KOMİSYON KONUŞMASI

CEVDET AKAY (Karabük) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli üyeler, Kıymetli Cumhurbaşkanı Yardımcımız, çok kıymetli hazırun; hepinizi sevgi saygıyla selamlıyorum.

251 sayfadan oluşan bu On İkinci Kalkınma Planını incelediğimizde bazı hususları tespit ettik; buradan bunu paylaşmak istiyoruz.

Dünkü konuşmamda da bahsettiğim gibi, öncelikle enflasyonun kalıcı olarak tek haneli rakamlara düşürülmesiyle ilgili hedefler konusunda sıkıntılar var. 2028 yılı sonunda yüzde 4,7'ye düşürüleceği söyleniyor. Dün de ifade ettim, yine, enerji fiyatlarındaki artışlar, yine, gümrük vergisi gibi bazı oranların artırılması sebebiyle tekstil ürünlerinde, konfeksiyonda maliyet enflasyonunu tetikleyici unsurlar göz önüne alındığında bu enflasyon hedefinin tutturulmasının zor olduğunu görüyoruz. Bunun da nasıl tutturulacağını açıkçası merak ediyoruz.

Yine, kayıt dışı istihdamla ilgili denetim faaliyetlerinin artırılacağı söylenmiş; bu kalkınma planında bununla ilgili somut neler yapılacağı açıkça ifade edilmemiş, sadece denetimden bahsedilmiş. 8 milyon kayıt dışı istihdam var, bu da önemli bir sorun, bunu da ayrıca ifade etmek istedik.

Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkelerinden ödün vermeden, hızla işleyen, güvenilir, insani, insanı önceleyen, temel hak ve özgürlüklere tam koruma sağlayan, adaletin esas alındığı, hukuki öngörülebilirliğin tesisiyle Türkiye'nin doğrudan yatırım yapılacak ilk ülkeler arasında tercih edilen bir konuma gelmesi hedefi yer almakta bu planda. Bu hedef gerçekçi olmadığı gibi gerçeklikten de uzak bir noktada. 140 farklı yargı alanında yani ülkede 154 binden fazla hane ve 3.600 hukukçu ve uzmanın değerlendirmelerinden alınan, 500'den fazla değişkenden faydalanılarak oluşturulan Dünya Adalet Projesi 2022 Hukukun Üstünlüğü Endeksi'ne göre Türkiye 140 ülke arasında 117'nci sırada yer alırken bölgesel kategoride de 14 ülke içerisinde 14'üncü sırada yer almaktadır. Durum böyleyken hukukun üstünlüğü, adaletle ilgili konularda bu planda somut neler yapılacağı ve nasıl üst noktalara çıkılacağı ifade edilmemiş.

Yine, ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin dava veri ve analizine göre, 2022 yılında en yüksek başvurunun 20.155 davayla Türkiye'den yapıldığını ortaya koymuş. Yine, AİHM'de 2022 yılında yapılan başvuruların yüzde 26,9'u ülkemizle alakalı, bekleyen davaların da yüzde 74'ü ülkemizle alakalı.

Bir de biliyorsunuz Mali Eylem Görev Gücü tarafından kara paranın aklanması ve terörün finansmanıyla ilgili yeterli başarıyı sağlayamadığımız için gri listedeyiz. Bu gri listede oluşumuz da ayrıca bizim ülkemiz açısından çok büyük sıkıntı. Bununla ilgili de somut neler yapılacağıyla ilgili planda açıkça ifadeler yok maliye politikası ve para politikası açısından.

Yine, olağanüstü durumlarla ilgili olarak eğitimin kesintiye uğramasının öğrenme ve kayıpları üzerindeki etkisi çok büyük. Pandemi dönemindeki durumlar nedeniyle öğrencilerimiz üniversitelerde eğitim alamadılar, uzaktan eğitimle yapmak zorunda kaldılar. Bu da eğitim kalitesi açısından bir neslin kaybedilmesi durumuyla karşımıza çıktı. Bu durum ülkemizin geleceği açısından da önemli bir sorun.

Yine, yükseköğretimdeki ihtiyaç sahibi gençlere yönelik olarak burs, kredi, barınma yardımı gibi sosyal yardım ve transferlerin artırılacağı söyleniyor. 2003 yılında 280 lira olan KYK bursuyla 147 dolar alınırken bugün 1.250 lirayla 44 dolar ancak alınabiliyor. Yine, 2002 yılıyla bir karşılaştırma yaptığımızda da 45 lira olan öğrenim kredisiyle 1 çeyrek altın alınıyordu, şimdi 1 çeyrek altın 3 binlere dayandı.

Nitelikli uluslararası öğrenci sayısının üniversitelerde artırılmasıyla ilgili çalışmalar yapılacağı ifade ediliyor. Benim de seçim bölgemde olan Karabük Üniversitesinde bu durumu incelediğimizde şöyle bir şey gördük -sizleri de orada misafir etmek isteriz Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım- aşağı yukarı yurt dışı öğrenci sayısı itibarıyla en çok öğrenciyi barındıran üniversitelerden biri Karabük Üniversitesi, 13 binin üstünde, 15 bine dayanan -misafir öğrenci diyoruz biz ona- yabancı öğrenci var. Fakat bunların nitelikleri hakikaten... Genelde Afrika ülkelerinden ve hakikaten kalitesiz bir eğitim seviyesi; ülkemizde yaşayan öğrencilerimizin kalitesini de eğitim kalitesi olarak düşürüyor. Bir de geçmiş dönemle ilgili o üniversitede de bazı konular açığa çıkmıştı. Bu öğrencilerin sözleşmede bedelsiz olarak alınacağı söylendiği hâlde yetkisiz firmalar ve kişiler tarafından bazı tahsilatların yapıldığı ve usulsüz işlemler olduğu da söyleniyor. Plan nedeniyle üniversiteler üzerindeki bu denetimlerin artırılması ve üniversitelerdeki eğitim kalitesinin yükseltilmesi ve önemli görevlerde de liyakat sahibi insanların istihdam edilmesi önem arz ediyor; daire başkanlıklarına. Özel güvenlikte çalışan bir kişi bir fakültenin dekanlığında sekreter olarak istihdam edilebiliyor. Bu durumlarla ilgili genel olarak üniversitelerimizin sıkı denetlenmesi ve liyakat sahibi kişilerin ilgili yerlere atanması önem arz ediyor.

İlk 100 üniversite içerisinde 5 üniversitemizin yer alması için olmazsa olmaz; akademik kariyerlerin, liyakatin ve bilimsel çalışmanın, AR-GE'nin geliştirilmesi ve üniversitelere ayrılan payların artırılması gerekiyor.

Diğer bir konu "Plan döneminde özelleştirme portföyünde bulunan şirket ve varlıkların özelleştirilmesine devam edilecek ve özelleştirme potansiyeli olan yeni şirket ve varlıkların portföye dâhil edilmesi sağlanacaktır." ibaresi var. Bununla bağlantılı olarak da Türkiye Varlık Fonu ve özel sektör tarafından gübre ve petrokimya başta olmak üzere sanayinin ihtiyaç duyduğu alanlara yatırım yapılması söyleniyor. Yani Varlık Fonu bu şirketleri kurup, iştirak edip, satın alıp, bünyesine katıp, tekrar mı özelleştirilecek, bu ifadeden bunu mu anlamalıyız? Bunu merak ediyorum. Bunu da ayrıca cevaplarsanız memnun olurum.

