KOMİSYON KONUŞMASI

ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Değerli Başkanım, Sayın Bakanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, İçişleri Bakanlığımızın değerli bürokratları, değerli basın mensubu arkadaşlarım; hepinizi hürmetle selamlıyorum.

Bugün 2016 yılı bütçesini görüştüğümüz İçişleri Bakanlığımız, ülkemizin en köklü geleneğine sahip bakanlıklarından bir tanesi. Güvenlikten nüfusa, mahalli idarelerden sahil güvenliğine, illerin idaresinden göç politikalarına ve sivil toplum kuruluşlarının desteklenmesine kadar çok geniş bir yelpazede vatandaşlarımıza hayatlarının her alanında hizmet veren bir bakanlıktır.

Mülki idare amiri kökenli biri olarak ben de İçişleri Bakanlığının ülkemizin her köşesinde güvenlik ve huzurun sağlanması, vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetlerini özgürce ve rahat bir ortamda kullanabilmelerinin teminat altına alınabilmesi için devletin varlık sebebi olan çok önemli görevini yerini getirmekte olduğunu yakından bilen bir kişiyim.

Değerli arkadaşlar, İçişleri Bakanlığının temel görev alanları içinde yer alan, kamu düzenini ve güvenliğini sağlama konusunda ülkemizin son dönemdeki en önemli gündem maddesi terördür. Terör, hiç kuşku yok ki ülkemizin yıllardır mücadele ettiği en önemli millî güvenlik sorunudur. Türkiye, geçmişten bugüne kadar farklı amaçlara sahip çok sayıda terör örgütünün hedefi olmuştur. Ülkemizde yaşanan terör olayları nedeniyle pek çok ocağa ateş düşmüş, terör saldırılarıyla çok sayıda güvenlik mensubumuz şehit olmuş ve vatandaşlarımız hayatlarını kaybetmişlerdir. Memleketimizde kamu düzenini ve güvenliğini sağlamak için gece gündüz görev yaparken şehit düşen kahraman güvenlik güçlerimizi bu vesileyle minnetle anıyor, kendilerine Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve gazilerimize sağlık, sıhhat diliyorum.

Vatandaşlarımızın kadın-erkek, çocuk-yaşlı demeden can vermesine ve güvenlik güçlerimizin şehit olmasına neden olan terör saldırıları, geçtiğimiz yıl milletvekili genel seçimleri sonrasında farklı saiklerle hareket eden terör örgütleri tarafından tırmandırılmıştır. Sözüm ona amaçları ve hedefleri birbirine zıt olan bu örgütlerin ortak noktası ülkemizin dirlik ve güvenliğine, vatandaşlarımızın canına ve huzuruna kastetmiş olmalarıdır.

AK PARTİ hükûmetleri döneminde istismar konusu hâline getirilen pek çok hukuki, siyasal ve toplumsal sorun, insan hakları ve demokratikleşme reformları hayata geçirilerek çözülmüştür. Hükûmetlerimizin döneminde ülkemiz, her sorunun demokratik hak arama yöntemleri kullanılarak çözülebildiği gelişmiş ülkelerin hukuk standardına ulaşmıştır. Yapılan tüm demokratik reformlara rağmen terör eylemlerinden vazgeçmeyen insanlık dışı örgütlerle mücadelemiz her alanda ve büyük bir kararlılıkla devam etmektedir. Devletimizin terörle mücadelesinde İçişleri Bakanlığımız çok önemli fonksiyonları yerine getirmektedir.

Ben, burada, Sayın Bakanımıza ve İçişleri Bakanlığımızın kıymetli mensuplarına bu azimli ve başarılı mücadele için teşekkür ediyorum.

