KOMİSYON KONUŞMASI

ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Herkese merhaba.

İlk önce yeni Merkez Bankası yönetimine başarılar diliyorum.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın Merkez Bankası Başkanısınız, hem size hem de Başkan Yardımcısı Hatice Hanım'a canıgönülden başarılar diliyorum. Erkek selefleriniz çok kötü bir iş yaptı; berbat bir para politikası, çok yüksek bir enflasyon ve kurumsal itibarı yerlerde olan bir Merkez Bankası bıraktı ve önceki Merkez Bankası Başkanı da yeni BDDK Başkanı olarak âdeta ödüllendirildi. O yüzden, gerçekten bu zorlu görevinizde sizlere ve eski meslektaşım Cevdet Bey'e büyük başarılar diliyorum; işiniz çok zor.

Şimdi, bir başka işi zor olan da karşımızdaki AK PARTİ ve Milliyetçi Hareket Partili milletvekilleri çünkü sunumunuzda gördüğüm kadarıyla Haziran 2024'e kadar enflasyon artıyor; Mayıs 2024'ten sonra bir düşmenin olacağını ve ondan sonra da baz etkisiyle beraber Haziran 2024'ten sonra enflasyonun düşeceğini söylemişsiniz. Yerel seçimler öncesi sahaya indiğimizde enflasyonun biraz daha artacağını ancak Haziran 2024'ten sonra düşeceğini nasıl söyleyeceksiniz değerli AK PARTİ'li ve Milliyetçi Hareket Partili arkadaşlar, onu merak ediyorum çünkü burada yeni Merkez Bankası Başkanımız Mayıs 2024'e kadar hayat pahalılığının biraz daha artacağını söyledi.

Tabii, burada "fiyat istikrarı" dediğimiz zaman, hayat pahalılığı Türkiye'nin en büyük problemlerinden bir tanesi, onda hemfikiriz ve hayat pahalılığıyla mücadele, enflasyonla mücadele sadece Merkez Bankasının uygulayacağı para politikalarıyla sınırlı değil, bunu da hepimiz biliyoruz. İşte, biraz önce bahsettiniz mesela; hizmet fiyatlarındaki, hizmet sektöründeki ataletten bahsettiniz, gıda fiyatlarındaki artıştan bahsettiniz. Bunların hepsi Merkez Bankasının para politikası dışında, dirayetli bir tarım, sanayi ve ticaret politikası gerektiriyor yani Merkez Bankasının bu politika faizi artışlarının istediğimiz etkiye erişmesi ve enflasyonun bizim ülkemizin lügatinden çıkması için sizin bu para politikası adımlarının aynı zamanda sanayi, ticaret, tarım politikalarıyla desteklenmesi gerekiyor. Orada herhangi bir olumlu adım atılmadığı sürece sizin bu faiz artışlarınız kalıcı değil sadece geçici bir etki yaratacaktır; o geçici etkinin sonucunda da faizlerin artışından zarar görecek olan küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz krediye erişimde zorluk yaşayacaklardır ve biz bir kez daha talep daralmasıyla enflasyonu düşürmeye çalışan bir ülke olarak tarihe geçeriz ya da tarihi tekrarlarız.

Şimdi, istikrar programlarına baktığımız zaman -doktora tez konularımdan bir tanesiydi- eğer bir istikrar programının başarılı olmasını istiyorsanız yanınıza gelir açısından dezavantajlı grupları almalısınız. Yani eğer gerçekten sizin uyguladığınız para politikasının geniş halk tarafından destek görmesini isterseniz o zaman yapmanız gereken şeylerden bir tanesi, buna toplumsal bir mutabakat ararsınız, o da şunu gerektiriyor: Maddi açıdan dezavantajlı gruplara sizlerin önümüzdeki dönemde daha fazla imkânlar sunmanız gerekiyor. Bu sizin konunuz olmasa bile önümüzdeki dönem Plan ve Bütçe Komisyonunda biz bunu sıkça tartışacağız. Biraz önce benden önceki değerli konuşmacının dediği gibi, Türkiye'nin çok ciddi bir ücret problemi var; bu ücret problemini çözmediğiniz zaman, geliri artırmadığınız zaman, özellikle dezavantajlı grupların hayat pahalılığından etkilenmesini azaltmadığınız sürece -ki bunun için sosyal transferler, doğru sosyal transferler çok önemli- uygulayacağınız para politikasının tabanda herhangi bir olumlu etki yaratması çok zor; istikrar programı da zorlaşır ve enflasyonu düşürmeniz için çok daha yüksek politika faiz artışına gitmeniz gerekir, bu da bütüncül bir yaklaşımı gerektiriyor.

