İBRAHİM UFUK KAYNAK (Ordu) - Efendim, ben Ordu'da doğdum, büyüdüm; ilk, orta, liseden sonra Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümünü bitirdim. Ama genelde hep medeniyetlerle ilgili ki medeniyetlerin ne olduğunu anlamaya çalıştım; medeniyetler üzerindeki milletlerin karakterleri, medeniyetlerin oluşumu, birbirleriyle mücadeleleri... Yaklaşık otuz altı yıldır yurt dışında yaşıyor idim iki sene öncesine kadar.

Şimdi, ilk dönemim, milletvekiliyim. Millî Savunma Komisyonunda olmayı çok istedim, 1'inci sıraya yazmıştım, geldiğinde bayram ettim. Benim için çok önemliydi çünkü hayatım boyunca hep strateji geliştirdim, hangi milletler ne yapabilir, önümüzdeki yirmi yıl, elli yıl ve yüz yılda neler olabilir? Tabii, bunların hepsini yapabilmek için bundan önceki tarihi çok iyi bilmek lazımdı, dinlerden ve medeniyetlerden başlayarak tarihi öğrendim. Mısır'ın ölüler dininden bütün Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık, İslamiyet, ayrıca Uzak Doğu dinleri ve medeniyetlerin hangisinin dünya üzerinde nasıl bir etki yaptığını bulmaya çalıştım. Avustralya Melbourne'da Victoria Üniversitesinde küresel strateji, sömürgecilik ve kolonileşme konularında araştırmalarda bulundum. Samuel Huntington'ın "Medeniyetler Çatışması" diye bir tezi vardı, "The Clash of Civilizations"; medeniyetler birbirleriyle savaşacaklar ve en sonunda...

BAŞKAN HULUSİ AKAR - Çöktü.

İBRAHİM UFUK KAYNAK (Ordu) - Ben "Anglosakson medeniyeti ile İslam medeniyeti arasında başlayabilecek olan bir savaşı nasıl engelleriz?" konusunda bir araştırma üzerindeydim ama ne yazık ki o savaş başlamış oldu. Bunun diğer tarafında da, dediğim gibi-- hayatım boyunca hep strateji geliştirdim, kendi kendime. Böyle bir dönemin geleceği aklımın ucundan hiç geçmedi ama tabii ki karar verici vermiş. Ben hep şöyle düşündüm efendim: Amerikalıların bir projesi var...

BAŞKAN HULUSİ AKAR - Pardon, sizin yurt dışı Avustralya mı?

İBRAHİM UFUK KAYNAK (Ordu) - Evet, Avustralya ama ben 70'e yakın ülkede bulundum.

BAŞKAN HULUSİ AKAR - Hayır yani merkez Avustralya.

İBRAHİM UFUK KAYNAK (Ordu) - Evet, Avustralya Melbourne'da.

Okyanusların kontrolü, ani müdahale, tehdit, potansiyel DARPA projeleri üzerine araştırmalarda bulundum. Özellikle bu "Defence Advanced Research Projects" denilen, Amerikalıların 59'da başlayıp 74'te aktif ettiği bu DARPA projesinin 9'uncu maddesinin... Amerikalılardan evvel Türkiye'nin TCG ANADOLU'nun üzerine insansız hava araçlarını operasyonel hâle getirerek yerleştirmesiyle bir tık öne geçtiği için Batı medeniyetinin son derece sinirlendiğini ortaya koydum, buldum ve buradan yola çıkarak da "Önümüzdeki yıllarda hangi milletler yeryüzünde nasıl bir çalışma yapıyorlar, ne yapmak istiyorlar?" Örnek veriyorum, 7 Haziranda Amerika ile İngiltere arasında Atlantik Deklarasyonu imzalandı -ki bu 1952 ve 1959'da revize edilmiş, hatta NATO'yla da bağlantısı vardır- okyanusların Anglosaksonlar tarafından kullanılmasını içeren, dünya ticaretinin, ham madde kaynaklarının ve enerji yollarının sadece kendi ellerinde bulunmasını içeren bir projeydi. Ben "Bunlara karşılık biz ne yapabiliriz?" fikrinin üzerine gittim ve onun üzerinde yoğunlaştım, şu anda da hâlâ devam ediyorum. "Acaba Türkiye'nin önümüzdeki yirmi beş yılı, elli yılı ve yüz yılı nasıl olmalı, neler yapmalıyız?" Bu konuda da ben özellikle Deniz Kuvvetlerinin son derece önemli olduğunu gördüm çünkü okyanuslar hâlâ Barbaros Hayrettin Paşa'mın dediği gibi küresel dünyaya yön veren... "Okyanusları elinde bulunduran dünyayı elinde bulundurur." diyor ama o Amerika'nın Generali James Stavridis'ten biraz daha farklı çünkü vicdani bir medeniyetin temsilcisi olarak bunları söylüyor.

Ben bütün araştırmalarımı onların üzerine yaptım ve ben bu yüzyılın hakikaten bizim yüzyılımız olacağına inanarak söylüyorum bunları; onun için hep üzerinde düşündüm.

Burada olmaktan çok memnunum. Hulusi Bey'i çok seviyorum, zaten önceden de takip ediyordum. Türk devletini çok seviyorum.

Biz medeniyet yarışına başladığımızda yeryüzünde Elamlılar, Akadlılar, Mısırlılar falan vardı, şu anda onlardan hiç kimse yok, biz hâlâ varız. Bundan sonra ki yüzyıl sonra da geriye baktığımızda bugün gördüğümüz güçlü devletlerin çoğunun olmadığını ama bizim olduğumuzu göreceğimize inanıyorum. Bunun için de son derece güçlü bir Silahlı Kuvvetlere ihtiyacımız var, özellikle Deniz Kuvvetleri konusunda diyorum.

Teşekkür ediyorum.