Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
Konu | : | Türkiye'nin dijital dönüşümüne ve 28'inci Yasama Dönemi'nde Komisyonun yapacağı çalışmalara, izleyeceği yol haritasının belirlenmesine ilişkin görüşmeler |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 1 |
Tarih | : | 13 .07.2023 |
BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Yok Sayın Başkan, sataşmak değil bir eleştiriye cevap verme niyetim var sadece ama ondan önce şunu belirtmek istiyorum: Ahmet Bey "Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler." sözünün tarihsel bir kökeni bulunamadığını söyledi. Ya, doğru olabilir, böyle olabilir yani "Ekmek bulamıyorlarsa pasta yani makarna yesinler." sözü aslında dönemin ruhuna dair bir sembol, bir slogan. Fransa'da halk büyük bir açlıkla kıvranıyordu, çitlemelerle tarım arazilerinden kovulmuştu, büyük şehirlerde özellikle de Paris'te sokaklarda yaşayan, tek odaların içinde birkaç ailenin yaşadığı bir hayat vardı yani hepimiz bunu okumuşuzdur diye düşünüyorum. Büyük bir sefalet, açlık, yoksulluk ve yüksek oranda çocuk ölümleri gibi bir gerçeklikte sarayda büyük bir sefahat içerisinde yaşayan bir soylu takımı, hâliyle halkın da buna öfkesi bir noktada patladı. Bu söz söylenmiş olabilir, olmayabilir. Şunu söylemek için Sayın Vekil, buna atıfta bulundum: Bazen "dezenformasyon" dediğimiz şeyin altında yatan toplumsal gerçekliği görmek zorundayız.
AHMET BÜYÜKGÜMÜŞ (Yalova)- Tam bu işte mesele. Yani bir toplumsal gerçeklik var diye ben bir yalan uydurayım, hiçbirimiz demeyelim...
BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Mesele bu değil yani mesela biz de 1789'u anlatırken "Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler." dedi Marie Antoinette ve sonra da kadını öldürdüler diye anlatmıyoruz. O dönemin yargı mekanizmasının idam cezasını halka karşı kullanmasının da bir sonucu belki halk da bu yöntemi alıp yargının sahiplerine karşı kullanmış. Bugün, çok şükür ki evrensel hukuk normları var ve idam gibi geri dönülemez bir cezanın uygulanmasından kurtulmuş bir ülkeyiz, bir Meclisiz.
Zeynep Vekil "basın özgürlüğü" dedi, önemli bir meseledir, o noktada birkaç şey söylemek istiyorum. Öncelikle basın kartları meselesine Sayın Vekil değindi. Evrensel gazetesinin 11 Temmuz tarihli haberi; Evrensel gazetesi çalışanlarının, basın sigortasıyla çalışan basın emekçilerinin İletişim Başkanlığına başvurularının epey bir süre bekletilmesi sonucu açılan davaları İletişim Başkanlığı kaybettiği için başvurular işleme alınmış fakat bu sefer de Basın Kartı Komisyonuna göndermemiş. Komisyonun bu hafta toplanması bekleniyormuş. Bununla ilgili gelişmeye bakamadım fakat...
ŞEBNEM BURSALI (İzmir) - Komisyon pazartesi toplandı.
BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Peki, basın kartlarına dair bir bilginiz var mı?
ŞEBNEM BURSALI (İzmir) - Basın kartları verildi.
BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Çok teşekkürler.
Misalen basın kartlarının böyle uzun sürelerle basın emekçilerinden alıkonulması, verilmemesi basın özgürlüğü açısından önemli bir meseledir. Keza basın kartlarının verilmemesine dair önemli bir sorun da biliyorsunuz, yasada "terör" meselesi var ve terörden yargılanan birkaç basın emekçisinden, gazeteciden bahsedeceğim. Osman Şiban ve Servet Turgut'un Van'da askerlerce helikopterden atıldığına dair haberi yapan Mezopotamya Ajansı Muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur; JinNews Muhabiri Şehriban Abi ve Gazeteci Nazan Sala hatırlarsanız bu haber üzerinden tutuklanmıştı ve bu arkadaşlarımızın duruşmaları 21 Ekime ertelendi, devam ediyor, terör örgütü üyeliğinden yargılanıyorlar. Servet Turgut vefat etti, Osman Şiban ise ölmemesinin cezasını çekiyor, kendisine yargı eliyle ceza verildi.