Şimdi, bizler tabii ki burada sizlerin bu özlediğimiz profesyonel sunumundan sonra sizleri çok eleştirmek istemiyoruz ama birkaç tane eleştireceğimiz nokta var. Bunlardan bir tanesi, göreve başladığınız zaman uyguladığınız politikalarla mevduat faizleri düşmüş ve siz mevduat faizleri ile politika faizlerinin birbirine yakın olduğunu ilk dönemde bir başarı hikâyesi olarak sunmuştunuz. Benim size tavsiyem yapmayın böyle bir şey çünkü o politika faizlerinin gerçekçi politika faizi olmadığını, ekonomide sadece bir tane faiz olmadığını, birden fazla faiz olduğunu ve sizin selefinizin politika faizini düşürdüğü zaman piyasadaki faizlerin arttığını hepimizden daha iyi biliyorsunuz; kariyeriniz, öz geçmişiniz zaten bunu gösteriyor.

İkincisi, faiz artışlarında öngörülebilirlik çok önemli. Bizler, sizlerin faiz artışlarıyla ilgili tutumunuzu, nasıl faiz artıracağınızı artık kestirmek zorunda kalmayalım. Bize beklentilerin altında ya da beklentilerin çok üstünde bir sürpriz yaparak hem piyasayı dalgalandırmayın hem de enflasyon beklentilerinde bir bozulmaya yol açmayın lütfen. Çünkü geçmiş dönemde beklentilerin altında bir faiz artışı yaptığınız zaman, politika faizini artırdığınız zaman şunu gördük: Enflasyon beklentileri bir anda zıpladı. O bakımdan, benim size tavsiyem, önerim çok daha öngörülebilir bir faiz artışı politikasını kamuoyuyla paylaşın.

Şimdi, sizlerin Merkez Bankası olarak bir araç bağımsızlığı var ve bizlerin de burada milletin vekilleri olarak size sormamız gereken sorular var. Siz tabii ki uyguladığınız politikalarda serbestsiniz fakat bu millet sizden şeffaflık ve öngörülebilirlik bekliyor. Şimdi, önümüzde -siz çok fazla değinmediniz ama- âdeta bir canlı bomba var, o da kur korumalı mevduat sistemi. Siz kur korumalı mevduat sisteminin bu zararını nasıl karşılamaya çalışıyorsunuz? Siz geldiğiniz zaman kur korumalı mevduat sistemini kucağınızda çok büyük bir maliyet olarak gördünüz. Bu ülke geçmişte ne çektiyse herhangi bir yapısal reform yapmadan faizler ve kurları aynı anda baskılama isteğinden dolayı çekti. İlk önce 128 milyar dolar skandalı yaşandı, daha sonrasında da kur korumalı mevduat sisteminde siz çok büyük bir maliyeti karşınızda buldunuz.

Şimdi, burada, baktığımız zaman, birincisi, bizim kur korumalı mevduatın maliyeti nedir? İkincisi, sizler KKM sahiplerine paralarını ödeyeceksiniz, bu korkunç bir parasallaşma demek. Bu parasallaşmayla nasıl mücadele edeceksiniz? Bu çok önemli problemlerden bir tanesi. Burada geniş para arzı arttığında ortaya çıkabilecek olan bu problemi nasıl gidermeyi düşünüyorsunuz? Ben sizden uygulayacağınız politikalarda bununla ilgili daha fazla bilgi beklerdim çünkü önümüzdeki dönemin en önemli konularından bir tanesi KKM sahiplerine bu paraları ödediğiniz zaman ortaya çıkacak olan parasallaşmanın nasıl sterilize edileceği; bununla ilgili çok fazla bilgi yok. İkinci nokta, devasa bir zarar gelecek; değerleme zararı, görev zararı. Şimdi bu zararı Merkez Bankası nasıl karşılayacak? Bu önemli bir şey Sayın Başkan. Neden? Çünkü Hazine ve Maliye Bakanlığına gidip bir sermayelendirmeye mi gideceksiniz, yoksa bu zararı önümüzdeki dönemlerde mi telafi etmeyi düşünüyorsunuz? Bence bu da önemli. Şimdi, neredeyse sizden önce uygulanan kötü, yanlış, akılla, bilimle bağdaşmayan para politikasından dolayı neredeyse bilançonun kontrolünü kaybettiniz ve ortaya devasa bir zarar çıktı. Şimdi bu zararı siz nasıl karşılayacaksınız? Hazine ve Maliye Bakanlığıyla bu konuda bir iletişim hâlinde misiniz, bir sermayelendirmeye gidecek misiniz yoksa bu zararları önümüzdeki dönemlerde telafi etmeyi mi düşünüyorsunuz? Bence, hem para politikası açısından ama daha çok da maliye politikası açısından bunlar çok önemli noktalardan bir tanesi.

