ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Sayın Başkanım teşekkür ediyorum.

Antisemitizm politikalarının temelini bugüne kadar İsrail oluşturur ve İsrail devlet politikası antisemitik bir devlet politikasının üzerinde inşa edilmiştir. Yani bugünkü İsrail'i aslında var eden şey, İsrail'in seksen senedir uyguladığı antisemitik politikalardır. "Neden?" derseniz; İsrail'i bugün var eden sebeplerden birincisi yani varoluş sebeplerinden birincisi, İsrail bugünkü İsrail'i kurarken dünya üzerindeki bütün Yahudi toplumlarını bir felsefe üzerinden İsrail'de toplamaya çalıştı ve bütün dünya üzerinde yaşayan Yahudi toplumlarına "Dünya üzerinde yaşayabileceğiniz tek güvenli bir toprak var, tek bir güvenli ülke var, o da İsrail." diyerek bir korku politikasıyla, seksen seneden bu yana onlar üzerinden oluşturduğu bir nefretle, antisemitik politikalarla, kendi ürettiği antisemitik politikalarla dünya üzerindeki Yahudileri İsrail'de toplamaya çalıştı. Yani antisemitizmle alakalı bir suçlu arayacaksak bu asla ve asla Türkiye ve dünyanın bir başka ülkesi olamaz, İsrail'in bizatihi kendisidir ve kendisinin ürettiği bu politikadır.

Sayın Tan'ı ben 2009 yılından bu yana tanırım, kendisi beni hatırlar mı bilmiyorum. İsrail'in antisemitik politikalarına bizatihi ben muhatap olmuş birisiyim, kendisi de bunun tanığıydı. 2009 yılında, o zamanki aileden sorumlu Devlet Bakanımız Nimet Baş Hanımefendi'yle İsrail'e bir ziyaretimiz vardı ve Sayın Herzog da o gün, o dönemde İsrail'de aileden sorumlu Devlet Bakanıydı, siz de bize eşlik etmiştiniz ve ben İsrail havalimanında üç saat o heyette olan birisi olarak tutuldum, Sayın Bakanın uçağı uçamadı, slot alamadı ve biz üç saat bir Bakanın heyetinde, Bakanın da bulunduğu ortamda rehin alındık Ben Gurion Havalimanı'nda. Bu bir antisemitik politika mıdır değil midir sizin şahitliğinizde? Bu böyle bir nefret iklimi midir, değil midir Sayın Tan? Sayın Tan'ı ben bugün dinledikten sonra, hele hele geçen günkü 500 hastanın; çocuğun, kadının katledildiği, paramparça edildiği, Holokost sınırlarının aşıldığı, katliam sınırlarının ve eşiklerinin aşıldığı bu katliamın ardından, İsrail'de üç yıl kalarak İsrail'i en fazla tanıyan bir Türkiye Büyükelçisini, en fazla tanıması gerektiğine inandığım Büyükelçisini ve İsrail Tel Aviv'de Türkiye'nin Büyükelçiliğini yaptığına inandığım ve düşündüğüm birisini bugün burada sanki Tel Aviv'in sözcülüğüne soyunmuş gibi görmek beni çok üzdü açıkçası. Bu, asla kabul edilebilir bir şey değil. Eğer dışarıdan biri bugün bu oturumu izliyor olsaydı, bu konuşmalara tanıklık ediyor olmuş olsaydı, bugün Sayın Tan'ın o açıklamalarından, İsrail'in, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki Dışişleri Komisyonuna savunma yapmak için gönderdiği bir temsilci olarak algılardı; o kadar.