SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Teşekkür ederim.

Şimdi, bu maddelere baktığımızda bir tanesi personelle ilgili. Evet, turizm sektöründe çalışan emekçilerin durumu gerçekten çok zor; bir kere güvencesiz çalışıyorlar ve mevsimine göre beş ay, altı ay, bilemediniz yedi ay istihdam ediliyorlar; kayıt dışı çalışma söz konusu, hiçbir güvenceleri yok. Dolayısıyla emekçiler adına olumlu yönde alınacak her kararı tabii ki destekleriz fakat bu alana dair düzenleme tabii, sadece turizm sektöründeki emekçiler de değil Türkiye'deki bütün emekçileri kapsayan, mevsimlik tarım işçilerinden tutun mevsimlik turizm işçilerine kadar, mevsimlik inşaat işçilerine kadar çok kapsamlı bir sorun. Dolayısıyla burada sadece ve sadece ormanlık vasfını kaybetmiş alanların tahsisine yönelik bir düzenleme açıkçası aklımızı biraz kurcalıyor çünkü siz ne kadar yasayla düzenlerseniz düzenleyin, oradaki o arazilerin bu şekilde tahsis edilmesine rağmen bir rant alanı ortaya çıktığı andan itibaren burada başka amaçlı kullanımlar olur, geçmişte de olmuştur. Şimdi, bizim bütün tatil köylerimizi dolaşırsanız durumun vahametini görürsünüz. Antalya'dan İzmir'e kadar Akdeniz çevresinde ne kadar orman varsa, deniz manzaralı orman varsa yaktık, ağaç kalmadı, hepsine de otel kondu. Şimdi onların genişleme ihtiyacı var. Kolay kolay orman yakılamayacak yerlere de acaba lojman mı yapacaklar? İnsanın aklına gelmiyor değil. Gerçekten bu ülkenin ormanlarına sahip çıkması gerekiyor. Artık ağaç kesmemeliyiz. Bir yerde ağaç kesip de gidip başka bir yere ağaç dikmeniz o ülkenin orman varlığına katkı yaptığınız anlamına gelmez. Orman dağılımı, ağaç dağılımı ekolojik bir meseledir. Dolayısıyla ormanlık alan orman vasfını yitirmiş... Orman vasfını yitirmişse tekrar orman vasfını kazandıralım. Neden sürekli -diğer maddelerde de öyle- bizim gözümüz tabiat parklarında, orman arazilerinde? Yani böyle bir takıntılı hâle getirmişiz.

Baktığımız zaman, gerçekten Akbelen'deki kıyımla ilgili de biliyorsunuz Mecliste bir araya geldik, orada da vahim durum ortaya çıktı. Sermayenin bu ormanlara fütursuzca saldırısının önüne geçecek olan en önemli adres Türkiye Büyük Millet Meclisidir, ormanlarına sahip çıkmalıdır, ağaçlarına sahip çıkmalıdır. Bu ülke ormanıyla da zenginleşen bir ülkedir. O yüzden, bizim hiçbir yasamızda mümkünse ormanlar üzerinden bir tasarrufa gitmemeyi özellikle önermek istiyorum ve kayıtlara geçmesini istiyorum.