KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA ERDEM (Antalya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi -Antalya'yı Türkiye turizminin başkenti sayarsak- Antalyalı turizmcilerin ve Antalya halkının uzunca bir süredir beklediği bir düzenleme. Ancak, Antalya'nın ve ülkemizin daha önce konutların turizm amaçlı kiralanması gibi bir sorununun olmadığını, bu büyük sorunun yine AKP iktidarının ülkeyi, dış politikayı ve ekonomiyi yönetmedeki beceriksizliği sonucu ortaya çıktığını söylemek zorundayım. Neden? Çünkü dış politika yönetilemedi, mülteci ve yabancı göçü sorunu çözülemedi. Göçmen, mülteci ve sığınmacı konusunda AKP iktidarı tarafından paylaşılan veriler sağlık değil. İddialara göre, sadece 10 milyon civarında Suriyelinin mülteci olarak Türkiye'de olduğu söyleniyor. 2023 yılı Temmuz ayı resmî rakamlarına göre, geçici koruma kapsamındaki Suriyeli nüfusu 3 milyon 329 bin 516; geçici barınma merkezleri dışında bulunan Suriyeli sayısı ise 3 milyon 250 bin civarı. Barınma merkezlerinde 50.736 Suriyeli var, Antalya'da ise geçici koruma kapsamında 4.801 Suriyeli var. Ama bitmedi, geçici koruma statüsü sadece Suriyelilere verildiği için Afgan, Pakistanlı ya da Afrika kökenli mültecilerin sayısı bilinmiyor. Bu kişilere "düzensiz göçmen" deniliyor ve yakalanırlarsa istatistiklere giriyorlar, istatistiklere girmeyen milyonlarca mülteci söz konusu. Bu kişilerden kaçının Antalya'da olduğuna dair de somut bir veri yok. Bu mülteci ve göçmenler bugün özellikle büyükşehirlerde yaşamaya başladı ve yine benzer biçimde söz konusu konutlarda ikamet ediyorlar.

AKP iktidarının kötü ekonomi yönetimi neticesinde iflas eden ekonomiye kaynak bulma çabasını da bu kanunun çıkarılma sebepleri arasında saymak mümkün. Yani Sayın Bakanın söylediği gibi, ekonomik olarak mücbir sebepler de bu sorunun ana nedeni. İktidarın kaynak bulmak için önce 250 bin, daha sonra yapılan düzenlemeyle 400 bin dolara ev alana vatandaşlık vermesiyle Türkiye'nin toplumsal, demografik ve ekonomik yapısı değişti. Son on bir yılda yabancılara 400 bine yakın konut satıldı, Antalya'da ise yaklaşık her 4 konuttan 1'i yabancılara satıldı. Bugün bile Antalya'da emlak sitelerinde konutlar artık "vatandaşlığa uygun" başlığıyla pazarlanmaya başlandı.

Şimdi de gelelim ikamet izni verilen yabancılara. İkamet izniyle Türkiye'de bulunan yabancı sayısı yaklaşık 1 milyon 405 bin. Uyruklarına göre, ikamet izniyle Türkiye'de bulunan yabancılara baktığımızda ise ilk sırada 150 bin nüfusla Rus vatandaşları yer alıyor, Ukrayna vatandaşları ise 47 bin nüfusla 9'uncu sırada. Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından çok sayıda Rusya ve Ukrayna vatandaşı Türkiye'ye gelirken Antalya'da bu iki ülkeden gelen yabancılar dikkat çekiyor ve 2'nci sırayı alıyor. Tüm Türkiye'de resmî ikamet izni verilen Suriyeli nüfusu 108.908. Ayrıca, başka şehirlere kayıtlı mülteciler de Antalya'ya geliyor. Bunlar plansız göç politikalarının sonuçları. Türkiye, hem mültecilere hem de cebine döviz koyup gelenlere sorgusuz sualsiz ev sahipliği yapıyor. Türk lirasının değer kaybetmesiyle bizim vatandaşlarımız konut alamazken yabancılar birden çok konut satın alıyorlar bunları kiraya veriyorlar, turist gibi gelip aylarca burada yaşıyorlar -üç, altı ve on iki aylık ev kiralıyorlar- kayıtlarda ise maalesef yoklar. Tabii, iktidarın başımıza açtığı bu kadar sorunun sonuçları maalesef olacak. Bugün konuştuğumuz, üzerinde kanun teklifi verdiğimiz mesele bunların sonucudur.

Ülkemizde konut alan yabancılar çeşitli dijital uygulamalar ve bire bir ilişkilerle konutlarını kendi vatandaşlarına tatil ya da konaklama amacıyla kontrolsüz biçimde kiralıyorlar. Antalya'ya gelen turist sayısı artıyor ama otel doluluk oranları düşüyor. Kısa vadelerle evler kiralıyorlar, bu durum ayrıca çeşitli güvenlik sorunlarına da sebep oluyor; insanlar sitelerinde, apartmanlarında kimlerle komşu olduğunu bile bilmiyor. Son yıllarda uluslararası mafyanın neredeyse tüm mensupları bile âdeta ülkemizde cirit atıyorlar, bu yöntemlerle ikamet ediyorlar. Buna artık son verilmesi gerekiyor.

Bir de tabii ki hep eleştirdiğimiz torba yasa... Torba yasaya getirilmesi gereken, emeklilerle ilgili 5 bin... Bunu sanırım "zekât" diye adlandıracağız. Bizim bildiğimiz, zekâtı, değerli arkadaşlar, ramazan ayında veriyoruz. Sizlerden ricam, bu emeklilere verilmesi gereken 5 bin lirayı ramazan ayında zekât olarak verin ama emeklileri yaşanabilir ölçüde bir maaşla ödüllendirin diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.