim edilmeyen akaryakıt söz konusu. Meblağ çok önemli değil ama Millî Savunma Bakanlığında olmaması gereken bir konu diye düşünüyorum, onun için gündeme getirdim. Millî Savunma Bakanlığı Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri Başkanlığında da benzeri bir konu var zaten, aynı konu orada da işlenmiş Sayıştay denetim raporunda.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Ek süre vereceğim bir dakika Sayın Kuşoğlu.

Buyurun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Savunma Sanayii Müsteşarlığında da önemli olan konu, bu fondan cari giderler yapılması, cari giderler için bu fonun kullanılıyor olması.

Evet, birkaç konum daha var ama Sayın Bakanım, onlara soru faslında gireyim.

Yalnız, şu Yunan adaları meselesi var, Yunanlıların bizim küçük küçük adalarımıza zaman zaman el koyması meselesi var. Siz o konuyla ilgili olarak bana da bir belge gösterdiniz, teşekkür ederim ama o durumu değiştiremiyor muyuz? Yani onunla ilgili hiçbir şey yapmamız mümkün değil mi? Bu, askerî olarak Millî Savunma Bakanlığının yapacağı bir şey değil ama bir başka birimimizin yapması gereken işler var o konuyla ilgili olarak. Daha yakın zamanda, ocak ayı içerisinde de yine buna benzer bir hadise olmuş, Yunanlılar yine bir adamıza daha el koymuş vaziyetteler. Yani askerî olarak değil ama diğer birimlerimizle yapabileceğimiz başka şeyler de var diye düşünüyorum.

Dediğim konularda da bilgi verebilirseniz memnun olurum.

Çok teşekkür ediyorum, bütçeniz hayırlı uğurlu olsun diyorum.