LÜTFİYE SELVA ÇAM (Ankara) - Sayın Başkanım, ben de çok teşekkür ediyorum, özellikle girişteki böyle bizim için, yeni gelenler için özetiniz de ayrıca değerliydi, çok çok sağ olun.

Tabii, arkadaşlarımızı dinlediğimiz zaman herkesin çok derinlemesine bu konularla ilgili görüşleri, düşünceleri var. Ben birbirimizden de bu Komisyonda çok faydalanacağımızı düşünüyorum ve Hasan Bey'in kaldığı yerden devam etmek istiyorum. Gerçekten bu anlamda bu Komisyona ben de çok önem atfediyorum, özellikle de burada bulunmak istedim bu dönem içerisinde ve çok güzel işlere imza atacağına dair de böyle bir pozitif bir iç âlemimde bir düşüncem var.

Tabii, dijital artık yeni yüzyılın kilit kelimesi hâline geldi ve her başlık baktığımızda kavramsal olarak da pek çok başlığı da içinde barındırıyor. Şu ana kadar söylediklerimizin içerisinde belki yirminin üzerinde dijitali önüne koyduğumuz bir kavramsal var; dijital sağlıktan tutun dijital ticarete, işte, dijital ebeveynlik, dijital gençlik, az önce sizin ifade ettiğiniz şekilde işte, dijital zorbalık, bunu da çok önemsiyorum son dönemlerin en güncel konusu olduğu için. Bir de dijitali çok anlamadan çok geniş kitlelere ulaşan ama bilgi anlamında da derinleşilmemiş bir dijitalden bahsediyoruz çünkü bu işe kafa yoran bir kesim olduğu gibi kafa yormadan, gördüğünü alan ve güncel hayatta da bunu kullanan bir gerçeklikle karşı karşıyayız. 90'lı yıllara baktığımızda -o dönemleri yaşayan bir genç olarak söyleyeyim- aslında soyut bir kavramken 2000'li yıllarda yaptığımız işte, o chatlerle yurt dışındakilerin özellikleri kullandıkları "WeChat"ler ve sanal komşuluklarla birlikte aslında bir bilgisayarın başında dünyaya hâkim olabilecek, her türlü bilgiye hâkim olabilecek bir noktadan bugün geldiğimiz nokta aslında pandeminin de hızıyla birlikte çok daha genişlemiş oldu. Bu anlamda Dijital Mecralar Komisyonumuza büyük bir iş düştüğünü düşünüyorum. Az önce Hasan Bey'in bahsettiği hani bu bölümlerin açılması... Ben bunun bir ileri aşamasının da aslında Komisyonumuzun yüksek lisans ve doktora yapma noktasında da akademisyenleri teşvik etmesi gerektiğini düşünüyorum bu konudaki hem dünya boyutu hem Türkiye'deki durumu hakkında.

Tabii, rakamlar çok önemli, rakamlarla gidiyoruz ve bu noktada da, dijital kalkınma noktasında ülkemizin de bir planının, programının olması gerektiğini düşünüyorum. Buradaki, dünyadaki bu payın ne kadarını biz almak istiyoruz, Türkiye'nin bu anlamda kendini konumlandırdığı nokta ne olacak, bence Komisyonumuzun da bu anlamda bir katkısının olacağını düşünüyorum.

Dijital öfkenin yoğunlaştığı, bu işin sosyolojisinin derinlemesine incelenmesi gerektiği, dijitalin de bir psikolojisinin olduğunu bildiğimiz bugünlerde, bu konulara da kafa yormamız gerekiyor.

Ayrıca, dijital oyunlar... Bu bir sektör ve bu sektörle de ilgili belki de pozitif noktalarını da ortaya çıkarabilecek şekilde dijital oyunlara da kafa yorulması gerekiyor. Bu konuda bu mecranın sahibi olan bir kişinin söylediği "Veriye sahip olan güce sahip olur." Sahip olunan bu verinin nasıl kullanılacağı noktasında da Dijital Mecralar Komisyonumuza ciddi bir iş düşüyor ve "dark web" denildi; bu, hepimizin, dünyanın bir gerçeği, bu konuda da bizim yapacağımız çalışmalar olduğunu düşünüyorum ama en öncelikli -az önce siz bahsettiniz- dijital medya okuryazarlığı, dijital bağımlılık. Tabii ki bunlar bir gerçeklik ama bu noktada bence mecranın, bu Komisyonumuzun hep bu işin nasıl yapılacağı noktasında gençlere, çocuklara daha çok küçük yaşlarda, artık 3 yaşındaki, 2 yaşındaki çocukların elinde telefonların olduğu, akıllı telefonlarla her yere ulaşabildiği, "YouTube"ları açabildiği bir noktada, kullanım noktasında hem ebeveynlerin hem çocukların da ciddi manada bu konularda bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Şimdilik bu kadar Sayın Başkanım. Geçen hafta da söylemiştim, komisyonlar gerçekten beni çok heyecanlandırıyor. İnşallah güzel işlere de imza atacağımıza dair bir fikrimi de beyan ederek konuşmamı sonlandırıyorum.

Teşekkür ediyorum.