Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | On İkinci Kalkınma Planının (2024-2028) Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi (3/770) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 24 .10.2023 |
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Çok teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım, çok saygıdeğer Cumhurbaşkanı Yardımcım, kıymetli Bakan Yardımcılarımız, çok değerli milletvekillerimiz, değerli bürokratlarımız, basınımızın çok değerli mensupları; ben de hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii, konuşmamın başında, bizi derinden yaralayan Filistinli kardeşlerimizle ilgili bir iki cümle ifade etmek isterim. Devlet terörü uygulayarak soykırım yapan İsrail'i şiddetle kınıyorum. Aynı zamanda, bu duruma sessiz kalan ya da destek olan dünya devletlerini de aynı şekilde kınadığımı ifade etmek istiyorum. Bu dayanılmaz acıların son bulmasını Yüce Allah'tan temenni ediyor; şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii, kalkınma planı, Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz Bey'in riyasetinde, Strateji ve Bütçe Başkanlığımızın koordinasyonunda, katılımcı bir iradeyle, kamu-özel kesim temsilcileriyle, akademik çerçevede ve akademinin katkılarıyla, orta vadeli program, bütçe gerçekleriyle uyumlu bir şekilde, fevkalade emek harcanarak hazırlanmış bir program. Emeği geçen, katkı sunan herkese ben ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu planımızın ülkemize, milletimize ve insanlığımıza hayırlar getirmesini de temenni ediyorum.
Değerli milletvekilleri, bildiğiniz üzere kalkınma planları hükûmetler tarafından beş yıllık olarak hazırlanır ve bunlar yeni iddialar, hedefler ortaya koyarlar. Aslında, kalkınma planları birer yol haritasıdır, ülke için belirlenmiş muhtemel hedeflerdir. Bu planlar, ülkelerin hukuktan ekonomiye, eğitimden sağlığa, çevreden uluslararası ilişkilere kadar birçok konuda kapsamlı bir içerikle hazırlanmış vizyon metinleridir; bunların gerçekleşme oranları elbette değişiklik arz eder.
Bizler, AK PARTİ hükûmetleri olarak, yirmi bir yıldan beri Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinde eser ve hizmetlerimizle hedeflerimizi ortaya koyduk ve bu hedeflerimize şükürler olsun ki ulaştık. Verdiğimiz sözleri bir bir yerine getirdik, onlarca kez milletimizin hakemliğine müracaat ettik ve hamdolsun, milletimiz de her seferinde bize desteğini esirgemedi. Daha yeni güven tazeledik, yüzyılın seçimlerinde bir kere daha milletimiz Cumhur İttifakı'nı tercih etti. Şimdi yeni yüzyılın ilk kalkınma planını bu öz güvenle milletimizle paylaşıyoruz. Bu vizyon belgemizle yeni yüzyıla güçlü bir başlangıç yapmak istiyoruz; yeni Kızılelma'mız "Türkiye Yüzyılı" vizyonudur.
Muhalefet milletvekillerimiz iki günden beri daha önceki hedeflerle ilgili görüşlerini, düşüncelerini ifade ettiler, bunların gerçekleşme oranlarıyla ilgili birtakım açıklamalar dile getirdiler. Öyle gözüküyor ki bazı hatırlatmaları yapmakta fayda var.
AK PARTİ hükûmetleri yirmi bir yılda her alanda sessiz devrimler gerçekleştirmiş siyasi bir harekettir; eğitimden sağlığa, ekonomiden turizme, dış politikadan tarıma, sanayiden enerjiye hayatın her alanında içtimai ve iktisadi açıdan yenilikler yapmış, devrimler yapmış siyasi bir hareket. Bunları yaparken her şey elbette gül gülistanlık değildi; bir taraftan hizmet ve eser üretirken bir taraftan da o süreçte ülkemizde bizler şeytan taşlamakla meşguldük. Tüm bu gelişmeler olurken Gezi olayları tertiplenmiş, parti kapatma davaları gündeme alınmış, Cumhurbaşkanı Anayasa'ya aykırı olarak bilinçli bir şekilde seçtirilmemiş, vesayetle mücadele edilmiş, sivil ve askerî bürokrasiyle yine bir zamanlar mücadele vermiştik. 17-25 hadisesi, MİT krizi, nihayetinde 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi; yine, 2018-2019 yılları arasında ekonomik saldırılar; sonra, ülke içerisinde meydana gelen depremler, yangınlar ve felaketler. Tüm bu olumsuzluklara rağmen ülkemizde makro ve mikro açıdan yüz yılda yapılabilecek hizmetleri şükürler olsun ki yirmi bir yıl gibi bir süreye sığdırmış olduk.
Diğer taraftan, yine, dünyaya baktığımızda, dünyada da tabii önemli gelişmeler meydana geldi. İklim kriziyle başlayan bir süreç söz konusu. Burada, özellikle gıda arzıyla ilgili çok büyük sıkıntılar yaşandı ve bunlar fiyatlara yansıdı. İklim krizi, sadece gıdayla ilgili değil elbette, turizmden sağlığa tüm alanları etkileyen bir süreçti.
Daha sonra, Çin-ABD ticaret savaşları baş gösterdi. Burada, Çin'in bütün dünya ekonomisinin üretim kültürünü zayıflatmış olmasına hem euro bölgesinde hem de diğer dünya ülkeleri açısından baktığımızda, özellikle bunun yansımalarını bizler pandemi sürecinde arz ve talep dengesinin nasıl bozulduğunu görerek bizzat yaşamış olduk.
