KOMİSYON KONUŞMASI

BURAK DALGIN (Balıkesir) - Teşekkür ediyorum.

Ben hepinizi saygıyla selamlıyorum, Sayın Başkanımızı ve Komisyon üyelerimizi.

Ben Komisyonun bir üyesi değilim ama Komisyonun önemi itibarıyla iştirak etmek istedim.

Ben Balıkesir Milletvekiliyim; DEVA Partisinin de Sanayi, Girişimcilik ve Dijital Dönüşüm Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısıyım. Yani hem profesyonel hayatta hem siyasi hayatta takip ettiğimiz ilgilendiğimiz konular. Komisyonun önemi itibarıyla da hem gelmek, sizlere bir "merhaba" demek istedim hem de bundan sonraki çalışmalarda mümkün olduğunca gelip katkı vermek, dinlemek isterim.

Şimdi, aslında çok güzel konuşmalar yapıldı. Belki bir adım geri gidecek olursak şöyle bir tablo görüyoruz değil mi: Dünyada hep ne oluyor? Önce bir teknoloji değişiyor, ondan sonra toplumsal hayat ve ekonomik hayat değişiyor, ondan sonra siyaset ve hukuk da arkadan gelip bunları toparlamaya çalışıyor. Bu, Sanayi Devrimi'nde de böyle değil mi, demir yolu veya telgraf ortaya çıkıyor, ekonomi değişiyor, toplum değişiyor, şehirleşme başlıyor; arkadan siyasi hayat değişiyor, hukuki hayat değişiyor. Şimdi, biz bunu aynı şekilde yaşıyoruz ama çok daha kıstırılmış bir şekilde yaşıyoruz çünkü işte "Google" dediğimiz, "iPhone" dediğimiz meseleler yirmi yıllık, otuz yıllık meseleler. Yani çok sıkıştırılmış bir şekilde, daha önce yüz senede olan değişimleri yaşıyoruz. Bu da hakikaten siyasete ve hukuka önemli bir yük yüklüyor.

Buna baktığımızda aslında 3 tane büyük fırsat ve 3 tane büyük meydan okuma var. Bir tanesi, hürriyetler alanında. Hürriyetler alanında neyi görüyoruz? Bireyler dünyanın her tarafında, Türkiye'de de ama aynı zamanda Fransa'da da Japonya'da da Amerika'da da -fark etmez- bireyler bir mengenede sıkışıyorlar âdeta. Bir taraftan bahsedilen büyük teknoloji şirketlerinin monopolleşmesi meselesi var -yani "Big Tech" büyük teknoloji şirketleri- ama öbür taraftan da devlet otoritesinin teknolojiyi bir baskı aracı olarak kullandığı örnekler var, "tekno otokrasi" yani vatandaşın bir taraftan büyük teknoloji şirketleri, öbür taraftan da teknolojiyi baskı aracı olarak kullanan hükûmetler arasında sıkışma ihtimali var bütün dünyada; bunun bir aşılması lazım. İkincisi, Türkiye özelinde girişimcilik ekosisteminin gelişmesi lazım, çeşitli arkadaşlarımız da buna çok değindiler fakat bilhassa girişimcinin, dijital girişimcinin pazara girmesi önünde çok büyük engeller var. Bu arkadaşlarımızın çok çeşitli alanlarda faaliyet göstermeleri engelleniyor. Bu konuyla alakalı bir görüş peyda etmek gerekiyor diye düşünüyorum. Üçüncüsü de kabiliyet gelişimi, dijital okuryazarlıktan yazılım öğrenmeye kadar, kodlama öğrenmeye kadar uzanan pek çok alanda bu kabiliyetleri geliştirmemiz lazım ki hakikaten Türkiye'nin karşı karşıya olduğu gerçek beka meselesi belki de nüfusumuzun yeni çağın gerekliliklerini öğrenip öğrenmemesi.

Bu vesileyle hem Sayın Başkanımızı hem bütün Komisyon üyelerini saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum.