KOMİSYON KONUŞMASI

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Evet, teşekkür ederim.

Şimdi, tabii, biraz önce usul konusunda belirttim aslında düşüncelerimi. Bu konuda, burada Plan ve Bütçe Komisyonunun yapacak bir şeyi yoktur. Plan ve Bütçe Komisyonu, aslında dediğim gibi, bizi ilgilendirmeyen birtakım konuların ilgili komisyonda görüşülmesini isteyebilir. Bundan sonra bu konularda gerekli hassasiyetin gösterilmesini bekliyoruz. Yani çalışalım burada, tabii ki çalışacağız, memleketin sorununu, ülkenin sorunlarını çözeceğiz, kanun yapacağız ama bunun en iyi şekilde yapılması Parlamento hukuku açısından da önemlidir. Yoksa Türkiye Büyük Millet Meclisinde ihtisaslaşmanın, kurulan komisyonların hiçbir önemi kalmaz yani her şeyin Plan Bütçede yapıldığı bir yerde o zaman niye diğer komisyonlar var; bunu söyleyelim.

Kanun teklifi iki bölümden oluşuyor, biraz önce de söyledim. Bir, baştaki ismini de veren ve söylediğim gibi kanun teklifi açısından kod kanun olan maddeler ve geçici maddeyle birlikte, bunlar kendi içinde gerçekten de bir bütünlük arz ediyor. Bir de arkasına torba kanun eklenmiş, böyle bir acayip durum ortaya çıkmış.

MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Acayip kanun.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Acayip kanun, evet.

MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Çok yanlış, hukukçular nasıl kabul ediyor bunu, inanılmaz yani.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Tabii, biliyorsunuz, biz ona değişik isimler, torba kanun, çuval, böyle farklı farklı isimler... Arkadaşlarımızın hayal güçleri de bu konuda gelişkin olduğu için hep konuşurduk yeni isimler bulacağız diye. Gerçekten bu kanun sisteminden, bu sistematikten vazgeçelim; Türkiye Büyük Millet Meclisine yakışmıyor bu.

Şimdi, burada konutların turizm amaçlı kiralanmasında ona ilişkin maddeler var. Buna ilişkin bir etki analizi gelmedi Sayın Başkan.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Dağıttırdım efendim.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ne zaman geldi?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Başladıktan sonra geliyor.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - O zaman, sizlerden ricamız; bu, bize öncesinde gelirse ne kadarlık bir gelir sağlanacak bunları bilelim. Çünkü sonuç itibarıyla bunların hepsi bir biçimde ülkenin ekonomisini, bütçesini ya da döner sermayesini ilgilendiriyor; burada döner sermayeler de var çünkü.

Şunu öğrenmek isterim: Bu konuda hazırlık yapılırken çok aceleye gelmiş gözüküyor. Ben baktığım zaman aslında acele etmeyi gerektiren bir şey yok yani böyle hani bazen Anayasa Mahkemesi bir maddeyi iptal eder, belli bir süre olur, o sürede hemen çıkartmak zorunda kalırsınız; öyle bir şey yok. Bu konuda bütün paydaşların görüşleri alındı mı bu hazırlıklar içinde? Burada da Sayın Başkan, arkadaşlarımızı, bu konudaki değişik paydaşları, turizmle ilgili meslek odalarımızı da sektör temsilcilerini de dinlemek isteriz, onların görüşleri de... Madem bu esas, ilgili komisyonda görüşülmüyor en azından burada arkadaşlarımız bu konularda ne düşünüyor, onu bilmek isteriz.