Pandemi, tabii, dünyada yüz yılda gerçekleşebilecek bir hadise, bu dönemde yine vuku buldu. Bu süreçte, yine, üretim zincirleri çöktü, dünya biriktirdiğini kullandı. Amerika'sından İngiltere'sine, İtalya'sından Almanya'sına kadar dünyanın en süper güçleri âdeta o süreçte mahşeri yaşadılar. Bizler, ülke olarak güçlü altyapımızla bu süreci hem sosyal devlet olmanın bir gereği olarak içeride vatandaşlarımıza yardımcı olarak geçirdik hem de muhtaç ülkelere yardım etme fırsatını bulduk.
Devlet olarak çalışma hayatıyla ilgili ve sektörlerle ilgili, bu süreçte yine çok önemli işler yaptık. Mesela, EYT çok önemli bir sorundu, bunu çözdük; asgari ücretten vergiyi kaldırdık; yine, taşeronlar kadroya geçirildi; 3600 ek gösterge getirildi, meslek kanunları, memurlarımızın ve işçilerimizin maaşlarında iyileştirmeler de yine bu süreç içerisinde gerçekleştirildi.
Tabii, dünya, Covid pandemisini daha yeni atlatmış, ekonomik açıdan yaralarını sarmaya çalışırken bir de Ukrayna-Rusya savaşı patlak verdi. Bunun neticesinde, yine, emtia fiyatları, enerji maliyetleri, özellikle tahıl koridoruyla ilgili gıda sıkıntısı baş gösterdi. Yine Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tahıl krizi çözülmüş oldu. Hâlen devam eden Ukrayna-Rusya savaşının, dünyada fiyatları yukarı doğru çektiğini, özellikle maliyetlerin artması noktasında enflasyonu tetiklediğini ve bütün bu hedeflere ulaşma noktasında bir duraklama süreci yaşandığını görüyoruz.
Sonra, Türkiye'de 11 ilimizi kapsayan asrın depremi meydana geldi. Bunun maliyeti yaklaşık olarak 105 milyar doları buldu. Türkiye bu süreçte bir seçim yaşadı. Euro bölgesinde ve dünyanın bazı noktalarında yüksek enflasyondan dolayı ciddi anlamda bir resesyon riski ortaya çıktı ve yine, piyasalar kısmen daralmış oldu. Biz, enerjiyi dışarıdan ithal eden bir ülkeyiz, rezerv parası olmayan bir ülkeyiz, yine, kısmen ihracatı ithalata dayalı olan bir ekonomiye sahibiz; tüm bu olumsuzluklara rağmen ihracatımızın arttığını, millî gelirimizin yükseldiğini, özellikle sanayimizin ciddi anlamda performans kaydettiğini ve savunma sanayisinde yüzde 80'lere varan oranda bir yerlilik ve millîlik oranına ulaştığımızı memnuniyetle görüyoruz. Büyüme oranlarımızın dünya ortalamasının üzerinde olduğunu, istihdamımızın arttığını çok rahatlıkla görebiliyoruz.
Bu planımızın, yatırımı, istihdamı, üretimi, ihracatı destekleyen, insan odaklı ve sosyal refahı arttırıcı bir yaklaşımla hazırlandığını memnuniyetle görüyoruz. Aynı zamanda, enerji ve gıda arz güvenliği, iklim değişikliği ve dijital dönüşüm gibi ciddi hedefler ortaya koyduğunu da ifade etmek istiyorum.
Tabii, bunun dışında aile kurumumuzu, değerlerimizi, millî bünyemiz için tüm zenginlikleri kapsayan bir yaklaşım içerisinde hazırlanan bir plan olduğunu da görüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Kırkpınar, bir dakika ek süre veriyorum.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ayrıca, terörle mücadeleden güvenli şehirlere, refah artırıcı yaklaşımlardan her bir vatandaşımızın geleceğine güvenle bakabileceği bir perspektif çizildiğini de görüyoruz.
Tabii, burada hem dünya açısından hem ülke açısından baktığımızda büyümeyle ilgili ve özellikle dünya ticaretinden aldığımız payla ilgili ve CDS'lerdeki gelişmelerle ilgili yine Türkiye'nin on üç yıldan beri kesintisiz bir şekilde büyüme gerçekleştirdiğini görüyoruz. Tabii, zor bir coğrafyada yaşadığımızı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Kırkpınar, lütfen tamamlayalım.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Tabii, bizden önceki süreçte, benden önce konuşan arkadaşlar da zor bir coğrafyada yaşadığımızı ifade ettiler. Buna rağmen ekonomideki bu gelişmeler ve özellikle On İkinci Kalkınma Planı'mızın bu perspektifte, OVP ve bütçeye bağlı olarak, onlarla eş güdümlü, uyumlu bir şekilde hazırlanmış olması fevkalade önemli.
Tabii, süremiz kısıtlı olduğu için ben diğer konulara burada değinemiyorum.
Yine, bütçenin hazırlanmasında emeği geçen Cumhurbaşkanı Yardımcımıza ve ekibine ben bir kere daha teşekkür ediyorum, hayırlı olmasını temenni ediyorum.