Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu'nun 42'nci maddesi gereğince Merkez Bankasının faaliyetleri hakkında bilgilendirme sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 03 .10.2023 |
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Merkez Bankası Başkanımıza teşekkür ediyoruz bu güzel sunum için; hazırlanmışlar, öyle anlaşılıyor. Bu kolay bir iş değil tabii. Özellikle son iki yılda, 2021 Eylül ayından beri yaşananlar Türkiye'de -ben onları kaybolan yıllar diye nitelendiriyorum- aslında çok ciddi çalkantıların olduğu ve ekonomide ciddi sıkıntıların olduğu bir dönem oldu. Tabii, son dört aydan beri bir değişiklik, hem Hazine ve Maliye Bakanının değişmesi hem de Merkez Bankası Başkanı ve yönetiminin...
(Uğultular)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Türeli, bir saniye.
Değerli arkadaşlar, Sayın Türeli konuşuyor, salonda sükuneti tesis edelim. Kendi arasında konuşacak olan arkadaşlarımızı salonun dışına alalım. Sayın Hatibin insicamını lütfen bozmayalım. Bir daha bu uyarıyı lütfen salonda yapmayalım. Tüm katılımcılara, basın mensuplarına veya diğer kamu görevlilerine bunu ifade etmek istiyorum. Bir daha da bu müdahaleyi yaptırmak zorunda bırakmayın beni.
Sayın Türeli, devam edin.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Evet, teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dediğim gibi, tabii, bütün bu olanlar aslında ciddi anlamda kamuoyunda da ne oluyor, ne bitiyor gibi kuşkular yaratmıştı ama değişiklikler oldu ve buna dayalı olarak da son dört ayda faiz artırımı var. Fakat baktığım zaman şunu görüyorum: Önce 7,5 puanlık artış, sonra 2,5 puan, sonra 7,5 puan yeniden, sonra bakıyorum 5 puan... Yani böyle farklı oranlarda faiz artırımının nedeni nedir? Çünkü baktığım zaman para politikası kararlarına, o açıklamalarda çok göremiyorum onları çok benzer şeyler yazılıyor. Hani, neden... Önce bir başladınız, 8,5'tan 15'e çıkardınız, sonra 15'ten daha yukarıya doğru çıkmadı ama enflasyon yükselmeye devam ediyordu aslında ve aynı zamanda temmuz ayı ciddi anlamda zamların da geldiği bir dönemdi, ciddi anlamda zamlar olmuştu ekonomi içinde, KDV oranlarında, ÖTV oranlarında artışlar olmuştu, sonra 17,5 oldu, sonra yeniden tekrar bir hız kazandı. Yani bu aslında... Ne oluyor? Bir deneme yanılma yöntemi mi var yoksa bir... Ne var bunun altında, ben bunu gerçekten öğrenmek istiyorum. Bir de bundan sonra ne olacağına ilişkin olarak da önemli yani ne olacak? Yıllık enflasyon yüzde 61,5 oldu bu ay itibarıyla, sonuçta "65" diyorsunuz ki 65'in de üstüne çıkma olasılığı yüksek gözüküyor; 65'in tutması için son üç ayda ortalama 3,2'lik bir artış gerekiyor ama onun üstünde olur. Yani biz genel olarak enflasyon trendine baktığımız zaman -ve bugün yaşadığımız dövizdeki yükseliş devam ediyor- 70-75 aralığı gibi... Yani siz ne yapacaksınız bu konuda, izleyecek misiniz bu süreci; onu bir sormak istiyorum.
Tabii -biraz önce, sizin sunuşunuzdan önce de söylemiştim- Hazine 2022 yılında bu kur korumalı mevduat sisteminden üzerine düşen 92,4 milyarlık bir kur zararını karşıladı. 2023'te torba kanunla çıkıp da Hazinenin kur zararının da Merkez Bankasına devredildiği tarihe kadar -15 Temmuz sanıyorum- 59,5 milyarlık bir kur zararı var; toplam 152 milyar oluyor. Merkez Bankası açıklamıyordu fakat o görüşmeler sırasında sorduk, 2022 için 72,8 milyar lira gibi bir rakam verildi; aslında farklı farklı rakamlar dolaşıyordu. Şu an itibarıyla ne oldu yani şu anda geldiğimiz noktada ne kadardır? 2022'yi biliyoruz ama dediğim gibi, temmuzdan itibaren de sizde gidiyor; eylül sonu itibarıyla Merkez Bankasının yüklendiği kur zararı ne kadardır, bu rakamı bilmek istiyoruz, biz de bilmek istiyoruz, Türkiye de bilmek istiyor bunu; bu son derece önemli. Eğer "açıklık" "şeffaflık" diyorsak ve iletişim stratejilerini daha iyi işleyen bir biçime getireceksek -ki o, bütün konuşmaların hepsinin altında var, zımni olarak da içeriyor- bunun açıklanması gerekiyor.