Geliyorum torba kanuna tabii... Şimdi, burada ilginç bir şey var. Mesela, bu döner sermayeler konusu son derece sıkıntılı bir konu çünkü bizim sistematiğimizde 5018 sayılı Yasa... Ki 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu önemli bir kanundur, aslında bizim bütün sistematiğimizi -özellikle mali alanda- belirlemiştir. Orada, öncesinde geçici 11'inci maddeyle bir düzenleme getirilmiştir çünkü bu döner sermayeler hazine birliğini bozuyor; aslında bunların hepsinin bir bütçe içinde olması, bir bütçe içinde görülmesi lazım yani bir anlamda paralel bütçelerin oluştuğu bir yapı. Nitekim 5018 de bu tespiti yapmıştır ve orada, öncelikle var olan düzenlemede, Kanun'da "31/12/2007 tarihine kadar tasfiye edilmesi ve ilgili bakanlık bütçelerinin içine alınması" hüküm olarak yer almıştır fakat sonrasında bundan vazgeçilmiştir. 31/12/2010 tarihine kadar yeniden yapılandırılmaya karar verilmiştir ama döner sermayeler az da değil, baktığınız zaman neredeyse bütçe büyüklüğünün yüzde 10'una ulaşan bir büyük yapı var orada. Tabii, en sonunda da buna ilişkin -hep tartışılan bir konudur- 2021'in Mart ayında kamuoyuna duyurulan Ekonomi Reform Eylem Planı'nda o zamanki Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Lütfi Elvan bu konuda açıklama yapmıştı: "31/12/2021 tarihinden itibaren döner sermayeler 2022 yılı bütçesinden başlamak üzere aşamalı olarak merkezî yönetim bütçesine dâhil edilerek bütçe hakkının kapsamı genişletilecektir. 31/12/2022 tarihine kadar döner sermaye işletmeleri gözden geçirilecek, verimli olmayan döner sermaye işletmeleri kapatılacaktır." Yani, öncelik kapatılmasıdır ama bir aşamalı sistem içinde bunun tasfiyesi konuşulmuştur. Şimdi, biz buraya baktığımız zaman burada ciddi anlamda döner sermayelerin görev tanımları, kapsamları ve yetkileri genişletiliyor; buna neden ihtiyaç duydunuz? Dediğim gibi, bu bir kere hazine birliğine de aykırı, hepsinin bütçede görülmesi gerekir yani geçmişte de vardı.

Tabii, burada işletmeler açısından birtakım ilginç düzenlemeler de var, burada döner sermayelere işletme, şirket kurma yetkisi veriliyor. Ben turizm konusunda bunu geçmişte TURBAN'da yaşadığımızı düşünüyorum; TURBAN çok kötü, olumsuz bir örnekti ve sonrasında da zaten apar topar tasfiye edildi. Burada yeniden şirket kurma ve onları işletme -yani ya bizzat işletme ya da işlettirme- yetkisi veriliyor. Yani, bunu kabul etmek mümkün değil, neden böyle bir şey yapılıyor?

Ayrıca, şunu da anlamıyorum: Bu su atık tesisleriyle, katı atık tesisleriyle ilgili; bunlar zaten genel anlamda kenti ilgilendiren mahallî hizmetler kapsamında sayılır ve bunlar belediyelerin yetkilerindedir, Türkiye'nin her yerinde ilgili belediyeler bunu yapar. Şimdi, burada görüyoruz ki işin içine bizzat bakanlık girmiş, o tanımladığı bölgelerde, turizm bölgelerinde bu yetkileri kendisi kullanmak istiyor ve döner sermaye kapsamında kullanmak istiyor. Yani, dediğim gibi, hem bu şirket kurma yetkisi hem de aynı şekilde bu işletme, işlettirme yetkileri falan bunlar son derece yanlış olan uygulamalardır, bundan dönülmesi gerekiyor ciddi bir biçimde ve ona göre... Dediğim gibi, zaten bu konular belediyelerin görev ve kapsam alanları içindedir.

Diğer taraftan, tabii, başka birçok kanun var, turizmi... Zaten burada sunuş yapılırken de farklı farklı kanunlar söylendi yani aslında torba olduğu da burada, bu kanunun sunuşu sırasında zikredildi. Turizmi Teşvik Kanunu, Kapadokya Alanı Hakkında Kanun, Türkiye Turizm Tanıtım ve Gelişme Ajansı Hakkında Kanun; bunların hepsi burada değişik maddeler hâlinde önümüze geldi. Yani, merak ediyorum, neden böyle apar topar, bu kadar acele? Bir de bunun ilgili komisyonda görüşülmeden, direkt buraya gelmesini yeniden, tekrar sormak istiyorum. Hani, neden, nasıl bir şey var ki bunlar bu şekilde, böyle, daha yeni başlanmış dönem içinde önümüze geliyor?

