KOMİSYON KONUŞMASI

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, değerli hazırun; şimdi, öncelikle konuşmamda da tutarsızlıklar bir planlama yapılırken çok dikkat edilmesi gereken bir şey diye belirtmiştim, sorularım da bu yönde olacak. Öncelikle büyüme, istihdam gerçekleşmeleri ve buna dair hedefler konmuş. Şimdi, 2023 yılı beklentileri ile yıl sonu beklentileri ve 2028 yılının rakamlarına baktığımızda gayrisafi yurt içi hasılanın dolar bazında yüzde 50 arttığını görüyoruz; yine, cari fiyatlarla baktığımızda 25 trilyondan 78 trilyona yükseldiğini görüyoruz. Şimdi, burada ortalama döviz kuru hesabı açısından baktığımızda Merkez Bankası Başkanının 2024 yılı ortalama döviz kuru beklentisi ile sizin 2028 yılı ortalama döviz kuru beklentiniz aynı. Aradaki dört yıl boyunca döviz kurunda hiçbir değişiklik beklenmeden mi planlama yapıldı? Bu, en başat çelişkilerden biri çünkü başlangıç, makro hedef buysa buna bağlı bütün alt sektör hedefleri buna göre biçimlenecek. Burada böyle dramatik bir gelişme beklerken kur meselesinde Merkez Bankasının beklentileri, sizin para politikasındaki gelişmeleri dikkate almadan bir planlama hazırlamış olmanızı düşünmek bile istemiyoruz.

Diğer taraftan baktığımızda bir başka soru, yine en önemli başlıklardan biri -bir sürü şey var ama zaman kısa diye biraz seçici olduk- sosyal güvenlik sistemi. Bu, çok önemli bir sistem çünkü "toplumsal barış, sosyal barış" dediğimiz meselenin belki de omurgasını oluşturuyor. Sosyal güvenliğe dair işte "nüfusun yaşlanmasının sosyal güvenlik üzerindeki olumsuz etkileri" diyorsunuz, "kayıt dışı istihdam" diyorsunuz. Oysa baktığımızda sosyal güvenlik sistemine dair son yirmi yıldaki gelişmelerde sosyal güvenlik sistemine prim ödeyenlerin sayısı artıyor. Dolayısıyla buradaki projeksiyon bir demografik yapı değişiminden çok, yönetim meselesine dair bir sorun olduğu ortaya çıkıyor. Çünkü yine vermiş olduğunuz şeyde prim tahsilat oranı yükseliyor, sosyal sigortanın kapsama oranı yükseliyor, bütün bunlar var ama sosyal güvenlik açıkları da artıyor. Şimdi burada da bir çelişki var yani bütün bu süreç tersine ilerlemiş olsaydı, tamam, bu bahaneler anlaşılırdı. Ama bağımlılık oranından tutun, prim ödeme kapsama oranları artarken nasıl oluyor da sosyal güvenlik açığı hâlâ en dramatik sorunlardan biri olarak karşımızda?

Bir başka mesele, enerji meselesi. Bu da çok kritik, Türkiye'de belki de en temel meselelerden yine biri bu. Enerji alanında... Şimdi, bu "Doğal gazı bulduk, bulduk; doğal gaz, doğal gaz..." diye harika bir şey var, propaganda var fakat doğal gazın elektrik üretimindeki payını düşürüyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayfa 109, tablonuza bakarsanız...

Şimdi, doğal gazın enerji üretimindeki payı düşerken hemen sayfa 139'da madenciliğe baktığınızda Gabar'da petrol bulup inanılmaz kirli enerji üretimine gaz veriyorsunuz. Şimdi, bu ne yaman çelişki gibi iki tablo yan yana duruyor.

Son olarak yine en önemli sorunlardan biri, tartışmasız Türkiye'nin yoksulluk meselesi. Şimdi, yoksullukla mücadele programı yerine sosyal yardım programındaki bir ısrar kalkınma planına da giriyor. Sosyal yardım programlarıyla yoksullukla mücadele edilebilseydi bugün bu türden bir yoksulluk fotoğrafı karşımızda olmazdı; çocuk yoksulluğu, kadın yoksulluğu, genel yoksulluk... Kaldı ki göreli yoksulluğa dair sizin beklentileriniz de çok iç açıcı değil yani sadece ve sadece beş yıllık yoksullukla mücadele yapacaksınız, göreli yoksullukta 1 puan iyileşme sağlayacaksınız; bu, şu demek: Yoksullukla mücadele programınız, aslında bildiğimiz neoliberal, hayırsever programın güncellenmiş hâlinden öteye bir türlü geçemiyor, bu da ciddi olarak yoksulluk sorununun devamını bize gösteriyor.

Teşekkür ederim.