Bir de bu planda... Türkiye'nin ilk ağır sanayi fabrikası olan KARDEMİR benim ilimde Karabük bölgemde 3 Nisan 1937 yılında kurulmuş bir fabrika; ağır sanayi hamlesinin atıldığı, fabrikalar kuran fabrika. Hakikaten orada çalışan işçilerimizle beraber ülkemizin muhtelif bölgelerinde bir sürü sanayi fabrikası kuruldu. Bu plana baktığımız zaman katma değeri yüksek olan bu demir çelik sektörüyle ilgili somut neler yapılacağıyla ilgili ifadeler görmedik. Bu sektöre de gerekli önemin verilmesi hem bölgemiz açısından hem ülkemizin katma değer yaratması açısından önem arz etmektedir. Bunu da ayrıca ifade etmek istedim.

Dün bahsetmiştim, İRAP'la ilgili yani il afet risk azaltma planlarıyla ilgili, bu planlarda bahsedilen konuların giderilmemesiyle ilgili, afet bölgelerinde zararlar olduğunu ifade etmiştim. Burada tespit edilen hususların giderilmesi için ilgili ödeneklerin aktarılmasını buradan tekrar vurguluyorum.

Bir başka önemli konu "Dijital kamu hizmetlerinin tasarımı ve sunumu, süreçler yeniden yapılandırılarak iyileştirilecektir." deniliyor bu planda. Bu hedef e-devlet verilerinin çalındığını doğruluyor mu? Tekrar niçin böyle bir iyileştirme yapma gereği duyuldu? Durum bu şekilde değilse 85 milyon vatandaşımızın verileri nasıl başkalarının elinde dolaşıyor? Bunu bir yetkili çıkıp açıklayabilirse çok sevineceğiz. Vatandaşlarımız bu konuda çok rahatsız ve bunu bilme hakları var diye düşünüyoruz.

Kalkınma planında yine yoksulluğun tamamen ortadan kalkması, gelişmiş ülke refahının da yurt sathına adil ve dengeli bir şekilde dağılması isteniyor yani gelir dağılımında adaletten bahsediliyor. Bunun için de Gini katsayısının 0,30'lara çekileceği ifade ediliyor. Hâlbuki önümüze gelen bütçeye baktığımızda gelir dağılımındaki dengesizliğin giderilmesi için biliyorsunuz dolaylı-dolaysız vergiler ayrımı çok çok önemli. 8,3 trilyonluk bir vergi gelirinin yani bütçede bahsedilen vergi hedefinin yaklaşık yüzde 67,5'i dolaylı vergilerden oluşuyor. Bu yüksek bir rakam, 2023 yılında da bu rakamın yüzde 66'larda sonuçlanması bekleniyor. Yani düşük gelirliden de yüksek gelirliden de aynı verginin alındığı bu dolaylı vergiler hedefinin, dolaysız yani vasıtasız vergiler aleyhine düzeltilmesi; dolaylı vergilerin yani KDV'nin, ÖTV'nin, bu tür vergilerin azaltılması gerekiyor. Bunu da buradan ayrıca özellikle ifade etmek istedik.

Yine Türkiye, Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme Endeksi Raporu'nda 191 ülke arasında 48'inci sırada yer alırken, Yıllık Sefalet Endeksi'nde ise 10'uncu sırada yer almaktadır. Ülkemiz ne yazık ki enflasyonun büyük etkisiyle 157 ülke arasında en çok sefalet yaşayan 10'uncu ülke durumuna yükselmiştir. Bu konuda çalışmalarda yetersiz kalındığı, yoksulluğun giderek artan bir sorun olduğu ne yazık ki önemli bir başlık olarak karşımıza çıkmaktadır.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Toparlayınız lütfen, ilave sürenizi veriyorum.

CEVDET AKAY (Karabük) - Bitiriyorum Başkanım.

Kalkınma planını incelediğimizde, yoksulluğu ortadan kaldırmak, gelir dağılımındaki eşitsizlikleri azaltmak hedeflerine ulaşmak için gerekli eylemlerin kalkınma planında yer almadığını görüyoruz.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.