Hükûmetlerimizin terörle mücadeleye verdiği önem, terörden zarar gören vatandaşlarımızın zararlarının karşılanmasında da görülmektedir. Bu kapsamda Hükûmetimiz, terörle mücadelede bütün imkânları seferber etmekte; vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak, ülkemizin birlik ve beraberliğini güçlendirmek için her türlü tedbiri almaktadır. Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun çerçevesinde terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören vatandaşlarımızın zararları karşılanmaktadır. Bugüne kadar terörden zarar gören vatandaşlarımıza toplam 3 milyar liranın üzerinde ödeme yapılmıştır.

Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu'nun geçtiğimiz hafta Mardin'de açıkladığı Kardeşlik ve Birlik Master Planı veya Birlik, Huzur ve Demokrasi Eylem Planı da bu açıdan çok önemli ve çok değerlidir. Kapsamlı bir demokratik reform süreciyle birlikte, terörden zarar gören bölge halkının ekonomik kayıplarının karşılanacağı adımları içeren, hem bütün yaraları saracak bir toplam sosyal seferberliğin hem de kamu güvenliğini milletle birlikte inşa edecek müjdelerin başta bölge halkına ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Değerli arkadaşlar, bilindiği gibi İçişleri Bakanlığı iç güvenlik hizmetlerini, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı vasıtasıyla yürütmektedir. Emniyet teşkilatımızın, kamu düzenini bozan, insan hayatı ve sağlığı için tehlike arz eden siyasi, ekonomik ve sosyal düzeni olumsuz yönde etkileyen, toplumsal yapıyı derinden zedeleyen, toplumun huzurunu bozan bütün suç örgütlerine karşı mücadeleyi başarıyla sürdürmekte olduğunu görmekteyiz.

Emniyet teşkilatımız, imkânsızlıklar içinde hizmet vermeye çalışan bir güvenlik teşkilatı yerine çağın gerektirdiği imkânlara sahip olan ve ileri teknolojiyi başarıyla kullanabilen bir güvenlik teşkilatı olmuştur. Ekonomi alanında önemli başarılar sağlayan hükûmetlerimiz de Emniyet Genel Müdürlüğü bütçesini 2002 yılından günümüze 10 kat arttırarak 2016 yılında 21,1 milyara çıkartmıştır.

Ülkemizin alan olarak yüzde 93'ü Jandarma görev ve sorumluluk bölgesindedir. Askerî bir güvenlik ve kolluk kuvveti olan Jandarma Genel Komutanlığımızın, vatan toprakları üzerinde görev yaptığı her noktada emniyet ve asayiş ile kamu düzeninin korunmasını sağlamak; mevzuatla verilen mülki, adli ve askerî görevlerini yerine getirmek; terör, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele etmek gibi kanunların öngördüğü diğer bütün görevleri üstün bir vazife anlayışı, sarsılmaz disiplini, yüksek fiziki ve moral gücüyle yerine getirme azim ve kararlılığı içinde olduğunu görüyoruz.

Devletimizin terörle mücadelede kapasitesini artırmak adına yapılan en önemli kurumsal reformlarından biri de hiç kuşkusuz İçişleri Bakanlığımıza bağlı Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığının kurulması olmuştur. Müsteşarlığın kurulmasıyla birlikte terör sorunu çok boyutlu bir bakış açısıyla ele alınmakta ve bilimsel verilerden hareket edilerek kapsamlı politika ve stratejiler geliştirilmektedir.

Müsteşarlık, farklı disiplinlerden pek çok uzman ve akademisyenle birlikte terör sorununun çözümüne önemli katkılar sağlayacak politika ve stratejiler geliştirme görevini yerine getirmektedir.

Ülkemizin toplam 8.484 kilometre uzunluğundaki kıyı şeridinin kara sularımızın ve ülkemizin yüzölçümünün yaklaşık yarısı büyüklüğündeki 378 bin kilometrekare deniz yetki alanımızın güvenliğinin de İçişleri Bakanlığımız Sahil Güvenlik Komutanlığı eliyle sağlamaktadır.

Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin bulunduğu coğrafya kadimden beri önemli göç rotaları üzerinde yer almıştır. Tarihinde çok büyük göç süreçlerine tanıklık ve ev sahipliği etmiş bir ülkeyiz. Bulunduğumuz coğrafyada göçmenlere kapılarını açan, ihtiyaç duyanları koruma altına alan, kimsesizlerin kimsesi olan, mazlumların ve dünyanın dört bir tarafında zulme uğrayanların sesi olan ve onlara yardım etmeye çalışan, dünya kamuoyu tarafından da saygı duyulan bin yıllık köklü bir merhamet toplumu olma geleneğimiz bulunmaktadır.

Son dönemde de Türkiye'nin artan ekonomik gücü ve istikrarı, ülkemize yönelik göç hareketleri için bir çekim unsuru oluşturmaktadır. Yakın bir zamana kadar "transit ülke" olarak nitelenen Türkiye, artan ekonomik gücü ve istikrarıyla göç hareketleri açısından artık bir hedef ülke hâline gelmiştir. Kuşkusuz iyi bir göç yönetim sistemi için kurumsal yapılanma hayati önemi haizdir. Ülkemizde göç alanında kurumsal yapılanmaya duyulan ihtiyaç, İçişleri Bakanlığına bağlı olarak kurulan Göç İdaresi Genel Müdürlüğüyle giderilmiştir.

Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün kuruluşunu da içeren Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı'nı 24'üncü Yasa Döneminde yasalaştırmıştık. Bu Kanun'un komisyon görüşmelerinde kurulan alt komisyonun başkanlığını da yaptığım dönemde Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün ne kadar önemli bir iş ve işlevi olacağını görmüştük. Yeni kurulmuş olmasına rağmen Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ilk sınavını Suriye krizi gibi zorlu bir konuyla vermiştir.

Değerli arkadaşlar, ülkemizin ve Avrupa'nın son dönemdeki en önemli konusu, Suriyeli sığınmacılar konusudur. Bilindiği gibi Ekim 2014'te yürürlüğe giren Geçici Koruma Yönetmeliği'yle 28 Nisan 2011 tarihinden itibaren Suriye'de meydana gelen olaylar sebebiyle geçici koruma amacıyla Suriye Arap Cumhuriyeti'nden kitlesel veya bireysel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşları ile vatansızlar ve mülteciler uluslararası koruma başvurusunda bulunmuş olsalar dahi geçici koruma altına alınmıştır.

5 Şubat 2016'dan itibaren ülkemizde kayıtlı olarak bulunan Suriyeli sayısı 2 milyon 600 bin ve yaptığımız toplam harcama da 8,2 milyar dolara ulaşmıştır. Bizler bu konuda çağın vicdanı olmak durumundayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kavaklıoğlu, ilave süre vereceğim, lütfen, toparlayın.

ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde) - Bitmek üzere Başkanım. Teşekkür ederim.

Sözlerime son verirken taşrada devletin, Hükûmetin ve ayrı ayrı tüm bakanlıkların temsilcisi olarak kendilerine verilen görevleri özveri ve gayretle fiilen 7 gün 24 saat yerine getiren mülki idare amirlerinin yetki, görev ve sorumluluklarıyla özlük hakları arasında bir denge kurulacağı konusunda gerekli çalışmaların yapılacağı temennisini paylaşmak istiyorum.

Sayın Bakanım, bu konudan en iyi siz anlarsınız eski bir mülki idare amiri olarak. Gerçekten mülki idare amirlerimizin çok büyük bir sıkıntısı var özlük hakları konusunda. Bu konuda somut bir gelişme bekliyoruz. Hep beraber, inşallah, biz de destek olacağız.

Son söz: Vatandaşlarımızın korku ve endişeden uzak, huzur ve güven içinde bir hayat yaşaması için çalışan İçişleri Bakanlığımızın tüm mensuplarına teşekkür ediyor, 2016 yılı bütçesinin İçişleri Bakanlığımıza, ülkemize ve milletimize hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, herkese saygılar sunuyorum.