Gene, başka birtakım düzenlemeler var. Cumhurbaşkanı kararnamesiyle yapılan düzenlemeleri Anayasa Mahkemesi iptal etmiş "Anayasa'nın 104'üncü maddesi kapsamını aşan düzenlemeler..." diyor, yetki önünden Anayasa'ya aykırılıklar var; bunlar şimdi, buraya, ilgili kanuna koyuyor. Hep söylediğimiz sistem buydu zaten, bu Cumhurbaşkanı kararnameleriyle oturup da kanun yapma tekniklerinin, bir anlamda Meclisin yetkisinin gasbedilerek onların Cumhurbaşkanlığı kararnamesi üzerinden kullanılması son derece yanlış bir uygulamadır. Nitekim Anayasa Mahkemesi de zaten bunları bozmuş; şimdi, bakıyoruz, bunlar burada yeniden geliyor ilgili kanunlara konuyor. Gene aynı şekilde, Anayasa Mahkemesi kararların bir kısmını gene bozmuş, "Kanunda düzenlenmesi gereken konular yönetmeliklerle düzenlenemez." demiş yani işte, biraz önce söylediğim konuyu içeriyor bu yani Türkiye Büyük Millet Meclisinin kanun yapma biçiminin, tekniğinin geliştirilmesine, ihtisaslaşmanın önemsenmesine ve bu doğrultuda çıkarılmış olan kanunların gerçekten Türkiye'nin, o alanın, sektörün sorunlarını çözebilecek nitelikte olmasına ihtiyaç var. İşte, bu olmadığı zaman böyle yapboz tahtası gibi bir şey çıkıyor, ondan sonra bozuluyor, yeniden geliyor, yeniden burada; belki burada gelen düzenlemelerin bir kısmını da Anayasa Mahkemesi yeniden bozulacak yani böyle bir sistem son derece yanlış bir sistem. Bu şekilde, böyle bir yapı içinde ciddi anlamda kanuni düzenlemelerin yapılması zor gözüküyor.

Burada ilginç olan -gene o kadar çok konu var ki tabii içinde- bir kısım: Bu konaklama tesislerine ilişkin tahsis yetkisi Tarım ve Orman Bakanlığından Kültür ve Turizm Bakanlığına devrediliyor; bu, millî parklarda, tabiat parklarında, diğer alanlarda. Yani böyle bir şeye neden ihtiyaç duyuldu? Burada ilginç olan da şudur: Oranın gelirleri gene ilgili bakanlıkta kalıyor fakat buradaki yetkiler Kültür ve Turizm Bakanına geçiyor. Aslında bunların tali komisyon olarak Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda da görüşülmesi gerekiyordu çünkü onları ilgilendiriyor. Bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileriyle konuşuldu mu? Eğer burada Tarım ve Orman Bakanlığından bir yetkilimiz varsa Sayın Başkan bu konuda onun da düşüncelerini öğrenmek istiyoruz. Böyle bir düzenlemeye ne dediler, hangi gerekçeyle geldi?

Gene bazı maddeler var, neden teklifte yer aldığını anlamadık.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ederim.

Mesela madde 16, turizm tesislerinin sözleşmelerle ilgili başvuru süreleri uzatılıyor. Nedir, bu durum neden kaynaklandı? Başvurusunu yapmayan kaç kişi var, kim bunlar? Yani sanki böyle kişiye özel düzenleme yapılmış gibi bir his oluşuyor.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Türeli, bir saniye.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Tabii.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hem sayın teklif sahibi hem de ilgili bürokratlar burada sayın milletvekillerinin dile getirdiği sorularla alakalı çok net şekilde hazırlıklarını yapsınlar, süre bitiminde bu soruların cevaplanmasını isteyeceğiz ve bu noktada teklif sahibi, milletvekilinin de getirdiği sorunlarla alakalı gerekli cevaplarınızı verebilirsiniz, sayın teklif sahibi verebilir ama son kertede müzakerenin sonunda bununla alakalı yeteri kadar süremiz olacaktır; bu süre içerisinde lütfen bunlar hazırlansın.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ederiz, bu önemli olacak yani burada hepimiz bunları görüşüyoruz yani kafalarımızda hiçbir sorunun kalmaması, bütün sorularımıza cevap bulmamız önemli.

Bu personel lojman alanları turizm tesis hizmet alanı olarak değiştirilmiş. Neden yani niye böyle bir şeye ihtiyaç duyuluyor? Çok uzun zamandan beri turizm sektörü var yani baktığımız zaman, özellikle 1984'ten beri ciddi anlamda ön plana alınıp desteklenen bir sektör. Yani yeni ihtiyaçlar mı ortaya çıkıyor? Bu konuların da netleşmesi ihtiyacının olduğunu düşünüyorum.

Son söz olarak şunu söylemek isterim: Dediğim gibi yani bu konu aslında tamamıyla turizmle ilgili, turizmin değişik alanlarını, bir anlamda paydaşlarını da ilgilendiren bir konu yani böyle bir konunun da aslında Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi son derece yanlıştır ama en azından bu konuda sorularımıza gerekli cevapların, yeterli cevapların verilmesi buradaki Komisyon görüşmelerinin de daha verimli geçmesini sağlar diyorum.

Teşekkür ediyorum.