Biz uzun zaman hep şunu gördük aslında, daha önce 2019'dan itibaren de: Merkez Bankası döviz satıyor direkt döviz satmıyor ya da döviz satım ihalesi açmıyor, "arka kapı politikası" dediğimiz... Artık "arka kapı politikası" terimi de yerleşti, başka bir ülkede yok herhâlde bu. 2019'da Hazineyle yapılmış bir protokol üzerinden kamu bankaları eliyle döviz satıldı ve orada da bir "128 milyar dolar" rakamı çıktı, ciddi anlamda konuşuldu bu rakam. Orada da "Neden bunu yaptınız? Neden direkt, doğrudan satmadınız; Hazineyle protokol üzerinden sattınız? Kime sattınız? Hangi döviz kurlarından sattınız? Oluşan hazine zararı ne?" diye bunların hepsini sorduk. Fakat ilginç olan şu: Sonrasından da anlaşılıyor ki bu döviz satımı devam ediyor yani Merkez Bankası olarak döviz satmaya devam ediyor musunuz, bunları göremiyoruz. Bu "arka kapı politikası" hâlâ devam ediyor mu? Yani bu konuların da kamuoyunun gündemine sunulması önemli çünkü döviz kurundaki yükselişlerin... Belli noktalarda bazen sabitleniyor, çok fazla artmıyor. Anlaşılıyor ki aslında bir biçimde bir döviz satışı var, buna ilişkin olan rakamları da bizimle paylaşırsanız memnun oluruz.
Para Politikası Kurulu kararlarında da hep "Orta vadede yüzde 5 enflasyon hedefine ulaşıncaya kadar devam edeceğiz bu politikalara." diyorsunuz. Orta vade nedir Allah aşkına? 2026'da yüzde 8,5... Yani orta vadeden kastınız nasıl bir vadedir, onu anlayamadım. Eğer "Önümüzdeki üç yıl sonunda yüzde 8,5." diyorsanız ve "Orta vadede yüzde 5." diyorsanız orta vadeden kastınız 2035-2040 mıdır acaba? Çünkü bu zaten adı üzerinde orta vadeli program. Bizim sistemimizde beş yıllık kalkınma planları vardı geçmişte, bir de onun yıllık dilimlerini oluşturan yıllık programlar vardı fakat sonra 5018 sayılı Yasa'yla "orta vadeli program" girdi mevzuatımıza; "rolling plan" dediğimiz, her yıl bir yıl ileriye ittirilen bir plan, güzel de ama dediğim gibi, buradaki orta vade nedir yani ne zaman yüzde 5 olacak? Çünkü daha önceki yıllarda ben şunu da hatırlarım: Bir dönemde yüzde 5 değil yüzde 3'ler hedefleniyordu, sonra onlar yüzde 5'ler noktasına geldi.
Son olarak şunu söylemek isterim: Yakın zamanda, eylül başında orta vadeli program da çıktı fakat orta vadeli programa baktığımız zaman -tabii, işin birçok ayağı var burada; para politikası, maliye politikası, gelirler politikası, yapısal bir kısım önlemler, söylenenler var- sizin buradaki iddialı enflasyon hedefleriniz -dezenflasyon- 2024'te biraz zor olacak gibi gözüküyor çünkü maliye politikasında bütçe açığı devam ediyor, millî gelirdeki payı hemen hemen aynı yani bütçe açısından, maliye politikası açısından bir şey yok. 2024 yılındaki kur artışı yüzde 54 olarak öngörülmüş, sizin dediğiniz yüzde 33'ün de üzerinde, neredeyse deflatör seviyesinde. Yani onun dışında büyümenin yeniden devam edeceği varsayımı adı altında ki siz de ısrarla bu konuşmanızda hep vurguladınız, bir taraftan tabii ki Merkez Bankasına kanunla verilmiş görev fiyat istikrarını sağlamak ama aynı zamanda da sürdürülebilir bir büyümenin de önemli olduğunu söylediniz, zaten kanunda da öyle yazıyor yani çelişmediği sürece fiyat istikrarıyla büyümenin de istihdamın da dikkate alınacağını söylüyor. Burada da baktığımız zaman çelişkili gözüküyor, bu orta vadeli programdan bu şekilde sizin de açıkladığınız o para politikası çerçevesi ve o dezenflasyon süreci çok olacak gibi gözükmüyor.
Biraz çok oldu galiba sorular ama genel olarak merak ettiğimiz konulardı bunlar.
Teşekkür ederim.