Bir başka önemli nokta da şu: Döviz müdahaleleri. Benden önceki değerli milletvekilinin de söylediği gibi, kur müdahalelerinde, sizin kur piyasasına müdahalelerinizde bir şeffaflık göremiyoruz biz milletin vekilleri olarak. Bize dediğiniz şey "KKM'de dövizini yatıranlarla biz dövize müdahale ediyoruz." fakat bilançolarınız ile bu söyleminiz birbirine uyuşmuyor. Mesela, ihracatçıdan aldığınız döviz gelirleri ne kadar, bunun ne kadarıyla dövize müdahale ediyorsunuz? Dövizde gördüğümüz bu ani sıçramalardan sonra yatay seyir ne anlam ifade ediyor? Bunlar piyasanın normal seyriyle çok açıklanabilir şeyler değil. O yüzden bizler milletin vekilleri olarak sizden şunu bekliyoruz: Kura müdahale ettiğiniz zaman bunu daha şeffaf bir şekilde bizlerle paylaşın. Bir kura müdahale patikanız varsa aklınızda, bir hedefiniz varsa onu bizlerle paylaşın çünkü bu kurdaki ani zıplamalar başta iş dünyası olmak üzere toplumun geniş kesimlerini oldukça olumsuz etkiliyor.

Bir nokta daha var, bu da insan kaynaklarıyla ilgili ve bu da önemli bir nokta. Sizler belki farkında değilsinizdir ama sizden önceki yönetimde çok değerli ekonomistler, çok değerli Merkez Bankası araştırmacıları, çok değerli insanlar mobbinge maruz kaldılar. Ben burada arka sıralarda öğrencilerimi gördüğüm zaman çok mutlu oluyorum; onlar çok kıymetli insanlar, sizler de kıymetli bürokratlarsınız ama sizin kadar kıymetli bürokratlar, devletin bürokratı olmanın sorumluluğunu yerine getiren insanlar geçmiş dönemde bir mobbinge maruz kaldılar; şubelere sürüldüler, istifaya zorlandılar. Merkez Bankası aynen bir zamanlar bu iktidarda kapatılan Devlet Planlama Teşkilatı gibi Türkiye'nin en güzide kurumlarından bir tanesiydi ve aynı zamanda bir okul olma özelliği taşıyordu ve o okulda çok şey öğrenen...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Özlale, sürenizi uzatıyorum, toparlayın lütfen.

Buyurun.

ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Ve eminim ki sizlere bu politikanızda yardımcı olacak olan birçok insan sadece devlet memuru olmanın gereğini yerine getirdiği için, o devlet memuru olmanın itibarıyla hareket ettiği için geçmiş dönemde sürüldü, şubelere gönderildi. Lütfen iki şey yapın: Birincisi, Merkez Bankasında yetişmiş bu değerli insan kaynağından ne olur özür dileyin. İkincisi, bu insanların tek gayesi tekrardan Merkez Bankasına gelip sizlere yardımcı olmak. Bu enflasyon belasından siz bizi kurtarmaya çalışırken onlardan çok şey öğrenebilirsiniz. O yüzden de ikinci olarak benim size yapmanızı tavsiye edeceğim şeylerden bir tanesi de Merkez Bankasında o birikimli, enflasyonla nasıl mücadele edeceğini bilen, kurumsal hafızaya sahip ve bir devlet memuru, devlet bürokratı olmanın onurundan hiçbir şey kaybetmeyen bu insanları yeniden Merkez Bankasına kazandırın.

Teşekkürler, sağ olun.