Bir başka haber, Kemal Kurkut'un vurulma anının fotoğraflarını çeken Gazeteci Abdurrahman Gök bu haberler nedeniyle on sekiz ay ceza aldı ve dün, yaptıkları haberler nedeniyle yargılanan, iddianame böyle olduğu için söylüyorum... Sevgili Sevilay Vekilimiz gelebilseydi o daha ayrıntılı anlatırdı, pazartesi günü bu dosya üzerinden hazırladığı bir basın özgürlüğü raporunu bu Mecliste de bir basın toplantısıyla duyurdu; kendisi biliyorsunuz iletişim alanında çalışan bir hocamız ve KHK'li bir barış akademisyeni, alana dair oldukça geniş bilgileri var, bizi daha çok bilgilendirirdi. Aslında basın özgürlüğü meselesinde bu birkaç örnek önemlidir. Her ne kadar daha dijital alanları tartışsak da dijital alanlarda da yayılan... Örneğin Mezopotamya Ajansı ve JinNews, dijital mecralarda yayın yapan ve kendi haberlerini, enformasyonunu da dijital mecrada yayan ajanslar. Bu önemlidir diyorum.
Bu "IŞİD emiri" meselesinde dezenformasyon tartışması önemli. Birkaç haberle... Öncelikle "Ankara Keçiören" demiştim yanlış hatırlamıyorsam, yanlış, Gölbaşı. Bu haberin tarihi 22 Haziran; IŞİD'in Irak Komutanı Jabbar Salman Ali Farhan Al Issawi'nin yakın koruması 2014'te Şengal'de esir aldığı ve Türkiye'ye getirdiği Ezidi kadını yıllardır esir tutuyor ve bu sene kadın kurtarılıyor. Bahsettiğim haberlerden biri buydu.
Bir başkası; örneğin, Irak'ta IŞİD adına üst düzey yöneticilik yapmış Ebu Yusuf'un yine Ankara'da yakalanmış olmasıydı. Böyle haberleri basit bir internet taramasıyla bulabildiğimiz gibi, kimsenin yalanladığını benim en azından bilmediğim... Eğer yalanlandıysa, eğer yargı bunlara dair karşı bir karar çıkarttıysa bilgilenmek isterim ama benim bildiğim kadarıyla yok. Bu anlamıyla dezenformasyondan ziyade büyük emekler ve bedeller ödeyerek haber yapan gazetecilerin, basın emekçilerinin ve bu Komisyonun konusu olan insanların haberlerinden yararlanarak bunları söylüyoruz. Tabii, bu, haberlerden bir kısmı, örneğin, bu IŞİD'lilerin emir ve militanlarının tutuklandığına dair.
ZEYNEP YILDIZ (Ankara) - Dolayısıyla mücadele var yani...
BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Mücadele yok demiyorum ama barınabildiklerini düşünüyorum, arada böyle bir fark var Sayın Vekilim.
ZEYNEP YILDIZ (Ankara) - O sizin kişisel kanaatiniz. Biz de burada bu mücadeleyi vurgulamak mecburiyetindeyiz çünkü bu mücadele değerli bir mücadele ve bu uğurda şehitler veriyoruz. Dolayısıyla, burada...
BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Kürt halkı, Ezidi halkı yaşadıkları bölgede doğrudan bu cihadist çetelerle karşı karşıya kalarak en büyük bedelleri ödüyor.
ZEYNEP YILDIZ (Ankara) - Türk askeri o bölgede IŞİD'le, PYD'yle, YPG'yle mücadele ediyor ve mücadelemiz de devam edecek.
BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Bununla ilgili de başka kaynaklarla başka tartışmalar yürütebiliriz elbette.
Benim sözüm bu kadardı Sayın Başkanım.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Teşekkürler.
BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Bir ek yapabilir miyim? İlk sözümde ve bu sözümün başında da unuttum: Sayın Tuncay Özkan'ın annesi için kendisine başsağlığı dilemek istiyorum, umarım, çarçabuk kendisini toparlar ve çalışmalarımıza katılır.
Teşekkürler.